KLİNİK ÖZELLİKLER
Hastalığı tetikleyen GAS enfeksiyonu tipik olarak
boğaz ya da cilt yerleşimlidir. Ancak streptokok pnö-
monisinden sonra gelişen APSGN vakaları da bildi-
rilmiştir. Streptokok enfeksiyonu ile nefrit arasındaki
latent dönem, üst solunum yolu enfeksiyonundan
sonra 7-15 gün iken cilt enfeksiyonundan sonra 2-5
haftadır. Latent dönem sırasında mikroskopik hema-
türi ve/veya proteinüri olabilir. Öncül streptokok
enfeksiyonu, antibiyotik kullanımının çok yaygın
olması nedeniyle hafif geçirildiğinden dikkati çek-
meyebilir
(3,8,9,20)
.
Tipik APSGN vakalarının tümünde, hematüri, ödem
ve hipertansiyon semptom üçlüsünün bulunması bek-
lenir. Proteinüri, oligüri ve azotemi de sık saptanan
bulgulardır
(5,20)
.
Mikroskopik hematüri tüm vakalarda vardır; makros-
kopik hematüri ise hastaların yaklaşık %20-60’ında
bulunur. Makroskopik hematüri olduğunda hastalar
tarafından idrar, çay, kola, et yıkantı suyuna benzer
renkte olarak tanımlanmaktadır
(6,9,20,21)
.
Ödem vakaların 2/3’sinde görülmektedir. Yalnızca
periorbital ve pretibial gibi perifere sınırlı olabileceği
gibi, küçük çocuklarda daha sık olmak üzere jenera-
lize ödem tarzında da görülebilir. Daha az sıklıkta
assit ya da plevral efüzyon ortaya çıkabilir.
Hipervolemiye sekonder kardiyak yüklenme ile akci-
ğer ödemine ait klinik ve radyolojik bulgular saptana-
bilir. Eski bir çalışmada, hastaların yarısında konjes-
Çocuk Dergisi 16(1-2):1-10, 2016
4
tif kalp yetmezliği bulguları gösterilmesine karşın,
solunum sıkıntısının yalnızca % 5 vakada başvuru
yakınmaları arasında yer aldığı bildirilmiştir
(8,9,20)
.
Hipertansiyon hastaların % 60-90’ında mevcuttur.
Diastolik kan basıncı sıvı yükünün şiddetiyle önemli
derecede ilişkilidir. Hipertansiyonun yol açtığı baş
ağrısı, nöbet, bilinç bozukluğu ve görme duyusunda-
ki değişiklikler gibi serebral komplikasyonlara ise
yaklaşık %30-35 sıklıkta rastlanır; hatta bazı çocuk-
larda hipertansif ensefalopati, AGN için ilk başvuru
nedeni olabilmektedir
(8,9,20,22)
.
Proteinüri, sık rastlanan bir belirti olmakla beraber,
nefrotik sendrom tablosu yalnızca % 2-4 vakada orta-
ya çıkmaktadır
(11,20)
.
Vakaların yaklaşık yarısında geçici oligüri gelişir,
anüri daha seyrektir
(5,8)
.
Kliniğe bulantı, iştahsızlık, hâlsizlik ve solukluk gibi
genel semptomlar şeklinde yansıyabilen azotemi,
vakaların %25-65’inde görülmektedir
(5,8,9)
.
Dostları ilə paylaş: |