EĞİTİMDE DOĞRU ELEŞTİREL BAKIŞIN ÖĞRETİLMESİ
İlhami ATMACA
Qafqaz Üniversitesi
İatmaca25@hotmaıl.com
Eğitimin temel hedeflerinden biri de kendisine tabi olan, almaya ve öğrenmeye açık hale getirilmiş kitleye; düşünmeyi,
iyiyi kötüden ayırt edebilmeyi , hayatı , kendi ve başkalarının davranışlarını kritiğe tabi tutabilmeyi, değerlendirmelerden
elde ettiği sonuçlardan faydalanmayı ve bunu bir ömür boyu devam ettirebilmeyi sağlamaktır. Tecrübe denen şey de
insanın gerek kendi gerekse başkalarının hayatlarından gözlem ve değerlendirmeler sonucunda elde ettiği kazanımlardır.
Kritik etmek hayata sadece eleştirel bakmak şeklinde de algılamamalı. Güzel ve doğru olanları görmek ve ona göre bir
hayat kurma geyesi aslında tetkikçi eleştirme anlayışının temel felsefesi olmalı. Sağlam bir tenkit düşüncesiyle insan varlık
ve hadiseler arasındaki münasebettlere de muttali olur. Hayatı ve eşyayı kanun ve kaideleri sistem ve fikirleri daha sağlıklı
yorumlama becerisi kazanır. Taklitçi ve körü körüne teslimiyetcilik anlayışı gelişmenin yükselmenin ve benimsemenin
önünde büyük bir engeldir. Olaylara geniş bir nazarla bakılmalıdır. Hadiselerin tesirinde kalmadan buradan insanlık adına
ne çıkarılabilir diye düşünmelidir. Hurdacı bir harabeye girdiğinde oradaki değer ifade eden ne varsa onu almaya çalışır
oranın estetiği ve yaşanılabilirliği ile ilgilenmez. Unutmamak gerekir ki her düşüncenin, görüşün, fikirin, imkanın ve
sistemin insanlık adına vereceği küçükte olsa bir faydası vardır. Bu nazarla bakılabilirse her iş ve hadiseden, düşünce ve
fikirden insanlık adına bir artı değer oluşturulabilir. Her türlü eleştirel düşüncede maksat hakikate ulaşmak olmalı. Bu
anlayışın oluşturulması işi küçük yaşlarda ele alınmalıdır. Aile müspet kritik etme husunda gerek okul öncesinde gerekse
okul sürecinde öğretmenin vereceği bu duygu ve dünceye destek olmalıdır. Eğitimciler müspet ve insaflı eleştirel
düşünceyi yetiştireceği neslin en büyük kazanımlarından biri olarak görmelidir.
Tenkide tabi tutma düşüncesi her türli pozitif ilmin inkişafında bir ölçü olduğu gibi aynı zaman da sosyal, psikolojik,
kültürel ve ahlaki erdemlerin kazanılması ve yüceltilmesinde de temel kaynaklardandır. Öğrencilerimizde kritik edebilme
düşüncesini oluşturabilmek için önce öğretmenin bu düşünceye açık olması, demokratik bir ortam oluşturması gerekir.
Sınıf şartlarını öğrenciler arası münasebetleri buna göre tanzim etmeli insana ve onun düşüncesine saygı gösterebilmeyi
öğretmesi gerekir. Eğitimci yanlışları karşısında geri dönebilme faziletine sahip olmalıdır. Unutulmamalı ki öğretmen
yapıcı ve yerinde eleştirilere açık ise yetiştireceği öğrencileri de öyle olacaktır.
Geleceğin dünyasınada söz sahibi bir toplum yetiştirmek istiyorsak, öğrencilerimize medenice, kendinden başlayarak
dışa doğru hayatı insafla kritik etmeyi, müspet hareket edebilmeyi hayat felsefesi haline getirmelerini sağlamalıyız.
İnsandaki dengeli bir özgüven duygusuda ancak böyle teşekkül edecektir. Kritik etme düşüncesine kendi fiil ve
davranışlarından başlamayan hep dışarıda yanlış ve eksik aramaya kalkar. Oysa insan kendisinin savcısı olabilmeyi de
bilmelidir.
Bugün bir çok insanımız olaylar arasındaki münasebetleri sağlıklı kuramadıkları için görmeleri gereken büyük resmi
hiçbir zaman görememekte, ayrıntı ve teferruatta boğulmaktadır. Büyük düşünüp yüksek ideal ve hedefler
oluşturamamaktadır. Lokal , günübirlik hadise ve işlerle ömrünü israf etmektedir. Yeterince mutlu ve başarılı bir birey de
olamamaktadır. Eğitimcilerimiz ideal bir insan yetiştirebilmek için yüksek bir ilmi birikimle, inançla, aşkla, sabırla, eşya ve
hadiseleri, ilmi eserleri ve kainat kitabını tetkik etmeli, kollektif şuurla tecrübe ve birikime önem vererek “riyazi düşünce”
eşliğinde sanatın penceresinden bakarak mutlu bir topluluk oluşturma gayreti içinde olmalıdır.
|