Siyasi. İDeolojiler



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə89/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   85   86   87   88   89   90   91   92   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

Kertecilik (
Gradualism
) Kaçınılmaz mı?
19. Yüzyıl’ın sonları, 20. Yüzyıl’ın başlarında siyasî demokrasinin vardığı nokta; kerteciliğin kaçı­
nılmazlığı şeklindeki Fabiancı kehanette dışa vurulduğu gibi, sosyalist hareketin tümünde bir iyim­
serlik dalgasına sebep oldu. Sosyalizmin zaferi kaçınılmazdır görüşü yeni değildir. Meselâ Marx 
(bkz. s. 135), proleter devriminde kapitalist toplumun yıkılmasının kaçınılmaz olduğunu söyle­
mekteydi. Bununla birlikte M arx; tarihin, sınıf çatışmasının karşı koyulamaz güçleri tarafından yön­
lendirildiğine inanırken; evrimci sosyalistler, bizzat demokratik sürecin mantığına vurgu yaptılar.
Onların iyimserliği birkaç varsayım üzerine kurulmuştur. Birincisi, oy hakkının aşamalı yay­
gınlaşması, netice olarak, evrensel oy hakkının kabul edilmesine ve bunun sonucunda siyasî eşit­
liğe neden olacaktır. İkincisi, siyasî eşitlik pratikte çoğunluğun yani seçimlerin sonucuna karar ve­
renlerin çıkarına çalışır. Böylece sosyalistler, siyasî demokrasinin, iktidarı herhangi bir endüstriyel 
toplumda en kalabalık sınıfın, işçi sınıfının sorumluluğuna vereceğine inanmaktaydılar. Üçüncüsü, 
sosyalizm işçi sınıfının doğal evi olarak düşünülmektedir. Kapitalizm sınıf sömürü sistemi olarak 
görüldüğü için ezilen işçiler, kendilerine sosyal adâlet ve özgürlük umudu veren sosyalist partiler 
tarafından doğal olarak cezbedilmekteydiler. Bu yüzden sosyalist partilerin seçim başarısı, işçi sını­
fının sayısal gücü tarafından garanti edilmekteydi. Dördüncüsü, sosyalist partiler, bir kez iktidara 
geldi mi, sosyal reform süreci sayesinde toplumun dönüşümünü gerçekleştirebilirdi. Bu minvalde 
siyasî demokrasi, sadece sosyalizmin başarısının olabilirliğini hızlandırmaz, aynı zamanda bu süre­
ci kaçınılmaz hâle getirirdi. Siyasî eşitliğin sağlanmasını hızlı bir şekilde sosyal eşitliğin kurulması 
takip etmeliydi.
Ne var ki böyle iyimser beklentiler gerçeğe dönüşmemiştir. Bazıları demokratik sosyalizmin 
bir çelişki üzerine kurulduğunu iddia etmektedirler: Seçim baskılarına başarılı bir şekilde tepki 
vermek için sosyalistler, ideolojik düşüncelerini düzeltmeye veya “yumuşatma’ ya zorlanmışlardır. 
Sosyalist partiler, Kuzey Amerika hâriç, neredeyse tüm liberal demokrasilerde iktidarı belli zaman­
larda ele geçirmişler, ne var ki, iktidarlarını garanti altına alamamışlardır. İsveç Sosyal Demokrat 
İşçi Partisi bu açıdan çok başarılıdır; 1951’den beri ya tek başına iktidar ya da çoğu koalisyonda 
büyük ortak olarak yer almıştır. Ne var ki İsveç Sosyal Demokrat İşçi Partisi bile sadece bir kez


oyların % 50’sini almıştır ( 1 9 6 8 ). İngiltere İşçi Partisi 1951 ’de %49 gibi büyük bir destek kazanmış­
tı; aynı şekilde İspanyol Sosyalist İşçi Partisi 1 9 8 2 ’de aynı desteği kazanmıştı. Almanya’da Sosyal 
Demokrat Parti 1972’de oyların % 46’sını aldı, 1 9 7 6 ’da İtalya’da ise birleşik sosyalist ve komünist 
oylar, % 44’e tekabül etmekteydi. Ayrıca bu partiler iktidardayken önemli sosyal reformları günde­
me getirdiler. Bu reformlar, genellikle refahın yaygınlaştırılması ve ekonomi yönetimini kapsayan 
reformlardı; kesinlikle herhangi bir temel sosyal dönüşüme öncülük etmemişlerdir. En iyi ihtimâl­
le kapitalizm yıkılmamış, reforma tâbi tutulmuştur.
Demokratik sosyalizm, yaratıcılarının da tasavvur etmediği birtakım sorunlarla karşılaştı. Her 
şeyden önce işçi sınıfı, artık ileri endüstriyel toplumlarda seçmenlerin çoğunluğunu oluşturmak­
ta mıdır? Sosyalist partiler, geleneksel olarak seçim çalışmalarını kapitalist toplumların “fabrika 
yemi” olan kentsel el işçileri üzerinde yoğunlaştırmıştır. Bununla birlikte modern kapitalizm, tek­
nolojinin gelişmesi ile beraber el işlerinden ziyade teknik ile meşgul olan kalifiye işgücüne ihtiyaç 
duyuyordu. Bu yüzden yerleşik ağır endüstrilerde çalışan ve disipline edilmiş el emeğine başvuran 
“geleneksel” işçi sınıfı, yoksulluk ve dezavantajın “alt-sınıf”ta yoğunlaştırıldığı toplumların “üçte 
b ir” veya “üçte iki”si diye anılan düşüncenin ortaya çıkmasına sebep olacak kadar küçülmüştü. 
The
Culture o f Contentment’de
(K anaat Kültürü,
19 9 2 ) J. K. Galbraith, modern toplumlarda, en azın­
dan siyasî olarak aktif olanlar arasında, ekonomik güvenlikleri ve maddî zenginlikleri kendilerini 
siyasî olarak muhafazakâr olmaya teşvik eden mutlu bir çoğunluğun ortaya çıkışına dikkat çeker. 
Eğer işçi sınıfı sosyalist partilere destek vermekten vazgeçerse bu partiler, ya diğer sosyal sınıfla­
rın desteğini çekmek için uğraşacaklar ya da orta sınıf partileri ile koalisyon ortağı olarak iktidarı 
paylaşacaklardır. İdeolojik bağlılıklarını değiştirmek için sosyalist partilerin iki seçeneği vardır; ya 
sosyalizm ile ilgisi olmayan veya çok az ilgisi olan seçmenleri cezbetmek ya da kapitalizmi destek­
leyen partilerle çalışmak.
Bundan başka işçi sınıfı gerçekten sosyalist midir? Sosyalizm gerçekten işçi sınıfının çıkarına 
mıdır? Sosyalist partiler, Batı toplumlarında tüm sınıflara giderek artan bir zenginlik getirmiş olan, 
özellikle 1945 sonrası “uzun süreli gelişme” sırasında “mallan sunma” konusunda kapitalizmin 
gücünü kabul etmeye zorlanmıştır. 1950’lerde bir kere köktenci bir değişime bağlanmış sosyalist 
partiler, gittikçe zenginleşen işçi sınıfını cezbetme girişimiyle politikalarını revize ettiler. Benzer bir 
süreç 1980 ve 1990’larda meydana geldi; zirâ sosyalist partiler, hem kapitalizmin sınıf yapısında­
ki değişiklikleri hem de ekonomik küreselleşmenin oluşturduğu baskıları kabul etmeye çalıştılar. 
Aslında sosyalizm, kapitalizmin sosyal yapısını yeniden düzenlemekten ziyade piyasa ekonomisini 
çalışabilir hâle getirmeye yönelik çabalarla ilgili olmaya başladı. Bu tarz değişimler, sosyal demok­
rasinin karakterindeki değişimle bağlantılı olarak, daha sonra, detaylı şekilde incelenmiştir.
Diğer taraftan sol kanat sosyalistler, işçi sınıfının köktenci sosyalizmden vazgeçtiğini kabul et­
mekte isteksizdi. Daha doğrusu, işçi sınıfının kendi çıkarlarını yansıtan bağımsız siyasî kararlar oluştu­
rabilme yeteneğinden mahrum olduğuna inanıyorlardı. Örneğin, Marksistler kapitalizmin ideolojik 
manipülasyon ile desteklendiğini iddia etmektedirler. “Burjuva ideolojisi” toplumda yaygınlaşmakta 
ve işçi sınıfının kendi sömürüsünün gerçekliğini algılaması engellenmektedir. Örnek olarak Lenin,


devrimci bir partinin liderliği olmaksızın işçi sınıfının ancak, kapitalist sistemde maddî gelişme için 
bir istek anlamına gelen “sendika bilinci” kazanabileceğini ancak tam bir devrimci “sınıf bilinci” kaza­
namayacağını belirtmektedir. Gramsci (bkz. s. 2 6 ), burjuvazinin sadece ekonomik gücü ile değil 
ayrıca “ideolojik hegemonya” süreci ile de kapitalizme egemen olduğunu belirtmektedir.
Son olarak, sosyalist partiler, iktidara gelseler bile sosyalist reformları yapabilecekler mi? 
Sosyalist partiler, Fransa, İsveç, İspanya, Büyük Britanya, Avustralya ve Yani Zelanda’yı kapsayan 
birçok Batılı ülkede tek parti hükümetleri kurmuşlardır. Ne var ki seçildikleri zaman hem devlet 
hem de toplumdaki kökleşmiş çıkarlar ile karşı karşıya gelmişlerdir. 1902 kadar erken bir zamanda 
Kari Kautsky, “kapitalist sınıfın idare ettiğine ama hükümet etmediğine, hükümeti idare etmekle 
yetindiğine dikkat çekmiştir. Seçilmiş hükümetler; Miliband tarafından, görevlilerin seçilmediği 
ve işadamlarının benzer sosyal geçmişlerden geldiği -hüküm et, mahkemeler, polis ve askeriyeden 
oluşan- bir “devlet sistemi” olarak adlandırılan şeyin içinde çalışırlar. Bu gruplar bir sınıf eğilimi 
yansıtır ve radikal sosyalist politikaları bloke edebilir ya da en azından yumuşatabilir. Bundan baş­
ka, seçilmiş hükümetler, ideolojik eğilimleri ne olursa olsun, dev şirketlerin gücüne saygı duyma­
lıdır; öyle ki şirketler, partiye parasal yardımlarda bulunan zengin kişiler oldukları gibi ekonomide 
büyük patron ve yatırımcıdırlar. Başka bir deyişle demokratik sosyalist partiler, hükümet olarak 
seçilmeyi başarabilmelerine rağmen onları, zorunlu olarak iktidarı ele geçirmeksizin sadece iktidar 
makamını kazanma tehlikesi beklemektedir.

Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   85   86   87   88   89   90   91   92   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin