THE SUSTAINABLE DEVELOPMENT OF ECONOMY AND ADMINISTRATION: PROBLEMS AND PERSPECTIVES
Baku Engineering University
26
26-27 October 2018, Baku, Azerbaijan
TÜRKİYE’DE 1980 SONRASINDA İHRACATTA ÜRÜN
ÇEŞİTLEMESİNDE GELİŞMELER
Dr.Öğr.Üyesi. Adem Türkmen
Erzurum Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
adem.turkmen@erzurum.edu.tr
Prof.Dr. Murat NİŞANCI
Erzincan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
mnisanci@erzincan.edu.tr
Prof.Dr. Ö. Selçuk EMSEN
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
osemsen@atauni.edu.tr
ÖZET
İhracatta çeşitliliği ve bu ürünlere ait teknoloji düzeyi ihracat gelirleri ve ihracatın sürdürülebilirliği açı-
sından büyük önem arz etmektedir. Türkiye’de 1980 sonrasında başlayan dış ticarette serbestleşme politikalarına
paralel olarak ihraç edilen ürün sayısı, bu ürünlerin sektörel çeşitliliği ve ihraç edilen pazar sayısında ciddi artış
söz konusu olmuştur. Bu çalışmada Türkiye’de ihracatta ürün çeşitliliğinin 1980-2016 dönemindeki seyri, Nor-
malize Edilmiş HHI ve Mutlak Theil Endeksleri yardımıyla incelenmiş ve Türkiye ihracatında ürün çeşitlemesinin
anılan dönemde azalarak artan bir seyir izlediği gözlenmiştir. Ayrıca çeşitleme ile artan ürün sayısının, teknolo-
jik altyapısı 1990-2015 dönemi itibariyle incelendiğinde, ihracatı yapılan ürünlerde orta teknolojili ve kaynak te-
melli ürün ihracatında bir artış sağlandığı gözlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Dış Ticaret, Ürün çeşitlemesi, Yoğunlaşma Endeksleri
DEVELOPMENTS IN PRODUCTS DIVERSITY IN EXPORT AFTER THE 1980 IN TURKEY
ABSTRACT
The product diversity and the technology level of products in export are quite important in terms of
export revenues and the sustainability of exports. In Turkey, the number of products exported in parallel with
the liberalization policies in foreign trade started in 1980, the sectoral variety of these products and the number
of exported markets have experienced a significant increase. In this study, the course of product diversification
in Turkey in the period 1980-2016 was examined by the help of normalized HHI and absolute Theil Index. The
product diversification in Turkey has been observed to be increased by decreasing in this period. In addition,
technological infrastructure of diversificated exports was examined as of 1990-2015 period. The examination
results show that medium-technology and resource-based products export increased in this period.
Key Words: Foreign Trade, product diversification in Turkey, Concentration Indices.
1. Giriş
Türkiye ekonomisinin tarihsel seyri izlendiğinde, 1960-1980 arası dönemde uygulanan ithal
ikameci politikalar döneminin dünya trendine de uygun olarak dışarıdan ithal edileni içeride
benzeşiğini yapmayı ve böylece “döviz tasarrufu sağlamayı” amaçlayan uygulamalar olarak dikkat
çekmiştir. Ancak, bu uygulamaların özellikle iç talebi karşılama hedefine bağlı olarak kalkınma
planlarında başarılı uygulama örneği olarak gözükmesine karşılık, ikameci üretimin sürdürülebilirliği
için yine ithal girdi temini zorunluluğu ve bu ithal girdiyi karşılama kapasitesi olarak gözüken
ihracatın gerçekleştirilememezliği ülkenin dış açığının ve borçlanmasının derinleşmesini beraberinde
getirmiştir. Oysa bu politika uygulamasının temelinde yatan “genç endüstriler tezi” mantığında ithalatı
yapılan ürünün protipinin ülkede üretilmesi hedeflenirken, bu ürünün uzun dönemde dünya ile rekabet
edebilecek konuma ulaşması hedeflenmek zorundadır. Konuyla ilgili literatürde en belirgin örnekler
olarak Japonya’dan Lexus ile G. Kore’den Samsung verilebilir (Wang, 2015). Dolayısıyla bu türden
politika uygulamalarında çok ince hesaplamalarla gelecekte rekabet gücünün olacağı düşünülen
sektörlerin seçilmesi elzemdir. Veyahut ta bu ince hesaba dikkat edilmiş olmasına karşılık yeni
kurulan bu türden sanayinin monopolcü olması ve bunun da sahip olduğu yüksek kâr gücünü terk
etmek istememesi, kurulan sanayinin halkın refahını artırıcı değil, halktan beslenen rant kapısı
olmasını kaçınılmaz kılabilmektedir. Gerek yanlış hesaplamalar, gerekse yüksek rantı koruma
motifleri bir süre sonra bu sektörlerin ülke ekonomisi açısından adeta “spastik sektör” konumuna
THE SUSTAINABLE DEVELOPMENT OF ECONOMY AND ADMINISTRATION: PROBLEMS AND PERSPECTIVES
Baku Engineering University
27
26-27 October 2018, Baku, Azerbaijan
geçmesi kaçınılmaz olabilmektedir (İrmiş ve Emsen, 2018). Bu da ithal ikameciliğin ithalat bağımlılı-
ğını giderek derinleştirmesi ve hatta Türkiye’ye özgü “70 cent’e muhtaç” bir ekonominin doğmasını
kaçınılmaz kılabilmektedir.
İthal ikamecilikte yanlış uygulamalar ve döviz darboğazlarının birer yansıması olarak Türkiye
ekonomisinde 24 Ocak Kararları olarak da adlandırılan bir takım yapısal değişimi gündeme taşımıştır.
1980’in başında ortaya çıkan yapısal dönüşüm, Türkiye ekonomisinde karşılaştırmalı üstünlükler
bağlamında ihracat gelirlerini artırmayı hedefleyen ve böylece dış satıma dayalı olarak “döviz
gelirlerini artırmak” suretiyle dış açığı azaltmayı hedefleyen liberal uygulamalara kaymayı politika
hedefi olarak ön plana çıkarmıştır (Pamuk, 2014). Bu türden politika uygulamalarının sürdürülebilirli-
ği de ithal ikameciliğin yol açtığı ithalata bağımlılığın bu kez de ihracat yapabilmek için ithalat
yapmayı, yani dışarıdan girdi teminini zorunlu kılması yine benzeri etkiler doğurarak dış açığı telafi
etmekten uzak kaldığı, yani “ithalata dayalı ihracat” gibi bir durumu ortaya çıkarabilmektedir (Gerni
vd., 2008; Gerni vd., 2018). Dolayısıyla ihracata yönelik politika uygulamalarında hem yurtiçi girdi
kullanımı hem de dış satıma sunulan mal grubunda çeşitliliğin artırılabilirliği önem arz etmektedir.
Bu çalışmada Türkiye ekonomisinde önemli bir yapısal dönüşüme geçilen 1980’den itibaren
ithalatta ürün çeşitliliğinde zamana bağlı olarak ortaya çıkan gelişmeler inceleme konusu yapılmıştır.
Dolayısıyla çalışmanın ikinci kısmında Türkiye’nin ihracatında zamana bağlı gelişmeler betimlenmiş,
ikinci kısmında ürün çeşitliliğinin ölçümünde kullanılan normalize edilmiş Herfindahl-Hirschman
endeksi (HHI)’nin tanıtımı ve buna bağlı olarak endeks değerinin 1995-2015 yılları arasındaki seyri
hem tabloit olarak hem de grafiksel olarak gösterilmiştir. Dördüncü ve son kısımda ise Türkiye
ekonomisine özgü politika çıkarımlarına gidilmeye çalışılmıştır.
2. Türkiye İhracatın Zamana Bağlı Gelişimi
Türkiye ekonomisinde 1950’lerde sabit kur rejimi eşliğinde denenen dış ticaret serbestleşmesi
umulan sonuçları vermeyince, 1980 yılına kadar dünya ekonomisi ile entegrasyon süreci ertelenmiştir.
24 Ocak kararları ile Türkiye ekonomisinin dışa açılmasını hızlandıran bütünleşik bir yapı kabul
edilmiştir. Mayıs 1981’de esnek kur politikasına ve akabinde 1984’te serbestçe dalgalanan döviz kuru
sistemine geçişle son bulan kambiyo denetimi de bu süreci pekiştirmiştir (Serin, 2001: 308). İthal
ikameci politikaların yerini serbest dış ticaret politikalarına bıraktığı 1980’li yıllar, Türkiye ekonomisi-
nin dünyaya entegrasyon sürecini hızlandırmıştır. Fakat bu entegrasyon süreci beraberinde dış ticaret
politikalarının etkinliğini ve uluslararası ekonomik hareketliliğin iç yansımalarındaki hassasiyetini
arttırmıştır. 1990’larda internetin ortaya çıkışı, ulaşım ve haberleşme ağında ortaya çıkan gelişmelerle
büyüyen uluslararası pazar, hem fırsatları hem de sorunları beraberinde getirmiştir. Türkiye ekonomisi
de dünyadaki bu ivmeden istifade ederken, dışa açılmaya paralel olarak dünya piyasalarına mal
sunabilme yeteneğini artırma yönünde önemli aşamalar kat etmiştir.
Tablo 1. Ülke Gruplarına Yönelik İhracatın GSYİH İçindeki Payı
Yıllar
Türkiye
Dünya
Üst Orta Gelir Gurubu
OECD
Yüksek Gelirli Ülkeler
1960
2,06
11,94
9,41
11,76
12,91
1960-1969
4,15
12,15
8,54
11,83
13,48
1970
4,43
13,41
8,13
12,96
15,17
1970-1979
4,90
15,76
10,20
14,97
17,54
1980
5,16
18,86
12,04
17,90
20,92
1980-1989
13,30
18,75
14,25
17,94
20,31
1990-1993
13,82
20,01
19,50
17,97
20,18
1994
21,36
21,05
21,06
18,88
21,02
1995-1998
21,65
22,77
21,77
21,00
22,99
1999
18,58
23,93
24,48
21,61
23,63
2000
19,45
26,18
26,72
23,44
25,79
2001
26,58
25,49
25,64
22,97
25,29
2002
24,46
25,45
27,35
22,33
24,76
2003
22,24
26,00
29,50
21,99
24,79
2004
22,75
27,60
31,62
23,12
26,22
2005
21,02
28,71
32,91
23,91
27,26
2006
21,65
30,01
33,89
25,28
28,74
2007
21,22
30,17
32,60
26,08
29,49
THE SUSTAINABLE DEVELOPMENT OF ECONOMY AND ADMINISTRATION: PROBLEMS AND PERSPECTIVES
Baku Engineering University
28
26-27 October 2018, Baku, Azerbaijan
2008
22,83
30,73
31,31
26,96
30,57
2009
22,57
26,54
25,87
23,81
26,83
2010
20,45
28,84
27,37
26,13
29,48
2011
22,26
30,53
28,13
27,88
31,46
2012
23,67
30,54
27,26
28,36
31,88
2013
22,27
30,40
26,40
28,47
32,00
2014
23,76
30,27
26,14
28,69
31,98
2015
23,33
29,37
25,24
28,47
31,21
Kaynak: Dünya Bankası, Dünya Kalkınma Göstergeleri (WDI)
Türkiye ve çeşitli ülke gruplarında ihracatın GSYİH içindeki payı Tablo 1’de verilmiştir.
Tabloya göre 1960’lı yıllarda Türkiye’de ihracatın GSYİH içindeki payı yaklaşık %100 artmasına
karşılık tüm gurupların gerisinde kalmakta, 1970’li yıllarda ivmesini kaybetmekte, nihayet 1980
sonrası dönemde serbest dış ticaretle birlikte ciddi bir artış sağlayarak, üst orta gelir gurubundaki
ülkelere yaklaşmıştır. 1990 sonrası bu ivmeyi koruyan Türkiye, 1994 ve 1999 krizlerinin etkileri
dışında ihracatının payını sürekli artırmıştır. 1994 yılında tüm gurubun paylarını yakalarken, 2001
yılında yüksek gelirli ülkelerden bile daha yüksek bir paya ulaşmıştır. Tüm guruplar, ihracatlarının
GSYİH içindeki payını -2008 krizinin etkilerinin görüldüğü- 2009 yılına kadar arttırmakta iken;
Türkiye’de ihracatın payı 2001’den 2005 yılına kadar sürekli düşmüş, 2010 yılına kadar da bir nevi
durgunluğa girmiştir. 2010 sonrası Türkiye, yeniden toparlanmaya çalışsa da örnek alınan tüm
gurupların gerisinde kalmaktadır. Dolayısıyla Türkiye, küresel pastadan daha fazla pay alabilmek için
önümüzdeki dönemlerde ihracatını arttırmak zorundadır. İhracattaki artışın kaynağını inceleyen birçok
çalışma, artışın yoğun ve yaygın marjlar vasıtası ile gerçekleştiğini, yani ülkelerin ya mevcut ülke ve
ürün yelpazesini korurken, ihracat hacimlerini arttırdığı veya ülke ve ürün çeşitliği vasıtasıyla yeni
ürünleri eski veya yeni ülke pazarlarına satarak ihracatını artırdığı sonuçlarına ulaşmaktadırlar (Ekmen
ve Erlat,2013: 37-38; Amiti ve Freund; 2010: 40). Bu durumda hem ülke hem de ürün bakımından
ihracat çeşitliliği, tüm dünya ülkeleri için önem arz ettiği gibi Türkiye için de üzerinde durulması
gereken önemli konulardan biri haline gelmektedir.
3. Ürün Çeşitliliğinin Seyrinin Ölçümü ve Çeşitlilikte Gelişmeler
Çeşitlemeyi
ölçmek
için
kullanılan
endekslerin
çoğu
çeşitlemeden
ziyade
uzmanlaşmayı/yoğunlaşmayı ölçmek için geliştirilmiş endeksler olmakla birlikte bu endeksler ile
hesaplanan sonuçlar hem uzmanlaşma/yoğunlaşmayı hem de tersten bakılınca çeşitlemeyi ifade etmek
için kullanılmaktadır. Bu endeksler hesaplanırken kullanılacak verilerin ortak bir sistemi içermesi
açısından Uluslararası Standart Ticaret Sınıflandırması (SITC) gibi kabul görmüş verilerle
hesaplanması gerekmekte ve birçok çalışmada da buna riayet edilmektedir (Türkmen, 2018: 17).
Al-Marhubi (2000) ve UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) (2005),
normalize edilmiş Hirschman endeksi olarak anılan ve çoğu çalışmada direkt Herfindahl-Hirschman
endeksi ya da normalize edilmiş Herfindahl-Hirschman endeksi olarak anılan bir endeksi
kullanmışlardır. Endeks formülü aşağıdaki şekildedir:
𝐻𝐻𝐼
𝑁
=
√∑
(
𝑋
𝑖
𝑋
)
2
𝑛
𝑖=1
− √
1
𝑛
1 − √
1
𝑛
Endeks değeri 0 ile 1 arasında değerler almaktadır. 0’a yaklaştıkça çeşitlemeyi göstermekte ve
ihraç paylarının homojen dağılıma yakınsadığını; 1’e yaklaştıkça ülkenin az sayıda malın ihracatında
yoğunlaştığını ifade etmektedir (UNCTAD,2005: 405 ve 414).
Türkiye’nin ihracatta ürün çeşitlemesinde nerede olduğunu görmek için önce Türkiye’nin içinde
bulunduğu veya hedefinde olan ülke gurupları ile karşılıklı durumunun nasıl seyrettiğinin
bilinmesinden fayda bulunmaktadır. Bu durumun daha iyi gözlenebilmesi açısından ilk etapta
yukarıdaki formül kullanılarak oluşturulan Tablo 2’deki gelişimin izlenmesi yararlı olacaktır.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından SITC revizyon 3’e göre 3
basamaklı mal gurupları ile normalize edilmiş HHI indeksi kullanılarak hesaplanan yoğunlaşma
katsayıları bu tabloda yer almaktadır. Buna göre Tablo 2’de yer alan değerler, küçüldükçe ihracatta
ürün çeşitlemesini, değerler büyüdükçe ihracatta ürün yoğunlaşmasına göstermektedir.
THE SUSTAINABLE DEVELOPMENT OF ECONOMY AND ADMINISTRATION: PROBLEMS AND PERSPECTIVES
Baku Engineering University
29
26-27 October 2018, Baku, Azerbaijan
Tablo 2. Türkiye ve Çeşitli Ülke Guruplarında HHI Ürün Yoğunlaşma Katsayıları
Yıllar
Türkiye
Dünya
Üst Orta Gelir
gurubu Ülkeler
Yüksek
Gelirli
Ülkeler
Seçilmiş petrol
ihracatçıları
Endüstrileşmiş
ekonomiler
(UNIDO)
OECD
1995
0,111
0,052
0,084
0,055
0,461
0,056
0,055
1996
0,107
0,055
0,097
0,056
0,484
0,057
0,056
1997
0,102
0,057
0,088
0,059
0,471
0,060
0,059
1998
0,107
0,055
0,068
0,060
0,416
0,061
0,062
1999
0,102
0,062
0,090
0,065
0,487
0,066
0,066
2000
0,098
0,074
0,122
0,073
0,549
0,074
0,072
2001
0,091
0,068
0,106
0,069
0,517
0,070
0,069
2002
0,097
0,068
0,107
0,070
0,515
0,071
0,070
2003
0,095
0,068
0,109
0,070
0,528
0,071
0,070
2004
0,096
0,070
0,119
0,070
0,537
0,070
0,069
2005
0,091
0,076
0,137
0,071
0,567
0,071
0,067
2006
0,091
0,079
0,141
0,072
0,578
0,071
0,066
2007
0,090
0,077
0,137
0,071
0,564
0,070
0,065
2008
0,098
0,086
0,155
0,075
0,586
0,074
0,064
2009
0,083
0,074
0,126
0,070
0,532
0,071
0,064
2010
0,074
0,077
0,127
0,071
0,539
0,073
0,064
2011
0,074
0,083
0,133
0,075
0,551
0,074
0,062
2012
0,092
0,087
0,137
0,079
0,545
0,078
0,066
2013
0,069
0,084
0,124
0,079
0,531
0,079
0,066
2014
0,069
0,078
0,111
0,076
0,509
0,076
0,065
2015
0,073
0,064
0,082
0,069
0,403
0,071
0,066
Kaynak: UNCTAD, UNCTADSTAT
Tablo incelendiğinde petrol ihracatçısı ülkelerin çok yüksek bir yoğunlaşma katsayısı olduğu
görülmekte ve bu katsayının yıllar itibariyle düşmediği de dikkat çekmektedir. Bu durum literatürde
Hollanda Hastalığı olarak bilinen olguya işaret etmekte (Özdemir vd., 2018) ve buna bağlı olarak
doğal kaynak zenginliği ile yoğunlaşma arasındaki pozitif ilişkiyi destekler nitelikte bir veri ortaya
koymaktadır. UNCTAD verilerine göre Türkiye’de ihracatın ürün yoğunlaşması, 1995 yılında petrol
ihracatçısı ülke gurubu dışındaki diğer tüm guruplardan yüksek değerlere sahiptir. Yıllar geçtikçe bu
yoğunlaşma eğiliminin azaldığı, yani çeşitlemenin sağlandığı ve bunun da Tablo 2’de yer alan tüm
ülke guruplarından daha hızlı gerçekleştiği görülmektedir. 2015 yılına gelindiğinde Türkiye’nin ürün
çeşitlemesi, içinde bulunduğu üst orta gelir gurubundan daha iyi bir noktada olduğu; yüksek gelirli
ülke gurubu, OECD ve sanayileşmiş ülke gurubuna oldukça yakınlaştığı görülmektedir.
Karşılaştırmalı olarak tespit edilen Türkiye’nin ihracatta ürün çeşitlemesi konusundaki bu başarısının,
ihracatına da olumlu katkılar sağlayabileceği önem arz etmektedir.
Türkiye’de ürün çeşitlemesi, öncelikle literatürdeki çalışmalarda sıklıkla kullanılan Mutlak
Theil endeksi ve normalize edilmiş HHI endeksi ile seyri ile incelenmiş olup, bunlar TÜİK’den alınan
SITC revizyon 3, üç basamaklı mal gurubu verileri ile hesaplanmıştır. Şekil 1’de Türkiye’de
yoğunlaşma katsayılarının durumu, hem HHI endeksi hem de Theil endeksine göre benzer bir eğilim
göstermektedir. Şeklin sol yanında kalan dikey eksen Theil endeks değerlerini ve sağ yanında kalan
dikey eksen ise HHI endeks değerlerini göstermektedir. Her iki yoğunlaşma endeksi de Türkiye’de
1980-2016 döneminde ürün yoğunlaşmasının giderek azaldığını, yani ihracatta ürün çeşitlemesinin
sağlandığına dair bir eğilimi göstermektedir. Diğer taraftan her iki endekste de görülen çeşitli
dalgalanmalar olmakla birlikte 2013 sonrasında ihracatta ürün yoğunlaşmasına doğru bir eğilimin
ortaya çıkmaya başladığı söylenebilir.
Literatürdeki ayrımlar dikkate alındığında, çeşitlemenin yatay ve dikey olarak iki farklı yönü
olduğu ve bunlardan yatay çeşitlemenin aynı sektörde ihraç edilen mal çeşitliliğini artırmak olduğu,
dikey çeşitlemenin ise sektörel değişimi ve ilerlemeyi ifade ettiği bilinmektedir. Bu iki farklı açıdan
Türkiye’nin ihracattaki ürün çeşitliliğinin seyri de Şekil 2 ve Şekil 3’de yer almaktadır.
THE SUSTAINABLE DEVELOPMENT OF ECONOMY AND ADMINISTRATION: PROBLEMS AND PERSPECTIVES
Baku Engineering University
30
26-27 October 2018, Baku, Azerbaijan
Şekil 1. 1980-2016 Türkiye HHI ve Theil Yoğunlaşma Endeksleri
Kaynak: TÜİK’den alınan verilerle hesaplanan endeksler yardımıyla hazırlanmıştır.
Şekil 2. Türkiye’de SITC Revizyon 3’e Göre 3 Basamaklı Mal Gurubunda İhraç Edilen Ürün Sayısı
Kaynak: TÜİK’den alınan veriler yardımıyla hazırlanmıştır.
Şekil 2’de Türkiye’nin ihraç ettiği ürün sayısı, SITC revizyon üçe göre üç basamaklı mal
gurubu itibariyle yatay çeşitleme göstergesi olarak alınmaktadır. Al-Marhubi (2000), Herzer ve
Nowak-Lehmann (2006), Değer (2010), Kenji ve Alemu (2009) çalışmalarındaki gibi ürün sayıları
hesaplanırken, 100.000 doları aşan ya da toplam ihracat içinde % 0,3’ten büyük paya sahip mallar
dikkate alınmıştır. Şekil 2’de Türkiye’nin yatay ihracat çeşitlemesinde sürekli artış olmasına rağmen,
bu artışın 1980’den 2016 yılına geldikçe azalan seyirde olduğu görülmektedir. Şekilde özellikle 2006-
2016 dönemindeki durgunluk dikkat çekmekte, fakat bu kısım yatay çeşitlemenin durduğunu
göstermekten ziyade, 3 basamaklı sınıflandırma için yeterli mal sayısına ulaşıldığını ifade etmektedir.
Dolayısıyla daha alt basamaklı mal sayısı ile yapılan ölçümlerde, diğer yıllardan daha az olmak
kaydıyla bu dönemde de ürün sayısındaki artışın gözlemlenmesi söz konusu olabilecektir.
Dikey çeşitleme göstergesi olarak kabul edilen imalat sanayi ihracatının toplam ihracat içindeki
payı Şekil 3’de verilmektedir. Türkiye’de ihracatın dikey çeşitlemesi 1980’den 2004’e kadar ciddi bir
artış göstermekle beraber 2004 sonrasında durgunluğa girmiştir. Fakat 1980’lerde % 20’lerde seyreden
bu pay, 2004 ve sonrası dönemde % 80’in üstündedir. Bu bağlamda dikey çeşitleme ile tarımsal
ihracattan sanayi malı ihracatına dönüşüm olarak kastedilen olgunun Türkiye açısından başarıldığına
işaret ettiğini söylemek mümkündür. Ayrıca durgunluğa geçişin altındaki sebep olarak da, dünyada
giderek artan hizmet sektörü ve hizmet ticareti yükselişinin Türkiye’ye yansıması olduğu da
düşünülebilir.
ısı
Ür
ün
Sa
yısı
Th
eil
H
HI
|