TEMMUZ
ANNEMİN SON SAYFASI
1 Cumartesi
İşte bir ders yılı daha böylece bitti, Enrico. Son günün hatırası olarak da
arkadaşı için hayatını veren bir çocuğun hayali kalması çok güzel bir şey.
Birkaç güne kadar öğretmenlerinden, arkadaşlarından ayrılacaksın, benim de
sana verilecek üzüntülü bir haberim var. Bu ayrılık yalnız üç ay sürmeyecek,
devamlı olacak. İşleri yüzünden baban Torino’dan gitmek zorunda, tabii biz
de onunla birlikte gideceğiz. Buradan gelecek sonbaharda gideceğiz.
Dördüncü sınıfa yeni bir okulda devam edeceksin. Bu seni üzüyor, değil mi?
Eminim ki bu yaşlı, eski okulunu çok seviyorsun. Üç yıl boyunca, günde iki
defa çalışmanın zevkini orada duydun, o kadar zamandır, o aynı saatlerde
aynı arkadaşlarını, aynı öğretmenleri, aynı ana babaları ve güler yüzle seni
bekleyen anneni ya da babanı gene hep orada gördün. Belleğin bu yaşlı
okulda gelişti. Orada o kadar çok iyi arkadaş edindin, orada işittiğin her
sözün gayesi senin daha iyi bir çocuk olmana yardım etmekti. Karşılaştığın
bütün zorluklar da senin için gerekliydi! Bu okula karşı duyduğun sevgiyi
daima kalbinde taşı, bütün kalbinle de arkadaşlarına veda et. İçlerinden
bazıları büyük acılara uğrayabilirler, küçük yaşta annelerini, babalarını
kaybedebilirler. Bazıları çok genç yaşta ölebilirler. Belki içlerinden bir kısmı
da asil bir şekilde kanlarını vatan uğruna akıtabilirler. Pek çoğu namuslu,
çalışkan işçi olurlar, kendileri gibi çalışkan, namuslu aileleriyle birlikte
yaşarlar. Kim bilir, belki de memlekete büyük yararlılıkta bulunup ün
kazananlar da çıkabilir. Onlardan sevgi duyguları içinde ayrıl. Bu büyük
aileye kendinden bir şeyler bırak. Bu kalabalık aileye katıldığında küçücük
bir çocuktun, şimdi neredeyse bir delikanlı olacaksın. Annenle baban da
orasını çok seviyorlardı, çünkü sen orada seviliyordun. Enrico’cuğum, okul
bir annedir. Daha henüz konuşmaya başladığın bir sırada seni benim
kollarımdan aldı ve şimdi bana büyümüş, kuvvetli, iyi kalpli, çalışkan bir
çocuk olarak seni bana geri veriyor. Onun hatırasını her zaman kalbinde
yaşat, oğulcuğum. Ah! Evladım, onu unutabilmen imkansız bir şey.
Gelecekte, büyüyeceksin, dünyayı gezeceksin, büyük şehirler, pek güzel
anıtlar göreceksin ve zamanla bunların bir kısmını unutacaksın; ama,
panjurları kapalı bu beyaz, sade binayı, zeka çiçeğinin ilk kez açılmaya
başladığı bu küçük bahçeyi ömrünün sonuna kadar hatıranda canlı olarak
yaşatacaksın; benim de senin sesini ilk defa duyduğum o evin hatırası gibi.
|