7.6. Değerlendirmeler
“Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. … Ancak, ulusun yaşamı tehli-
keye girmedikçe, savaş bir cinayettir.” [52] sözüyle “savaş”ın gerçek
yüzünü göstererek en anlamlı tanımını yapan büyük savaşçı ve li-
der Mustafa Kemal Atatürk; “Yurtta Barış Dünyada Barış” [53] sö-
züyle de “Barış”ın önemini vurgulamış, yurtta ve dünyada barış ve
güvenlik içerisinde yaşamak için bu ilkeyi Türkiye Cumhuriyeti’nin
iç ve dış politikalarının temel dayanağı yapmıştır. Ancak, insanlığın
varoluşundan beri savaşlar değişerek ve gelişerek devam etmek-
tedir. Ulusun huzuru ve güvenliği yani barış içerisinde yaşamak,
ülkenin ve devletin kalıcılığını sağlamak için savaşa hazır olmak ve
karşı karşıya kalındığında kazanmak gerekir. Bu çerçevede savaşı
kazanacak kadar kuvvetli, ondan kaçınacak kadar da akıllı olunma-
lıdır [54].
Hem akıllı hem de kuvvetli olmak için, öncelikle geçmişi bilmek,
geçmişten günümüze yaşanan olaylardan çıkarılan derslerle gele-
ceğin ihtiyaç ve hedeflerine yönelik öngörülerde bulunularak, aynı
zamanda caydırıcılık da sağlayacak strateji ve politikalarının bilim-
sel yaklaşım ve yöntemlerle oluşturulması ve uygulanmasına yö-
nelik esas ve prensiplerin belirlenmesi gerekir. Konuyla ilgili sivil,
asker, düşünür, araştırmacı ve akademisyenlerin ortak görüşünün
de bu yönde olduğu görülmekte, savaşın geçmişini anlamadan, ge-
lecekte savaşın kontrol edilemeyeceği savunulmaktadır [55].
Geçmişten günümüze teknolojinin gelişmesinin de etkisiyle savaş-
lar değişmiş ve gelişmiş, “4’üncü Nesil” ya da yaygın kullanılan is-
miyle “Hibrit Savaşlar” uygulanmaya başlanmıştır.
Hibrit savaşlar; asıl amacı karşı tarafın siyasi yönetimini ve devlet
kurumlarını dengesiz hale getirmek, yönetim boşluğu oluşturmak
ve kargaşa yaratmak olan, hedef ülkenin güçlü yanlarını bir kenara
atarak, çatışma koşullarını onun zayıf taraflarına odaklamaya çalı-
şılan, en belirgin özelliği düzensiz savaş taktikleri ve yüksek tek-
nolojinin birleşimi olan, en tehlikeli unsurları devlet dışı aktörlerin
büyük güçlerin vekilleri olarak ve onlar tarafından güçlendirilerek
onların yerine savaşıyor oldukları çağımızın yeni yeni anlamaya ve
alışmaya çalıştığımız savaşlarıdır. Artık aynı harekât bölgesinde ve
aynı zamanda geleneksel güçler, düzensiz savaş ve terör örgütleri
ile suç örgütleri birlikte savaşmaktadırlar. Bütün bunlarla birlikte
H İ B R İ T S AVA Ş K A P S A M I N D A S İ B E R S AVA Ş V E S İ B E R C AY D I R I C I L I K
215
de, teknolojinin ve bilişim sistemlerinin gelişmesiyle, kara, deniz,
hava ve uzay harekât alanlarından sonra yerini alan 5’inci harekât
alanı “Siber Uzay”ın getirdiği “siber savaş (savunma, taarruz ve
caydırıcılık)” uygulamaları yaşanmaktadır. Ayrıca siyasi, diplomasi
ve ekonomi alanlarını içine alan propaganda ve psikolojik harekât
uygulamalarıyla bütün sivil halkın da dâhil edildiği teknoloji yo-
ğun bir savaş alanı bulunmaktadır.
Hibrit savaşın tanımlanması dâhil, hibrit tehditlerle baş etmenin
yolları ve hibrit savaşa başarıyla karşı koymanın yolları araştırılma-
ya, incelenmeye ve tartışılmaya devam ediyor. Çoğu devlet konuyu
anlamış, strateji ve politikalarını belirlemiş, uygulamaya koymuş
ya da koymakta, konuyla ilgili ön aldıkları için de sonuçta genelde
başarılı olmaktalar.
Tartışmalar sürerken ABD’li Akademisyen Puyvelde konuya farklı
bir yaklaşım getirerek, hibrit savaşı, “geleneksel olan ve olmayan,
düzenli ve düzensiz, bilgi ve siber savaşın birleşiminden oluşan
geniş çaplı bir savaş türü” şeklinde tanımlamakta ve pratikte, her-
hangi bir tehdidin, tek bir savaş yöntemi ve boyutuyla sınırlı olma-
dığı sürece hibrit olabileceğini belirtmektedir. Herhangi bir tehdit
veya güç kullanımı hibrit olarak tanımlandığında, bu durumun
kendi değerini yitireceğini ve modern savaşın gerçekliğini açıklığa
kavuşturmak yerine kafa karışıklığına neden olacağını belirtmekte-
dir. “Bu nedenle karar alıcıların “hibrit” olan her şeyi unutması ve
karşılaştıkları tehditlerin özgüllüğüne ve birbirine bağlılığına odak-
lanması gerekir. İster eski ister modern olsun, ister hibrit olsun ister
olmasın, savaş daima karmaşıktır ve tek bir terimde birleştirilemez.
Etkili bir strateji, bu karmaşık ortamı dikkate almalı ve aşırı basitleş-
tirmeden, onun gereğini yapmanın yollarını bulmalıdır.” [56]
Puvyelde bu bakış açısıyla, bir taraftan olayı karmaşıklıktan sadeli-
ğe indirgerken, bir taraftan da hibrit savaşlarla ilgili biraz da doğru
anlamamaktan veya doğru yorumlamamaktan kaynaklanan korku-
ları azaltarak hibrit savaşlara daha açık bir tanımlama getirmekte-
dir. Bu tanımlamadan yola çıkılarak hibrit savaşlarla her seviyede
mücadele için strateji ve politikaların belirlenmesi daha da kolay-
laşacaktır. Aynı şekilde hibrit savaşların gerçekleştirilmesi için de
benzer bakış açısı uygulanabilir.
M U S T A F A Ş E N O L
216
Çağımızın güçlü ve teknolojide çok ileri seviyelerde olan büyük
devletler tarafından, karmaşıklığı yanında teknoloji yoğun hibrit sa-
vaşların gerçekleştirilmesi ve bu yolla hedeflerine ulaşmaları kolay
görünse de, teknolojik üstünlük, kendi başına, stratejik hedeflerin
başarılı bir şekilde elde edilmesi için her zaman yeterli olmaz. İngi-
liz askeri tarih ve strateji yazarı B.H. Liddell Hart’ın da ifade ettiği
gibi “Savaşta, hesaplanamayan, baş edilemez olan insan iradesidir
[40].” Tarih, insanoğlunun sürekliliğinin ve ustalığının, teknolojik
olarak üstün bir düşmana karşı başarılı olduğu sayısız örneklerle
doludur [57]. Çanakkale Savaşı (1915-1916) ve Türk Kurtuluş Savaşı
(1919 -1923) bu konuda en etkili ve güzel örneklerdendir.
Hangi savaş olursa olsun öncelikle insan gücü ve iradesi bağlamın-
da harekete geçilerek siyasi, askeri, ekonomik, coğrafik, demogra-
fik, bilimsel, teknolojik, sosyal ve kültürel güçten oluşan Milli Güç
unsurlarının her zaman ve her alanda eksiksiz savunma için birlikte
ele alınması, bütün kurum ve kuruluşların geleceğin tehlikelerine
yönelik olarak ayrıntılı ve planlı işbirliği içerisinde hareketini sağ-
layacak strateji ve politikalar geliştirilmeli ve gecikmesizin uygula-
maya konulmalıdır.
Hibrit savaşların gerek teknoloji boyutu ve gerekse bilgi ve iletişim
sistemlerinin propaganda ve psikolojik harekât için ağırlıklı olarak
birlikte kullanımı açılarından en önemli aracı olan siber savaşların
hedefi ülkelerin haberleşme, enerji, su yönetimi, kritik kamu hiz-
metleri, ulaştırma, bankacılık ve finans gibi kritik altyapı sektörleri
oluşturulacak stratejilerde öncelikli olarak ele alınmalıdır. Ülkenin
kritik altyapılarının bilişim sistemlerinin siber saldırılara karşı sa-
vunulması ve güvenliğinin sağlanması ulusal gücün korunması için
de temel şartlardan birisi olduğu her zaman ön planda tutulmalıdır.
Her türlü saldırıya ve dolayısıyla savaşa karşı öncelikle güçlü ve
eksiksiz bir savunma gerekmekte, anca tarihte sadece savunmayla
hiçbir zafer kazanılmamış, karşı saldırı ve taarruz yeteneğinin de
kazanılmasının ve kullanılmasının gerekli ve kaçınılmaz bir zorun-
luluk olduğu anlaşılmıştır [22]. Özellikle siber ortamda savunma
veya taarruz şeklinde icra edilecek mücadele ve savaşlarda, maksat
istek veya istekleri karşı tarafa zorla kabul ettirmek ve temel amaç
kazanmak olsa da, saldırganları saldırılarından veya savaştan vaz-
geçirmek için siber caydırıcılık konusu hiçbir zaman unutulmama-
lıdır.
H İ B R İ T S AVA Ş K A P S A M I N D A S İ B E R S AVA Ş V E S İ B E R C AY D I R I C I L I K
217
Siber savaşlarda başarı, siber savaşın doğası gereği siber gücün ye-
terince güçlü olmasına ve etkin kullanımına bağlıdır. Siber saldırı-
lara karşı konulacağını ve bir saldırı durumunda bunun saldırgana
misliyle ödetileceğini göstererek onu saldırıdan caydırmak, bütün
bunlar için de etkin bir siber istihbarat yeteneğine sahip olmak, et-
kili bir siber istihbarata dayanan siber savunma, taarruz ve caydırı-
cılık yetenekleri toplamı siber güçle bunu desteklemek şarttır. Etkili
bir siber güç için özellikle bilgi, bilgisayar ve iletişim konularında
milli teknolojilere sahip olmak, milli teknolojilere sahip olunama-
yan alanlarda sahip olunan teknolojilere hâkim olmak gerekmek-
tedir [22].
Siber gücün geliştirilerek artırılması ve etkin şekilde kullanılması
için kullanıcıların yetiştirilmesi ve farkındalıklarını artıracak eği-
timler verilmesi çok önemlidir. Kullanıcıların eğitimleri, siber gü-
venlik ve savunma için önemli olduğu kadar, gerektiğinde saldırı
ve taarruz için de bazı görevlerin etkinlikle yerine getirilmesi [22],
dolayısıyla siber caydırıcılık sağlamak için de önemlidir.
Siber caydırıcılıkta temel esas ve önemli olan siber saldırıların/sa-
vaşın doğru zamanda, doğru hedefe yönelik, doğru teknik ve yön-
temlerle yapılmasıdır. Uygulanması zor olmakla birlikte, ülkenin
siber güvenliği ve savunmasına daha fazla katkı sağlaması yanın-
da, maliyet ve kullanım kolaylıkları yanında asimetrik saldırı/savaş
imkânı da sağlaması nedeniyle “Siber Güçle Caydırıcılık”; üzerinde
düşünülmesi, daha fazla önem verilmesi, diğer alanlardaki caydı-
rıcı gücün bu alanda da oluşturulması için ciddi ve ayrıntılı olarak
çalışılması, konuyla ilgili doktrinler üretilmesi, stratejiler geliştiril-
mesi ve geleceğe dönük planlamalar yapılarak uygulanması gere-
ken çok önemli bir konudur [39].
Sonuç olarak; bugünün savaşları olarak gündemde olan ve gelecek-
te de geliştirilerek uygulanmaya devam edilecek olan 4’üncü Nesil
veya Hibrit savaşlar ile bu kapsamda siber savaş ve siber caydırıcı-
lık konularında yeni çalışmalar yapılması, konunun farklı boyutla-
rıyla ele alınması, bu konuda tezler üretilmesi, ulusal özgün ürün
ve teknolojilerin geliştirilmesi, gerekli yatırımların yapılması ve en
önemlisi insan kaynağı olarak siber alanda caydırıcı güçlerin oluş-
turularak geliştirilmesinin ülke siber savunması ve güvenliğine çok
büyük katkılar sağlayacağı değerlendirilmektedir.
M U S T A F A Ş E N O L
218
Dostları ilə paylaş: |