LİBERALİZM , YÖNETİM VE DEMOKRASİ Liberal Devlet Liberaller, dengeli ve hoşgörülü bir toplumun, bireylerin ve gönüllü kuruluşların özgür eylemle
rinin bir sonucu olarak doğal bir hâlde ortaya çıkacağına inanmazlar. İşte bu noktada liberaller,
hem hukuku hem de yönetimi gereksiz gören anarşistlerle fikir ayrılığına düşerler. Liberaller her
zaman, özgür bireylerin çıkarlarına uygun olduğunda diğerlerini sömürme, mallarını çalma hatta
köleleştirme eğilimine girecekleri korkusunu taşırlar. Bireyler aynı zamanda, menfaatlerine uygun
olduğunda, sözleşmeleri çiğneyebilirler veya göz ardı edebilirler. Bundan dolayı, bir kişinin özgür
lüğü, diğerlerini suiistimale uğratma ruhsatına dönüşme tehlikesini her zaman taşır; her bir kişinin
hem toplumun diğer tüm üyelerine bir tehdit oluşturduğu hem de her bir kişinin toplumun diğer
tüm üyelerinin tehdidi altında olduğu söylenebilir. Özgürlüğümüz, diğerlerinin ona tacizden alı-
konmalarını gerektirir ve bunun karşılığında da diğerlerinin özgürlüğü, bize karşı teminat altın
da olmalıdır. Geleneksel olarak liberaller, böylesi bir korumanın ancak toplumdaki tüm birey ve
grupları kısıtlama yeteneği olan egemen bir devlet tarafından sağlanabileceğine inanırlar. Bundan
dolayı özgürlük, Jo h n Locke’un da belirttiği gibi sadece “hukukun boyunduruğunda varolabilir;
“hukuk olmayan yerde, özgürlük de olmaz.”
Bu iddia aynı zamanda, toplum sözleşmesi teorilerinin de zeminini oluşturur. Liberallere göre,
bireyin devlete karşı siyasal yükümlülüklerini açıklayan bu teoriler, Thomas Hobbes (bkz. s. 88) ve
Joh n Locke gibi 17. Yüzyıl düşünürleri tarafından geliştirilmişlerdir. Hobbes ve Locke, devletsiz
bir toplumda, “doğa durumu” olarak adlandırdıkları dönemde, yani yönetim oluşmadan önceki
devirde hayatın neye benzediğine ilişkin bir tablo çizerler. Bireyler bencil, tamahkâr ve iktidar ara
yışında olduklarından, doğa durumunun tipik özelliği, herkesin herkesle sonu gelmez bir iç savaş
hayatasıdır. Böyle bir durumda insan hayatı, Hobbes’un ifadesiyle, “yalnız, sefil, iğrenç, hayvanî
ve kısa” olacaktır. Hobbes ve Locke’un iddiasına göre, bunun bir sonucu olarak, rasyonel birey-