Dünya nüfusunun önemli bir bölümünü gençler oluşturmaktadır. Türkiye’de 2011 yılı
toplam genç nüfusun %55’i kırsalda yaşarken, Türkiye’de bu durum yaklaşık %23
seviyelerindedir. Sosyolojik olarak gençlik bir toplumun geleceğidir ve nitelikli eğitilmesi,
bilgili, bilinçli ve yetenekli olarak geliştirilmesi toplumlar için hayati önem taşır. Kırsal
gençler, eğitim olanakları açısından genel olarak kent gençliğine göre dezavantajlı bir
durumdadır (Karaturhan ve diğerleri, 2018: 1129). Türkiye’de kırsal yörelere devlet eliyle
götürülen ilk hizmet eğitimdir ve yaygınlaşması ise 1950’lere denk gelmektedir. 1935’te
okulu olan köy oranı %14 olarak belirlenirken bu 1980’lerin başına gelindiğinde okulsuz
köyün kalmadığı olarak karşımıza çıkmaktadır. 1975 yılı Hacettepe Üniversitesi’nin Köy
Araştırması sonuçlarına göre, 1975-1976 öğretim yılında 7-11 yaş aralığındaki çocukların
%7’i okullaşmıştır. Yine aynı araştırmaya göre bu durum bölgeler arası değişim göstermekte
21
ve öğretmeni olmayan köyler de dahil edildiğinde %0 ve %98 oranları olarak karşımıza
çıkmaktadır (Özbay, 2015).
Türkiye’de genel olarak çiftçiler, çiftçiliği diğer mesleklerdeki gibi genellikle
seçimleri sonucunda meslek edinmemekte, genelin dışında bazı örnekleri bulunmakla birlikte,
çiftçilik mesleği onlara ailelerinden miras olarak kalmaktadır. Bundan dolayı geleceğin
çiftçileri çoğunlukla bugün köyde yaşamakta olan köy gençlerinin arasından çıkacaktır. Bu
nedenle de tarımımızın gelecek perspektifi ve ülke tarımımızdaki yapısal değişimler
tartışılırken, planlanırken ve gelecek pratikler için kararlar alınırken gelecekteki tarım
toplumlarını oluşturacak bugünün köy gençlerini yani genç çiftçilerini çeşitli yönleri ile
tanımak bizlere bu konularda yol göstererek yararlanabileceğimiz çok değerli bilgiler
verebilir. Kır gençliği, bugüne kadar uygulanan tarımsal yayım programlarından yeterince
yararlanamayan bir gruptur. Kırsal alanda yaşamakta olan milyonlarca genç, kırsal kalkınma
sürecinde önemli ve çalışmalarda yeterince işlenmemiş bir kaynağı oluşturmaktadır
(Karaturhan, ve diğerleri, 2018, 1130).
Geleneksel ve modern dönemde çoğunlukla kent merkezli olarak ortaya çıkan eğitim
ve öğretim kurumları sosyal yaşamı etkileyen pek çok olgudan biridir. Geleneksel dünyada
dar anlamda ve kişiye özel eğitim ve öğretim süreçleri modern dünyada cinsiyet ayırımı
gözetmeksizin kamuya dönük bir süreç izlemiş ve eğitim ve öğretimin niteliklerini ve
anlayışını değiştirmiştir. Bugün eğitim ve öğretim kurumlarının ağırlığı kent merkezlidir.
Ancak temel eğitim noktasında kırsalda da ilköğretim kurumları okullar bulunmaktadır. Bu
noktada kalkınmışlık anlamında kırsala da uzanan eğitim ve öğretim faaliyetleri kalkınmışlık
ve gelişmişliğin önemli göstergelerinden biri olmaktadır. Bu durumda modern dünya
kalkınmışlık anlamında özellikle karma eğitim ve kız öğrencilerin eğitim ve öğretim
süreçlerine katılma oranı noktasında bir nitelik belirlemektedir. Diğer bir ifadeyle, kız
öğrencilerin eğitim ve öğretim sürecine özellikle kırsalda katılmaları kalkınmışlığın ya da
gelişmişlik derecesini gösteren önemli bir niteliktir (Demirel, 2018).
Temel eğitim anlamında okuryazarlık seviyesinin geçen süreçte kırsalda arttığı
gözlense de genel olarak donanımı arttırmak konusunda alanda uzmanlaşmanın özellikle
çiftçilikte gerçekleşmediği düşünülmektedir. Özellikle kırsalda faaliyet gösteren gençlerin
temel eğitim sonrasında alanlarında yeterliliğe ulaşabilmeleri için kırsal eğitim programlarıyla
teşvik edilmeleri ve desteklenmeleri gerekmektedir.