CHARLES GİLLMORE
JOHN ASSARAF
Hepimiz birbirimize bağlıyız. Sadece bunu görmüyoruz.
"İçeride" ya da "dışarıda" diye bir şey yok. Evren'deki her şey
birbirine bağlı.Tamamı aynı enerji alanı.
Hangi biçimde bakarsanız bakın, sonuç yine aynı olacaktır. Hepi
miz Bir'iz. Birbirimize bağlı ve Aynı Enerji Alanı ya da Bir Yüce
Akıl, Tek Bilinç ya da Tek Yaratım Kaynağı. Nasıl isterseniz öyle
adlandırın ama, biz hepimiz Bir'iz.
Şimdi, hepimizin Bir olduğundan yola çıkarak, çekim yasası
üzerine düşünürseniz, onun mutlak mükemmelliğini anlarsınız.
Böylece, başkalarına dair olumsuz düşüncelerinizin geri dönerek
yalnızca "Size" zarar verecek olmasının nedenini de anlamış olur
sunuz; çünkü, hepimiz Bir'iz! Olumsuz duygu ve düşüncelerinizle
kötülüğü varoluşa çağırmadığınız sürece zarar görmeniz müm
kün değil. Size seçim yapmanız için bir irade verilmiş olmasına
rağmen, olumsuz düşünüp, olumsuz hisler beslediğinizde, ken
dinizi Bir'den ve Bütün iyiliklerden ayırmış oluyorsunuz. Varolan
tüm olumsuz duyguları düşünün, tamamının korkudan temeline
dayalı olduğumu keşfedeceksiniz. Bunlar, ayrı olma düşüncesinden
ve kendinizi diğerlerinden ayrı görmekten geliyor.
Rekabet bir ayrılma örneğidir. Birincisi, rekabet duygusu
geliştirdiğinizde, bu bir düşünce eksikliğinden kaynaklanır;
sınırlı arz olduğunu zannettiğinizi, herkese yetecek kadar kaynak
olmadığını, bu yüzden de bir şeyleri elde etmek için yarışmamız ve
mücadele etmemiz gerektiğini ifade etmiş olursunuz. Yarışırsanız,
kazandığınızı düşünseniz bile asla kazanamazsınız. Çekim yasasına
göre, yarıştıkça, hayatınızın her alanında mücadele edecek, daha
çok insan ve koşulu kendinize çeker ve sonunda kaybedersiniz.
Hepimiz Bir'iz; bu yüzden başkalarıyla yarıştığınız zaman. Ken
dinizle rekabet ediyorsunuz. Rekabet fikrini, kafanızdan atmalı,
yaratıcı bir akla sahip olmalısınız. Sadece, düşlerinize ve hayalleri
nize odaklanın ve rekabeti denklemden çıkarın.
Evren, Evrensel arzdır ve her şeyi sağlayandır. Her şey Evren'den
gelir ve çekim yasası sayesinde, insanlar, koşullar ve olaylar
aracılığıyla size ulaştırılır. Çekim yasasını, arz yasası olarak
düşünün. Bu yasa, sınırsız arzdan istediklerinizi çekip almanızı
sağlamaktadır. İsteğinizle aynı doğrultuda kusursuz bir frekans
yaydığınızda, insanlar, koşullar ve olaylar kusursuz bir biçimde
size doğru çekilerek, teslim edileceklerdir!
Arzuladıklarınızı size veren, insanlar değil. Böyle yanlış bir inan
ca kapılırsanız, dış dünyayı ve insanları kaynak olarak görür ve
yokluğu yaşarsınız. Evren, Yüce Akıl, Tanrı, Sonsuz Zeka, ya
da başka türlü nasıl tanımlıyorsanız tanımlayın gerçek kaynak
görünmeyen alandadır. Herhangi bir şey elde ettiğiniz her zaman,
bunu çekim yasası aracılığıyla ve Evrensel Arzla uyum içinde, on
larla aynı frekansta olarak kendinize çektiğinizi unutmayın. Her
şeyin içine nüfuz eden Evrensel Zeka o nesneyi size getirmek için,
insanları, durumları ve olayları harekete geçirmiştir, çünkü yasa
böyledir.
LISA NICHOLS
Bizler genellikle dikkatimizi beden dediğimiz, fiziksel
varlığımıza veririz. Aslında beden sadece ruhunuzu tutar.
Ruhunuz ise bir odayı dolduracak kadar büyüktür. Siz ebedi
yaşamsınız.
MICHAEL BERNARD BECKWITH
Bizler evren'in kendinin bilincine varmasının bir yoluyuz
ya da açılmakta olan olasılıklara dair sınırsız etki alanlarıyız
diyebiliriz. Hepsi doğru olur.
"Aslında kimliğinizin yüzde doksan dokuzu
görünmez ve ona dokunulamaz".
R. BUCKMINTER FULLER (1895-1983)
Siz, kendini siz olarak ifade eden Ebedi Hayat, kozmik bir varlık-
smız. Siz, güç, bilgelik, mükemmellik, görkemsiniz. Siz bu geze
gende Kendi düşüncelerinizi oluşturansmız.
JAMES RAY
Bütün gelenekler size yaratıcı kaynağın imgesinden ve
suretinden yaratıldığınızı söyler. Bu da, İçendi dünyanızı
oluşturma konusunda müthiş bir potansiyele sahip
olduğunuz anlamına gelir; ve öylesiniz.
Şimdiye kadar kendiniz için mükemmel ve değerli şeyler
oluşturmuş olabilirsiniz, belki de bunu başaramamışsınızdır.
Burada dikkate almanızı istediğim soru şu: "Yaşamınızda
elde ettiğiniz sonuçlar, gerçekten almak istedikleriniz miydi?
Size layıklar mıydı? Size layık olmadıklarını düşünüyorsanız,
şimdi bunu yapaeak güce sahip olduğunuza göre, bunu
değiştirmenin tam zamanı değil mi?
"Gücümüzü içimizden alırız; dolayısıyla onu
kontrol edebiliriz."
ROBERT COLLIER
EÇMİŞİNİZ DEĞİLSİNİZ...
JACK
C A N F I E L D
Hayatın akışı içinde birçok insan kendisini kurban
konumunda görür ve bunun için de genellikle geçmişi
suçlar; örneğin; küfürbaz bir ebeveynle ya da sorunlu bir
ailede büyüdüklerini söylerler. Psikologların birçoğu ise,
ailelerin yüzde seksen beşinin sorunlu olduğunu söylüyor, bu
durumda o kadar da yalnız değilsiniz.
Benim annem babam alkolikti. Babam bana kötü davranırdı.
Annem ben altı yaşındayken babamdan boşandı... Burada
söylemek istediğim, herkesin aşağı yukarı benzer bir öyküsü
olabileceği. Asıl soru, şu an ne yapmakta olduğunuz. Şu an
neyi seçiyorsunuz? Çünkü odaklandığınız şey ya budur, ya
da ulaşmak istediklerinizdir. İnsanlar olmasını istedikleri
şeylere odaklandıklannda, istemedikleri şeyler onlardan
uzaklaşır. Arzulan daha geniş yer kaplamaya haşlarken, diğer
taraf kaybolur.
"Aklını hayatın karanlık yanlarına takarak,
geçmişteki şanssızlık ve düş kırıklıklarını tekrar
tekrar düşünen bir insan, aynı şanssızlık ve
düş kırıklıklarını gelecekte de yaşamak için
dua etmiş olur. Gelecekte bir gün başınıza
talihsizlikten başka bir şey gelmediğini
görürseniz, bu bugün bunu çağırıyor
olmamzdandır; ve kesinlikle de böyle olacaktır."
Dostları ilə paylaş: |