Katılımcıların Kişisel Özelliklerine İlişkin Bulgular / Medeni Durum
f
%
Medeni
Durum
Bekar
5
25
Evli
12
60
Boşanmış
3
15
Toplam
20
100
Katılımcıların medeni durumlarının istatistiklerine bakıldığında ise %25’i bekar,
%60’ı evli ve %15’i ise boşanmıştır.
Katılımcılar genel olarak evlilik üzerine fikir belirtirlerken kırsalda evlenmenin
zorluklarına odaklanmış az yoğunlukta olarak sonradan eşi ile birlikte kırsalda yaşamayı
seçenler ise kırsalda olmanın avantajlarından bahsetmişlerdir. Eşi ile birlikte kırsal alanda
faaliyet göstermeye sonradan başlayan genç çiftçilerin evlilik olgusunu açıklarken eşinin de
desteğini almanın önemine yoğunlaştıkları tespit edilmekle birlikte genel olarak dezavantajlı
grup olarak adlandırabileceğimiz “genç olmak” ve “çiftçi olmak” durumlarında en büyük
sosyal desteği kök ailelerinden ziyade eşlerinden aldıkları görülmektedir. Sosyal yalnızlık
vurgusunun ise en çok evlilik ile çiftçilik bağlantısı hakkındaki görüşme bölümlerinde ortaya
çıktığı verisi elde edilmiştir.
Evli veya bekar olmak üzere genç çiftçilerin bazıları kırsalda çokça yaygın olan
“Çobana kız vermezler” söylemine atıfta bulunarak ve daha çok nüktedan ifadelerle duruma
açıklık getirmeye çalışmışlardır. Kırsalda “evlilik” olgusu gibi “duygu” temelli toplumun
genelini ilgilendiren durumlar hakkında bahsederken çokça nükteye ve yaygın deyişlere
başvurulduğu gözlenmiştir. Katılımcılardan elde edilen genel verilere göre, kırsal alanlar
dışındaki iş kollarına özellikle genç kırsal erkeklerinin yöneliminin evlilik ve kendi çekirdek
ailesini kurma kaygısıyla gerçekleştirildiği bilgisine ulaşılmıştır. Evlilik gibi boşanma
konusuna da değinen genç çiftçiler, kırsalda gerçekleşen boşanmaların eşler arasında
“Çiftçilik gelirlerinin yetersizliği”, “Çocuklarının eğitim ve gelecek planları üzerine ortak bir
karara varamamaları” ve emek yoğun olarak yürütülen çiftçilik faaliyetlerinden ziyade “Daha
kolay” gelir elde etme beklentisiyle kent merkezlerine göçme veya kırsalda kalma üzerine
anlaşamamalarına vurgu yapmışlardır.
44
Genç çiftçiler içinde özellikle çiftçiliğe başlamadan önce kent yaşamı deneyimi
olanlar, çiftçilik faaliyetlerinin yürütüldüğü alanlarda sosyal ve kültürel faaliyetlerin
kısıtlılığına vurgu yaparken kırsal sosyalleşmelerinin kooperatifler ve tarım festivalleri gibi
yaptıkları iş bağlantıları ile sınırlı kaldığına ve kültürel faaliyetlerin genel olarak “Satın
alınması gereken bir durum” olduğuna vurgu yapmışlardır. Kültürel organizasyonların daha
çok kent merkezlerinde yürütülüyor olmasından ve yaptıkları işin çalışma saati açısından
genellikle günün tamamına yayılmasından kaynaklı sinema, tiyatro ve konser gibi faaliyetlere
sınırlı zamanlarda katılabildiklerini, sosyalleşmelerini daha çok yine çiftçilik faaliyetleri
bağlantılı olarak eşleri ve çocukları ile bireysel etkinlikler yaratarak gerçekleştirdiklerini ifade
etmişlerdir. Bunun yanında hayatının çoğunluğunda kırsalda yaşamış ve aktif olarak çiftçilik
yapan genç çiftçiler ise sosyal ve kültürel faaliyet ayrımına çok vurgu yapmadan yereldeki
bayram ve düğün kutlamaları gibi etkinlikler ile birbirleriyle iletişim halinde kaldıklarını ifade
etmişlerdir. Benzer coğrafi alanları ve iş kolunu paylaşan yakın yaşlardaki genç çiftçilerin
sosyal ve kültürel içeriklere bu şekilde yaklaşmış olmaları kültürel olanın içselleştirmesinde
sadece aynı zaman ve benzer mekanların kullanılmasının yeterli olmadığını ortaya
koymaktadır. Bu durumun bireylerin çocukluk ve gençlik dönemlerini kent merkezleri veya
kırsal alanlarda geçirmiş olmalarına göre değişkenlik gösterdiği söylenebilir.
45
Şekil 1. Demografik Veriler-Çocuklu ve Çocuksuz Çiftçiler
Katılımcıların %75’inin çocuğunun olduğu %25’inin ise çocuk sahibi olmadığı
görülmüştür. Katılımcılar arasında evli veya boşanmış olanların çocuk sahibi olduğu, bekar
ebeveyn olan erkek ya da kadın genç çiftçinin olmadığı tespit edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |