4.2.5. Organik Tarım ve Genç Çiftçi
Organik tarım, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden ve kimyasal girdilerin
üretim modelinde kullanamadan, üretimden tüketime kadar geçen sürede her aşaması
kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen bir tarımsal üretim biçimidir. Organik tarım ile
doğal dengenin korunması amaçlanmaktadır (tarimorman.gov.tr, 21.04.2020). Sürdürülebilir
bir yaşam arzusu ile ortaya çıkan üretim modellerinden biri de organik tarımdır. Aslında bu
güncel bir tanımlamadır ve doğaya uygunluğu ifade etmektedir. Bu haliyle organik üretim
meselesi ilgi çekicidir çünkü kendi kendine insanlığın yanlış bir üretim süreci izlediğinin ve
bir şeylerin kurtarılması gerektiğinin anlamını oluşturmaktadır. Tarım ne zaman doğal
olandan uzaklaştı ve ne zaman organik tarım tarımsal üretimin bir alt dalı olmaya başladı
bunun üzerine gidilmesi ve gerçek anlamda doğaya uygun tarımsal yöntemlerin geliştirilmesi
gerekmektedir.
Aşağıda Güney Marmara genç çiftçilerinin organik tarım hakkındaki düşüncelerine yer
verilmiştir.
…Kazanç arzusu diyebilirim çünkü çok popüler bu aralar…(14 nolu genç çiftçi). Bir
ekonomik faaliyet olması sebebiyle organik üretime yaklaşımın çoğunlukla gelir kaygısı ile
gerçekleştirildiğini söylemek mümkündür. Zaman içinde hem üreticinin hem de tüketicinin
yararına olacak bu alışveriş sürecinde ikincil olarak üreticinin kendisi de faydalı olanı
tüketebilme fırsatını yakalayabilecektir. …bence ben en azından tavuklarımı organik
yetiştiriyorum. Yani hiçbir müdahalem yok mesela bahçedeki tavuklara…(9 nolu genç çiftçi)
Gıda üretiminin temel alanlarında var olmaları sebebiyle genç çiftçilerin tüketim
alışkanlıklarını yönetebilme şanslarını genel tüketiciye göre daha kolay sağlayabildiğini
söyleyebiliriz. …organik eşittir doğal demek bana göre…(4 nolu genç çiftçi)
…Çok konuşulmasıyla anlamını yitirdi bence…(1 nolu genç çiftçi) Popüler olanın dikkat
çekiciliği organik tarım gibi konularda kırsal alanda da varlığını göstermektedir. Bir üretim
modeli olarak organik tarım, genel konuşma diline yerleşmesi ile popülerleşmiş ve gerekli
üretim metotları profesyonel olarak uygulanmadığı için sahada varlığını üretim modelinin
gerektirdiği şekilde koruyamamıştır. …Komşum yapıyor mesela ama nasıl yapıyor
bilemiyoum. Yan tarlada o organik yetiştirdim deyip pazarda satarken ikimizin tarlası
arasında olan bir metrelik sınır mı benimkinin organik olmasına sebep oluyor…(14 nolu genç
57
çiftçi) …uygulamaların artması lazım. Çünkü eğer gerçekten organik yetiştiricilik
yaygınlaşırsa ilaç kullanımının bile düşeceğini düşünüyorum…(13 nolu genç çiftçi)
…Organik yetiştiriciliğe uygun alanların belirlenip başka bir üretim yapılmasına
izin verilmemeli. Ancak bu sayede gerçek organik üretime sahip olabiliriz.
Aslında dağ köyleri bunun için uygun gibi görünüyor…(5 nolu genç çiftçi)
…Solucan gübresi girişimleriyle ülkemizde hiç üretimi yapılmayan ama çokça
bağımlı hale gelmiş olan gübre piyasasına bir meydan okunuyor. Doğal gübre
insanlığın toprağa olan borcudur. Borçtur çünkü binlerce yıldır bu topraklardan
besleniyoruz. Toprağa olan borcumuzu ödemek zorundayız…(13 nolu genç çiftçi)
Sürdürülebilirliğin diğer bir uygulama alanı olarak organik tarım, çiftçi eğitimlerin
yaygınlaştırılması ile mümkün olabilecektir. 2019 yılı itibariyle Türkiye tarımsal üretimde
ithalata bağımlı hale gelmiştir. Tohum piyasası ve kırsalda yaşayan nüfusun azalmasıyla bu
durum giderek artmaya devam edecektir. Kırsalda yaşayan nüfusu yerinde eğitebilmek için
yeni politikalar geliştirilmesi ve kır insanlarının yerelde kendi üretim konularında eğitilmeleri
gerekir. Temel eğitimden başlanarak uygulanacak bir süreç işletilebilecekse de hali hazırda
kırsalda yaşayan ve tarımsal üretime katılan çiftçilerin içeriği güçlü programlarla ve
uygulamalı olarak eğitilmeleri önemlidir. Alkan’ın (2019) çalışmasında, Antalya’daki
görüşme yapılan genç çiftçilerin üretim ile ilgili bilgi kaynakları; %41,7 İl/İlçe Tarım ve
Orman Müdürlüğü ve %41,7 ise veterinerlerden ve %43,3’ü İl/İlçe Tarım ve Orman
Müdürlüğü’nden danışmanlık desteği almaktadır.
Genç çiftçilerin organik tarıma dair çok yönlü tanımlamalarının olduğu ve aslında az
sayıda çiftçinin organik gıda üretimi hakkında geçerli bilgiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
Elde edilen veriler neticesinde çiftçiler için organik gıda eğitimlerinin yaygınlaştırılmasının
önemi ortaya çıkmıştır. Organik üretim alanlarının devlet tarafından belirlenmesi ve üreticinin
kendi alanını korumak zorunda kalmaması gerekmektedir. Burada çalışmamızın genelinde
otaya çıkan çok yönlü politikaların önemi görünür olmaktadır. Özel mülkiyet kuralları
gereğince kendi üretim alanında serbest ve kişisel tercihli üretim yapan bir çiftçi ekonomik ve
sosyal olarak “komşu” olduğu diğer bir çiftçinin üretim alanını yanlış ilaç ve gübre kullanımı
gibi uygulamalarla etkilemekte ve üretim potansiyeline zarar verebilmektedir. Bu yüzden hem
taahhüt edilen ürünün gerçek değerlerinde üretilebilmesi hem de tüketicinin güvenilir gıda
tüketebilmesi için tarımsal önlem planlarının içeriği genişletilmelidir.
|