MüMİn sekman, Kişisel gelişim ve


Bana da 'yapamazsın' dediler!



Yüklə 1,62 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə92/114
tarix09.05.2022
ölçüsü1,62 Mb.
#56943
1   ...   88   89   90   91   92   93   94   95   ...   114
2 5204350642956535162

Bana da 'yapamazsın' dediler!
Ben  de  en  büyük  hayalimi  gerçekleştirmemi  çevremdekiler 
tarafından  'mantıksız'  bulunan  bir  seçimime  borçluyum.  Benim 
kişisel  gelişim  uzmanı  olma  serüvenim  de  o  günün  şartlarında  çok 
'mantıksız' görünen bir karardı.
Durum özetle şöyleydi:
O  dönem  Türkiye'nin  en  yüksek  puanla  öğrenci  alan  hukuk 
okulu  olan  Ankara  Üniversitesi  Hukuk  Fakültesi'ni  başarıyla 
bitirmiştim.  O  günlerde  'kişisel  gelişim  uzmanı'  diye  bir  meslek 
Türkiye'de  yoktu  ama  ben  bu  işi  yapmak  istiyordum.  Bu  işi  bir 
meslek değil, misyon olarak görüyordum.
Diplomam  sayesinde  hakim,  savcı,  avukat  ya  da  noter  olabi­
lir,  daha  saygın,  konforlu  ve  güvenli  bir  hayat  yaşayabilirdim. 
Oysa  ben  güvenli  bir  mesleğe  sahip  olmak  değil,  büyük  bir 
misyonu gerçekleştirmek istiyordum.
Üniversiteyi  bitirince,  hukuk  diplomasını  çöpe  atıp,  Kadıköy  Halk 
Eğitim  Merkezi'nde  ilk  seminerimi  verişimi  asla  unutamam.  Katı­
lımcılar  arasında  üniversite  arkadaşlarımın  olmaması  için  dua 
ediyordum!  Bir  ilkokul  sınıfında,  elimde  tebeşirle  tahtaya  yazı 
yazarak  ders  anlatıyordum.  Havalı  bir  hukuk  mezunu  için  hiç  de 
karizmatik bir durum değildi bu!
Ailem  ve  arkadaşlarıma  göre,  yaptığım  kesinlikle  'mantıklı' 
değildi.  Ayda  yaklaşık  200  dolar  kazanacağım  bir  işti  ve  mesle­
ğin  bir  adı  bile  yoktu.  Haklı  olarak  bana  'daha  gerçekçi'  olmamı 
tavsiye ediyorlardı.
124


İşin  daha  ilginç  yanı  bu  kurs,  müdire  hanım  Serpil  Güleç- 
yüz'ün  bana  güvenip  'müfredat  dışı'  bir  eğitimi  programa  koy­
durmasıyla  açılmıştı.  Eğer  ilk  ayda  talep  olmaz  ve  grup  açılmazsa 
orada bu işi yapma şansımı da tamamen kaybediyordum!
Bütün  bu  veriler  ışığında  bakıldığında  'mantıklı'  olmayan 
bir seçim yaptığım kesindi.
Bir  buçuk  yaşında  babasını  kaybettiği  halde  hayata  başarıyla  tutu­
nan,  azimle  çalışıp  hukuk  fakültesini  kazanıp  ailesinin  gururu  olan 
ben, bu son seçimimle her şeyi berbat ediyordum!
Çevremdekilere  göre  sonum  olan  şey,  bana  göre  başlangıç 
noktamdı.  Oradan  başlayacağımı  ama  orada  kalmayacağımı  bili­
yordum!
Doğrusu  başlangıçta  işim  çok  zordu.  Önce  yaptığım  işin  ne 
olduğunu  anlatıyor,  sonra  da  işimi  yapıyordum.  Önce  rayları 
döşeyip sonra üzerinde tren süren makinist gibiydim!
İlk  yıllarda  sürünürken  kendime  şunu  söyledim:  "Kanıtım 
kendi içimde. Ben insanlara nasıl başarılı olunacağını öğretiyorum. Bil­
diklerim  işe  yarıyorsa  ben  de  başarılı  olurum.  İşe  yaramıyorsa,  insanlar 
bana inanmaz, böylece başarısız olur ve bu işi yapamam. Kanıtım kendi 
içimde."
Verdiğim  kariyer  kararı  hakkında  da  şöyle  düşünüyordum: 
"Bir  kararı  verirken  onun  doğru  mu  yanlış  mı  olduğunu  tam  bileme­
yiz,  kararı  verdikten  sonra  yaptıklarımızla  onu  iyi  ya  da  kötü  karara 
çeviririz.  Eğer  başarılı  bir  kişisel  gelişimci  olmayı  başarabilirsem,  bu 
doğru bir karar olacak, başaramazsam yanlış!"
Bu  durumda  önümde  iki  yol  vardı:  Ya  başaracaktım  ya  da 
başaracaktım!  Hukuk  diplomasını  yırtıp  atarak,  geriye  dönüş­
te  kullanacağım  son  gemiyi  de  yaktım.  Buna  'topu  göğsüne 
almak' diyebiliriz. Bu, kendime verdiğim güçlü bir mesajdı.

Yüklə 1,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   88   89   90   91   92   93   94   95   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin