bir tepki ideolojisi olarak fundamentalizm, hayatta kalsa da ancak bir hitabet sanatı
veya bir rejim
kurma “miti” olarak varlığını sürdürecektir.
Karşıt görüş, dinî fundamentalizmin “post-modern” geleceğe göz kırptığını ileri sürer. Bu açıdan,
kriz içinde olan sekülarizm ve liberal kültürdür. Bunların fundamentalizm ile ortaya çıkan yetersizlik
leri, daha derin beşerî ihtiyaçlara hitap edememeleri ve sosyal düzene ahlâkî bir temel veren otoriter
değerler oluşturamamalarıdır. Batılı liberal demokrasiye göre şekillenmiş tek düzeliliği
teşvik eden
küresel sistemin ortaya çıkmasından öte bu görüş, daha muhtemel bir senaryo önermektedir: Kapi
talizm ve komünizm arasındaki 20. Yüzyıl çatışması bir tür medeniyetler çatışmasına neden olacak
tır. Rakip uluslararası güç blokları ortaya çıkacak, din ise muhtemelen onlara farklı bir siyasî-kültürel
kimlik sağlayacaktır. Bu versiyonda fundamentalizmin yetersizlikleri değil güçlü yanları vardır. Dinî
fundamentalistler, zaten modern dünyanın silâh ve ruhunu benimseyerek uyum sağlayabildiklerini
gösterdiler ve gelenekle engellenmeyip aksine “hızlı”
seyahat etmeleri gerçeği,
post-modernitenin
zorluklarına karşı tepki biçiminde inançlarını yeniden düzenleme imkânını mümkün kılıyor.
Dostları ilə paylaş: