TEŞEKKÜR
Editör, sözü bile edilemeyen tehlikelere karşı işbirliği ve adanmışlık-
ları ile bu kitabı mümkün kılan insanların hepsine teşekkür etmek ister.
Teşekkürlerimiz ilkin, bize bu orijinal yazmayı sunduğu o tarihten it-
ibaren ortalıktan kaybolan şu adsız papazadır. İkinci olarak, en tatsız ve
çoğu zaman tatmin edici olmayan görevi icra eden, sürekli değişen
çevirmen kadrosuna: Bayan I. Celms, Bayan. N. Papaspyrou, Bay Peter
Levenda, Bay X ve Bay Y’ye. Üçüncü olarak cadılık folklörü
hakkındaki eksiksiz bilgi ve anlayışı, editore bu çalışmaya karşı uygun
bir perspektif yaratmada yardımcı olan Bayan J. McNally’e. Dördüncü
olarak kitabın gücü ve tehlikeleri ile ilgili başlangıç niteliğindeki bazı
uygulamalı araştırmalarda yardımcı olan Bay J. Birnbaum’a. Beşinci
olarak, bu esrarengiz eserin basılmasını desteklemekle, sözü bile edile-
meyen korkunç tehditleri göze alarak kadimlerin dehşetli öfkesini
uyandırmaya cesaret eden Mr. L.K. Barnes’e. Altıncı olarak, bu cildin
nihai basımını nefeslerini tutarak ve diken üstünde bekleyen bütün
sabırlı Paganlar’a ve Cadılık Dostları’na. Yedinci ve belki de en önem-
lisi, durmak bilmez cesaretlendirişleri ve bitmez tükenmez şikayetleri
bu çalışmanın tamamlanması için malzeme olan Magickal Childe’dan
(Warlock Magazası) Herman Slater’e. Ve son olarak, yardımları
olmadan
bu
kitabın
basılmasının
imkansız
olacağı
İblis
PERDURABO’ya.
Kutlu olun!
GİRİŞ
1920’lerin ortasında, bir zamanlar Warlock Mağazası’nın olduğu
Brooklyn Heights’tan aşağı yukarı iki blok ötede, sessiz ve her şeyden
elini eteğini çekmiş bir adam olan, iki yıllık karısından en sonunda
boşanarak ergenliğini geçirdiği ve iki teyzesiyle kaldığı Rhode Is-
land’daki evine dönen bir kısa öykü yazarı yaşamaktaydı. 20 Ağustos
1890’da doğan Howard Phillips Lovecraft, 1923’te Weird Tales dergisi
ile yakaladığı ilk başarılarının güdük kaldığı edebiyat dünyasında bir
etki yaratmak için çaba harcayacaktı. 15 Mart 1937’de 46 yaşındayken
bağırsak kanseri ve Bright hastalığının kurbanı olarak trajik biçimde
öldü. Dashiell Hammett gibi şöhretli insanların, hem yurt içinde hem
de yurtdışında basılması için antolojiye koyarak onun çalışması ile ilgi-
lenmesine karşın, kendisine genellikle bahşedilen ‘Gotik Korkunun Ba-
bası’ ününü, seçilmiş mektuplarının bir cildi ve biyografisi gibi
çalışmalarının çeşitli kitabevleri tarafından muazzam çoklukta yeniden
basılmasına kadar geçen birkaç yıla dek gerçek yerini bulmadı.
1975’te, aylık Atlantic dergisinin Temmuz sayısında, Louis Borges’in
‘H.P. Lovecraft anısına’ başlığıyla, ‘There Are More Things’ adında bir
hikayesi yayınlandı. Borges gibi edebiyatın önemli kişilerinden birinin
yaptığı bu jest Lovecraft’ın, ölümünden kırk yıl sonra, Amerikan
edebiyat tarihinde hak ettiği yere nihayet yükseldiğinin bir göstergesi
idi kuşkusuz.
Lovecraft, Weird Tales dergisinde yazısının yayınlandığı yıl bir
başka beyefendinin daha adını görmekteydi ama İngiliz tabloid
basınında.
Sunday
Express’in
baş
sayfasında
ALEISTER
CROWLEY’İN YENİ UĞURSUZ İFŞALARI yazısını okumaktaydı.
Haber, kötü şöhretli majisyenin ilk takipçilerinden birinin (ya da ger-
çekte, takipçilerinden birinin karısının) Sicilya, Cefalu’daki Thelema
Manastırı’nda ölen kocasından Crowley’i sorumlu tutan tanıklığı ile il-
giliydi. Kötü basına, gizli örgütlerin kafalarda oluşan hayali tehlikeleri
de eklenince Mussolini, en sonunda Yüce Canavar’ı (The Great Beast)
İtalya’dan sürgün etmek zorunda kaldı. Gelecek haftalar ve aylar boy-
unca İngiltere’deki gazetelerin sayfalarını korku hikayeleri dolduracak-
tı: satanik ritüeller, kara kitle ayinleri, hayvan hatta insan kurban etmel-
er rapor edildi -ya da bu konularda bile bile yalan söylendi-. Çünkü, hi-
kayelerin çoğu gerçek olmasa ya da fantastik abartmalar bile olsa tek
bir şey belirgindi: Aleister Crowley bir majisyendi, ilk sıradakilerden
biri.
12 Ekim, 1875’te İngiltere’de -Shakespeare ile aynı bölgede- doğan
Edward Alexander Crowley, ‘Plymouth İhvanı’ adında bir tarikatın
üyesi olan katı, fundamentalist, dindar bir ailede büyüdü. Ona, (‘Book
of Revelation’ kitabındaki atıftan sonra) meşhur olacağı şu ‘The Beast
666’ ismi ve sayısı ile hitap eden ilk kişi annesiydi ve o da bu unvanı
gönülden kabul etti. Cambridge’de okurken ismini Aleister Crowley
olarak değiştirdi; bu isim ve ona eklediği ‘666’ ile hiçbir zaman kita-
plardan ya da basından uzak olmayacaktı. Çünkü kendisinin bir tanrı,
bir kadim enkarnasyonu
[2]
, insanlık tarihini Yeni Çağ’a, Osiris’in eski
çağının yerini alacak Horus’un Eon’una aktaracak aracı kişi olacağına
inanıyordu. 1904’te, Lovecraft’ın ‘Dış Uzaydan’ diyebileceği bir yer-
den, yeni bir felsefe, bilim, sanat ve din sistemini, Yeni Dünya
Düzeni’ni içeren bir mesaj aldı, ancak bu yeni düzen, bir ana bölüm ve
bu dördününün de ortak paydası ile başlamalıydı: Maji ile.
1937’de, Lovecraft’ın öldüğü sene, Naziler, aralarında Crowley’in
yönettiği iki tanesinin de bulunduğu, Almanya’daki okült
[3]
locaları
yasakladılar: A.:.A.:. ve O.T.O’yu. Crowley, ikincisine İngiltere’de
başkan seçilmişti, ilkini bizzat kendisi kurmuştu. Onun, bir şekilde,
majik anlamda Üçüncü Reich’ten sorumlu olduğuna inananlar bu-
lunuyordu, bunun için iki sebep vardı: ilki, Yeni Dünya Düzenlerinin
ortaya çıkışı genellikle holocaustlara
[4]
neden olmuş gibi görünüyordu
ve ikincisi onun, Adolf Hitler’in aklını etkilemiş olması gerektiğinin
söylenmesiydi. Crowley ve Hitler’in hiçbir zaman karşılaşmadığı nere-
deyse kesinken, Hitler’in Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki ilk
8/284
günlerde bazı okült localara mensup olduğu biliniyordu. Bunlardan
biri, Hitler’in, Üçüncü Reich adına, iğrenç sembolü Swastikayı
[5]
ben-
imseyeceği, Arianların ırksal üstünlüğü öğretisini vaaz eden Thule
Gesellschaft
[6]
’idi. Crowley’in, Nazizmi bütün biçimleri ile, yalnızca
küçümsediği, pek çok yazısında, özellikle de otuzların sonlarında
yazdığı denemelerinde açıktır. Crowley, Nazizm olgusunu, anti-semit-
izmi ve Reich’in liderliğinin büyük bölümünü nitelendiren çeşitli
türdeki deliliklere ve ‘psikolojik tıkanıklıklar’a yol açmış, kendi taraf-
tarlarına ilişkin katı ahlaki sınırlamalar içinde bulunan bir Hıristiyanlık
yaratığı olarak düşünür görünmektedir. Yine de, bu yıllarda Dünya’yı
içine çeken kaosun Crowley’in Liber Al vel Legis’inde (The Book of
the Law) peşin olarak anlatıldığı ve öngörüldüğüne dair belki de çok az
şüphe duyulabilir.
9/284
|