Siyasi. İDeolojiler



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə39/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

İktisadî Liberalizm
18. Yüzyıl’ın sonları ve 19. Yüzyıl’ın başları, Adam Smith (bkz. s. 6 5 ) ve David Ricardo (1770- 
1823) gibi siyasal iktisatçıların eserleri çerçevesinde klasik iktisat teorisinin gelişimine tanıklık et­
miştir. Smith’in The Wealth of Nations ( Ulusların Zenginliği, [1776] 1976) adlı eseri, birçok açıdan 
ilk iktisat ders kitabıdır. Smith, insan doğasına ilişkin rasyonalist ve liberal varsayımlardan oldukça 
yararlanmış ve sivil toplum içinde devletin arzulanan rolü etrafındaki tartışmalara büyük katkısı


Adam Smith (1723-1790)
İskoç iktisatçı ve filozofu; genellikle "kasvetli bilim"in kurucusu olarak görülür. Glasgow Üni- 
versitesi'nde mantık ve ahlâk felsefesi kürsüsüne geldikten sonra Buccleuch Dükü'nün ho­
cası oldu ve bu Smith'e, Fransa ile Geneva'yı ziyaret edip, iktisat teorilerini geliştirme imkânı 
sundu.
Smith, 
The Theory of Moral Sentiments
 
(Ahlâki Duygular Teorisi,
1759) adlı eserinde insanın 
bencil çıkarcılığı ile herhangi bir ayarlamaya tâbi tutulmamış sosyal düzeni bağdaştırmaya 
çabalayan bir güdüleme teorisi ortaya koymuştur. En ünlü eseri 
The Wealth of Nations (Milletlerin Zenginliği,
 1776), 
iş bölümünün önemini vurgulayan ve ekonominin işleyişini piyasa terimleriyle açıklama yönünde ilk sistematik 
teşebbüstür. Smith, çoğunlukla serbest piyasa teorisyeni olarak görülse de
laissez-faire'
in zayıf noktaları hakkında 
herhangi bir fikri yoktu.
olmuştur. Smith, eserini yönetimin İktisadî faaliyet üzerinde çok sayıda kısıtlamalar koyduğu bir 
dönemde yazmıştır. 16. ve 17. Yüzyıllarda hâkim İktisadî görüş olan merkantilizm, mal ihrâcatım 
teşvik edip ithalatı kısıtlama teşebbüsüyle, İktisadî hayata devletin müdahalesini teşvik ediyordu. 
Smith’in İktisadî eserleri, merkantilizm yerine ekonominin devlet tarafından kendi başına bırakıl­
dığında daha iyi işleyeceği iddiasını taşıyordu.
Sm ith iktisadı, bir piyasa, daha doğrusu birbirleriyle bağlantı hâlindeki piyasa dizileri olarak 
görüyordu. Smith, piyasanın, özgür bireylerin kararları ve isteklerine göre işlediğine inanıyordu. 
Piyasadaki özgürlük-serbestlik, tercih özgürlüğü demektir: İş dünyasının üreteceği malları seçebil­
me (tercih) becerisi, işçinin işvereni seçebilme becerisi ve tüketicinin satın alacağı mal ve hizm et­
leri seçebilme becerisi. Bu yüzden böylesi bir piyasadaki ilişkiler -işveren ile işçi ve satıcı ile alıcı 
arasındaki- gönüllü sözleşmeye dayalıdır; bu sözleşme, haz ile servetin elde edilmesi ve tüketil­
mesini özdeşleştiren bencil çıkarlarının peşindeki bireylerdir. Bu çerçevede iktisat teorisi; insanın, 
esasında, bencil ve maddî kazanç konusunda kararlı anlamına gelen “ekonomik insan” fikrini inşa 
ederken faydacılıktan yararlanır.
Klasik iktisadın câzibesi, her birey maddî olarak kendi çıkarını düşünse de ekonominin kendi 
kendine, gayrişahsî birtakım baskılara -piyasa güçlerine- göre işlediği ve bunun da doğal olarak 
İktisadî refahı artırma eğiliminde olması şeklindeki açıklamadan kaynaklandı. Örneğin, hiçbir üre­
tici tek başına malın fiyatını belirleyemez. Fiyatları, satışa sunulan malların miktarı ile satın almak 
isteyen tüketicilerin miktarı çerçevesinde piyasa belirler. Bunlar arz ve talep güçleridir. Piyasa, 
kendi kendini düzenleyen bir mekanizmadır: Dışarıdan yönlendirmeye ihtiyacı yoktur. Piyasaya 
devlet müdahalesi olmamalıdır; çünkü piyasa Adam Smith’in “görünmez el” olarak işaret ettiği m e­
kanizmaca işletilir. Kendi kendini düzenleyen piyasa fikri, toplumda çatışan çıkarlar arasında doğal 
bir uyumun varolduğunu belirten liberal inancı yansıtır. Smith ([1 7 7 6 ] 1976), bu inancın İktisadî 
uyarlamasını şöyle ifade etmiştir:


Akşam yemeği yem e umudumuz kasabın, fırıncının veya bira üreticisinin cömertliğinin sonucu 
değil, bu kişilerin kendi çıkarlarını gözetmedeki hassasiyetlerinin bir sonucudur.
“Görünmez el” daha sonraki iktisatçılar tarafından işsizlik, enflasyon veya ödem eler denge­
si açıkları gibi sorunların piyasa mekanizması tarafından nasıl bertaraf edilebileceğini açıklamak 
için kullanılmıştır. Örneğin işsizlik, çalışmaya hazır insanların sayısı, çalışılabilinecek işlerden daha 
fazla olduğunda ortaya çıkar: Yani emek arzı, talebi geçmiştir. Bunun sonucunda piyasa güçleri, 
emeğin “fiyat”ını, yani ücretleri düşürür. Ücretler düştükçe işverenler daha fazla işçi çalıştırabilirle 
imkânına kavuşurlar ve işsizlik azalır. Bu çerçevede piyasa güçleri, hükümetin müdahalesine ihtiyaç 
olmadan işsizliğin kökünü kazıyabilir ve diğer tüm fiyatlar gibi ücret düzeylerinin de esnek olma­
sını şart koşar.
Serbest piyasa fikri 19. Yüzyıl boyunca ABD ve Birleşik Krallık’ta İktisadî ortodoksiye dönüş­
müştü. Serbest piyasa düşüncesi zirve noktasına, “bırakınız yapsınlar” anlamına gelen laissez-faire 
öğretisi ile ulaşmıştır. Bu, devletin İktisadî bir rolünün olmaması, İktisadî hayatı kendi hâline bırak­
ması ve iş adamlarının diledikleri gibi hareket etmelerini mümkün kılması gerektiğini belirten gö­
rüştür. Laissez-faire görüşü, çocukların istihdamının kısıtlanması, çalışma saatlerinin sınırlandırıl­
ması ve çalışma koşullarına ait düzenlemeler de dâhil olmak üzere üretime ilişkin her türlü yasama 
faaliyetine karşıdır. Bu türden bir İktisadî bireyciliğin (bkz. s. 4 5 ) dayanağı, sınırlandırılmamış 
kâr arayışının nihaî olarak genel faydaya yol açacağı şeklindeki inançtır. Laissez-faire teorileri, 19. 
Yüzyıl boyunca Birleşik Krallık’ta güçlü konumlarını korumuşlar ve A BD ’de de 1 9 3 0 ’lara kadar 
ciddî bir eleştiriye tâbi tutulmamışlardır. 20. Yüzyıl’ın sonlarından itibaren neo-liberalizmin ortaya 
çıkışı ve bu bölümde daha sonra ele alınacak yönetimin “ölü el”ine yaptığı sert eleştiri çerçevesin­
de, serbest piyasa inancı yeniden hayatiyet kazanmıştır. İktisadî liberalizmin bir diğer tezahürü olan 
serbest ticaret savunusu, liberal enternasyonalizm ile olan ilişkisi çerçevesinde Altıncı Bölüm’de 
tartışılacaktır.

Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin