faaliyetlerinin 437/1045-1046 tarihinde başladığını söylemek yanlış olmaz.
faaliyetler devam ettirilmiştir. Tuğrul Bey, bahsetmiş olduğumuz tarihte
Cibâl’in fethine devam etmesini istedi. İbrahim Yınal da almış olduğu bu
geldi. Cibâl bölgesinin hâkimi olan Gerşasf ise İbrahim Yınal’ın bölgeye
Tuğrul Bey’in el-Cibâl bölgesinin fethiyle görevlendirdiği İbrahim Yınal’ın Kirmân’dan
buraya yöneldiğini nakletmektedir. Bu durumda İbrahim Yınal, Sicistân’a gittiyse de buradan
126
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Güz, 2013
gelmesi üzerine Hemedân’ı terk etmişti. Bu gelişme İbrahim Yınal’ın rahat
bir şekilde Hemedân şehrine hâkim olmasını sağladı.
24
Tuğrul Bey’in batıya yönelik faaliyetlerinin başarısı biraz da İran’da
güçlü bir devletten ziyade küçük mahallî hanedanların mevcudiyetiyle
doğrudan ilgilidir. Bugünkü İran-Irak sınırında faaliyet gösteren Annâzîler
25
,
Tuğrul Bey’in batıya yönelik faaliyet sahası içinde yer almıştır. İbrahim
Yınal’ın Hemedân’ı ele geçirmesi üzerine ondan çekinen Annâzî
Hanedanı’ndan Ebu’ş-Şevk, Dînever’den Karmîsîn’e gitmişti. Belki de bir
kaçış olan bu hareket İbrahim Yınal’ı daha da cesaretlendirerek her iki şehri
ele geçirmeye yöneltti. İbrahim Yınal, Dînever’i ele geçirdikten sonra
Karmîsîn üzerine yürüdü. Ebu’ş-Şevk bu sefer de kaçmayı yeğlemiş, şehri
muhafaza etmek için askerî birlik bıraktıktan sonra Hulvân’a gitmişti.
İbrahim Yınal’ın Karmîsîn’i ele geçirmek üzere gerçekleştirdiği ilk faaliyet,
karşılaştığı sıkı savunma sebebiyle sonuca ulaşmamış, bunun üzerine
kuşatma kaldırılmıştı. Ancak bir süre sonra şehri tekrar kuşatan İbrahim
Yınal, Recep 437/Ocak 1046 tarihinde Karmîsîn’e hâkim olmayı başardı.
26
İbrahim Yınal’ın bu başarıları Ebu’ş-Şevk’in daha da korkmasına
neden oldu. Nitekim o, ailesi ve ağırlıklarını Hulvân’dan Sîrevân Kalesi’ne
27
gönderdi. Ebu’ş-Şevk’in korkmakta ne kadar haklı olduğu kısa süre sonra
anlaşıldı. İbrahim Yınal faaliyetlerine devamla Şaban 437/Şubat-Mart 1046
tarihinde es-Saymara’yı
28
zapt etti. Ardından bölgeye yakın mahalde
bulunan bazı topluluklara hücum ederek onlara ağır darbeler indirdi, daha
sonra da Annazîler’in hâkimiyetindeki en önemli şehirlerden biri olan
Hulvân üzerine yürüdü. O sırada şehirde bulunan Ebû’ş-Şevk ise daha önce
ailesi ve ağırlıklarını gönderdiği Sîrevân Kalesi’ne kaçmıştı. Şaban ayının
sonlarına doğru/Mart 1046 Hulvân’a varan İbrahim Yınal’ın gelişi üzerine
halk korkudan şehri boşaltmış ve farklı bölgelere yönelmişlerdi. Hiçbir
24
İbnü’l-Cevzî, II, 440; İbnü’l-Esîr, IX, 402; Reşîdüddîn, s. 96; Pîrneya-İkbâl, Tarih-i İran, s.
312-313; Öngül,
Selçuklular,
I, 20; Bosworth, “The Political and Dynastic History”, s. 41.
25
İran-Irak sınırındaki bölgede 991-1117 tarihleri arasında hüküm süren İslâm hanedanı, bkz.
Abdülkerim Özaydın, “Annâzîler”,
DİA, III, 215.
26
İbnü’l-Cevzî, II, 443; İbnü’l-Esîr, IX, 402; Bundârî, s. 6; Kafesoğlu, “Selçuk’un Oğulları ve
Torunları”, s. 126; Turan,
Selçuklular, s. 111; Merçil, “Sultan Tuğrul Bey”, s. 87; Özaydın,
“Annâzîler”, DİA, III, 216.
27
Cibâl bölgesinde hurma üretimiyle geçinen Hulvân yakınlarında bir yerdir, bkz. İbn
Hurdâzbih,
el-Mesâlik ve’l-Memâlik,
(Farsça Çev. Hüseyin Karaçanlu), Tahran 1370 hş., s.
33; Hudûdü’l-‘alem minel meşrık ilel mağrib, (Çev. Abdullah Duman-Murat Ağarı), İstanbul
2008, s. 90.
28
Irak-ı Arap’ın doğu sınırında, Dicle’nin de doğusunda yer alan bir kasaba olarak
kaydedilmektedir, bkz.
Hudûdü’l-‘alem, s. 90; Strange, aynı eser, s. 202.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Güz, 2013
127
direnişle karşılaşmadan şehre giren İbrahim Yınal, Hulvân’ı yağmalamış,
ardından da şehirden ayrılmıştı. İbrahim Yınal’ın faaliyetleri neticesinde
meydana gelen kargaşa sebebiyle Ebû Kâlicâr, İbrahim Yınal ve diğerlerini
bölgeden uzaklaştırmayı düşünmüş, ancak sefer için yeterli binek hayvanı
bulunmadığından bu düşüncesinden vazgeçmiştir.
29
İbrahim Yınal’ın Hulvân’dan ayrılması, ayrılırken de Karmîsîn’e Bedr
b. Tâhir b. Hilâl’i vali tayin etmesi, Ebu’ş-Şevk’in ölümünden sonra yerine
geçen kardeşi Mühelhil’in harekete geçmesine neden oldu. Mühelhil ilk
olarak Karmîsîn üzerine yürüyünce Bedr şehirden ayrılmak zorunda kaldı.
Mühelhil bir taraftan Karmîsîn’i kuşatırken diğer taraftan oğlu Muhammed’i
de Dînever’e göndermişti. Mühelhil rahat bir şekilde Karmîsîn’i ele
geçirirken İbrahim Yınal’a bağlı askerler Dînever’i savunmaya başladı.
Ancak güç dengesi Muhammed’in lehine olduğundan İbrahim Yınal’a bağlı
askerler mağlubiyetten kurtulamadı. Bu sayede Karmîsîn ve Dînever,
Selçuklular’ın elinden çıkmış oldu.(438/1047)
30
Sonraki gelişmeler Annazî Hanedanı içerisinde bazı sorunların
çıkmasına neden oldu. Mühelhil, Ebu’ş-Şevk’in annesiyle evlenmiş ve
çevresindekilere kötü davranmaya başlamıştı. Bunun üzerine Sadî b. Ebû’ş-
Şevk, amcasının bu davranışlarına muhalefet etmek maksadıyla İbrahim
Yınal’a mektup yazarak kendisine katılmak istediğini bildirdi. İbrahim
Yınal, bu teklifi kabul ettiği gibi, Sadî’ye babasına ait toprakları kendisine
iade edeceğine dair söz verdi. Bu gelişme üzerine Sadî, kendisine bağlı
askerlerle birlikte İbrahim Yınal’a katıldı. Hem Sadî’nin, hem de Oğuzlar’a
bağlı bir grubun kendisine katılmasıyla birlikte gücü artan İbrahim Yınal,
Sadî’yi Hulvân üzerine gönderdi. Hulvân’a hâkim olmayı başaran Sadî,
Rebiülevvel 438/Eylül-Ekim 1046 tarihinde Tuğrul Bey ve İbrahim Yınal
adına hutbe okutmuştu. Şehirden ayrılması üzerine amcası Mühelhil tekrar
Hulvân’a hâkim olmuş ve İbrahim Yınal adına okunmakta olan hutbeye de
son vermişti.
31
29
Abu’l-Farac, II, 303; İbnü’l-Cevzî, II, 443; İbnü’l-Esîr, IX, 402-403; Kafesoğlu, “Selçuk’un
Oğulları ve Torunları”, s. 126; Turan,
Selçuklular, s. 111; Agacanov,
Selçuklular, s. 112;
Merçil, “Sultan Tuğrul Bey”, s. 87; Öngül, Selçuklular, I, 21; Özaydın, “Annâzîler”, DİA, III,
216.
30
İbnü’l-Cevzî, II, 443; İbnü’l-Esîr, IX, 405; V. Minorsky, “Annāzids”, Encyclopaedia of
Dostları ilə paylaş: