ÇÜTAD
Çukurova Üniversitesi
Türkoloji Araştırmaları Dergisi
Cilt 3, Sayı 2
Aralık 2018
34
Her iki eserin konusu ve beraberinde ortak noktası evlilik
kurumu ve Batılılaşmayla birlikte bu kurumun gerçekleşme biçiminde
yaşanmaya başlayan değişikliklerdir. Kadın erkek ilişkisi İslamiyet'in
belirled
iği kurallar çerçevesinde cereyan ederken Batılı hayat
biçiminin etkisiyle bazı değişiklikler görülmeye başlanır. Görücü
usulüyle evlilik bunlar içerisinde ilk sorgulanan veya eleştirilendir. Bu
sorgulama işi her iki eserde de kadın hilesinden hareketle
g
erçekleştirilir. Şinasi kadın hilesini merkeze alır ve kurguda
bütünlüğü sağlarken Mehmet Celâl kadın hilesine eklediği ancak bir
sonuca ulaştıramadığı erkek hilesiyle kurguda bir bölünmeye neden
olur. Şinasi etkiyi güçlendirmek amacıyla eserini hayli kısa tutar.
Hatta iki perde olarak planladığı eserini tek perdeye indirger. Çünkü o
bir eser yazmanın yanı sıra bir model oluşturmak veya yeni bir yol
açmak gibi önemli bir görevi de yüklenmiştir
22
.
Şair Evlenmesi,
kısalığı, malzemenin amaca yönelik ve daha ekonomik kullanımı ve
mesajı eserin sonunda daha açık iletmesiyle Hayal-i Celâl’den ayrılır.
Beslendikleri kaynak ve konu itibariyle türlü benzerlikler taşıyan
eserlerden Hayal-i Celâl
daha sonra yazılmış olması ve taşıdığı
tiyatroya özgü özelliklerle
Şair Evlenmesi’ne daha çok benzer. Her
iki eser halk anlatı geleneğinden gelme unsurları farklı bir bağlamda
dönüştürerek
yeniyi
yaratmak
amacıyla
kullanmalarıyla
metinlerarasılık açısından da önemli miktarda malzeme barındırırlar.
KAYNAKÇA
Aydın, A. (2001). "Şinasi'nin Şair Evlenmesi'nde Fransız Etkisi",
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(1),137-150.
Akyüz, K. (1990).
Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri,
İstanbul:İnkılap Kitabevi.
Armağan, B. (2017). "Şairin İronik Tasviri: Şair Evlenmesi", Curr Res
Sci,3(3),90.
Ergül, M. S. (2009). "Türk Şiirinde Taşra:1859-1959, Yüksek Lisans
Tezi". Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
22
Bu durumu Tanpınar, edebiyat tarihinde şu şekilde dile getirmektedir: “Şinasi
için, herhangi bir garp muharirinin eserini tercüme veya adapte etmek, hatta
taklit ederek daha geniş kadroda büyükçe bir sahne eseri vücuda getirmek
kabildi. Bunu bırakıp, bu küçük mevzuu ile, ilk bakışta insana manasız
görünecek şakayla iktifa etmesi, ihtirasının daha büyük ve derin olduğunu,
lâalettayin eserden ziyade, bir çığır açmak istediğini gösterir”. (s.207).
|