Aşağılanmış,Horgörülmüş,Saldırıya
Uğramış
Kulesi göklere doğru yükselirken Tesla
kendisine daha da acımasızca yüklenmeye
başlamıştı.
Almanya'ya
mühendis
Fritz
Lowenstein'ın
da
kendilerine
katılmasını
sağlamak için para göndermişti. Daha önceleri
Edison'la da çalışmış ünlü bir mühendis olan H.
Otis Pond da onunla birlikte Wardenclyffe
ekibine katılmıştı.
Yıllar sonra, tarihin bu iki büyük mucidi
değerlendirişine katılmadığını söyleyecekti.
"Edison gerçekten de bu ülkenin yetiştirdiği en
büyük araştırmacı ve deneycidir... Ancak
Tesla gelmiş geçmiş en büyük mucittir."
Pond sık sık Tesla'ya uzun yürüyüşlerinde
eşlik ediyordu. Aralık 1901'de Marconi ilk
Atlantik
ötesi
sinyali
gönderdiğinde
de
beraberdiler. "Marconi sizi atlatmışa benziyor"
demişti.
"Marconi iyi bir adam" diye cevap vermişti
Tesla. "Bırakalım devam etsin.
Bana ait on yedi adet patent kullanıyor."
Pond, Tesla'nın geliştirmekte olduğu savaş
araçları
konusunda
endişelendiğini
de
hatırlıyor. "Otis" demişti kendisine, "bazen bu
tip
şeyler
yapmaya
hakkım
olmadığını
düşünüyorum."
Mucidin hareketli programı insana sanki
birden fazla kişiliği benliğinde barındırdığı
izlenimini veriyordu. New York'taki laboratuvarı
dünyanın dört bir yanından gelen bilim
insanlarının buluşma yeri olmuştu. Geceleri ise
sosyal aktiviteler, yorucu deneyler, patent
başvurularının,
gazete
makalelerinin
ve
editörlere gönderilecek mektupların yazılması
ile geçiyordu.
Hem gece, hem de gündüz insanı olarak
yaşaması nedeniyle bazı geceler gözünü
kırpmamış olduğu halde yeni günü karşılamaya
hazırlanıyordu. Bu yaşayış tarzının sonucunda
da arkadaşlarını, birbirlerinden habersiz değişik
kompartımanlara ayırmak zorunda kalmıştı.
Johnsonlar gibi yakın dostlarının bu yeni
sırdaşların
kimliğinden
dahi
haberleri
olmuyordu ama bu aralarındaki ilişkinin
yoğunluğunun
azaldığı
anlamına
da
gelmiyordu.
Gün ışığı, patronu Morgan'la buluşmak ve
onu para akışını hızlandırması, enflasyonun
gemiyi batırmak üzere olduğu konusunda ikna
etmesi açısından büyük bir önem taşıyordu.
Diğer potansiyel mucitlerle de bağlantılar
kurmaya çalışıyordu. Makinelerin yapımını
hızlandırmak ve kredi sağlamak için üreticilerle
görüşüyordu. Ve New York'ta kaldığı süre
boyunca Scherff e günlük talimatlar yazıyordu.
1901 yılının önemli olaylarından biri de
İngiltere'nin ünlü Lort Kelvin'inin ABD'yi ziyaret
edecek olmasıydı. Kelvin, iki tartışmalı konuda
Tesla'nın tarafında olduğunu bildirmişti: 1.
Mars, Amerika'ya sinyaller gönderiyordu; ve 2.
Yenilenemeyen kaynakların korunması dünya
için büyük bir önem taşıyordu. Kelvin de Tesla
gibi, güneş ve rüzgar enerjilerinin kömürün,
petrolün ve odunun tüketimini azaltmakta
kullanılması gerektiğine inanıyordu. Çatıların
üstüne konulacak rüzgar değirmenlerinin ilk
etapta asansörleri çalıştırmak, su pompalamak
ve
evleri
soğutmak-ısıtmak
için
kullanılabileceğini söylüyordu.
Kelvin,
Amerika'nın
"bilimsel
peygamberlerinden söz ederken Tesla'ya
duyduğu hayranlığını kastediyordu ve bu da
mucidin
ruhuna
merhem
gibi
gelmişti.
Delmonicolar'da onuruna verilen davetten
sonra İngiliz bilim insanı New York'un dünyanın
en
iyi
aydınlatılan
şehri
olduğunu
ve
muhtemelen
dünya
üzerinde
Marslılar
tarafından
tespit
edilebilecek
tek
nokta
olduğunu iddia etmişti.
Haziranda
Tesla,
Manhattan'daki
laboratuvarını Wardenclyffe'deki yeni binaya
taşımıştı. Burada, projenin gerektirdiği şeyler
dışında,
kendisine
daha
çok
zaman
ayırabiliyordu.
Bölgeye
yalnızca
işçilerin
girmesine izin veriliyordu. Yalıtılmışlık ve
sessizlik en çok ihtiyaç duyduğu şeylerdi.
Bu arada New York'taki bir mahkemede jüri
üyesi olarak görevlendirildiğini bildiren bir belge
gönderilmişti
kendisine.
O
da
belgeyi
okuduktan sonra bir kenara kaldırmış ve bir
daha da aklına gelmemişti. Neden sonra
gazete başlıkları bu vatandaşlık görevini
kendisine hatırlatacaktı: "Nikola Tesla 100
Dolar
Ceza
Ödeyecek-Jüri
Toplantısına
Katılmadı-Üzüntülerini Bildirdi." Gerçekten de
üzülmüştü. Daha sonra ölüm cezasına karşı
olduğunu
açıklamasının
ardından
bu
görevinden muaf tutuldu. Tesla idam cezasının
"barbarca, insanlık dışı ve gereksiz" olduğunu
savunuyordu.
Marconi ise Amerika'nın her yerinde
kahraman
muamelesi
görmeye
devam
ediyordu.
Tesla'nın
yaptıkları
onunkilere
kıyasla biraz esrarlı kaçıyordu. Şubat 1903'te
Electrical Age'de, Nikola Tesla Çalışmaları ve
Boş
Vaatleri
adlı
eleştirel
bir
makale
yayımlanmıştı. "On yıl önce Tesla elektrik
üzerine çalışanlar arasında büyük vaatleri ile
sivrilmişti. Bugün adı, yerine getirilmemiş
sözlerin yarattığı bir pişmanlık hissi uyandırıyor
duyanlarda." Büyük zaferlerinin üzerinden uzun
bir zaman geçmişti ve ölümlülerin hafızalarının
ne
kadar
zayıf
olduğunu
öğrenmeye
başlamıştı.
Sonbaharda mali sorunlar yeniden ortaya
çıkmaya başlamış, o da yeni fonlar bulmak
amacıyla New York'a dönmek zorunda
kalmıştı. Buna karşın bilimsel kaygılarını da
tamamıyla bir köşeye itmiş değildi. Scherff e
yazdığı yüzlerce nottan birinde Pennsylvenia
Üniversitesi'nden Profesör Barker'a bir elin
kemiklerinin telsiz sistemle çekilmiş röntgen
filminin gönderilmesini istemişti.
Morgan'a da 8 Nisan tarihinde şunları
yazacaktı: "Endüstri dünyasında yarattığın
büyük dalgalanmalar benim küçük gemimi de
savurdu. Fiyatlar en son hareketlenmeden
sonra iki katına çıktı... "
Ama sermayesinin büyük kısmını tren
yollarının yapımına adamış olan Morgan,
Tesla'ya daha fazla kredi açmak istemiyordu.
İki hafta sonra Tesla bir mektup daha
gönderecekti: "Edison, Marconi, Pupin ve
Fleming benim buluşlarımı aşağılarken siz
bana destek olarak beni onurlandırdınız... "
Ama Morgan hala bir tepki göstermiyordu
ve umutsuzluğa kapılan Tesla elindeki son
kartı da oynamaya hazırlanıyordu. En sonunda
Morgan'a gerçek amacından bahsedecekti -
sadece radyo sinyalleri değil, telsiz enerji nakli.
"Eğer bunu size daha önceden haber
vermiş olsaydım beni ofisinizden kovardınız...
Bana yardım edecek misiniz, yoksa bırakacak
mısınız, neredeyse tamamlanmak üzere olan
çalışmalarım heba mı olsun?"
Cevap on bir gün sonra gelecekti
Morgan'dan: "Mektubunuzu aldım... yanıtım şu
an size daha fazla avans verme konusunda
pek de hevesli olmadığımdır."
Tesla da bu yanıta, aynı gece kulesine
giderek ve daha önce hiç kimsenin şahit
olmadığı yıldırımlar yaratarak kendine has bir
tepki verecekti. O gece ve birkaç gece daha
çeşitli denemeler gerçekleştirecekti. Çevre
sakinleri hayretler içinde kulenin küresel
çatısından yayılan ve zaman zaman yüzlerce
kilometre ötelere savrulan kör edici şimşekleri
seyrediyorlardı. Şunu bir seyret Pierpoint
Morgan, der gibiydiler.
Muhabirler bölgeye akın ettiklerinde geri
çevrileceklerdi.
"Tesla'nın Şimşekleri Yayılıyor ama Kendisi
Wardenclyffe'de
Ne
Üzerine
Çalıştığını
Açıklamaktan Kaçınıyor" diye yazıyordu New
York Sun'da. "Tesla şunları söyledi: 'Buradaki
insanlar gördükleri karşısında uykularından
kalkıp uyanık kalmayı tercih ediyorlar. Ama şu
kadarını söyleyeyim ki daha da garip şeyler
görecekler. Bir gün ama şu anda değil, hayalini
bile kurmadığım bir şeyi duyuracağım sizlere."
Daha da garip şeyler? Bu, tipik bir
gazetecilik abartması mıydı?
Colorado'da manyetik ileticisinin anten
sahası ile on-on iki bin voltluk gerilimler elde
edebilmişti ama o yüz bin voltun da mümkün
olabileceğini düşünüyordu. New York'a döner
dönmez aralarında en önemlisi "Elektrik
Enerjisi Nakli Aygıtı" olan çeşitli aletlerin ancak
1914 yılında alabileceği patentleri için hemen
başvuruda bulunacaktı. Aslında Marconi'nin
transatlantik telsiz başarısından sadece birkaç
hafta sonra olmuştu bütün bunlar.
Tamamlanmamış Wardenclyffe projesi için
sürdürdüğü finansman arayışı yeni bir kriz
dalgası ile ağır bir darbe daha alacaktı. Artık
Morgan'dan yardım alabilmek her zamankinden
daha uzak bir ihtimal olarak görünüyordu.
Yakın dostlarının da yardımıyla para bulma
çalışmalarını daha da hızlandırmıştı Tesla.
Teğmen Hobson donanmadaki bağlantılarını
kullanarak bu çalışmaya destek olmaya
çalışıyordu.
Tesla'nın
radyo
kontrollü
gemilerini, torpidolarını görmüş ve Buffalo'da bir
gösteri düzenlemesini sağlamıştı. Alışılagelen
aksaklıkların
yeniden
yaşanmaması
için
elinden geleni yapıyordu. Ama nafile.
Kahraman asker, Tesla'ya konuyla ilgili
olarak donanmada, aslında iki komutan
arasındaki çekememezlikten kaynaklandığını
söylediği bir tartışma doğduğunu bildirmişti;
sonuçta da Tesla'nın projesi reddedilmişti.
Belki de Hobson bu hikayeyi sadece Tesla'yı
incitmemek için uydurmuştu.
Tesla bu arada biraz para bulabilmeyi
başarmıştı
ama
bu
para
da
projeye
ulaşamadan eski borçların ödenmesi için
harcanmıştı. Sherff e yazdığı bir mektupta
şunları söylüyordu: "Düşmanlarım beni bir
hayalperest ve şair olarak lanse etmekte o
denli başarılı oldular ki en kısa zamanda ticari
bir şeyler üretemezsem silinip gideceğim."
Bunları
izleyen
yıllar
boyunca
borç
bataklığından kurtulmak için ticari icatlar
üzerinde çalışmalar yapmaya başlayacaktı
ama belki de şanssızlığından, kendisi gibi
bağımsız çalışan Edison kadar başarılı
olamayacaktı.
Bu arada tıp çevrelerinden Tesla'nın
osilatörüne yönelik talep giderek artmaya
başlamıştı. Sherff bu konuda çalıştıkları
takdirde Morgan'ın Wardenclyffe için yatırdığı
paradan daha fazlasını kazanabileceklerine
inanıyordu. Tesla kendisine bu konuda tam
yetki vermişti ama konu ile ilgilenmiyordu.
Morgan'ın desteğini çekmesinin ardından
diğer yatırımcılar da Tesla'nın vaatlerinin sabun
köpüğü olduğuna inanmaya başlamışlardı.
Yayılan dedikodular Tesla'yı can evinden
vuruyordu. Şanssızlığı sınır tanımıyordu.
Colorado Springs Elektrik Şirketinin gönderdiği
fatura Tesla'yı alaşağı etmeye yeterdi. İşin
garibi, şirket Tesla'ya elektriğin kendisine
ücretsiz sağlanacağını bildirmişti. Su şirketi de
Tesla'yı
dava
etmeye
hazırlanıyordu.
Laboratuvarın
bekçisi
de
ödenmeyen
maaşlarını tahsil edebilmek için avukat
aramaya başlamıştı bile.
Tesla'nın tüm bunlara yanıtı da tam Tesla
tarzı olacaktı. Ne de olsa şehir Tesla'nın
laboratuvarını
barındırma
şerefine
ulaşmıştı. Yine de tüm bunlardan sonra şansı
dönmeye başlayacaktı. Tıbbi osilatörlerin
satımından para gelmeye başlamıştı. Bu arada
yeni bir türbin üretmişti ve bundan bir servet
kazanacağını düşünmeye başlamıştı.
Tesla, Waldorf'taki bohem hayatını finanse
edebilmek için Wardenclyffe'i otelin mal
sahibine yirmi bin dolar tutarındaki faturalar
karşılığında ipotek etmişti. Fakat Tesla mali
itibarının zarar görmemesi için bu ipoteğin
kayıtlara geçirilmemesini rica etmişti. 1915
yılına gelindiğinde Tesla içtiği suyun bile
parasını ödeyemeyecek duruma düşmüştü.
Otel
yönetimi
elindeki
ipoteği
paraya
dönüştürmeye çalışıyordu fakat o sıralar
kimsenin dünya iletişim sistemi istasyonu ile
pek ilgilendiği yoktu. New York çelik şirketi
istasyonun parçalanması işini üstlenmişti ama
yapı düşünüldüğünden de sağlam inşa
edilmişti. En sonunda, 1917 yılının Eylül ayının
ilk Pazartesi günü Wardenclyffe dinamitle
havaya uçuruldu. Şirket satıştan bin yedi yüz
elli dolarlık bir gelir elde etti. Bir dilenci yolda
Tesla'nın yazdığı bir notun uçuştuğunu fark
edecekti.
"Tüm emeklerimizin parçalanıp gittiğini
gördüğümde
ağlamadım"
diye
yazıyordu
Scherff'e, "ama kendimi zor tuttum".
Marconi, Alman bilim insanı Carl F. Braun
ile birlikte, "telsiz telgrafın geliştirilmesindeki
birbirinden ayrı ama paralel katkılarından
dolayı" 1909 Nobel Fizik Ödülü'ne layık
görülmüşlerdi.
Tesla hayatının sonuna kadar enerji nakli
ve
iletişim
konusundaki
fikirlerinden
vazgeçmeyecekti. Bunun bir rüya olmadığını
söylüyordu, "sadece kör, inançsız, şüpheci
dünyaya pahalı gelen bilimsel bir kavram"dı.
İnsanlığın "kaşifin araştırma şevki"nin açtığı
yolda ilerleyecek kadar gelişmemiş olduğunu
söylüyordu. "Belki de içinde yaşadığımız
dünyanın
bu
devrimci
fikirleri
desteklemesindense
ticari
kaygılarla,
bencillikle ve ahmaklıkla aşağılaması, hor
görmesi, saldırması daha iyidir. Bu sayede
aydınlanıyoruz. Geçmiş zaferlerin bastırılması,
ezilmesi ve alaya alınması bunların daha
kuvvetli bir şekilde yeniden uyanmalarına yol
açar."
|