Anatomiye giRİŞ



Yüklə 1,4 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə251/293
tarix02.01.2022
ölçüsü1,4 Mb.
#50931
1   ...   247   248   249   250   251   252   253   254   ...   293
 
Peritoneum : Periton, karın ve leğen boşluğu duvarlarının iç yüzü ile bu boşluklar içindeki 
iç organların dış yüzünü saran seröz bir örtüdür. Peritonun karın ve pelvis duvarlarının iç 
yüzünü örten bölümüne peritoneum parietale iç organları saran bölümüne de peritoneum 
viscerale denir. Visseral ve parietal yapraklar arasında kalan karın ve leğen boşluğu bütünü cavum 
peritonealis olarak adlandırılır; burada liquor peritonei bulunur. 
Periton, tek katlı yassı epitel katı ile bunun altında yer alan bağ dokusu katmanından oluşur. 
Parietal periton ile vücut boşluğu duvarları arasında kalan aralığa spatium extraperitoneale 
(ekstraperitoneal aralık) denir. Bu boşluğun karın ve pelvis arka duvarına rastlayan bölümü 
spatium retroparietale (retroperitoneal aralık) olarak adlandırılır.  
Klinikte kullanılan ve en "fazla kabul gören bölümleme ise 9 bölgelik ayırımdır.Bu ayırımda 
2 horizontal. 2 vertikal düzlem kullanılır. Üst ayırım  çizgisi diafragma izdüşümü, alt ayırım 
çizgisi ise iliopubik çizgidir.  
Horizontal düzlemler: 
l. Planum  transpyloricum  (Transpilorik  plan): Suprasternale ile symphysion noktalan 
arası mesafenin ortasından geçirilen horizontal düzlem olup skeletotopik olarak L l 
düzeyindedir.Bazı ekollerde birinci horizontal düzlem olarak planum subcostale kabul edilir.  
2. Planum intertuberculare (intertüberküler plan):Sağ sol tuberculum iliacum'lardan geçen 
horizontal düzlemdir. Skeletotopik olarak L 5 düzeyindedir. Bazı ekollerde ikinci horizontal 
düzlem olarak planum supracristale kabul edilir. Vertikal düzlemler:Sağ sol olmak üzere iki 
vertikal düzlem olup, herbiri aşağıda lig. inguinale'nin ortasından (Medioiguinal), yukarıda 
clavicula'nın ortasından (Medioclaviculare) geçer. İki horizonlal iki vertikal düzlemle ortaya 
çıkan 9 bölgenin üçü orta hatta altısı yanlarda (Üçü sağ dış yanda üçü sol dış yanda) yer alır. 
Orta hat bölgeleri (yukarıdan aşağıya doğru) :  
Regio epigastrica . 
Regio umbilicalis . 
Regio suprapubica 
Dışyan bölgeler (Yukarıdan aşağıya dogru) : 
 Sağ yan  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sol yan 
Regio hypochondriaca dextra   
 
 
 
  Regio 
hypochondriaca 
sinistra 
Regio abdominalis lat.(colica) dextra  
 
 
 
Regio abdominalis lateralis (rolica) sinistra 
 
158


Regio 
inguinalis 
dextra 
         Regio 
inguinalis 
sinistra 
 
 
SYSTEMA NERVOSUM 
(SİNİR SİSTEMİ

 
Sinir sistemi, canlıların gerek bizzat kendisinde, gerekse çevresinde meydana gelen olaylarla 
ilişkisini sağlayan bir sistemdir. Diğer bir tanımlama ile duysal ve doyumsal uyarıları alan, 
organizmanın iç ve dış ortam değişikliklerine uymasını sağlayacak tepkimelere cevap veren bir 
aygıttır.  
Tüm canlılar, yaşamları boyunca, kendi vücutlarında ve çevrelerinde ortaya çıkan olaylara karşı 
belirli bir reaksiyonla karşılık verirler. Yani bu olaylar canlı organizmada belirli bir değişikliğe 
neden olurlar, onu uyarırlar. Canlılar da bu uyartıları kendi çıkarları doğrultusunda yanıtlarlar. 
Canlıların bu tembih edilebilme, uyartılma yeteneğine irritabilitet adı verilir. İrritabilitet, tüm 
canlıların çoğalma, metabolizma, hareket edebilme gibi esas fonksiyonlarından birini oluşturur. 
Tek hücreli canlılarda bile irritabilitet protoplasma’nın esas duyularından birisidir. Örneğin tek 
hücreli bir yaratık olan amip, pseudopodium’ları ile diğer küçük bir hücreye dokununca, hemen 
bunu sararak protoplasma’sı içine almaya çalışır. 
  Bu olay protoplasma’nın uyartılma 
yeteneğini göstermektedir. İnsanlarda ve diğer memelilerde irritabilitet olayı en belirgin olarak 
sinir hücrelerinde olmakta ve bu sinir hücrelerinden çıkan sinir lifleri ile ilgili yere iletilmektedir. 
Sinir hücreleri ve kolları irkilme tesirlerini saniyede 30 metre gibi bir hızla protoplasma’dan 
çok daha hızlı iletmektedirler. Örneği insanın kol siniri 700 cm.dir.  
Hücreler ancak uzantıları ile birbirlerine dokunurlar. Uyartılar uzantılar yardımı ile hücreden 
hücreye iletilmekte ve böylelikle vücudun her tarafı bu uyartılardan haberdar edilmektedir. 
Bunlarda merkezileşmiş bir sinir sistemi yoktur. Bu tür sinir sistemine diffuz sinir sistemi denir. 
Sinir hücreleri merkez görevini üstlenir. Sinir hücrelerinin uzantılarının bir kısmı, uyartıları 
merkez görevi yapan hücreye (afferent yolar), diğer bir kısmı ise hücreden aldıkları emirleri ilgili 
organlara (efferent yollar) iletirler. Bu tür canlılar çevredeki uyartıların çok azını alırlar. Verdiği 
cevap ise ancak beslenmesi ve korunması ile ilgili basit hareketleri içerir. 
Memelilerin sınıfı yükseldikçe gereksinimleri de artar. Artan gereksinimleri karşılayabilmek 
için de sinir sistemleri daha fazla gelişmiştir. Önce sinir hücreleri yer yer bir araya toplanarak 
sinir düğümlerini (ganglion’ları) oluştururlar. Daha ileri sınıf memelilerde belirli bir yerde 
toplanarak medulla spinalis’i meydana getirirler. Medulla sipinalis’te değişik görevler üstlenen 
sinir hücreleri arasında görev bölümü yapılır ve belirli görevleri yapan hücreler belirli bir bölgede 
yer alırlar. Bunlardan bir kısmı sensibl hücrelerdir ve uzantıları ile çevreden aldıkları uyartıları 
merkeze iletirler. Bu yola getiren anlamında  afferent  yol diyoruz. Merkezde sensibl hücreler 
aldıkları uyartıyı, ilgili organlara gerekli emir vermesi için, kısa uzantıları ile motor hücrelere 
aktarırlar. Bu şekilde uyartıların bir hücreden diğerine aktarılmasına synaps denir ve bu komplike 
bir seri olaylarla olur. Synaps en basit tanımlama ile, iki sinir hücresinin uzantıları arasındaki 
bitişme, deği bölgesi olarak tanımlanabilir. Motor hücreler aldıkları uyartıyı değerlendirir, 
gerekirse değiştirir ve gerekli hareketin yapılması için uzun uzantıları ile ilgili organlara emirleri 
iletirler. Merkezden organlara giden bu yollara da efferent yollar denir.  
 
159


En basit şekliyle açıklamaya çalıştığımız  afferent ve efferent yol ile bunları birbirine bağlayan 
sinir hücrelerine reflex kemeri  “ denilen bir kemer oluştururlar. Reflex kemeri, uyartıları alan 
organlarla uyartılara cevap veren organları birbirine bağlar. Bu arada medulla spinalis'te bulunan 
sinir hücreleri reflex merkezi görevini üstlenirler. Duyu ve hareket uyartılarını merkezi sinir 
sisteminden organlara ve organlardan merkezi sinir sistemine ileten beyazımsı kordonlar olarak 
tanımlanan sinirler, hem afferent hem de efferent yolları kapsarlar. Ancak daha ileri sınıf 
hayvanlarda afferent yolların sinir hücreleri, merkezi sinir sisteminin dışında spinal ganlion 
denilen sinir düğümlerini oluştururlar.  

Yüklə 1,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   247   248   249   250   251   252   253   254   ...   293




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin