“Es ist möglich.→ Möglicherweise.” (a.g.e.: 142)
2. “Karar gerektiren soruya yalnızca kiplik sözcükle yanıt verilmesi
mümkündür, buna karşın tümleç gerektiren soruya (Ergänzungsfrage) bir kiplik zarfı
ya da sıfatla yanıt verilebilir.” (HELBIG/HELBIG, 1990: 19)
Ist er nach Hause gegangen? –Sicherlich/Vielleicht. (Kiplik sözcük)
O eve gitti mi?- Elbette/belki.
Yukarıdaki soruya yalnızca sicherlich ya da vielleicht kiplik sözcüğü ile yanıt
verilebilmektedir.
Wie ist er nach Hause gekommen? – Schnell. (Kiplik zarfı)
O nasıl eve geldi? – Hızlı.
Yukarıdaki örnekte wie ile başlayan soru tümleç gerektiren bir sorudur ve
schnell (hızlı) kiplik zarfıyla yanıt verilebilmektedir.
3. “Olumsuzluk belirten sözcük nicht, her zaman kiplik sözcükten sonra, kiplik
zarftan ise önce gelir.” (HELBIG/HELBIG, 1990: 19)
a) Der Zug hält nicht hier. (hier: zarf)
Tren burada durmaz.
68
Yukarıda hier zarfı doğrudan eylemi nitelediği için ve nicht olumsuzu ile
birlikte kullanıldığında fiilin olumsuzlaştırılması gerekir. Burada nesnel bir yaklaşım
tarzı vardır.
b) Der Zug hält hier nicht.
(Hier, burada kiplik sözcük’tür.)
Tren burada durmaz.
(Bildiğim kadarıyla.)
Yukarıdaki cümlede olumsuzluk belirten nicht kiplik sözcüğü hier’den sonra
gelir. Konuşan bu cümle ile kendi öznel görüşünü belirtir. Burada „benim bildiğim
kadarıyla“ gibi bağlama bağlı bir sınırlama söz konusudur.
4. “Kiplik sözcüklere ne karar gerektiren sorularla ne de tümleç gerektiren
sorularla doğrudan soru yöneltilebilir.” (HELBIG/HELBIG, 1990: 19)
Das Program wird wohl nicht stattfinden.
Program muhtemelen gerçekleşmeyecek.
Yukarıdaki wohl kiplik sözcüğüne doğrudan soru yöneltilemez.
5. “Kiplik sözcükler kiplik zarflardan farklı olarak bir parantez ara cümleciği
(Schaltzsatz) ile açıklanabilir.” (HELBIG/HELBIG, 1990: 18)
Sie hat den Bus vermutlich nicht erreicht. (vermutlich kiplik sözcük)
Sie hat den Bus –das vermute ich- nicht erreicht.
Yukarıdaki örnek cümlelerde görüldüğü gibi vermutlich kiplik sözcüğü (das
vermute ich) parantez cümleciği ile açıklanabilmiştir.
6) “Çoğu kiplik sözcükler, kiplik zarflardan farklı şekilde dilbilgisel olarak
daha üstünlük derecesi ile ifade edilemez.”(HELBIG/HELBIG,1990: 20)
69
Komm noch früher. (Früher zarf’tır.)
Yukarıdaki cümlede früher sözcüğü bir zarftır.
Es wird morgen wahrscheinlicher regnen.
Bu örnekte wahrscheinlicher’in kullanılması imkânsızdır ve wahrscheinlich
kiplik bir sözcük’tür.
7) “Kiplik zarf, kendi yerine geçen bir sözcük
ile yer değiştirebilir, kiplik
sözcük ise yer değiştiremez.” (HELBIG/HELBIG, 1990: 20)
Sie liest langsam. Sie liest so.
Langsam sözcüğünün yerine so sözcüğü kullanılabilmektedir, bu nedenle
zarf görevindedir.
Vermutlich schneit es. So schneit es. (.)
Vermutlich yerine so sözcüğü kullanılamaz, vermutlich, bu nedenle kiplik
sözcük’tür.
Türkçede DEMĐR’e (2008: 86) göre, “kiplik söz terimi, işlev bakımından
zarflara görece benzeyen; bir kısmı kip-kişi ve sayı için çekimli bir yükleme sahip
cümle görünümüne rağmen, bağımsız bir cümle oluşturmaktan çok, yarı gramatikal-
görevli bir öğe gibi kullanılan; bir kısmı ise basit bir yapıda ya da öbek yapısında olan;
konuşurun beklenti, tutum ve tavırlarını yansıtan, anlamsal bakımdan cümlenin belirli
bir öğesini ya da bütününü etkileyen birimler… Örn. bakalım, istersen, olmaz mı,
değil mi vb.” olarak ele alınmaktadır.
70
“Kiplik sözcükler, konuşana şaşırma, kuşku, ilgisizlik, hayranlık, tersinme
(Ironie),
kişisel
ilgi
ve
diğer
duyguları
ifade
etme
olanağı
verir.”
(SCHULZ/GRIESBACH, 1982b: 349)
Kiplik sözcüklerin anlamsal kategorileri
HELBIG/BUSCHA’ya (1998:
192) göre
aşağıdaki gibi gruplandırılabilir:
1.
Đ
lgili ilişkinin gerçekliğini belirten kiplik sözcükler:
Selbstredend (tabii ki), zweifellos (kuşkusuz), sicherlich (kesinlikle),
bekanntlich (bilinen), keineswegs (hiçbir şekilde), mitnichten (hiçbir
ş
ekilde), allerdings (elbette, gerçekte), freilich (elbette), offenbar (açık,
aleni), anscheinend (görünüşte), angeblich (sözüm ona, güya, sanki), vd.
2.
Duygusal bir görüşü ifade eden kiplik sözcükler iki gruba ayrılır:
a)
Olumlu duygu (Positive Emotion): Bu tür kiplik sözcükler
memnuniyet, kolaylık ifade ederler: Glücklicherweise (neyse ki, iyi
ki, şans eseri), gottlob (çok şükür), hoffentlich (inşaallah, umulur ki),
lieber (tercihan, daha çok isteyerek), erstaunlicherweise (şaşırtıcı
biçimde), vd.
b)
Olumsuz duygu (Negative Emotion): Üzgünlük, müteessir olma
durumunu belirtirler. Örneğin leider (yazık ki), unglücklicherweise
(talihsizlik eseri olarak, ne yazık ki), bedauerlicherweise (ne yazık
ki), vd.
3.
Đ
fadenin içeriğinin onaylanmasını ya da güçlendirilmesini belirtenler:
Bestimmt (kesinlikle), gewiß (kuşkusuz, muhakkak), natürlich (doğal
olarak, tabii ki), begreiflicherweise (kolayca anlaşıldığı gibi, bittabi),
selbstverständlich (kendiliğinden anlaşılır), sicherlich (şüphesiz, elbette),
tatsächlich (gerçekte), unbedingt (mutlaka), unzweifelhaft (kuşkusuz),
wahrhaftig (gerçekten, sahiden), zweifellos (kuşkusuz), zweifelsohne
(kuşkusuz), wahrlich (gerçekten, sahiden), vd.
4.
Đ
fade içeriğini sınırlandıran ya da genelleştiren kiplik sözcükler:
71
Eigentlich (aslında), freilich (elbette), immer (her zaman), übrigens (bundan
başka), überhaupt (genel olarak) , allerdings (doğrusu), vd.
5.
Đ
fadenin içeriğinde konuşanın zan ya da kuşkusunu belirtenler:
Anscheinend (görünen, zahir), offenbar (açık, aleni), offenkundig (açık,
aleni), scheinbar (görünüşe göre, görünüşte), offensichtlich (besbelli, zahir),
angeblich (sözüm ona), wohl (muhtemelen, acaba), vielleicht: (belki),
vermutlich (tahminen), mutmaßlich (varsayılan), kaum (hemen hemen hiç),
womöglich (belki), vorgeblich (görünüşte), vd.
6.
Đ
fadedeki olumsuzluğu pekiştirici kiplik sözcükler:
Keinesfalls (asla, katiyen), keineswegs (asla, katiyen), mitnichten (asla,
hiçbir suretle), vd.
|