308
Haseki T›p Bülteni,
Galenos Yay›nevi taraf›ndan bas›lm›flt›r.
The Medical Bulletin of Haseki Training and Research Hospital,
published by Galenos Publishing.
Olgu Sunumu / Case Report
Yaz›flmaAdresi/AddressforCorrespondence:Sefer Günaydın
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye
Tel.: +90 505 917 92 36 E-posta: seferg1971@mynet.com
GeliflTarihi/Received:04 Nisan 2015 KabulTarihi/Accepted:14 Haziran 2015
UlusalNörolojiKongresi’ndesunulmuştur.2013,İstanbul,Türkiye
Giriş
Tolosa-Hunt sendromu (THS) tek yanlı (peri) orbital
ağrı, ipsilateral oftalmopleji ve kortikosteroidlere iyi yanıt
ile karakterize olan nadir bir ağrılı oftalmopleji tablosudur
(1). THS kavernöz sinüs veya superior orbital fissürün
bilinmeyen bir enflamasyonu sonucunda gelişir (2).
İnsidansı milyonda 1-2 olarak tahmin edilmektedir (3).
Yaklaşık %40 hastada ipsilateral veya kontralateral relaps
bildirilmiştir (4).
İlk olarak Tolosa (5) 1954 yılında klinik özelliklerini
ve patolojik bulgularını bir hastada tanımlamış ve Hunt
ve ark. (6) 1961 yılında 6 olgu ile destekleyerek, ilk tanı
kriterlerini oluşturarak, bazı hastalarında sistemik steroid
tedavisinin dramatik etkisine dikkati çekmişlerdir. Smith
ve Taxdal (7) 1966 yılında 5 olguluk bir bildirilerinde
streoid kullanımının tanısal test gibi olduğunu kuvvetle
vurgulayarak Tolosa-Hunt sendromu isimlendirmesini
yapmışlardır. International Headache Society (IHS),
(Uluslararası Baş Ağrısı Derneği) 1988 yılında yaptıkları
baş ağrısı sınıflamasında THS’yi kraniyal nöraljiler arasına
yerleştirirken (8), nöro-görüntülemenin rolü (işlevi)
neoplazm, metastaz, menenjiom, lenfoma, enfeksiyon,
internal karotid arter anevrizması gibi diğer sebeplerin
dışlanmasıyla sınırlı tutmuştu. IHS 2004 yılında THS tanı
kriterlerini güncelleyerek manyetik rezonans görüntüleme
(MRG) ya da biyopsi ile kavernöz sinüs veya süperior orbital
fissürde granülom gösterilmesini gerekli olduğunu tanı
kriterlerine eklemiştir. 2013 yılında yapılan son sınıflamada
ise tanı kriterleri tekrar düzenlenmiştir (Tablo 1) (1).
Bu yazıda, seyrek görülen THS tanısı alan iki olgumuzu
klinik ve radyolojik bulguları ile beraber sunmayı amaçladık.
OlguSunumları
Olgu1
Otuz yaşında erkek hasta, sağ gözde ağrı ve çift görme
yakınmaları ile başvurdu. Sağ göz ağrısı başvurusundan
2 hafta kadar önce başlamış, ağrının başlangıcından bir
hafta sonrasında çift görme gelişmiş. Özgeçmişinde özellik
olmayan hastanın nörolojik muayenesinde sağ göz dışa
bakışı kısıtlıydı, diğer muayene bulguları normaldi. Hasta
klinik bulgular ışığında ağrılı oftalmopleji nedenlerine
Öz
Tolosa-Hunt sendromu (THS) ağrılı oftalmopleji ile prezente
olan kavernöz sinüs veya süperior orbital fissürün idyopatik
granülamatöz hastalığıdır. Glukokortikoid tedavisi hem tanı hem
de tedavi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Uluslararası baş ağrısı
derneğinin baş ağrısı sınıflama komitesi tanı kriterlerini güncellemiş
granülomun manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya biopsi
ile gösterilmesini şart koşmuştur. Biz bu makalemizde kliniğimizde
izlediğimiz klinik, radyolojik özellikleriyle THS tanısı koyduğumuz iki
olgumuzu literatür ışığında paylaştık.
AnahtarSözcükler: Tolosa-Hunt sendromu, baş ağrısı
Abstract
Tolosa-Hunt syndrome (THS) is a painful ophthalmoplegia,
characterized by cryptogenic granulomatous inflammation of the
cavernous sinus and/or superior orbital fissure. Glucocorticoid
treatment is used for both diagnostic and therapeutic purposes.
According to the Headache classification subcommittee of
international headache society criteria, magnetic resonance
imaging (MRI) or biopsy is necessary for demonstration of the
granulomatous inflammation. Here, we present two cases of THS
with clinical and MRI findings.
Keywords: Tolosa-Hunt syndrome, headache
Sefer Günaydın, Birgül Baştan, Hürtan Acar, Nihat Çevik, Özlem Çokar
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye
Tolosa-Hunt Sendromu: İki Olgu Sunumu
Tolosa-Hunt Syndrome: A Report of Two Cases
DOI: 10.4274/haseki.2332
Med Bull Haseki 2015;53:308-12
309
yönelik olarak incelenirken, muayene bulgularına birkaç
gün içinde 3. ve 5. sinir bulguları da eklendi ve sağ gözde
pitoz, total oftalmopleji ve sağ yüz yarımında trigeminal
sinirin oftalmik dalında hipoaljezi ve hipoestezi tablosu
yerleşti. Kranyal ve orbital kontrastlı MRG incelemeleri
sağ kavernöz sinüsde orta derecede ekspansiyona neden
olan T1 ve T2 ağırlıklı sekanslarda izointens, gadolinium
enjeksiyonu sonrasında kontrast tutulumu sergileyen
lezyon göstermekteydi (Şekil 1a, 1b). Kontrastlı kranyal
MRG anjiografi ve venografi incelemelerinde özellik yoktu.
Hastanın serum biyokimya ve hemogram incelemeleri
normal sınırlar içerisindeydi. Vaskülitik süreçlerin taraması
açısından da gerçekleştirilen ANA, anti-ds DNA, p-ANCA,
c-ANCA, antikardiyolipin IgG ve IgM testleri, VDRL, RF ve
serum ACE düzeyi testleri normaldi, paterji testi negatif
olarak değerlendirildi. Lomber ponksiyon ile yapılan beyin-
omurilik sıvısı (BOS) incelemesinde ılımlı protein yüksekliği
saptandı, hücre sayımı, şeker, protein, IgG indeksi normal
sınırlar içindeydi, oligoklonal band saptanmadı. Toraks
tomografisinde, tüberküloz ve sarkoidoz düşündürecek
bulgu saptanmadı.
Hastada klinik ve paraklinik veriler ışığında ön planda
olası idiopatik TSH düşünüldü. Hastaya 1 mg/kg dozunda
oral metilprednizolon tedavisi başlandı. Kortikosteroid
tedavisinin başlanmasından sonra 24 saat içinde hastanın
ağrısı kesildi, 3 gün içinde de oftalmoplejisinde iyileşme
başladı. Kortikosteroid tedavisinin 2. haftasındaki
muayenesinde sağda hafif düzeyde pitoz, sağ göz içe
bakışında 1-2 mm kısıtlılık, dışa bakışında 3-4 mm kısıtlılık
mevcuttu. Hasta yurt dışında yaşadığından tedavisini
yaşadığı yerde sürdürdü. Hastayla 6 ay sonra yapılan telefon
görüşmesinde tedavisinin iyileşmeyle doz azaltılmasına
gidilerek kesildiği, şikayetlerinin tamamen düzeldiği ve
tekrarlamadığı öğrenildi.
Olgu2
Otuz yedi yaşında erkek hasta yaklaşık bir ay önce sağ
gözde ağrı şikayeti başlamış, ağrı başlangıcından bir hafta
sonra çift görme ve sağ göz kapağında düşme gelişmiş.
Şikayetlerine son bir haftadır sağ yüz yarısında hipoestezi
eklenen hasta tarafımıza başvurdu. Özgeçmişinde 20 yıl
önce geçirilmiş akciğer tüberküloz hastalığı mevcuttu.
Nörolojik muayenesinde her iki göz küreleri orta hatta, sağ
göz pitotik, sağ gözde total oftalmopleji, sol göz hareketleri
doğaldı. Pupiller izokorik, Dİ IR +/+, fasial asimetri yoktu.
Sağda trigeminal sinirin oftalmik trasesinde hipoaljezi ve
hipoestezi mevcut, diğer kranial alan muayene bulguları
doğaldı.
Hastanın klinik bulgular ışığında ağrılı oftalmopleji
nedenlerine yönelik olarak incelenmesi planlandı. Kranyal
ve orbital kontrastlı MR incelemeleri sağ kavernöz sinüsde
ekspansiyona neden olan T1 ve T2 ağırlıklı sekanslarda
izointens, gadolinium enjeksiyonu sonrasında kontrast
Günaydın ve ark., Tolosa Hunt Sendromu
Şekil 1. Birinci olgunun T2-ağırlıklı (a) ve T1-ağırlıklı (b) kontrastlı
kranyal manyetik rezonans görüntüleri. Sağ kavernöz sinüs, sola
kıyasla genişlemiş olup, bu düzeyde belirgin kontrast tutulumu
izlenmektedir
a
b
Tablo1.Tolosa-Huntsendromutanıkriterleri
A. C maddesindeki kriterleri tam karşılayan tek taraflı baş ağrısı
B. Aşağıdakilerden her ikisinin varlığı;
1. Kavernöz sinüs, superior orbital fissür veya orbitada granülomatöz enflamasyonun manyetik rezonans görüntüleme veya biyopsi
ile gösterilmiş olması.
2. İpsilateral üçüncü, dördüncü ve/veya altıncı sinirlerin bir veya birden fazlasının etkilenmiş olması.
C. Aşağıdakilerden her ikisinin varlığı;
1. Baş ağrısının üçüncü, dördüncü ve/veya altıncı sinir tutulumlarından ≤2 hafta öncesinde veya eşzamanlı başlamış olması.
2. Baş ağrısının ipsilateral kaş ve göz etrafında lokalize olması.
D. Başka bir ICHD-3 tanısının karşılanıyor olmaması.
310
tutulumu sergileyen lezyon göstermekteydi (Şekil 2
a, b). Kontrastlı kranyal MRG anjiografi ve venografi
incelemelerinde özellik yoktu. Hastanın serum biyokimya
ve hemogram incelemelerinde açlık glukoz düzeyinin
149 mg/dl ve hbA1C: 7,3 olması haricinde patolojik
bulgu saptanmadı. Vaskülitik süreçlere yönelik tarama
açısından da gerçekleştirilen ANA, anti-ds DNA, p-ANCA,
c-ANCA, antikardiyolipin IgG ve IgM testleri, VDRL, RF ve
serum ACE düzeyi testleri normaldi, paterji testi negatif
olarak değerlendirildi. Lomber ponksiyon ile yapılan BOS
incelemesinde hücre sayımı, şeker, protein, IgG indeksi
normal sınırlar içindeydi. Daha önceleri tüberküloz öyküsü
olan hastaya toraks tomografisi çekildi. Göğüs hastalıkları
konsültasyonunda, geçirdiği akciğer tüberkülozun aktif
olmadığı ve sarkoidoz yönünden bir bulguya rastlanılmadığı
öğrenildi. Hastada klinik ve paraklinik veriler ışığında ön
planda olası idiopatik TSH düşünüldü. Dahiliye tarafından
insülin tedavisi başlanan hastaya 1 mg/kg dozunda
metilprednizolon tedavisi oral başlandı. Kortikosteroid
tedavisinin başlanmasından sonra 24 saat içinde hastanın
ağrısı kesildi, 3 gün içinde pitozu gerilemeye başladı.
İkinci haftadan sonra göz hareketleri düzelmeye başladı.
Klinik iyileşmeden sonra steroid tedavisi kademeli olarak
kesildi. Hastaya 6 ay sonra tekrarlanan kranyal MRG
incelemelerinde önceki incelemelerde sağ kavernöz sinüs
lokalizasyonunda lezyonun kaybolduğu izlendi (Şekil
3a,3b). Takip edilen bir yıl boyunca nüks gözlenmedi.
Tartışma
IHS, THS’yi 3., 4. ve/veya 5. kranyal sinirlerin bir veya
birden çoğunun paralizisi ile beraber olan ve genellikle
spontan düzelen ama tekrarlama eğiliminde olan epizodik
orbital ağrı olarak tanımlamaktadır (1). THS her iki cinsi de
eşit etkiler, her yaşta görülebilmekle birlikte en çok 30-50
yaş arasında görülür (2,9). Ağrı periorbital bölgede delici
karakterde olup frontal ve temporal bölgeye yayılır (9).
Ağrının nedeni kavernöz sinüs ve/veya süperior orbital
fissürün duvar ve septalarının lenfosit ve makrofajlar
tarafından infiltrasyonun yol açtığı primer granülomatöz
inflamasyondur (10). Oftalmoparezi ağrı ile beraber veya
ağrı başladıktan sonra ikinci hafta içinde gelişir (9). En
sık etkilinen 3. sinir olmakla birlikte, diğer okülomotor
sinirler ve 5. sinirin oftalmik dalı sıklıkla, maksiller dalı
nadiren etkilenir. Enflamasyon orbital apekse uzanırsa
optik sinir disfonksiyonu gelişebilir. Karotid sempatik
sistem tutulumuna bağlı Horner sendromu nadiren klinik
Günaydın ve ark., Tolosa Hunt Sendromu
Şekil3.İkinci olgunun tedavi sonrası T2-ağırlıklı (a) ve T-ağırlıklı (b)
kontrastlı kranyal manyetik rezonans görüntüleri. Tedavi sonrasında
kontrast tutulumu kaybolmuştur
a
b
Şekil 2. İkinci olgunun T2-ağırlıklı (a) ve T1-ağırlıklı (b) kontrastlı
kranyal manyetik rezonans görüntüleri. Sağ kavernöz sinüs, sola
kıyasla genişlemiş olup, bu düzeyde belirgin kontrast tutulumu
izlenmektedir
a
b
311
Günaydın ve ark., Tolosa Hunt Sendromu
tabloya eşlik edebilir. Bazı hastalarda okülomotor sinirin
parasempatik liflerinin tutulumuna bağlı pupiler bozukluk
eşlik edebilir (2,9,11). Bizim her iki hastamızda da ilk
semptom ağrı idi. Birinci olgumuzda ağrıdan sonra 6. sinir
ilk olarak etkilenmişken, ikinci olgumuzda 3. sinir öncelikli
etkilenmişti. Her iki olgumuzda da 5. sinir oftalmik dalı
tutulumu mevcuttu.
THS düşündüren klinik bulgular spesifik olmadığından
tanıyı kesinleştirmek için MRG görüntüleme gereklidir
(12). MRG’nin kavernöz sinüs ve orbitaya odaklanması
enflamasyonun doğrudan görüntülenmesi şansını arttırır
(13-15). MRG’de T1 sekanslarda hipo/izointens ve T2
sekanslarda izointens kavernöz sinüse ait genişleme ve
kontrast verilmesini takiben belirgin kontrast tutulumu
görüldüğü Yousem ve ark. (13) tarafından bildirilmiştir.
Eflamasyonun yayılımına göre MRG görüntülemede
kavernöz sinüste genişleme yanında lateral duvarda
bombeleşme, orbital apekse uzanım, kavernoz internal
karotis arter (İKA) parçasında daralma ve optik sinirde
kontrastlanma saptanabilir (12). Pascual ve ark. (16) 22
THS’li olgunun 2/3’ünde beyin bilgisayarlı tomografinin
(BBT) normal olmasına karşın, kraniyal MRG tetkikinde
tüm hastalarda kavernöz sinüs patolojisi saptandığını ve
tedaviye yanıtın takibi açısından da MRG incelemesinin en
ideal yöntem olduğunu belirtmişlerdir. Diğer görüntüleme
yöntemleri arasında Talyum-201 sintigrafisinin de
kullanılabileceğine dair olgu bildirisi mevcuttur. Bu pediatrik
olguda MRG yanı sıra lezyondaki talyum retansiyon
indeksine bakılmış ve tanıya yardımcı olduğu bildirilmiştir
(17). Bizim her iki olgumuzda da MRG’de kavenöz sinüste
genişleme ve kontrast tutulumu saptandı. İlk olgumuzda
MRG takibi yapılamadı. İkinci olguda 4 ay sonra yapılan
kontrastlı beyin MRG tetkikinde daha önceki patolojilerin
tamamen kaybolduğu saptandı.
THS ayırıcı tanısında, ağrılı oftalmopleji yapan
parasellar sendromların ve diğer oluşumların araştırılması
gerekmektedir.
Meningiom,
lenfoma,
sarkoidoz,
karotis interna arter anevrizması, psödotümör orbita,
oftalmoplejik migren, diyabetik oftalmoparezi, kavernöz
sinür trombozu, düşünülmesi gereken hastalıklardır (9).
THS’yi diğer semptomatik ağrılı oftalmoplejilerden (SPO)
ayırt etmekteki klinik ve radyolojik ipuçlarını inceleyen
retrospektif bir çalışmada atipik MRG bulgularının hassas
ve spesifik olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmadaki; atipik MRG
bulgularının genişlemiş süperior oftalmik ven, paranazal
sinüslerin invazyonu, sella kitleleri, prepontin sistern ve
serebral parankim tutulumu olduğu gösterilmiştir (18).
Biz iki olgumuzda da bu ayırıcı tanı yaklaşımını uyguladık.
İkinci olgunun bilinen DM tanısı olması nedeniyle
diyabetik oftalmopleji ayırıcı tanıda daha ön planda
tutuldu. Diyabetik oftalmopleji ağrılı oftalmopleji ayırıcı
tanısında önemli bir yere sahiptir. Diyabetik oftalmopleji,
daha önceden tanı konmamış veya tanılı diyabetik bir
kişide tipik olarak akut, sıklıkla ağrılı bir mononöropati ile
görünür. Oküler motor fonksiyonlar değişmez şekilde 3 ay
içinde düzelir kortikosteroid tedavisine yanıtsızdır. İkinci
olgumuzda eş zamanlı trigeminal sinirle birlikte multipl
kranial sinir tutulumu olması, kavernöz sinüsteki kontrast
tutan lezyon varlığı ve kortikosteroid tedavisine hızlı yanıt
diyabetik oftalmoplejiyi dışlamamızı sağladı.
THS’de kortikosterid tedavisine yanıt dramatiktir. IHS
2004 tanı kriterlerinde uygun dozda kortikosteroid tedavisi
ile ağrı ve parezide 72 saat içinde gerileme olması gerekli
tutulmuş iken son sınıflamada bu şart kaldırılmıştır (1).
Bizim her iki hastamızda da günlük 1 mg/kg dozunda oral
metilprednizolon tedavisi ile ağrı 24 saat içinde dramatik
azalıp 48 saat içinde tamamen geçti. Birinci olgumuzun
oftalmoparezisinde 72 saat içinde gerileme görülürken,
ikinci olgumuzun oftalmoparezisinde gerileme 2. haftadan
sonra başladı. Günümüzde ne yazık ki THS tedavisi
konusunda fikir birliği yoktur ve optimal doz, tedavi süresi
konusunda bilgiler sınırlıdır. Colnaghi ve ark. da (19) ICHD-
2’ye yaptıkları eleştirel değerlendirilmelerinde bu eksikliğe
vurgu yapmışlardır. Ayrıca uygun kortikosteroid tedavisi
ile 72 saat içinde yalnızca ağrının belirgin gerilediğini,
oftalmoparezinin 72 saatten daha uzun sürede iyileşmeye
başladığını belirterek, tanı kriterlerindeki bu tanımın,
uygun kortikosteroid tedavisiyle 72 saat içinde yalnızca
ağrının gerilediği şekilde değiştirilmesini önermişlerdir.
THS nadir görülen idiopatik granülamatöz bir
enflamasyondur. IHS 2013 yılında THS için tanı kriterlerini
güncellemiştir ancak, tanı hala büyük ölçüde diğer
nedenlerin dışlanmasına dayanmaktadır ve sendromla ilgili
bazı tanımlamalarda halen tartışmalar sürmektedir. Biz
bu makalemizde kliniğimizde izlediğimiz klinik, radyolojik
özellikleriyle THS tansı koyduğumuz iki olgumuzu literatür
ışığında paylaştık.
YazarlıkKatkıları
Hasta Onayı: Çalışmamıza dahil edilen tüm hastalardan
bilgilendirilmişonam formu alınmıştır, Konsept: Sefer
Günaydın, Dizayn: Hürtan Acar, Veri Toplama veya
İşleme: Nihat Çevik, Analiz veya Yorumlama: Özlem
Çokar, Literatür Arama: Nihat Çevik, Birgül Baştan, Yazan:
Sefer Günaydın, Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu
dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir, Çıkar
Çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir
çıkar çatışması bildirmemiştir, Finansal Destek: Çalışmamız
için hiçbir kurum ya da kişiden finansal destek alınmamıştır.
Kaynaklar
1. Headache Classification Committee of the International
Headache Society (IHS). The International Classification of
Headache Disorders, 3rd edition (beta version). Cephalalgia
2013;33:629-808.
312
2. Macken MP, Hansen MR. Cranial neuropathies: neurology
in clinical practice. 3rd ed. Boston: Butterworth-Heinemann;
2000. p. 1879-88.
3. Iaconetta G, Stella L, Esposito M, Cappabianca P. Tolosa-
Hunt syndrome extending in the cerebello-pontine angle.
Cephalalgia 2005;25:746-50.
4. Jimenez Cabellero PE, Florensa J, Marsal Alanso C, Alverez-Tejerina
A. Recurrent Tolosa-Hunt syndrome with normal neuroimaging.
A report of three cases. Rev Neurol 2005;41:30-3.
5. Tolosa E. Periarteritic lesions of the carotid siphon with the
clinical features of a carotid infraclinoidal aneurysm. Neurol J
Neurosurg Psychiatry 1954;17:300-2.
6. Hunt WE, Meagher JN, LeFever HE, Zeman W. Painful
ophtalmoplegia.Its relation to indolent inflammation of the
cavernous sinus. Neurology 1961;11:56-62.
7. Smith JL, Taxdal DS. Painful ophthalmoplegia. The Tolosa-
Hunt syndrome. Am J Ophthalmol 1966;61:1466-72.
8. No authors listed. Classification and diagnostic criteria
for headache disorders, cranial neuralgias and facial pain.
Headache Classification Committee of the International
Headache Society. Cephalalgia 1988;8(Suppl 7):1-96.
9. Kline LB, Hoyt WF. The Tolosa-Hunt syndrome. J Neurol
Neurosurg Psychiatry 2001;71:577-82.
10. Paci M, Wein TH, Bekhor S. An unusual case of retro-orbital
pain with diplopia. Can J Neurol Sci 2010;37:888-9.
11. Fenichel GM. Disorders of ocular motility: Clinical Pediatric
Neurology. 2nd ed. Philadelphia: W.B. Saunders Company;
1993. p. 302-21.
12. Schuknecht B, Sturm V, Huisman TA, Landau K. Tolosa-
Hunt syndrome: MR imaging features in 15 patients with
20 episodes of painful ophthalmoplegia. Eur J Radiol
2009;69:445-53.
13. Yousem DM, Atlas SW, Grossman RI, Sergott RC, Savino PJ,
Bosley TM. MR imaging in Tolosa-Hunt syndrome. AJNR Am J
Neuroradiol 1989;10:1181-4.
14. Alioglu Z, Akbas A, Sari A, Erdöl H, Ozmenoglu M. Tolosa-
Hunt syndrome: a case report. Clinical and magnetic
resonance imaging findings. J Neuroradiol 1999;26:68-72.
15. Aktan S, Aykut C, Erzen C. Computed tomography and
magnetic resonance imaging in three patients with Tolosa-
Hunt syndrome. Eur Neurol 1993;33:393-6.
16. Pascual J, Cerezal L, Canga A, Alvarez de Arcaya A, Polo JM,
Berciano J. Tolosa-Hunt syndrome: focus on MRI diagnosis.
Cephalalgia 1999;19:36-8.
17. Kakisaka Y, Kobayashi T, Uematsu M, Numata Y, Hirose M,
Hino-Fukuyo N, et al. Utility of thallium-201 scintigraphy in
Tolos-Hunt Syndrome. Tohoku J Exp Med 2013;229:83-6.
18. Hung CH, Chang KH, Chen YL, Wu YM, Lai CL, Chang HS, et
al. Clinical and radiological findings suggesting disorders other
than Tolosa-Hunt Syndrome among ophtalmoplegic patients:
a retrospective analysis. Headache 2015;55:252-64.
19. Colnaghi S, Versino M, Marchioni E, et al. ICHD-II diagnostic
criteria for Tolosa–Hunt syndrome in idiopathic inflammatory
syndromes of the orbit and/or the cavernous sinus.
Cephalalgia 2008;28:577-84.
Günaydın ve ark., Tolosa Hunt Sendromu
Dostları ilə paylaş: |