Microsoft Word dr. Abdulkadir turgut tez doc



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə61/65
tarix02.01.2022
ölçüsü0,64 Mb.
#2747
1   ...   57   58   59   60   61   62   63   64   65
SONUÇ 

 

Ağır preeklampsi ve Hellp Sendromu özellikle gelişmekte olan ülkeler 

başta olmak üzere maternal-perinatal morbidite ve mortalite oranlarını 

arttırmaktadır. Hastalığın etyolojinin tespit edilmesi için bir çok çalışma 

yapılsada henüz kesin bir sebebin bulunmaması bizi bu hastalığın önlenmesi  

konusunda çaresiz bırakmaktadır. Bununla birlikte preeklampsinin erken tanısı 

ve gerekli tedavinin zamanında yapılması maternal-perinatal morbidite ve 

mortalite riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. 

 

         Literatürlerde diabet, kronik hipertansiyon, önceki gebeliğinde ağır 



preeklampsi ve eklampsi hikayesinin preeklampsi gelişimini arttırdığı belirtilse 

de çalışmamızda maternal risk faktörlerinin bulunmasının  Ağır preeklampsi 

veya Hellp Sendromunun kendi aralarında  karşılaştırıldıklarında  herhangi biri 

için ayrı bir anlam taşımadığını gördük. Bununla birlikte Ağır preeklampsi ve 

Hellp Sendromunun risk faktörleri açısından karşılaştırıldığı henüz yeterli 

çalışma yoktur.  



 

          Hellp  Sendromlu  hastalarda epigastrik hassasiyet Ağır preeklamptik 

gruba göre daha sık görülmüştür. Çoğu çalışmada öne çıkan bu  semptomun 

Hellp Sendromu açısından daha uyarıcı olduğu söylenebilir. 

.  

         Hellp  Sendromlu hastalarda C/S ile doğum oranını  Ağır preeklampsi 



grubuna göre daha yüksek bulduk. Bu durumun Hellp Sendromonun hem 

maternal hem perinatal mortalite ve morbidite açısından Ağır preeklampsiye 

göre daha riskli olması ve doğumun acilen gerçekleştilmesi ihtiyacından 

kaynaklandığını düşünmekteyiz. Ayrıca çalışmamızda özellikle postpartum 

eklampsinin Hellp Sendromunda fazla görülmesi nedeniyle Hellp Sendromu 

olan hastalarda postpartum dönemde dikkatli olmamız gerektiğini söyleyebiliriz. 

 

 



 

78

          Çalışmamızda Hellp Sendromunun tanı kriterleri dışındaki laboratuvar 



bulguları genelde her iki grupta benzer  ve istatistiksel olarak anlamlı değildir. 

Ancak  BUN, kreatinin, hemoglobin ve hematokrit değerlerinin prepartum 

dönemde her iki grup arasında benzer olduğu halde post partum dönemde 

Hellp Sendromunda hemoglobin ve hematokrit değerleri Ağır preeklampsiye 

göre düşük, BUN ve kreatinin değerleri ise yüksek çıkmıştır. Bu durumu Hellp 

Sendromunda gelişen hemolize ve kan kaybının daha fazla olmasına  ve yine 

renal morbiditenin Hellp Sendromunda daha fazla görülmesine bağlayabiliriz. 

Literatür taramamızda her iki grubu hem prepartum hem de postpartum 

laboratuvar bulguları açısından karşılaştıran bir yayına rastlayamadık. 

 

          Hellp  Sendromunda kan ürünleri özellikle de trombosit, eritrosit ve taze 



donmuş plazma transfüzyonun Ağır preeklamptiklere göre oldukça fazla 

olduğunu gördük. Aynı zamanda Hellp Sendromlu hastalarda hematom oranını 

da yüksek bulduk. Her iki durumun Hellpin tanı kriterleri olan trombositopeni ve 

hemoliz sonucu oluştuğunu söyleyebiliriz.. 

 

           HELLP  Sendromu olan hastalarda ABY oranı    Ağır preeklampsili 



hastalara  göre yüksek saptadık.  Yine çalışmamızda Hellp Sendromu olan 

hastalarda en az 1 komplikasyon olan hasta  oranı %62,2 iken Ağır 

preeklampsili hastalarda sadece %17,1 olması Hellp Sendromunda maternal 

komplikasyon açısından daha dikkatli olmamız gerektiğini kanıtlamaktadır. 

Bunların sonucu olarakta annenin yoğun bakım ihtiyacı ve mekanik ventilasyon 

ihtiyacını  Hellp Sendromunda dolayısıyla yüksek çıkmıştır. Görüldüğü üzere 

ciddi maternal komplikasyonlar çalışmalara göre değişebilmekle birlikte 

hepsinde Hellp Sendromuyla daha ilişkili bulunmuştur ve Hellp Sendromu  

maternal mortalite ve morbiditenin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir. 

 

          Hellp Sendromu ve Ağır preeklampsinin aynı anda bulunması postpartum 



komplikasyon gelişimini 8,4 kat arttırdığını ancak yalnız Hellp Sendromu olan 

hastalar ile postpartum komplikasyon gelişimi  arasında diğerlerine oranla 

anlamlı  bir ilişki olmadığını gördük. Yalnız Ağır preeklampsili hastalarda 

postpartum komplikasyon gelişimi diğerlerine oranla %10 daha az saptadık. Bu 




 

79

nedenle Ağır preeklamptik gebelerde Hellp Sendromu açısından sıkı ve düzenli 



bir takip yapılmalı ve eğer Hellp Sendromu ortaya çıkarsa postpartum 

komplikasyonlar açısından hazırlıklı olunmalıdır. 

 

          Oligüri ve batında asit varlığın postpartum komplikasyon riskini arttırdığını 



saptadık. Bununla birlikte  hem hipovolemiye neden olan hem de Ağır 

preeklampsinin  şiddetini belirlemede kullandığımız protein kaybı sonucu 

meydana gelen  batında asit varlığını sadece C/S olan hastalarda tespit 

etmemiz, aynı zamanda ABY ‘nin %90’nın C/S sonrası meydana gelmesi her iki 

durumun postpartum komplikasyon ile ilişkisinde C/S ‘nin de rolünün olduğunu 

söyleyebiliriz   

 

           Nitekim  çalışmamızda C/S olanlarda en az bir postpartum 



komplikasyonu olan hasta oranı %85,2 gibi yüksek çıkmıştır. Bu oranın yüksek 

çıkmasının sebebi hem C/S’nin kendisi hem de C/S ‘a neden olan maternal 

problemler olabilir. 

 

          AST≥70 U/L olmasının postpartum komplikasyon gelişimini 6 kat 



arttırdığını, Trombosit sayımı <100.000/mm³ olmasının  postpartum 

komplikasyon gelişimini 7,7 kat arttırdığını ve Serum kreatinin≥1,36mg/dl 

olanların tümünde  postpartum komplikasyon geliştiğini gördük. ABY için 

kreatinin sınırının 1.36 mg/dl olduğunu ve beraberinde oligüri olduğunu 

düşünürsek kreatinin değerinin  postpartum komplikasyonla ilişkisi daha iyi 

açıklanabilir. Bununla birlikte genel kanı özellikle trombositopeni başta olmak 

üzere karaciğer fonksiyon testlerinin bozukluğu, ürik asit yüksekliği ve 

proteinürinin  şiddeti ile maternal komplikasyonlar arasında sıkı bir ilişki olması 

ve bu tabloya sahip olanlarda postpartum komplikasyon açısından daha dikkatli 

olunması gerektiğidir. 

 

         Yalnızca trombositopeninin neden olduğu  postpartum komplikasyonların 



Hellp Sendromu ile oldukça benzer olduğunu ve bu komplikasyonların 

gelişmesinde aslında bir bütün olarak Hellp Sendromunun sorumlu olduğunu 

düşünüyoruz. Sonuç olarak trombositopenisi olan hastalar dikkatli 



 

80

değerlendirilmeli, Hellp Sendromu ve gestasyonel trombositopeni grupları 



ayırtedilmeli ve özellikle Hellp Sendromlu hastalar mümkünse  tersiyer 

merkezlere gönderilmeli ve bunlarda postpartum kompikasyonlara hazırlıklı 

olunmalıdır. 

 

         Ağır preeklampsiye göre Hellp Sendromunda doğumdaki gestesyonel 



hafta, doğum ağırlığı, 1ve 5.dk apgar skorlarının düşük olduğu, yoğun bakım 

ihtiyacı ve süresi, mekanik ventilayon ihtiyacı, NEK  ve nonatal ölüm oranın 

daha fazla olduğunu tespit ettik. Perinatal  morbidite ve mortalitenin  hastalığın 

şiddetiyle mi ilgili olduğu yoksa doğumdaki gestasyonel yaşın küçük olmasıyla 

mı ilgili olduğu hala netleşmemiştir. Bizim de çalışmamızda neonatal morbidite 

ve mortalitenin gerek  gestasyonel  yaşın küçük olmasıyla açıklanabilmesi 

gerekse de  Hellp Sendromunda gestasyonel yaşın Ağır preeklamptiklere göre 

daha küçük olması nedeniyle kötü neonatal sonuçların sebebi konusunda net 

bir sonuca varamadık. Ağır preeklampsi ve Hellp Sendromu ile normotansif 

gebeliklerin neonatal sonuçlar açısından karşılaştırılmalarını konu alan daha 

fazla kapsamlı çalışmaya ihtiyaç vardır. 

         Etyolojisi tam olarak bilinmeyen, önceden belirlenmesi tam olarak 




Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   57   58   59   60   61   62   63   64   65




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin