116
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2007, 60(3)
DAHİLİ BİLİMLER / MEDICAL SCIENCES
Olgu Sunumu / Case Report
Tekrarlayan Orbital Myozitli Bir Olgu
Recurrent Orbital Myositis: A Case Report
Eda Ayberkin
1
, Erdal İnce
2
, Deniz Tekin
1
, Suat Fitöz
3
, Emine Suskan
1
1
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı
2
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları
Bilim Dalı
3
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyodiagnostik Anabilim Dalı
Başvuru tarihi: 21.11.2005 • Kabul tarihi: 26.02.2007
İletişim
Eda Ayberkin
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı
Tel
: (312) 362 0581
E-posta adresi : eda_ayberkin@hotmail.com
Orbital psödotümör ya da idyopa-
tik orbital inflamatuvar sendrom,
orbitanın nadir görülen, non-spe-
sifik, nedeni bilinmeyen, non-
neoplastik inflamasyonudur (1).
Orbital kitlelerin %5-8’inden so-
rumludur (2). Sıklıkla erişkinler-
de görülmekle birlikte çocuklarda
da bildirilmiştir. Çocuklarda ve
genç erişkinlerde viral üst solu-
num yolu enfeksiyonunu takiben
ortaya çıkabilir. Akut başlangıçlı
proptozis, göz kapağında şişlik
ve göz hareketleri sırasında ağrı
biçiminde klinik bulgular ortaya
çıkar. Nadiren bu klinik bulgulara
diplopi ya da görmede azalma gibi
yakınmaların yanı sıra baş ağrısı,
halsizlik, iştahsızlık gibi semptom-
lar da eşlik edebilir (1,3). Orbital
inflamasyon non-granülomatöz-
dür ve ekstraoküler kaslar ile bir-
likte çevre yağ dokusunu, skle-
rayı, optik siniri ve lakrimal bezi
de tutabilir. Histopatolojik olarak
değişken derecelerde fibrozis ile
birlikte polimorfik lenfosit infil-
trasyonu görülür (2). Histopatolo-
jik görünüm non-spesifik olmakla
birlikte, benzer klinik özelliklere
sahip hastalıkları ekarte etmek açı-
sından önemlidir. Tanı esas olarak
diğer hastalıkların ayırt edilmesine
dayanır. Histopatolojik ve radyo-
lojik bulgular ile tanı desteklenir.
Ayırıcı tanıda Graves hastalığı, len-
foma, sarkoidoz, Wegener granü-
lomatozis, enfeksiyonlar, vaskülit,
amiloidoz, yabancı cisim reaksiyo-
nu, dermoid kist ve neoplazmlar
düşünülmelidir (2,4). Tedavide
esas olarak kortikosteroidler kul-
lanılır ve tedaviye yanıt oldukça
hızlıdır. Ağrı ve proptozis tedavi-
nin başlangıcından itibaren 24-48
saat içinde geriler. Steroide yanıt
Non-spesifi k orbital infl amasyon sendromları (orbital psödotümör) oldukça heterojen bir hastalık
grubudur. Orbital myozit bu grubun bir ya da birden çok orbital kasını tutan bir alt tipidir. Çocuk-
larda oldukça ender görülmektedir. Tedavide ilk tercih olarak kortikosteroidler kullanılır. Tedaviye
yanıtsız hastalarda radyoterapi ve bağışıklık sistemini baskılayıcı gibi tedavi seçenekleri denen-
mektedir. Nadiren de olsa kendiliğinden gerileyen olgular bildirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Orbital psödotümör, orbital miyozit, orbital infl amasyon sendromları
Nonspesifi c orbital infl ammatory syndromes (orbital pseudotumor) are a heterogeneous group
of conditions. Orbital myositis is a subtype of this group involving one or more orbital muscles.
It is quite rare in children. Corticosteroids are the mainstay of therapy. Therapeutic alternatives
such as radiotherapy and immune suppressive therapy are experimented in refractory patients.
Spontaneous remissions are infrequently reported.
Key Words: Orbital pseudotumor, orbital myositis, orbital infl ammatory syndromes
Journal of Ankara University Faculty of Medicine 2007, 60(3)
117
Eda Ayberkin, Erdal İnce, Deniz Tekin, Suat Fitöz, Emine Suskan
vermeyen ya da tolere edemeyen
hastalarda radyoterapi, kliniğin
daha ağır seyrettiği vakalarda ke-
moterapi uygulanabilmektedir
(4,5). Nadiren çok hafif seyirli ve
kendiliğinden gerileme gösteren
olgular da bildirilmiştir. Hastala-
rın yaklaşık üçte birinde hastalık
tekrarlar (1).
Bu yazıda sol gözde gelişen, üç kez
yineleyen ve her yinelemenin ken-
diliğinden düzeldiği orbital psö-
dotümörlü bir çocuk hasta sunul-
maktadır.
Olgu Sunumu
Ondört yaşında erkek hasta 3 gün
önce başlayan sol gözde ağrı ve
şişlik yakınmaları ile başvurdu.
Başvurduğu doktor tarafından
oral antibiyotik ve anti-inflamatu-
var tedavi başlanan hastanın ağrısı
geçmiş ancak göz kapağındaki şiş-
lik devam etmekteydi. Hasta 3 haf-
ta önce tonsillit geçirmiş ve oral
antibiyotik tedavisi almıştı. Trav-
ma öyküsü yoktu. Aynı gözde 4 yıl
öncesinde benzer yakınmalarının
olduğu, herhangi bir sistemik te-
davi almaksızın antibiyotikli po-
mad ve göz damlası ile düzeldiği
öğrenildi. Tam olarak iyileştikten
bir yıl sonra aynı şikayetlerin aynı
gözde tekrarlaması üzerine hasta
otoimmün hastalıklar, Behçet has-
talığı ve sarkoidoz açısından tetkik
edilerek altta yatan herhangi bir
patoloji olmadığı gösterilmişti.
Semptomatik tedavi ile iyileşme
sağlanmıştı. Hasta üçüncü kez
aynı şikayetlerle başvurdu. Fizik
incelemesinde sol gözde propto-
zis, sol üst göz kapağında ödem
dışında diğer muayene bulguları
normaldi. Bilateral göz hareketle-
ri serbest fakat ağrılı idi. Hastanın
çekilen orbital tomografisinde sol
üst rektus kasında diffüz kalınlaş-
ma ve sol lakrimal bezde minimal
belirginleşme saptandı (Şekil 1,2).
Bu radyolojik görünüm hastalığa
spesifik olmamakla birlikte, en-
feksiyonlar, sarkoidoz, malignite-
ler ve otoimmün hastalıklar gibi
diğer durumlar yapılan tetkikler
ile ekarte edildi ve hastanın klinik
bulguları da göz önünde bulun-
durularak myozitik formda orbital
psödotümör tanısı konuldu. Has-
tanın almakta olduğu antibiyotik
tedavisi kesildi. İzleminde 3 gün
içinde ağrısı kayboldu, göz kapağı
şişliği ise yaklaşık bir haftada dü-
zeldi.
Tartışma
Orbital psödotümör ilk kez 1905’te
Birch-Hirschfield tarafından, or-
bita ve oküler bağları tutan geniş
bir hastalık grubu olarak tanım-
lanmıştır. Son zamanlarda orbital
psödotümör orbitanın sarkoidoz,
tiroid oftalmopatisi, enfeksiyon
hastalıkları gibi sistemik hastalık-
lar ya da herhangi bir lokal nedene
bağlı olmayan non-spesifik infla-
masyonları olarak tanımlanmak-
tadır (1). Tutulan orbital yapılar,
histolojik ve patolojik görünüm,
inflamatuvar sürecin evresi ve lo-
kalizasyonuna dayanarak çeşitli
sınıflandırma sistemleri geliştiril-
miştir. En sık kullanılanı lokalizas-
yona göre yapılan sınıflandırmadır
(dakriyoadenit, perisklerit, miyo-
zit, trokleit, perinörit) (7). Ağrı,
proptozis, göz kapağında şişme,
göz hareketlerinde kısıtlılık en sık
görülen semptomlardır. Çocuklar-
da bilateral tutulum ve iritis daha
Şekil 2. Koronal BT kesitinde üst rektus (ok başı) yanı
sıra sol lakrimal bezde hafif kalın olarak seçilmekte (ok)
Şekil 1. Aksiyal BT kesitinde solda simetriğine ve norma-
le göre belirgin kalınlaşmış üst kas grubu izlenmek (ok)
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2007, 60(3)
118
Tekrarlayan Orbital Myozitli Bir Olgu
sık görülmektedir (1,4). Hastalık
akut, subakut ve kronik gidişli ola-
bilir. Kronik faz fibrozis ile ilişkili-
dir, bazı hastalarda hastalık akut
inflamatuvar dönem olmaksızın
doğrudan fibrozis ile başlayabilir
(6). Ekstraorbital ve intrakranial
yayılım (paranazal sinüsler, optik
kanal, kavernöz sinüs gibi) bazı
vakalarda bildirilmiştir (2,7).
Orbital pseudotümör tanısı zor ola-
bilir ve başlangıçta sinüzitin or-
bital komplikasyonu olarak de-
ğerlendirilebilir. Orbital biyopsi
kesin tanı yöntemi olmakla bir-
likte steroid tedavisine dramatik
yanıt radyolojik bulgularla bir-
leştirildiğinde pseudotümör tanı-
sını destekler. Biyopsi özellikle
atipik klinik tablo, kemik eroz-
yonu, ekstraorbital doku yayılımı
ve izole lakrimal bez genişlemesi
olan vakalarda endikedir. Steroid
tedavisine yanıtsızlık ve sistemik
hastalık bulgusuda keza biyopsi
endikasyonudur(1).
Orbital pseudotümör ayırıcı tanı-
sında enfeksiyon(orbital selü-
lit), tiroid oftalmopatisi, orbital
tümörler(rabdomyosarkom, nö-
roblastom, granülositik sarkom-
dermoid kist), vasküler malforma
syonlar(hemanjiom, artero-venöz
fistül) düşünülmelidir. Orbital
pseudotümörü taklit edebilecek
bu hastalıklardan ayırt edilmesin-
de klinik, laboratuvar ve radyolo-
jik bulgulardan yararlanılır(1).
Orbital psödotümör şüphesi olan
hastalarda tam kan sayımı, sedi-
mentasyon, anti-nükleer antikor,
anti-çift sarmal DNA, anti-nükleer
sitoplazmik antikor, sifiliz serolo-
jisi ve protein elektroforezini de
içeren hematolojik incelemeler
planlanmalıdır (4). Radyolojik
görüntüleme bulgusu olarak, or-
bital pseudotümörde bilgisayarlı
tomografi ve manyetik rezonans
incelemede multipl kas genişle-
meleri, sinir düzensizlikleri ve
orbital yağ dokusunda genişleme
saptanır (6). Buna karşılık tiroid
oftalmopatisinde orbital yağ do-
kusuna yayılım yoktur. Orbital se-
lülitde ise orbital yağ dokusunda
azalmış sinyal bulgusu, eşlik eden
sinüs hastalığı, kemik erozyonu
ve venöz tromboz olabilir. Atlas
ve arkadaşları tarafından yapılan
bir çalışmada orbital pseudotü-
mör tanısı doğrulanan 10 vakanın
magnetik rezonans incelemeleri
değerlendirilmiştir. Bu çalışmada
hastalığa ait radyoljik bulguların
malignensi ve hemorajide görü-
lenlerden çok farklı olduğu bil-
dirilmiştir. Buna rağmen menin-
gioma, lenfoma ve sarkoidozda
görülen sinyal karakteristikleri ile
uyumlu bulunmuştur(10). İzle-
diğimiz vakada, ateşin yokluğu,
beyaz küre ve serum C- reaktif
protein düzeylerinin normal ol-
ması, tümoral oluşum veya orbi-
tal selüliti düşündüren radyolojik
görüntüleme bulgusunun olma-
ması, atakların spontan gerileme
ve yinelemeler göstermesi, klinik
ve laboratuvar olarak herhangi
bir sistemik hastalığı destekleyen
bulgu olmaması, tomografik in-
celemesinde ise sol üst rektus
kasında diffüz kalınlaşma ve sol
lakrimal bezde minimal belirgin-
leşme saptanması nedeniyle dak-
riyoadenitin eşlik ettiği miyozitik
formda orbital psödotümör dü-
şünüldü.
İzlediğimiz olguda orbitada kitle
etkisi oluşturabilecek hastalıkla-
rın ekarte edilmesi, bilgisayarlı
tomografi incelemesinin orbital
psödotümör ile uyumlu bulgular
göstermesi ve klinik olarak ken-
diliğinden düzelme başlaması ne-
deniyle biyopsi yapılmasına gerek
görülmedi.
Yüksek doz steroid tedavisine hızlı
yanıt, orbital psödotümörü diğer
birçok hastalıktan ayırır. Çocuk-
larda 2 mg/kg/gün, erişkinlerde
60-100 mg/gün oral prednison
tedavide ilk basamak olarak kul-
lanılmaktadır (4). Daha ağır vaka-
larda yüksek doz parenteral me-
til-prednisiolon tedavisini öneren
yayınlar vardır (8). Steroid teda-
visine yanıtsız, tedavi kesiminde
tekrarlayan ya da tedavi sırasında
tolere edilemeyen yan etkiler geli-
şen hastalarda radyoterapi öneril-
mektedir. Radyoterapi 2-30 (orta-
lama 20) Gy’lık bölünmüş dozlar
ile vakaların bir kısmında lokal
kontrol sağlanabilmesine karşın
hastalığın tekrarlamasını engelle-
yemediği birçok yayında bildiril-
miştir (9). Diffüz fibrotik prolife-
rasyon gösteren olgularda erken
dönemde bağışıklık sistemini
baskılayıcı tedavi (azatioprin, sik-
losporin) ya da kemoterapi (sik-
lofosfamid) önerilen diğer tedavi
seçenekleridir. Tedaviye yanıtsız
hastalarda ve lokalize lezyonlarda
cerrahi dekompresyon uygulana-
bilir (1,4,5). Hastamızda tomogra-
fik olarak incelemesinin yapıldığı
dönemde semptom ve bulguları
kendiliğinden düzelmeye başladı-
ğı için herhangi bir tedaviye gerek
duyulmadı.
Hastalığın klinik bulguları ve prog-
nozu oldukça fazla değişkenlik
gösterir. Tedavi ile prognoz ge-
nellikle iyi olmakla birlikte nadi-
ren kalıcı pitozis ve görme kaybı
olabilir. Bizim vakamızda olduğu
gibi hiçbir tedavi almaksızın geri-
leyen olgular nadiren bildirilmiş-
tir.Tedavi ile düzelen olgularda
tekrarlamalar görülebilir. Bilateral
hastalıkta ve iritisi olan vakalarda
tekrarlama riski daha fazladır(1).
Hastamızda tek taraflı orbital tu-
tulum vardı ve iritis eşlik etmiyor-
du. Buna rağmen hastalığı üç kez
tekrarlamış ve herhangi bir tedavi
almaksızın hastalığın üç atağıda
kendiliğinden düzelmişti(1,10).
Bazı hafif olgular, burada sunduğu-
muz hastada olduğu gibi, ken-
diliğinden düzelse bile kompli-
kasyonların önlenmesi açısından
Journal of Ankara University Faculty of Medicine 2007, 60(3)
119
Eda Ayberkin, Erdal İnce, Deniz Tekin, Suat Fitöz, Emine Suskan
KAYNAKLAR
1. Brown DH, MacRae DL, Allen LH. Or-
bital Pseudotumors. J Otolaryngol.
1988;17:164-168
2. Mahr MA, Salomao DR, Garrity JA. Inflam-
matory Orbital Pseudotumor With Exten-
sion Beyond the Orbit. Am J Ophthalmol.
2004;138: 396-400
3. Stevens JL, Rychwalski PJ, Baker RS et al.
Pseudotumor of the Orbit in Early Child-
hood. J AAPOS. 1998;2:120-123
4. Jacobs D, Galeta S. Diagnosis and Ma-
nagement of Orbital Pseudotumor. Curr
Opin Ophthalmol. 2002;13:347-351
5. Zurlo A, Sancesario G, Bernardi G et al.
Orbital Pseudotumor: Case Report and
Literature Review. Tumori 1999; 85:68-
70
6. Weber AL, Romo LV, Sabates NR. Pseudo-
tumor of the Orbit. Radiol Clin North Am.
1999;37:151-168
7. Andrew Hk, Hahn JF, Craciun A et al.
Intracranial Extension of Inflammatory
Pseudotumor of the Orbit. J Neurosurg.
1996;85:510-513
8. Lai Y, Wang H, Tsai R et al. Bilateral Or-
bital Pseudotumor with Suprasellar and
Pulmonary Involvement: Report of a
Case. J Neuroophthalmol. 2000; 20:268-
272
9. Isobe K, Uno T, Kawakami H et al. Radia-
tion Therapy for Idiopathic Orbital Myo-
sitis: Two Case Reports and Literature
Review. Radiat Med. 2004; 22: 429-31
10. Atlas S, Grossman R, Savino P, et al: Surfa-
ce-coil MR Oof orbital pseudotumor. AJR
1987,148:803-808.
erken tanı çok önemlidir. Çünkü
bazı vakalarda hastalığın silik ve
hafif başlangıcı tanı ve tedavide
gecikmeler ile sonuçlanabilir. Bu
hastalık çocukluk yaş grubunda
sık görülmediği ve çocuk hekimle-
ri için sık karşılaştıkları bir durum
olmadığı için sunulmuştur. Bu
nedenle gözde tekrarlayan ağrı,
şişlik durumunda orbital psödo-
tümör de düşünülmesi gereken
tanılardan biri olmalıdır.
Dostları ilə paylaş: |