büyük kan damarlarının
yaralanması çok enderdir.
İstisnai durumlarda
yoğun kanamalarda dışarıdan kan/kan
bileşenleri verilmesi (
transfüzyon) gerekebilir. Bu şekilde, örneğin
çok ender olarak hepatit virüsleri (tehlikeli karaciğer enfeksiyonlarına
yol açar), son derece ender olarak HIV (AIDS’e yol açar), BSE
(Creutzfeldt-Jakob hastalığının değişik türlerine yol açar) ya da
başka tehlikeli – bazen bilinmeyen – patojenler gibi patojenlerden
kaynaklanan enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. Kan naklinden sonra
HIV veya hepatit virüslerinin bulaşma ihtimalinin kesinlikle ortadan
kaldırılması için nakilden birkaç hafta sonra bir kontrol muayenesinin
yapılması tavsiye edilebilir.
Kan dolaşımı bozuklukları sonucunda ya da kan pıhtılarının
(tromblar) oluşumu sonucunda komşu dokularda (ağrı şişlerle
birlikte) ve etkilenen organlarda hasarlar meydana gelebilir. Pıhtılar
sürüklenebilir ve başka organların kan damarlarını bloke edebilir
(emboli). Bu şekilde, derhal yoğun bakım ya da ameliyatla müdahale
edildiği halde kalıcı hasarlar (örneğin akciğer embolisi, kalıcı felce
yol açan inme, böbrek yetmezliği) oluşabilir.
Örneğin enjeksiyon iğnesinin, kanülün ya da kateterin giriş
noktasında iğne apseli
enfeksiyonlar, doku ölümü (nekroz) ve
yara izi oluşumu ya da damar enfeksiyon (flebit) ender olarak oluşur.
Bunlar kendilerini şişlik, kızarıklık, ağrı, ciltte aşırı ısınma ve ateş
yoluyla gösterir. Çoğu durumda bu tür enfeksiyonlar antibiyotiklerle
rahatça tedavi edilir. Aşırı durumlarda mikropların kan dolaşımına
taşınması (bakteremi) ve tehlikeli bir kan zehirlenmesi (sepsis),
hakka kalp iç zarının ltihaplanmasına (endokardit) kadar gidebilir.
Bu durumda yoğun bakımda tedavi gerekir.
Zaman zaman giriş noktalarında ya da çevresinde
kan akıntıları
(hematomlar) ortaya çıkar. Bundan dolayı sert, ağrılı şişlikler
oluşabilir. Çoğu zaman bunlar birkaç gün ya da hafta sonra tedavi
gerektirmeden kaybolur.
Dostları ilə paylaş: |