Mikotoksinler; Aspergillus



Yüklə 337,36 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/4
tarix02.03.2017
ölçüsü337,36 Kb.
#10005
1   2   3   4

PATULİN

Patulin 


A.clavatus,  P.expansum,  P.patulum,

P.aspergillus  v e P . b y s s o c h l a m y s dahil  olmak

üzere 

Aspergillus ve Penicillium cinslerinin çoğu



türleri  tarafından  üretilen  bir  mikotoksindir

(43,44). 4-hidroksi-4H-furol [3,2-c] piran-2(6H)-on

yapısındadır. Pek çok organik solventte ve suda

çözünebilir. Şekil 8’de patulinin yapısı görülebilir

(45).

P.expansum elmalarda  yaygın  bir  patojen



mikroorganizmadır  (43,44,46).  Patulin  esas

olarak elma ve elma suyu, elma suyu konsantre-

si, elma reçeli ve şekerlemesi gibi ürünlerde bu-

lunmakla  beraber  aynı  zamanda  armut,  kayısı,

şeftali, domates, portakal ve bu meyvalardan elde

edilen ürünlerde de bulunabilir (45). Yapay olarak

kontamine  edilmiş  meyva  suları,  komposto  ve

sebzelerle  yapılan  deneylerde  patulinin  5-25°C

sıcaklıklarda 

P e n i c i l l i u m

türleri  tarafından

üretildiği  gözlenmiştir (44).

Patulin sülfhidril gruplarına yüksek derecede

afineteye sahiptir bu yüzden çoğu enzimi inhibe

etmektedir. Yapılan akut toksisite, teratojenite ve

mutajenite testlerinde sisteinle oluşturduğu katım

ürünlerinin,  değişmemiş  bileşikten  daha  az

toksik  olduğu  gözlenmiştir.  Akut  ve  kısa  süreli

çalışmalarda  patulin  gastrointestinal  hiperemi,

şişkinlik, hemoraji ve ülserasyon oluşturmuştur.

Patulin memeli, bitki ve pek çok yaşam biri-

mine  toksik  olan  geniş  spektrumlu  bir  toksindir.

Çok  çeşitli  biyolojik  aktivite  gösterdiği  kanıt-

lanmıştır.  Farelerde  granülositleri  etkilemeksizin

lenfosit sayılarında azalmaya neden olmaktadır.

Uygulamanın  kesilmesini  takiben  değerler

normale  dönmektedir.  Toksin  farelerde  idrar

oluşumunu baskılamış ve kan glukoz düzeylerini

arttırmıştır.  Kapiller  permeabiliteyi  arttırarak

ödemlere  neden  olduğu,  hücre  membranı  per-

meabilitesini  de  değiştirdiği  bilinmektedir.  Çoğu

laktonla birlikte patulinin subkütan enjeksiyonuyla

karsinojen  olduğu  gösterilmiştir.  Bu  karsinojen,

total  veya  kısmi  kromozom  kırıkları  gösteren

nükleus  gelişim  bozukluklarından  sorumlu  tutul-

maktadır. Fakat tam ters yönde etkisi olduğuna,

farede  tümör  hücre  büyümesini  baskıladığına

dair veriler de bulunmaktadır.

Kısa ve uzun dönem toksisite testlerinde ve

üreme  sistemi  üzerine  yapılan  deneylerde  kul-

lanılan sıçanlarda mortalite çoğunlukla GİK kay-

naklı  rahatsızlıklar  ve/veya  pnömoni  nedeniyle

gözlenmiştir.  Bunun  nedeni  de  büyük  olasılıkla

patulinin  gram  pozitif  bakteriler  üzerindeki  anti-

biyotik  etkisi  nedeniyle  gram  negatif  bakterilere

seçici bir avantaj sağlaması olduğu düşünülmek-

tedir. Bu sonuç benzer doz seviyeleri ile spesifik

patojenlerden  arındırılmış  ortamda  yapılan  13

haftalık  bir  çalışmada  bu  şekilde  bir  mortalite

görülmemesiyle desteklenmiştir. 

İn vitro ve in vivo

çalışmalar  patulinin  immunosupresif  etkileri

olduğunu  göstermektedir.  Fakat  her  iki  kısa

dönem  ve  üreme  sistemi  toksisitesi/  uzun  süreli

toksisite/ karsinojenite çalışmalarında, bu etkilerin

gözlendiği  dozlar  NOEL  değerinden  yüksektir

(43,44).

Genotoksisite  üzerine  olan  veriler  çok

çeşitliyse  de  memeli  hücreleriyle  yapılan

çalışmalar  pozitif  sonuç  verirken  bakterilerle

yapılan  çalışmalar  genellikle  negatif  çıkmıştır

(44).  Bazı  çalışmalarda  patulinin  DNA  sentezini

bozduğu  bildirilmiştir.  Bu  genotoksik  etkilerin,

GİRGİN, BAŞARAN, ŞAHİN. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MİKOTOKSİNLER

VOL 58, NO 3, 2001

113


Şekil 8. Patulin yapısı

patulinin  sülfidril  gruplarıyla  olan  bağlanma

yeteneğine  ve  böylelikle  genetik  materyalin

replikasyonunda  yer  alan  enzimleri  inhibe

etmesine bağlı olduğu düşünülmektedir.

Sıçanlarda  veya  farelerde  1,5  mg/kg  vücut

ağırlığına kadar hiçbir teratojenik etki gözlenme-

miştir. Daha yüksek dozlarında ise maternal tok-

sisite ve düşük sıklığında artış gözlenmiştir; bu da

patulinin embriyotoksik olduğunu göstermektedir

(43).


Patulin karsinojenik özellikleri şüpheli olan bir

toksik maddedir. Resmi bir risk kanıtı olmasa da,

1995’te  Gıda  Katkı  Maddeleri  Uzman  Komitesi

(JECFA) tarafından 43 µg/kg’lık NOEL değeri ve

güvenlik  faktörü  olarak  100  kullanılmasıyla

0,4  µg/kg  vücut  ağırlığı  olmak  üzere  geçici

bir  maksimum  tolere  edilebilir  günlük  alım

düzeyi  (PMTDI)  saptanmıştır.  Bu,  60  kg

ağırlığındaki  bir  yetişkin  için  günlük  24  g’a,

20 kg’lık bir çocuk için günlük 8 µg’a ve 10 kg’lık

bir  çocuk  içinse   4  µg’a  karşılık  gelmektedir.

İnsanlar  bu  toksini  sadece  işlem  görmüş

meyve  ve  daha  sıklıkla  meyve  suyundan

alabilmektedir (43,47).

Toksisitesi nedeniyle, sağlık otoriteleri patulin

kontaminasyonunu  önemli  bir  problem  olarak

görmüş  ve  pek  çok  ülkede  elma  sularında

maksimum  izin  verileblir  konsantrasyon  (MAK)

olarak 20-50 µg/l arası değişen değerler belirlen-

miştir.  Ülkemizde  Türk  Gıda  Kodeksi  tatafından

belirlenen  en  yüksek  kabul  edilebilir  değer

0,05  mg/kg’dır.  Dünya  Sağlık  Örgütü  de  tavsiye

edilebilir limit olarak 50 µg/l konsantrasyonu öner-

mektedir  (48).  Elma  sularındaki  patulin  miktarı

genellikle  50 µg/ml’nin altındadır ve günlük mak-

simum alım düzeyi olarak çocuklar için 0,2 µg/kg

vücut  ağırlığı;  yetişkinler  içinse  0,1  µg/kg  vücut

ağırlığı  değerleri  saptanmıştır.  Bulunan  miktar

komite  tarafından  belirlenen  tolere  edilebilir

düzeylerin altındadır fakat elma suları nadiren de

olsa ağır derecede kontamine olmuş olabilir (43).

Patulin  şarapta  yapılan  deneyler  sonucunda

ispatlandığı  şekilde  fermentasyon  esnasında

tamamen  elimine  olurken  meyva  suyu  üretimi

esnasındaki  alışılagelmiş  teknolojik  işlemler  es-

nasında sadece %20’si kaybolduğu bulunmuştur

(44).  Bu  nedenle  maruziyeti  minimuma  indire-

bilmek  için  hasarlı  veya  küflü  meyve  kullanımı

engellemek  gerekmektedir (43).

ZEARALENONLAR

Zearalenon (ZON); mısır, arpa, yulaf, buğday

ve darılarda yaygın olarak bulunabilen 

Fusarium


türleri  tarafından  farklı  şartlarda  üretilebilen  bir

mikotoksindir.  Örn. 

F . r o s e u m tarafından  ZON

üretimi için yüksek (24-27°C) ve düşük (12-14°C)

olmak  üzere  iki  farklı  sıcaklık  alternatifi

bulunmaktadır. Düşük sıcaklık enzim aktivasyonu

için şarttır fakat enzim bir kere aktive olduğunda

yüksek  sıcaklıklarda  da  toksin  üretebilmektedir

(2,49).  Şekil  9’da  ZON’un  yapısı  görülmektedir

(49).


ZON’un  nispeten  düşük  akut  toksisitesinin

yanında çoğu hayvan türünde belirgin östrojenik

ve  anabolik  etkileri  vardır  (49).  Koyun,  sığır  ve

domuzlarda fiziksel gelişimi arttırdığı gözlenmiştir

fakat  bu  etki,  toksinin  insanlarda  östrojenik

reseptör üzerine olan argonistik etkileri nedeniyle

ortaya  çıkan  olası  ciddi  etkileri  nedeniyle  önemi

tartışılır durumdadır (2,49,50).

ZON’a  uzun  süreli  maruziyet  vulvovajinit

ile sonuçlanır. Vulvovajinite ilaveten, domuzlarda

yapılan deneylerde kontamine mısır alımı; düşük,

infertilizasyon, hipertrofi ile sonuçlanmıştır. Erkek

domuzlarda  ise  üreme  organlarıyla  ilgili  her-

hangi  bir  değişim  gözlenmemiştir  (2).  Çeşitli

ülkelerde  ZON  tolerans  sınırları  30-1000  µg/kg

aralığında değişmektedir.

GİRGİN, BAŞARAN, ŞAHİN. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MİKOTOKSİNLER

TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ

114

Şekil 9. Zearalenon’un yapısı


ZON’un karsinojenik özellikleri hakkında çok

farklı  veriler  bulunmaktadır  ve  bu  konuda  daha

detaylı çalışmalara gerek vardır (49).

DİĞER BAZI FUNGAL TOKSİNLER

Ergotoksinler

Ergotoksinler 

(ergotamin, 

ergokornin,

ergokristin  ve  ergokriptin  gibi) 

C l a v i c e p s

purpurea’nın  ana  alkaloidleridir  ve  farmakolojik

aktivitesi en yüksek peptidler arasındadır (1).

Ergotizm,  bilinen  en  eski  insan  mikotok-

sikozudur. Orta Çağ’da Avrupa’da 

C.purpurea ile

kontamine  olmuş  çavdar  ununun  alımı  sonucu

“St.  Anthony  ateşi”  veya  “kutsal  ateş”  olarak

adlandırılan  mikotoksikoz  oluşmuştur  (1,51).

Bu  hastalık  gangren,  kramp,  konvülsiyon  ve

halusinasyonlara  neden  olmaktadır.  Hastalık

adını,  hastalarla  St.  Anthony’nin  tarikatındaki

keşişlerin ilgilenmesi nedeniyle onlardan almıştır

(51).

Ergotizm,  insan  hastalığı  olarak  hemen



hemen  ortadan  kalkmasına  rağmen  hayvan

hastalığı  olarak 

C . p a s p a l i ile  kontaminasyon

sonucu  yaygın  biçimde  gözlenebilmektedir.

C . p u r p u r e a alkaloidleri  bitki  türleriyle  ilişkilidir

çünkü neden olan mantar, çavdar bitkisinin spesi-

fik bir patojenidir (1).

Bu  toksinler  günümüzde  anjina  pektoris

tedavisi, hipertoni, migren ağrısı, serebral dolaşım

bozuklukları, uterus kontraksiyonu, hipertansiyon,

seratonin  düzeylerindeki  değişikliğe  bağlı

rahatsızlıklar, prolaktin salımının inhibisyonu, süt

salgılanmasının  durması  doğum  sonrası  kana-

manın azaltılması ve gebeliğin erken döneminde

implantasyonun 

engellenmesi 

gibi 

çeşitli


alanlarda  kullanılmaktadır.  Bütün  bu  fizyolojik

etkilerinin yanında bazı ergo alkaloidleri adrena-

lin,  noradrenalin  ve  seratoninin  inhibisyonu

ve  uterus  düz  kasların  kasılması  gibi  etkiler

gösterirken  bazı  ergo  alkaloidleri  de  antibiyotik

akivitesi  göstermektedir (51).



Sporidesminler

Sporidesminler  (örn.  Sporidesmin  A)  Yeni

Zellanda’da  koyunlarda  fotosensitivite  (yüzde

ekzema;  “facial  eczema”)  ve  Güney   Afrika’da

“yellow  thick  head  disease”  adı  verilen  bir

hastalığa  yol  açan  epipolitiyodioksopiperazin

yapısında bir grup maddedir.

Facial  eczema,  sporidesminin  karaciğer

üzerindeki  toksik  etkilerinin  ikincil  fotosensitivite

reaksiyonlarının  göstergesidir.  Karaciğer  paran-

kimine  doğrudan  toksik  etkisine  ilaveten,

sporidesminin  safra  içine  itrahı  ile  safra  kanalı

duvarında  ilerleyen  nekroz,  periduktal  lamellar

fibroz  ve  kanalın  tıkanmasına  neden  olan

granülasyonla sonuçlanan safra epiteli iltihabına

neden  olur.  Bu  nedenle,  klorofilin  hepatik

degredasyon  ürünü  olan  filoeritrin  itrahı

kolanjit  tarafından  bozulmuş  olur  ve  periferal

dolaşımdaki  aşırı  filoeritrin  maruziyet  olan

deride  ödem  ve  inflamasyona  neden  olan

fotosensitivite  reaksiyonları  oluşur.

Fomopsinler

Fomopsinler,  fomopsin  A  gibi  β - d e h i d -

roaminoasitler  içeren  bir  grup  kompleks  hekza-

peptittir. Güney Afrika ve Avusturalya’da koyun-

larda lupinozise neden olmuşlardır. Fomopsinler,

doğada 


L u p i n u s türlerinin  spesifik  patojen  ve

saprofiti  olan 

Phomopsis  leptostromiformis

tarafından  üretilir.  Buna  rağmen  tahılda  ve  sıvı

ortamda  üreyebilirler.  Karaciğer  ana  hedef

organdır.  Karaciğerde  yağ  birikmesi  sonucu

karaciğer  yapısal  ve  boyutsal  olarak  değişir,

özellikle değişir ve kitlesi büyür. Uzun süreli düşük

doz temasında karaciğer atrofisi, fibroz ve safra

kanalı  proliferasyonu  gelişir.  Fomopsin  A  hem

in vitro hem in vivo olarak mitotik aktivite gösterir

ve  gözlenen  lupinozis  semptomları  fomopsinin

tubulin ve mikrotübüller ile spesifik etkileşmesine

dayalı olabilir (1).

Sonuç  olarak  mikotoksinler  sağlığı  tehdit

eden  besinlerde  bulunan  en  önemli  ve  tehlikeli

maddeler  olup  bütün  dünyada  ve  Türkiye’de  de

bu açıdan sorun olmaktadırlar. Bunların gıdalarla

tüketimlerini  en  aza  indirmek  için  oluşumlarını

engellemek  ve/veya  oluşabildikleri  her  tip

besinleri  bu  tip  maddelerden  arındırmak  üzere

yapılan çalışmalar ve bu konu ile ilgili geliştirilen

yeni yaklaşımlar büyük öneme sahiptir.

GİRGİN, BAŞARAN, ŞAHİN. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MİKOTOKSİNLER

VOL 58, NO 3, 2001

115


GİRGİN, BAŞARAN, ŞAHİN. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MİKOTOKSİNLER

TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ



KAYNAKLAR

1.  Steyn  PS,  Stander  MA.  Mycotoxins  with  Special  Reference  to  the  Carcinogenic  Mycotoxins:  Aflatoxins,

Ochratoxins and Fumonisins. In: Ballantyne B, Marrs TC, Syversen TLM, eds. General and Applied Toxicology.

2nd Edition. United Kingdom: Macmillan Reference Ltd, 1999: 2145-76.

2. Concon JM. Mold and Mycotoxin Contamination of Food Products. In: Food Toxicology Part B: Contaminants

and Additives. New York: Marcel Dekker Inc, 1988: 677-770.

3. Hendrickse RG. Of   sick turkeys, kwashiorkor, malaria, perinatal mortality, heroin addicts and food poisoning:

research on the influence of aflatoxins on child health in the tropics. Ann Trop Med Parasitol 1997; 91 (7): 787-93.

4. Mc Connell IR, Garner RC. DNA Adducts of Aflatoxins, sterigmatocystin and other mycotoxins. In: Hemminki K,

Dipple  A,  Shuker  DEG,  Kadlubar  FF,  Segerbäck  D,  Bartsch  H,  eds.  DNA  Adducts:  Identification  and  Biological

Significance. Lyon: IARC Scientific Publications No.125, 1994: 49-55.

5.  Vidyasagar  T,  Sujatha  N,  Sashidhar  RB.  Determination  of  aflatoxin  B1-DNA  adduct  in  rat  liver  by  enzyme

immunoassay. Analyst 1997; 122: 609-13.

6. Busby WF Jr, Wogan GN. Aflatoxins. In: Edwards F, ed. Chemical Carcinogens. York: Maple Press Co, 1984:

945-1136.

7.  Kussak  A,  Andersson  B,  Andersson  K.  Immunoaffinity  column  clean-up  for  the  high-performance  liquid

chromatographic  determination  of  aflatoxins  B1,  B2,  G1,  G2,  M1  and  Q1  in  urine.  J  Chromatogr  B  1995;  672:

253-9.


8.  Simon  P,  Delsaut  P,  Lafontaine  M,  Morele  Y,  Nicot  T.  Automated  column  switching  high  performance  liquid

chromatography for the determination of aflatoxin M1. J Chromatogr B 1998; 712: 95-104.

9. Guerre P, Burgat V, Galtier P. Dose-related increase in liver heme catabolism during rabbit aflatoxicosis. Toxicol

Lett  1997; 92: 101-8.

10.  Watkins  PB.  Intestinal  Drug  Metabolism.  European  Society  for  Biochemical  Pharmacology.  14th  European

Workshop on Drug Metabolism. July 3-8, 1994. Abstract Book P: 49.

11.  Poirier  MC.  DNA  adducts  as  exposure  biomarkers  and  indicators  of  cancer  risk  [Abstract].  Environ  Health

Perspect 1997; 105 (Suppl 4): 907-12.

12. Tantaoi-Elaraki A, Beraoud L. Inhibition of growth and aflatoxin production in 

Aspergillus parasiticus 

by essen-

tial oils of selected plant materials. J Environ Pathol Toxicol Oncol 1994; 13 (1): 67-72.

13. Mabrouk SS, El-Shayeb NM. Inhibition of aflatoksin formation by some spices. Z Lebensm Unters Forsch 1980;

171 (5): 344-7.

14. Williams GM, Iatropoulos MJ. Inhibition of the hepatocarcinogenecity of aflatoxin B1 in rats by low levels of the

phenolic antioxidants butylated hydroxyanisole and butylated hydroxytoluene. Cancer Lett 1996; 104 (1): 49-53.

15. Allameh A. Comparison of the effect of low- and high-dose dietary butylated hydroxytoluene on microsome-

mediated aflatoxin B1-DNA binding. Cancer Lett 1997; 114 (1-2): 217-20.

16. Galvano F, Pietri A, Bertuzzi T, Piva A, Chies L, Galvano M. Activated carbons: in vitro affinity for ochratoxin

A  and  deoxynivalenol  and  relation  of  adsorbtion  ability  to  physicochemical  parameters.  J  Food  Prot  1998;  61

(4): 469-75.

17. Edrington TS, Sarr AB, Kubena LF, Harvey RB, Philips TD. Hydrated sodium calcium aluminosilicate (HSCAS),

acidic HSCAS, and activated charcoal reduce urinary excretion of  aflatoxin M1 in turkey poults. Lack of effect by

activated charcoal on aflatoxicosis. Toxicol Lett 1996; 89: 115-22.

18. Josephs RD, Krska R, Grasserbauer M, Broekaert JAC. Determination of trichothecene mycotoxins in wheat by

use  of  supercritical  fluid  extraction  and  high-performance  liquid  chromatography  with  diode  array  detection  or

gas chromatography with electron capture detection. J Chromatogr A 1998; 795: 297-304.

19.  Berger  U,  Oehme  M,  Kuhn  F.  Quantitative  determination  and  structure  elucidation  of  type  A-  and

B- trichothecenes by HPLC/ ion trap multiple mass spectrometry. J Agric Food Chem 1999; 47: 4240-5.

116


GİRGİN, BAŞARAN, ŞAHİN. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MİKOTOKSİNLER

VOL 58, NO 3, 2001

20. Hsueh C-C, Liu Y, Freund MS. Indirect electrochemical detection of type-B trichothecene mycotoxins. Anal Chem

1999; 71; 4075-80.

21.  Razzazi-Fazeli  E,  Böhm  J,  Luf  W.  Determination  of  nivalenol  and  deoxynivalenol  in  wheat  using  liquid

chromatography-mass spectrometry with negative ion atmospheric pressure chemical ionisation. J Chromatogr A

1999; 854: 45-55.

22. Cahill LM, Kruger SC, McAlice BT, Ramsey CS, Prioli R, Kohn B. Quantification of deoxynivalenol in wheat

using immunoaffinity column and liquid chromatography. J Chromatogr A 1999; 859: 23-8.

23. Smith JS, Thakur RA. Occurance and fate of fumonisins in beef. In: Jackson L, ed. Fumonisins in Food. New

York: Plenum Press, 1996: 39-55.

24. Tseng T-C, Liu C-Y. Natural occurrence of fumonisin B1 and B2 in domestic maize of Taiwan. J Agric Food Chem

1999; 47: 4799-4801.

25. Solfrizzo M, Avantaggiato G, Visconti A. Rapid method to determine sphinganine/sphingosine in human and

animal urine as a biomarker for fumonisin exposure. J Chromatogr B 1997; 692: 87-93.

26.  Wang  E,  Riley  RT,  Meredith  FI,  Merrill  Jr  AH.  Fumonisin  B1  consumption  by  rats  causes  reversible,  dose-

dependent increases in urinary sphinganine and sphingosine. J Nutr 1999;129(1): 214-20.

27.  Shephard  GS,  Snijman  PW.  Elimination  and  excretion  of  a  single  dose  of  the  mycotoxin  fumonisin  B2  in  a

non-human primate. Food Chem Tox 1999; 37: 111-6.

28.  Lau  BP-Y,  Scott  Pm,  Lewis  DA,  Kanhere  SR.  Quantitative  determination  of  ochratoxin  A  by  liquid

chromatography/electrospray tandem mass spectrometry. J Mass Spectrom 2000; 25: 23-32.

29. McMasters DR, Vedani A. Ochratoxin binding to phenylalanine-tRNA synthetase: Computational Approach to the

mechanism of ochratoxicosis and its antagonism. J Med Chem 1999; 42: 3075-86.

30. Ruprich J, Ostry´ V. Study of human exposure to ochratoxin A and assessment of possible sources. Cent Eur J

Public Health 1 1993; 46-8.

31. Bruinink A, Sidler C. The neurotoxic effects of ochratoxin A are reduced by protein binding but are not affected

by l-phenylalanine. Toxicol Appl Pharmacol 1997; 146: 173-9.

32. Petzinger E, Ziegler K. Ochratoxin A from a toxicological perspective. J Vet Pharmacol Therap 2000; 23: 91-8.

33. De Saeger S, Van Peteghem C. Flow-through membrane-based enzyme immunoassay for rapid detection of

ochratoxin A in wheat. J Food Prot 1999; 62 (1): 65-9.

34. World Health Organ Tech Rep Ser 1991; 806: 29-31.

35. Omar RF, Rahimtula AD, Bartsch H. Role of cytochrome P-450 in ochratoxin A stimulated lipid peroxidation.

J Biochem Toxicol 1991; 6(3): 203-9.

36.  Omar  RF,  Hasinoff  BB,  Mejilla  F,  Rahimtula  AD.  Mechanism  of  ochratoxin  A  stimulated  lipid  peroxidation.

Biochem Pharmacol 1990; 40(6): 1183.

37. Baudrimont I, Ahouandjivo R, Creppy EE. Prevention of lipid peroxidation induced by ochratoxin A in Vero cells

in culture by several agents. Chem-Biol Interact 1997; 104(1): 29.

38. Aleo MD, Wyatt RD, Schnellmann RG. Mitochondrial dysfunction is an early event ochratoxin A but not oosporein

toxicity to rat renal proximal tubules. Toxicol Appl Pharmacol 1991; 107(1): 73-80.

39.  Seegers  JC,  Lottering  M-L,  Garlinski  PJ.  The  mycotoxin  ochratoxin  A  causes  apoptosis-associated  DNA

degradation in human lymphocytes. Med Sci Res 1994; 22: 417.

40. Neal GE. Genetic implications in the metabolism and toxicity of mycotoxins. Toxicol Lett 1995; 82-83: 861-7.

41.  De  GroeneEM,  Hassing  GIA,  Blom  MJ,  Seinen  W,  Fink-Gremmels  J,  Horbach  GJ.  Development  of  human

cytochrome P450 expressing cell lines: application in mutagenicity testing of ochratoxin A. Cancer Res 1996; 56(2):

299-304.

42.  Creppy  EE,  Boudrimont  I,  Betbeder  AM.  Prevention  of  nephrotoxicity  of  ochratoxin  A,  a  food  contaminant.

Toxicol Lett 1995; 82-83: 869-77.

43. World Health Organ Tech Rep Ser 1995; 859: 36-8.

117


GİRGİN, BAŞARAN, ŞAHİN. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MİKOTOKSİNLER

TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ

44. Beretta B, Gaiaschi A, Galli CL, Restani P. Patulin in apple-based foods: Occurrence and safety evaluation. Food

Addit Contam 2000; 17 (5): 399-406.

45.  Gökmen  V,  Acar  L.  Rapid  reversed-phase   liquid   chromatographic  determination  of  patulin  in  apple  juice.

J Chromatogr A 1996; 730: 53-8.

46. Rychlik M, Schieberle P. Quantification of the mycotoxin patulin by a stable isotope dilution assay. J Agric Food

Chem 1999; 47: 3749-55.

47. Verger P, Garnier-Sagne I, Leblanc J-C. Identification of risk groups for intake of food chemicals. Regul Toxicol

Pharmacol 1999; 30(2 Pt 2): 103-8.

48. Gökmen V, Acar J. Incidence of patulin in apple juice concentrates produced in Turkey. J Chromatogr A 1998;

815: 99-102.

49.  Zöllner  P,  Jodlbauer  J,  Lindler  W.  Determination  of  zearalenone  in  grains  by  high-performance  liquid

chromatography-tandem  mass  spectrometry  after  solid-phase  extraction  with  RP-18  columns  or  immunoaffinity

columns. J Chromatogr A 1999; 858: 167-74.

50.  Jiménez  M,  Mateo  R.  Determination  of  mycotoxins  produced  by  Fusarium  isolates  from  banana  fruits  by

capillary gas chromatography and high-performance liquid chromatography. J Chromatogr A 1997; 778: 363-72.

51. Demain AL. Pharmaceutically active secondary metabolites of microorganisms. Appl Microbiol Biotechnol 1999;



52: 455-63.

118

Yüklə 337,36 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin