Monte Cristo Kontu (epsilon)



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/44
tarix02.01.2022
ölçüsü0,64 Mb.
#37205
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   44
3913-Monte Cristo Kontu-Alexandre Dumas-Elchin Gen-2002-133s

YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM
Bu olaydan bir iki gün sonra bir akşam, Bayan Danglars Lucien Debray’le oturmuş sohbet ederken Bay
Danglars  izin  istemeden  içeri  girerek  Bayan  Danglars’la  yalnız  görüşmek  istediğini  söyledi.  Bu
nezaketsizlik  karşısında  neye  uğradığını  şaşıran  Lucien  bir  şeyler  kekeleyip  Bayan  Danglars’ı
selamladıktan sonra çıktı.
Lucien çıktıktan sonra, hâlâ şaşkınlığını üzerinden atamamış olan Bayan Danglars öfke içinde kocasına
bu saygısızlığının nedenini sordu.
“İspanyol borsasında tam yedi yüz bin frank kaybettim,” dedi Danglars.
“Bunda  benim  suçum  ne?”  diye  sordu  Bayan  Danglars.  “Ayrıca  para  meselelerini  bana  anlatmandan
büyük rahatsızlık duyduğumu da biliyorsun.”
“Öyle mi?” diye çıkıştı Danglars. “Oysa ben para işlerimle yakından ilgilendiğini sanıyordum.”
“Ne zaman ilgilenmişim çok merak ediyorum.”
“Hemen anımsatayım hanımefendi. Geçtiğimiz şubat ayında bana Hayti hisselerini almamı ilk söyleyen
siz  olmuştunuz.  Rüyanızda  büyük  bir  geminin,  kayıp  gözüyle  bakılan  hisselerin  çok  para  getireceği
haberini getirdiğini görmüştünüz. Sizin rüyalarınıza ne kadar güvendiğimi bilirsiniz. Ben de hemen Hayti
hisselerini  almış,  kazandığım  dört  yüz  bin  frankın  yüz  binini  size  vermiştim.  O  parayı  istediğiniz  gibi
harcadınız.  Sonra  Mart  ayında  bir  trenyolu  ihalesi  olacaktı.  İhaleye  katılan  üç  şirket  vardı  ve  siz  bana
ihalenin Güneyli şirkete verileceğini söylemiştiniz. Ben de şirket hisselerinin üçte ikisini alıp bu işten bir
milyon frank kazandım. Size de kazandığım paradan iki yüz elli bin frank verdim. O parayla ne yaptınız?”
“Sözü nereye getirmeye çalışıyorsun?”
“Biraz  sabredin  hanımefendi,  göreceksiniz.  Nisan  ayında  bakanla  yemeğe  çıktınız.  Bakan  size
İspanya’yla ilgili birtakım gizli bilgilerden söz etti; Don Carlos’un ülkeden kovulacağı haberini almıştı.
Ben de paramı İspanyol tahvillerine yatırdım ve altı yüz bin frank kazandım. O paradan da size elli bin
frank verdim. Sonuç olarak bu yıl elinize toplam beş yüz bin frank geçti.
“Sonra, bundan üç gün önce Bay Debray’le sohbetiniz sırasında Don Carlos’un İspanya’ya döndüğünü
öğrendiniz.  İspanya’daki  hisselerimi  sattım,  haberler  yayılınca  herkes  telaşlandı.  Tahvillerimi  yok
pahasına  verdim.  Ertesi  gün  haberlerin  yanlış  olduğu  ortaya  çıktı  ve  bu  bana  yedi  yüz  bin  franka  mal
oldu.”
“Yani?” diye sordu Bayan Danglars.
“Yani,”  dedi  Danglars,  “her  zaman  ettiğim  kârın  dörtte  birini  sana  verdiğime  göre,  senin  de  ettiğim
zararın  dörtte  birini  bana  vermen  gerekir.  Yedi  yüz  bin  frankın  dörtte  biri  de  yüz  yetmiş  beş  bin  frank
eder.”
“Bu çok saçma, ayrıca Debray’nin adını bu işe neden karıştırdığını da anlamış değilim.”
“Sakın  bana  masum  rolü  oynamaya  kalkma.  Bay  Debray’e  bu  yıl  verdiğin  beş  yüz  bin  franktan,  bu
adamın  en  kurnaz  kumarbazların  bile  keşfedemediği  bir  para  kapısı  bulmuş  olmasından  haberim
olmadığını mı sanıyorsun?”
Barones öfkeden kıpkırmızı kesilmişti. Kocasının suçlamaları karşısında söyleyecek hiçbir sözü yoktu.
Son  bir  çabayla  bayılıyormuş  gibi  yaptı,  ama  Danglars  karısına  bakmadı  bile;  hiçbir  şey  söylemeden
odadan çıktı.


Bu olayın ertesi günü Bay Debray, her zamanki ziyareti için Bayan Danglars’a uğramadı. Bunun üzerine
Bayan Danglars arabasını hazırlatıp Debray’i görmeye kendi gitti. Bay Danglars da tam bunu bekliyordu.
Danglars  öğlene  kadar  çalışma  odasında  telgrafları  yorumlayıp  hisse  işleriyle  boğuştuktan  sonra,
arabasını hazırlatıp Champ-Elysees Sokağı 30 numaralı eve gitti.
Monte Cristo Kontu evdeydi, ancak bir konuğu olduğu için Danglars’ı hemen karşılayamadı. Danglars
salonda  beklerken  kapı  açıldı  ve  içerden  bir  rahip  çıktı.  Evi  çok  iyi  tanıdığı  belliydi.  Danglars’ı
selamladıktan sonra diğer odaya geçerek ortadan kayboldu. Ardından Kont, özür dileyerek içeri geldi.
“Beklettiğim için üzgünüm baron, ama Rahip Busoni çok eski bir arkadaşımdır ve Paris’e yeni geldi.
Ama siz hiç iyi görünmüyorsunuz. Bir sorun mu var?”
“Bugünlerde talih bana pek gülmüyor sayın Kont,” dedi Danglars.
Kont  nazikçe  Danglars’ın  işleriyle  ilgili  sorular  sorduktan  sonra,  konu  Danglars’ın  kızı  Eugenie  ile
Albert Morcerf’in evliliğine geldi.
“Biliyorsunuz  Kontum,”  dedi  Danglars,  “ben  doğuştan  soylu  bir  adam  değilim,  ama  Albert’in
babasından farklı olarak baron unvanı bana verildi, oysa Bay Morcerf Kont unvanını kendisi almıştır.”
“Gerçekten mi?” dedi Kont.
“Evet, Bay Morcerf ile ben çok eski arkadaşlarız. Benim memurluk yaptığım zamanlarda kendisi basit
bir balıkçıydı.”
“Olamaz!” dedi Kont “Adı neydi?”
“Fernand Mondego.”
“Peki neden kızınızı bu adamın oğluyla evlendirmek istiyorsunuz?”
“Çünkü  Fernand  ile  bizim  köklerimiz  aynı,  ikimiz  de  sonradan  soylu  olmuş  kimseleriz.  Tek  farkla;
insanlar benim hakkımda asla Fernand için söylediklerini söylemiyorlar….”
“Nedir o?”
“Bir hiç!”
“Anlıyorum,” dedi Kont. “Peki ya şu Ali Paşa olayı?”
“İnanın o işin aslını öğrenmeyi ben de çok isterdim.”
“Yunanistan’da hiç ortaklarınız yok mu? Makedonya’da örneğin?”
“Var,” dedi Danglars. “Hemen bugün onlara yazacağım.”
“Bir şeyler öğrenirseniz umarım beni de haberdar edersiniz,” dedi Kont.
“Kuşkunuz olmasın,” dedi Danglars. Sonra da aceleyle çıkıp arabasına bindi.



Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin