2.5.1. Kardiyovasküler etkiler
Epidural anestezinin yüksekliğine bağlı olarak bloke edilen sempatik liflerin sayısı
ile orantılı olarak hipotansiyon gelişebilir. L
2
'nin altında oluşan blok ile etkilenmezken,
T
1-3
arasında tam sempatik denervasyon oluşur. Sempatik denervasyon bölgesinde arter ve
arterioller dilate olmakta, total periferik direnç ve kan basıncı düşmektedir (16).
Venöz dilatasyon ve kanın periferde göllenmesi ise venöz dönüşü azaltır böylece,
kardiyak debi ve kan basıncı belirgin olarak düşer. Eğer olaya hipovolemi de eşlik ederse
bu düşme artar. İşlemden önce volümün normal veya biraz fazla olması güvenliği
arttıracaktır. Pulmoner arter basıncı da düşer. Arteryal basıncın düşmesi ve kanın
operasyon sahasından diğer dokulara geri dağılımı sonucunda, intraoperatif kan kaybı ve
postoperatif tromboembolik komplikasyonlar azalır (21).
Kalbin sempatik innervasyonu T
1
-T
5
düzeyinden, orta servikal, stellar ve ilk dört
torasik gangliondan sağlanmaktadır. Bundan dolayı T
5
düzeyinin üzerindeki bloklar
yüksek, altındaki bloklar ise alçak epidural blok olarak adlandırılmaktadır. Bromage’nin
yaptığı sınıflamaya göre çeşitli kardiyovasküler etkileri sıralayabiliriz:
• Rezistans ve kapasitans damarlar üzerine vazomotor blok etkiler.
• T
5
üzeri segmentlere yayılan sinir bloğu ile kardiyoakselatör liflerin
etkilenmesi.
• Vazokonstrüktörlerin sistemik etkileri.
• Epidural bloğun visseral etkileri.
• Lokal anesteziklerin emilimi ve kardiyovasküler etkileri.
• Hastanın kendi hemostatik mekanizmaları (10).
Epidural bloğun 4. torasik dermatomdan daha yukarı çıkması ile kardiyak efferent
sempatik liflerin (kardio-akseleratör) bloke olması sonucunda bradikardi oluşur. Venöz
dönüşün azalması ile sağ kalp basıncı düşer. Bu da refleks bradikardiye neden olur (Bain-
bridge refleksi). Hidrostatik karotik sinüs refleksi ve diğer baroreseptör mekanizmalar
düşük kan basıncına taşikardi ile cevap verirlerse de bradikardi daha sıklıkla görülür. Zira
Bain-bridge refleksi baskındır (15).
Ortalama aort basıncı düşmesine bağlı olarak koroner perfüzyon da azalır.
“Afterload” azalması, miyokardın oksijen gereksinimini azaltacağından normal kişilerde
perfüzyon yeterlidir ancak iskemik kalp hastalarında bu durum önemlidir (15, 21).
12
Anestetize olmayan vücut birimlerinde, periferik rezistansın düşmesine bağlı olarak
kompansatuar vazokontriksiyon olur. Anestezinin yüksekliği ile doğru orantılı olarak O
2
tüketimi azalır. Bu etki hipotansif durumlarda bazal metabolizma hızının azalmasına ve
kasılmayan adelenin O
2
ihtiyacının azalmasına bağlanmaktadır. Anestetize bölgelerde kan
akım hızının azalması sonucunda O
2
ekstraksiyonu artar. Buna bağlı olarak arterio-venöz
O
2
farkı artar (Sa-v O
2
). Epidural blok sonrasında ekstremite deri kan akımı artarken, kas
kan akımı azalır (20).
Akım çalışmaları, periferik vasküler hastalığı olanlarda epidural anestezinin, alt
ekstremitelerin vasküler rekonstrüksiyonu sırasındaki distal kan akışının daha fazla
olmasıyla ve genel anesteziyle karşılaştırıldığında ameliyat sonrası vasküler greft
oklüzyonunun daha az olmasıyla ilişkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca yapılan
çalışmalarda genel anestezi sırasında derin ven trombozu oranı %33 iken epidural blokta
%10 olarak bulunmuştur (13).
Dostları ilə paylaş: |