Tili, adabiyoti va folklori instituti, alisher navoiy nomidagi davlat adabiyot muzeyi, urganch davlat universiteti



Yüklə 7,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/431
tarix15.09.2023
ölçüsü7,91 Mb.
#143696
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   431
Anjuman Boku (6)

 
ve
tanrısallaşmış insanlar
, güneş ışığı, su köpüğü ve ağaçtan doğan 
çocuklar, Türk`ün mücadeleleri ve savaşları yer alıyor. Dolayısıyla Türk`ün 
destanları Türklerin destanlaşmış tarihi, efsanevi geçmişlerine bakışın bir 
sembolüdür. Destan kelimesi dilimize Farsça'dan geçmiştir. Aristo`dan günümüze 
kadar kullanılan bu kelime, terim efsanevi, mitoloji, tarihsel unsurlar taşımakla, 
milletin, halkın ruhunun ve düşüncesinin şekillenmesinde, millî düşüncenin 
gelişmesinde benzersiz bir role sahiptir. “Osmanlıca-Türkçe sözlükte “Hikâye, 
masal, sergüzeşt, bir vaka hal hikâye eden amiyane manzume” olarak tanımlanan 
destan; eski çağların kahramanlık hikâyelerini, milletlerin, tanrıların, yiğitlerin 
savaşlarını ve başlarından geçen olayları anlatan büyük, manzum eser olarak da 
açıklanabilir”(1, 16) 
Kahramanlık destanları, halk kahramanlarıyla ilgili efsaneler ve neğmeler 
(melodi) temelinde oluşmuştur. Türklerin yenilmez kahramanlık başarıları, 
savaşları, yapıcılığı, büyük devletler kurması ve manevi güzellikleri bu destanlara 
yansımıştır. Gerçeğin bir efsane haline geldiği bu zamanlarda, insanların ilk duygu 
ve düşünceleri, hayelleri, doğaya ve olaylara karşı sıra dışı tutumları destanın 
yaratılmasının ana temeli haline geldi.
Türk halklarının kahramanlık destanlarının sayısı aşk destanlarından daha 
fazladır. Bunun nedeni Türk halklarının mücadele tarihinin, zaferlerinin, hak ve 
adalet mücadelelerinin tarihin büyük bir bölümünü oluşturmasıdır. Kahramanlık 
destanları, halkın hayatındaki tarihi olayları, adalet ve özgürlük mücadelelerini 


44 
anlatır. Bu tür destanların kahramanları halkın içerisinden çıkmış mert ve yiğit 
insanlardır. Kahramanlık destanları geleceğe burakılan tarihsel, sanatsal, kültür 
mirası olmakla yanı sıra döneminde millî ruhu yükseltmeye, Türk halklarının 
düşmana ve yabancılara karşı hak savaşında millî azmını artırmaya hizmet etmiştir. 
Dolayısıyla bu destanlar herhangi bir zamanda değil, tarihin belirleyici 
dönemlerinde - aşiret birliklerinin, devletlerin kurulması döneminde oluşmuş ve 
insanların mübarize iradesini artırmıştır. Aynı zamanda bu destanların bugün 
yaşatdığımız geleneklerin temel şekillenmesinde önemli rolü vardır.
Azerbaycan, Özbek halkları Türk kültürüne en özgün eserler ve kültür 
örnekleri armağan etmişler ki, bunlar arasında destanlar özel önem taşımaktadır. 
Sosyal, ekonomik, siyasi ve dini bilgileri içeren destanlar, Azerbaycan ve Özbek 
halklarının büyük destan geleneklerini anlatır. Genel olarak Türk destanlarında 
olduğu gibi Azerbaycan ve Özbek halklarının destanlarında da Türk milletinin 
ahlâkını, psikolojisini, geleneklerini, millí ve kültürel özelliklerini, mücadele 
tarihini, düşünce tarzını görüyoruz. Bu bağlamda motifler büyük önem 
arzetmekteler. İnsan ve çevre arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde motifler özel 
bir yere sahiptir. Doğaüstü güçlere sahip olmaya yardımcı olan motifler, insan ve 
toplum arasında ahlâki ve etik normları düzenleyen bir gösterge görevi 
üstlenmişdir. Türk halklarının ortak kahramanlık destanlarında ve ayrı-ayrı Türk 
halklarına mahsus destanlarda ana motifi en önemli motiftir, doğum sembolü olan 
ışıktan doğar. 
Annelik, İslam öncesi ve sonrası Türk topluluklarında en kutsal görev olarak 
kabul edilir. Türkler köklü bir geçmişi olan bir millet oldukları için düşünce ve 
medeniyet bakımından çok gelişmiş, millî ve manevi değerlerinin kutsallığını ve 
dokunulmazlığını herzaman korumuşlar. Dokunulmazlığın en yüksek doruklarında 
Anneler durur. Türk`ün bilincinde Türk kadını annedir, eğitimcidir, ev hanımıdır, 
savaşçıdır, ailenin destekçisidir. Annelik en büyük zirvedir, değerli bir kavramdır. 
Kadın, Annenin görkeminde kutsanmıştır. Bu kutsallık, dokunulmazlık Türk 
halklarının destanlarına da yansımıştır. Sosyo-politik hayatta başarılı olan, evde 
anne olarak, eş olarak sorumluluk sahibi bir kadın her şeyden yüce bir noktadır. 
Gerçek hayatta olduğu gibi, destanlarımızda da yücelik, kutsallık kadınlara aittir. 
Çünkü kadın hem anne, hem de eş olarak vefalı, fedakar, mübariz ve diğer 
durumlarda toplumlara yön veren bilge bir düşünürdür. 
Bu noktada kadın kelimesinin asıl anlamını öğrenmek, bu ifadenin 
özelliklerini bilmek önemlidir. Dr. Tuğba Teke, "kadın" kelimesinin anlamını şu 
şekilde tanımlar: Köktürk harfleriyle yazılan Yenisey yazıtlarında kadın anlamında 
ebçi, kişi, katın, kelin ve ög kelimeleri kullanılmıştır. “Kadın sözcüğünün köken 
itibarıyla ‘hatun/katun’dan geldiği ve bir cinsi tanımlamada kullanıldığı 
bilinmektedir. Köktürk harfleriyle yazılmış Yenisey Yazıtları’nda ebçi, kişi, katın, 


45 
kelin ve ög sözcükleri kadını ifade etmek üzere kullanılmıştır. Yine Çinceden 
alınmış kunçuy sözcüğü en sık geçenlerden biridir. Ebçi sözcüğünün ise 
‘evde/çadırda oturan, ev işi yapan’ manasında kullanıldığı görülmektedir. 
Dolayısıyla bu durum eski Türklerde kadına ev işleri ile meşgul olan, evde oturan 
bir imaj çizmiştir. Katın ve kelin sözcükleri ise akrabalık ilişkileri ile ilgili olup 
yeni bir eve/aileye mensup olma anlamı taşımaktadır”(14, 84). 
Türk destanları, Özbek ve Azerbaycan kahramanlık destanları denilince göz 
önünde cesur, özverili, her zaman ailesi ve kocasının yanında olan, mübariz bir 
kadın imgesi canlanıyor. Kadın kelimesinin eve, aileye ait anlamından 
kaynaklanarak kadın her zaman evi, ailesi, ait olduğu toplum ve ülkesi için bir 
mücadele içindedir. Türk destanlarında çeşitli kadın tiplerini Mehmet Kaplan üç 
şekilde değerlendirildiğini söyler: "1. İslami et'ten önce ve göçebelik devrinde o, 
bu devrin ideal erkek tipi olan Alp tipine yaklaşır. Erkek gibi o da ata biner, ok 
atar, kılıç kullanır ve icabında düşmanla kahramanca arpışır. 2. Yerleşik 
medeniyete ve İslô.nıf kültür çevresine dahil olduktan sonra kadın, erkek gibi ve 
erkekten daha fazla pasif bir karakter arz eder. Toprak ve din, insanları 
kendilerinden üstün tabiat ve tabiat üstü kuvvetiere bağlar. Bu dönemde kadının 
kahramanca vasıflarını kaybederek bir haz ve aşk mevzuu olduğu görülür. 3. Batı 
medeniyeri tesiri altına girdikten sonra kadının ilkin edebiyatta, sonra hayatta 
beşeri hakları müdafaa edilir ve tamamı la erkekle eşit bir seviyeye getirilir" (9, 
41). 
Sözlü kültür mirasının yazılı kültür hazinesine dönüşmesinde destanlar eşsiz 
bir öneme sahiptir. Türk halklarının destanlarının bilimsel ve tipolojik olarak 
incelenmesi de destanların yaratılması ve yaşatılması kadar önemlidir. 
Destanlarımızda kadın tiplerinin üzerine değerlendirme kadının toplumdaki 
rolünün saptanması açısından da büyük önem arzetmekdedir. 

Yüklə 7,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   431




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin