Yıldırımlar Yaratan
Leonard Curtis'in Colorado Springs'den
gönderdiği cevap dahi iyi haberler veremezdi:
"Her şey ayarlandı, araziyi ücretsiz temin
edebileceğiz. Alta Vista Oteli'nde kalacaksın.
Şehir Enerji Şebekesi ile olan ilişkilerim
sayesinde
elektriği
de
bedava
kullanabileceksin."
Tesla zevkten dört köşe olmuş, kendisini
hazırlıkların ayrıntılarına, özellikle de gemiye
yüklenecek
ekipmanın
düzenlenmesine
kaptırmıştı. Bu arada Scherff ve asistanı da
laboratuvar
malzemelerinin
taşınmasında
kendisine neredeyse yirmi dört saat boyunca
yardımcı oluyorlardı.
İşin en önemli kısmı mali kaynaklarının
yeniden organize edilmesiydi.
Adams'ın
hisse
karşılığında
Tesla'ya
verdiği 40 bin dolar çoktan harcanmış
bulunuyordu. Ünlü maden mühendisi John
Hays Hammond'dan aldığı on bin dolarlık
destek fonu Elektrik Fuarı için hazırladığı telsiz
ve robotlar için harcanmıştı. Ama tekstil firması
işleticileri Simpson ve Crawford'dan devam
eden araştırmaları için aldığı 10 bin dolar ve
Waldorf-Astoria Oteli'nin sahibi Albay John
Jacop Astor'un Colorado Springs'deki yeni
laboratuvan için kendisine hibe ettiği 30 bin
dolar hala bir köşede duruyordu.
Colorado'ya yerleşir yerleşmez Tesla tüm
enerjisini
çift
hedefli
bir
çalışmaya
vakfedecekti: Marconi'den önce dünya çapında
bir telsiz sistemi kurmak, dünyanın dört
bucağına bol ve ucuz enerji nakledebilmenin
yollarını bulmak. Dünyada hiç kimse, bugüne
kadar geliştirdiği kendi bilgileri dışında, bu
konuda ona yol gösterecek bilgiye sahip
değildi.
Çalışmalarının yoğun olduğu bu dönemde,
yine arkadaşlarına zaman ayırıyor, yeni dostlar
edinmeye bile vakit bulabiliyordu. Katharine'nin
kıskançlıkları ve Marguerite adının bir piyon
olarak kullanılması devam ediyordu. Artık
Waldorf- Astoria oteline taşınmıştı ve Wall
Street beyefendilerinin akın ettiği bu şık
ortamda bulunmaktan gayet memnundu.
18 Mayıs'ta Colorado Springs'e vardı. Alta
Vista Oteli'nin 207 No.lu odasına yerleşti (oda
numarası üçe bölünebiliyordu). Kendisine
tahsis
edilen
arazi
Colorado
Springs'in
doğusunda, Pike Tepesi'nin gölgesindeydi.
Burası aslında kasabanın çobanınca otlak
olarak kullanılmaktaydı. En yakın komşusu bir
sağır ve dilsizler okuluydu ki bu da oldukça
sağduyulu bir seçime işaret etmekteydi. Rakım
2 metre, hava temiz, kuru ve statik elektrik
yüklü idi.
Şehre
vardığında
çevresini
saran
muhabirlere
1900
yılı
sergisinde
Pike
Tepesi'nden
Paris'e
bir
telsiz
mesajı
göndermeyi planladığını bildirecekti. Muhabirler
bununla
mesajları
tepeden
tepeye
nakledeceğini mi kastettiğini sorduklarında,
kibirli bir şekilde Colorado'ya akrobatlık
yapmak için gelmediğini söyleyecekti.
Son on yıl içerisinde telsiz enerji ve mesaj
iletileri konusunda yüksek frekans ve voltaj
üreten temel ekipmanlar başta olmak üzere
tüm gerekli aygıtların patentlerini almıştı. 4
milyon voltluk bir bobin yapmıştı bile ve bunu
küresel iletiler gönderebilecek bir seviyeye
kadar geliştirmek istiyordu. Testler büyük bir
gizlilik içinde -ya da en azından bu dağlık
bölgede esrarlı aletlerle deneyler yapan ünlü bir
mucidin sağlayabileceği maksimum gizlilik
içinde- yürütülüyordu.
Tesla'ya yerel bir marangoz olan Joseph
Dozler tavsiye edilmişti, deney istasyonunun
planlarını alan marangoz da hemen işine
koyulmuştu. Bunun üzerine Tesla, New
York'taki Scherff'e ardı arkası kesilmeyecek
telgraf mesajlarından ilkini gönderecekti. Fritz
Lowenstein'ın,
genç
bir
mühendis
olan
asistanının Batı'ya doğru yola çıkmasını
istiyordu: "Yapının gidiş hattını takip etmek ve
ekipmanın yerleştirilmesini sağlamak üzere
burada olması gerekiyor."
Bozkırın ortasında yükselmeye başlayan
tuhaf yapının çevresi çitle çevrilmişti ve yer yer
üzerinde "Dikkat! Ölüm tehlikesi, yaklaşmayın"
yazılı uyarı tabelaları yerleştirilmişti. Yapı
tamamlandıktan
sonra
kapıya
Dante'nin
Inferno'sundan, öncekinden daha da meşum
bir alıntı iliştirilmişti: "Her kim ki buraya girer,
umudu ardında bırakır." Tesla'nın aletlerinin tek
bir şimşekle yüz kişiyi birden öldürebileceği
haberi çevreye yayılmakta gecikmemişti.
Başlangıçta
kare
şeklinde
bir
ahıra
benzeyen
deney
istasyonu
yapımı
tamamlandıktan sonra uzun merteği ile bir
gemiyi andırır olmuştu. Çatının açık bir
bölmesinden çıkan kule yerden üç metre kadar
yükseğe tırmanıyordu. Bundan da dört metre
daha yukarıya bir diğer metal direk uzanıyordu.
En tepede uçta ise doksan santimetre çapında
bir bakır top duruyordu.
Makineler gelir gelmez monte edilmeye
başlanmıştı. Çeşitli boyutlarda ve güçlerde
bobinler ya da yüksek frekans transformatörleri
kurulmuştu. New York'tan Houston Street'teki
laboratuvarında özel olarak ürettiği çift devirli
bir ana devre de getirtilmişti. Bu alet açıp
kapayıcıları ile manyetik vericiyi devreye
sokacaktı.
Colorado'da geliştirdiği bu vericinin en
büyük icadı olduğunu iddia edecekti sonradan.
Gerçekten de Tesla'nın bu icadı modern
meslektaşlarının had safhada hayranlığını
kazandığı bir çalışmasıdır. Ne zaman ve
nerede olursa olsun çok düşük frekanslardaki
radyo sinyallerinin neden olduğu bir fenomen
tespit edilse bunun Tesla etkisi olduğundan
bahsedilir. Bir ara Ruslar'ın dev bir Tesla
manyetik vericisi kullanarak hava durumunu
etkilediğinden, devasa buzullar ve büyük
kuraklıklar yarattıklarından bile söz edilmişti.
Kanada ve ABD'de radyo iletişimi ile beyin
dalgalarının sık sık kesiştiği ve bunun
anlaşılamayan psikolojik rahatsızlıklar yarattığı
üzerinde durulmuştu. Gerçekten de yıldırım
topu ile nükleer füzyon çalışmalarını birleştiren
Robert Golka bu konuda başarılı adımlar
atmıştır.
Peki bu etki tam olarak neydi? Tesla bunu
Electrical Experimenter'daki yazısında genç
okuyucuların da anlayabileceği bir şekilde
açıklamaya çalışmıştı. Karmakarışık anlatımı
da muhtemelen okuyucularının kafasını iyiden
iyiye karıştırmıştı. "Evvela bunun, içinde
yüksek voltaj yüklü bölgelerin hayli yer tuttuğu
ve uygun yarı çap eğrisine sahip ideal sarmal
yüzeylerdeki alanlarda düzenlenmiş, belirli
espaslarda yer eden ve bu sayede de
kondüktör çıplak olsa dahi kaçak olmasını
engelleyecek şekilde her alanda az yoğunluklu
bir elektrik yüzeyi teşekkül eden karbon
molekülleri
muhteva
eden
rezonant
bir
transformatör olduğunu vurgulamak gerekir.
Bu, çok yüksek frekanslardan en düşüklerine
kadar uyum sağlayabilen bir sistemdir, devasa
hacimlerde ve ortalama gerilimlerde akımlar ya
da daha düşük amperli ve çok büyük elektro
motiv enerji üretebilir. Maksimum elektrik
gerilimi, elektrik yüklü elementlerin bulunduğu
yüzeylerin eğrilik derecelerine bağlıdır."
Yüz milyon voltluk bir akımın mümkün
olabileceğini söylüyordu. Böylesi bir devre her
türlü itmeye, düşük frekanslara dahi duyarlı
olacak ve alternatörlerde olduğu gibi sürekli
sinüs eğrisi titreşimleri yaratabilecekti.
"Eğer terimi en temel özelliği ile açıklamak
gerekirse" diyerek sözlerine devam ediyordu,
"bu rezonant transformatör tüm sayılan
niteliklerinin yanı sıra, tamı tamına küreye
uygun oranlara sahiptir, elektriksel sabitleri ve
özellikleri tasarımı sayesinde telsiz enerji
naklinde en etkili sistemi oluşturmaktadır.
Uzaklık bu şekilde tamamıyla bir engel
olmaktan çıkarılmakta, nakledilen gerilimlerin
yoğunluğunda
bir
kayıp
meydana
gelmemektedir. Hatta belirli bir matematik
kanununa dayanılarak hareketliliğin mesafe
arttıkça çoğaltılması mümkün olabilmektedir."
Bu güçlü cihaz kurulduktan ve denemeler
yapılmaya başlandıktan sonra mucit en sert
dağ fırtınalarını bile gölgede bırakacak elektrikli
havai fişekler yaratabilmeye başlamıştı. Verici
çalışırken
kırk
kilometre
uzaklıktaki
paratonerler dahi doğal yıldırımdan çok daha
güçlü ve sürekli ateşli arkların etki alanına
giriyorlardı.
Tesla, hayatında ilk defa araştırmalarının
ayrıntıları
üzerine
eksiksiz
bir
günlük
tutuyordu. Görsel efektlerin yarattığı dehşetin
yanı sıra çok daha yararlı yönleri olduğuna
inandığından
fotoğrafik
deneyler
de
yürütmekteydi.
Tesla üzerinde çalıştığı aygıtın ticari amaçlı
olarak kullanılabileceğini umuyordu. Ama
öncelikle
binlerce
deney
ve
uyarlama
yapılmalıydı. Bu kadar geniş bir bilgiyi emanet
edebilecek denli güvenmiyordu hafızasına.
Günlük notları sürekli beklendiği şekilde
gelişmeyen deneylere atıfta bulunuyor ve kendi
kendine "neden?" diye soruyordu. Bu işlemin
hayatı boyunca uyguladığına taban tabana zıt
olduğunun farkındaydı. Şimdi orta yaşlı bir
adamdı ve hafızasının kendisine yavaş yavaş
ihanet etmeye başladığını fark ediyordu. Hiç
şüphesiz kendisine tanıdığı sürenin baskısını
hissediyordu omuzlarında.
Colorado
gazetesinde
mucidin
hayatı
boyunca
görsel
efektlere
hayranlık
duyduğunun altı çizilmişti. Dramatik bir şekilde
hayatı boyunca şahit olduğu zihinsel parlak
ışıklardan bahsediliyor ve matematik formülleri
arasından
sivrilen
renkleri
ve
görkemli
Colorado fırtınalarını, ayrıntılı, sevgi dolu,
neredeyse erotik bir tarzda tanımlaması
vurgulanıyordu.
Manyetik verici ile deneylerin yapıldığı
gecelerde gökyüzü bir ışık ve ses tufanına
kapılıyordu. Toprak bile canlı bir çehreye
bürünüyor,
elektrik
atlamalarının
sesleri
kilometrelerce
uzaktan
duyulabiliyordu.
Kelebekler, verici bobininin çapı neredeyse iki
metreyi bulan girdabına kapılıyordu. Meraklı
seyirciler şaşkınlıkla samanlar arasında ve
yürürken de ayakları ile yer arasında
kıvılcımlar uçuştuğunu gördüklerini anlatıyordu.
Yüz metre ötedeki metal nesnelerden uzunluğu
bir metreyi bulan kıvılcımların yayıldığını
görebildiklerini söylüyorlardı. Daha bir iki
kilometre ötede uysallıkla otlayan atlar bölgeye
girdiklerinde metal nallarında hissettikleri şokla
şaha kalkıyor, dört nala kaçışıyorlardı.
Gök gürültüleri ve yıldırımlar arasında
gecenin bir yarısı işlerinin başında bulunan
mucit ve asistanları kulaklarını pamukla tıkıyor,
ayakkabılarının altına kalın mantar ya da
kauçuk
tabanlıklar
giyiyorlardı.
Tesla
kulaklarındaki dokunuşları hissedebildiğini ve
kulak zarlarının zarar görmesinden korktuğunu
söylüyordu. Genellikle bir acı ve vınlama
deneylerden saatlerce sonra bile kulaklarını
ağrıtıyordu.
Hertz'in 1888 yılındaki, Maxwell'in dinamik
elektromanyetik
saha
teorisini
doğrular
nitelikteki
araştırması
bilim
insanlarını
elektromanyetik dalgaların, ışık dalgaları gibi
düz çizgiler halinde yayıldığı konusunda ikna
etmişti. Buna göre dünyanın yüzeyinin radyo
dalgalarının
iletilmesini
engelleyeceği
düşünülüyordu. Bildiğimiz gibi Tesla, sadece
dünyanın iyi bir iletken olduğuna inanmakla
kalmayıp "atmosferin, deniz seviyesinin çok da
yukarılarında
olmayan,
ulaşılabilir
üst
tabakalarının, tüm deneylerin de işaret ettiği
gibi,
mükemmel
bir
iletken
olduğunu"
düşünüyordu.
İlerleme
raporları
ve
yeni
yükleme
talimatları Scherff ile Tesla arasındaki telgraf
tellerini sürekli titretiyordu. Normal kargo mucit
için fazla yavaştı, bu nedenle ekipmanların
daha pahalı olan tren ile gönderilmesini
istiyordu.
Kolman Czito'nun varlığı tam bir nimetti.
Tesla, Scherffe Czito'nun maaşının yüzde on
beş oranında artırılması ve farkın karısına
ödenmesi talimatını vermişti. Kısa bir süre
sonra şu mesajı yollayacaktı: "Czito sonunda
geldi ve tanıdık bir yüzü yeniden görmek beni
çok mutlu etti. Ama bu iş için de biraz fazla
şişmanlamış."
Bu arada Tesla'nın ısmarladığı iki yüz adet
şişe ve Mr. Myers'in rüzgarlı, havalarda
beklenen yüksekliğe çıkamayacak olmasından
endişe ettiği balonlar hakkında da bir tartışma
sürüp gidiyordu iki adam arasında. Balonlar
yükseklerdeki ince havaya istasyon antenleri
yerleştirmek için ısmarlanmıştı. Bu balonlar elli
dolar karşılığında uzman bir tasarımcıya
yaptırılmıştı ve ağır yüklerle patlamaması için
ancak
üçte
iki
oranında
doldurulması
(muhtemelen hidrojen ile) gerekiyordu.
Tesla'nın
dört
gözle
yeni
haberler
beklediğini bilen Scherff onu her türlü
gelişmeye ilişkin, özellikle de mali destekçisi
Albay Astor
ile
ilgili
olanlar
hakkında
bilgilendiriyordu. Marconi ve Tesla'nın Avrupa
patentleri hakkında haberler ulaştırmayı da
ihmal etmiyordu.
Bu oldukça meşgul iki adam arada sırada
dedikodu yapma zevkinden de mahrum
etmiyorlardı birbirlerini. "Mr. L dükkanı bayağı
sarhoş bir şekilde açtı, bu arada her şeyi de
eline yüzüne bulaştırdı." "Lütfen Mr. Uhlman
mektuplarını 'Her zaman sizin olan' diye değil,
'Tüm içtenliğimle' diyerek imzalasın" diyordu
Tesla ve kendisi de Scherff'e gönderdiği
mektubu bu şekilde imzalıyordu. "Dostum JJA
(Astor) neler yapıyor?" diye sormayı da hiçbir
zaman ihmal etmiyordu.
Genişlettiği güvenlik önlemlerinden ve
ulaşacağı kesin zaferden dem vuruyordu:
"Çıkarlarımı gözeterek her adımını büyük bir
akıllılıkla atmalısın ve gazetecilere söylediğim
sözlerin hiçbirini, benim onayladıklarım dışında
aktarmamalısın. Sanırım döndüğüm zaman
söyleyecek çok sözüm olacak... Her zaman
kendimden bir parça gibi görüyorum seni ve o
zaman seni de kendimle birlikte başarının
doruğuna çıkartacağım."
16 Ağustos'ta "Sevgili Luka'm"a şiiri için
teşekkür
efraek
üzere
bir
mektup
gönderecekti. "Senin de Colorado Springs teki
kar tanelerini ve buzdağlarını görebilmeni
isterdim! Havada uçuşanları kastediyorum.
Senin şiirlerinle birlikte her şey harika Luka,
dünyanın en güzel şeyleri!"
Ama kısa bir süre sonra Johnson'a daha az
sanatsal bir mektup daha gönderecekti. "Telsiz
torpido sahneye çıkmakta sadece bir an gecikti
ve Dewey tarihe büyük fatih olarak geçti. Ama
neredeyse on ikiden vuruyordum. Luka, her
seferinde zamanımızın bizim için çok geri
olduğunu hissediyorum. Benim telsiz telgraf
sistemim bilim cemiyetlerinin hasırlarının altına
süpürüldü ve senin şiirlerin de kurban edildi;
düşmanlarım
başkalarının
fikirlerini
kullandığımı iddia ediyorlar, tıpkı kahramanının
senin kurbanın olduğunu söyledikleri gibi!
Ama asil çabalarımızdan vazgeçmemeliyiz,
dostum... Gün gelecek ben sistemimi Arşimet'e
anlatıyor, sen de şiirini Homeros'a okuyor
olacaksın."
Scherrf, New York Herald'ın Marconi'yi
şişirmeye devam ettiğini yazıyordu.
Tüm bu amansız yarışa karşın Tesla,
Colorado'daki havadan büyük bir zevk
alıyordu. Her zaman için akut olan görme ve
işitme duyulan da temiz havaya olağanüstü
olumlu tepki veriyorlardı. İklim, çalışmaları için
son derece uygundu. Güneş ışınları yoğun,
hava kuru ve devam eden yıldırımlar da
gürültülüydü.
Haziranın ortasında ekipmanını ve deneyler
için yarattığı ortamı yeryüzünün elektrik
potansiyelini ölçmek için kullanmaya karar
verdi.
Titizlikle
hazırlanmış
bir
plan
doğrultusunda periyodik ve tesadüfi iniş-
çıkışlarını saptamak istiyordu.
"Yeryüzünün"
diye
yazacaktı
Tesla
sonradan
hazırladığı
raporunda
"elektrik
titreşimleri ile tam anlamıyla canlı olduğu
saptandı; kısa süre içinde bu ilginç incelemenin
içine çekilmiş hissettim kendimi. Bu tip bir
araştırma için bu kadar uygun bir ortamın
başka
bir
yerde
daha
bulunabileceğini
zannetmiyorum."
Colorado'nun bu bölgesindeki yıldırım
boşalmaları çok sık meydana geliyordu ve bu
bazen çok şiddetli oluyor, bazen iki saat içinde
yirmi bin deşarj gerçekleşiyordu ve hepsi de
Tesla'nın laboratuvarının yakın bir çevresinden
gözlenebiliyordu. Birçoğu dallan tersyüz olmuş
devasa ağaçları andırıyordu. Haziran ayının
sonlarına doğru Tesla ilginç bir olayın farkına
varacaktı: Aletleri uzaklarda meydana gelen
deşarjlardan, yakınlarda olanlara nazaran daha
çok etkileniyordu. "Bu kafamı iyiden iyiye
karıştırdı" diye yazıyordu, "bunun nedeni ne
olabilir?"
Bir gün gökyüzünde soğuk yıldızlar
parlarken yürüyüşe çıktığı sırada aklına bir
açıklama geldi. Aynı fikirler yıllar önce bazı
konferanslar için hazırlanırken de aklına
gelmişti ama o zaman bunları saçma bulmuş,
bir kenara itmişti. "Yeniden aklımı kurcalamaya
başladı"
diye
yazıyordu
"Bir
şekilde
içgüdülerim harekete geçmişti ve büyük bir
buluşun eşiğinde olduğumu hissetmiştim."
|