3) Retikulum atonili veya atonisiz pylorus’un sürekli arka fonksiyonel stenozu,
Bu form abomasumu innerve eden sinir kollarından en az ikisinin etkilendiği durumlarda ortaya çıkar ve rumen, retikulum, omasum ve abomasum dilatasyonu ile rumen hareketlerinin normal veya hiper aktif olduğu saptanır.
4) Retikulum atonili veya atonisiz pylorus’un nüksedici arka fonksiyonel stenozu,
Bu form abomasumu innerve eden nervus vagusun birçok küçük yan dallarının etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. Klinik seyir olarak 3. forma bezer, fakat semptomlar geçicidir. Genel olarak hayvanlarda sürekli indigesyon ve ishal gözlenirken genel durum iyidir. Bir süre sonra semptomlar tekrarlar veya tamamen kaybolur.
Her ne kadar klinik olarak hastalığın dört formunda semptomlarda az veya çok farklılık görülse de karakteristik semptomlar büyük ölçüde benzerdir. Ortak semptomlar olarak; hastalık kronik bir seyir gösterir. Hayvanlarda iştahsızlık, kilo kaybı, dışkı miktarında azalma, rumende gaz ve sıvı birikimine bağlı olarak abdominal genişleme, karın duvarına arkadan bakıldığında sol tarafta şişkinlik ve sağ tarafta dilatasyon (solda elma, sağda armut formu), dıştan ve rektal palpasyonda genişlemiş ve dolu abomasum, rektal muayenede rumenin distalinin dorsalinden daha fazla genişlediği belirlenir (L şeklinde). Rumen hareketleri düzensizdir, bazen artar bazen de tamamen durur. Süt verimi azalır, geviş getirme azalır veya tamamen durur. Ön midelerde dolgunluk olmasına rağmen dışkı miktarında azalma, şiddetli dehidrasyon (omasum konstipasyonu) ve hayvanın fazla miktarda su içmesine rağmen suya doymadığı gözlenir. Vücut ısısının normal veya subnormal olduğu tespit edilir. Akut olgularda kıl örtüsü, deri ve deri altı dokularda ve lenf düğümlerinde göze çarpar bir değişikliğe rastlanmaz. Hayvanlarda solgun mukoza gözlendiği durumlarda kalp dolaşım sistemi muayene edilir ve sıklıkla kalp ve nabız sayısının dakikada 30 olmasıyla karakterize bradikardi tablosu saptanır.
Dostları ilə paylaş: |