Monte Cristo Kontu (epsilon)



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə19/44
tarix02.01.2022
ölçüsü0,64 Mb.
#37205
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   44
3913-Monte Cristo Kontu-Alexandre Dumas-Elchin Gen-2002-133s

ON SEKİZİNCİ BÖLÜM
Daha sonra Albert, Kont’a evi gezdirdi. Kont’un, evin duvarlarında yapıtları bulunan bütün ressamları
tanıdığını,  antika  koleksiyonundaki  her  bir  parçanın  tarihini  ve  nereden  gelmiş  olduğunu  bildiğini  gören
Albert, bu adamın derin bilgisi karşısında etkilenmekten kendini alamadı.
“Küçük hazinemi gördüğünüze göre sevgili Kont,” dedi Albert, “Kont ve Kontes Morcerf’le tanışmaya
ne dersiniz? Her ikisi de sizinle tanışmak için can atıyorlar.”
Kont, öneriyi kabul ettiğini gösterircesine eğildi.
Salona girdiklerinde karşılarında Bay Morcerf’i buldular.
“Baba,”  dedi  genç  adam,  “size,  zor  koşullar  altında  talihin  yardımıyla  karşılaştığım  dostum  Monte
Cristo Kontu’nu takdim etmekten onur duyarım.”
“Aramıza hoş geldiniz,” dedi Bay Morcerf gülümseyerek. “Oğlumuzun yaşamını kurtardığınız için size
sonsuza dek minnettar kalacağız.”
Böyle dedikten sonra, Bay Morcerf Konta bir koltuk uzattı. Kendisine uzatılan koltuğu alan Kont, Bay
Morcerf’in yüzünü daha rahat görebilmek için uzun kadife perdelerin gölgesine oturdu.
“Kontes de bir iki dakika içinde bizlere katılacak,” dedi Bay Morcerf.
“Paris’e ayak bastığım ilk gün, sizin gibi ününü hak eden bir askerin evine çağrılmak benim için büyük
bir şeref,” dedi Kont. “Bugünlerde sizi bir mareşallik rütbesi bekliyor olmalı.”
“Ordudan  ayrılmış  bulunmaktayım  sayın  Kont,”  dedi  Bay  Morcerf  biraz  kızararak.  “Kılıcımı  bırakıp
siyasete  atıldım.  Ordudayken  de  bunu  yapmak  istiyordum,  ama  bir  türlü  fırsatım  olmamıştı.  Aslına
bakarsanız  birazdan  önemli  bir  toplantıda  konuşmam  gerekiyor.  Yorulmayacağınızı  bilsem  sizin  de
katılmanızı isterdim. Çok ilginç bir toplantı olacak.”
“Bu  davetinizi  başka  bir  zaman  yinelerseniz  çok  memnun  olurum  Bay  Morcerf,”  dedi  Kont.  “Ancak
bugün Kontes Morcerf’le tanışmak için can atıyorum.”
“İşte sevgili annem,” dedi Albert.
Monte  Cristo  Kontu  arkasına  döndüğünde,  Bayan  Morcerf’in,  solgun  ve  hareketsiz  bir  halde  kapıya
yaslanmış olduğunu gördü. Saygıyla eğilerek Kontesi selamladı.
“Neyiniz var hanımefendi, pek iyi görünmüyorsunuz?” dedi Kont.
“Anneciğim, hasta mısınız?” diye sordu Albert, Mercedes’e doğru ilerleyerek.
Kontes  her  ikisine  de  teşekkür  etti.  “Bir  şeyim  yok,  sadece  sizi  görünce  oğlumun  nasıl  bir  tehlike
atlatmış olduğunu anımsamak beni biraz üzdü, o kadar. Size minnettarız bayım.”
“Madam,”  dedi  Kont  daha  önce  hiç  konuşmadığı  kadar  yumuşak  ve  içten  bir  sesle,  “bir  adamın
yaşamını kurtarmak basit bir insanlık görevidir, kahramanlık değil.”
“Oğlum  sizin  gibi  bir  dostla  karşılaştığı  için  çok  şanslı,”  dedi  Kontes  Morcerf.  “Tanrı’ya  şükür
yanındaydınız.”
Bay  Morcerf,  Kontese  yaklaşarak,  “Az  önce  toplantıya  gitmek  zorunda  olduğum  için  Kont’tan  izin
aldım,” dedi. “Toplantı saat ikide başlayacaktı, şu an saat üç. Ne yazık ki gitmek zorundayım.”
“Git o halde,” dedi Kontes. Bay Morcerf çıktıktan sonra Kont’a döndü. “Umarım sayın Kont günün geri
kalan kısmını bizimle geçirmeye razı olur.”


“Nazik  teklifiniz  için  ne  kadar  teşekkür  etsem  azdır  sayın  Kontes,”  dedi  Kont.  “Ancak  Paris’e  bugün
ayak bastım ve henüz kalacağım evi bile görmüş değilim. Ama bir başka zaman için size söz veririm.”
“O  halde  başka  bir  zaman  yine  görüşeceğiz,”  dedi  Kontes.  “Daha  fazla  ısrar  ederek  sizi  işlerinizden
alıkoymak istemem.”
Kont, Bayan Morcerf’i selamlayarak çıktı.
Albert,  Kont’u  geçirdikten  sonra  annesinin  yanına  döndüğünde  onu  düşünceli  bir  halde  koltuğunda
otururken buldu.
“Bu Monte Cristo adı nereden geliyor?” diye sordu Kontes. “Aile adı mı yoksa yalnızca bir unvan mı?”
“Sanırım yalnızca bir unvan,” dedi Albert. “Kont’un satın aldığı bir adanın adı. Bunun dışında Kont’un
herhangi  bir  soyluluk  iddiasında  bulunduğunu  görmedim.  Genellikle  kendini  ‘Talih  Kontu’  diye
adlandırıyor.”
Kontes  bir  an  düşündükten  sonra,  “Sana  annen  olarak  bir  soru  soracağım,  Albert,”  dedi.  “Bu  Kontun
göründüğü gibi bir adam olduğuna inanıyor musun?”
“Açıkçası anneciğim, bu adamın pek çok tuhaf özelliğinin olduğunun farkındayım,” dedi Albert. “Ben
Kont’ta, talihsizliğin ve felaketlerin damgalamış olduğu, kaderini dehasıyla yenmiş bir adam görüyorum.
Monte  Cristo  Adası,  Akdeniz’in  ortasında,  üzerinde  korsanlardan  ve  kaçakçılardan  başka  kimsenin
bulunmadığı  bir  adadır.  Kim  bilir,  belki  de  bütün  o  kaçakçılar  kendilerini  koruduğu  için  Kont’a  para
ödüyorlardır.”
“Büyük olasılıkla,” dedi Bayan Morcerf.
“Ne  fark  eder  ki?”  dedi  Albert.  “İsterse  kaçakçı  olsun.  Kont’u  kendi  gözlerinle  gördün.  Girdiği  her
çevrede olay yaratacak bir adam.”
“Albert,” dedi Kontes, “sana hep, yeni tanıştığın insanlar konusunda uyanık olmanı öğütledim. Artık bu
konuda benim öğütlerime gerek duymayacak bir yaştasın. Sana sadece gözünü açık tutmanı söylüyorum.”
“İyi  de  neye  karşı?”  dedi  Albert.  “Kont  kumar  oynamıyor;  içtiği  tek  içki  su;  o  kadar  zengin  ki  benim
param onunkinin yanında hiç kalır. Ondan korkmamı gerektirecek ne kaldı ki?”
Kontes yanıt vermedi. Kendi düşüncelerine o kadar dalmıştı ki sonunda gözleri kapandı. Annesinin bu
halini gören Albert ayaklarının ucuna basarak odadan çıktı.



Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin