Kiplik edatları, bazen zarf bazen edat görevi üstlendikleri için somut olarak tek
bir tür öğe olarak adlandırılmazlar. Ayrıca cümle içerisinde yerine göre ve yer
aldıkları cümle türüne, yanında bulunan cümle öğesine göre, konuşanın psikolojik
durumuna, cümle içindeki vurgulara göre farklı anlamlar yüklenirler. Kiplik edatları,
metinsel ve konuşmanın durumsal bağlamı içinde yorumlanmalıdır. Bu sözcükler bir
metinde anlayış, tutum ve davranışların, beklenti ve çeşitli yan ve mecazi anlamların
anlaşılmasında en önemli araçlardandır.
Örneğin şaşkınlığı şöyle ifade ederiz:
Was machst du denn da?
Burada ne yapıyorsun acaba?
HELBIG’e (1990: 14) göre bir metin ne kadar doğal konuşma dilini ve
diyalog dilini yansıtırsa o denli daha fazla kiplik edatları içeriyor demektir. Onlar az
ya da hemen hemen hiç temel anlamda (denotative Bedeutung) olmadıkları, anlamları
ancak bağlamla ortaya çıkabildikleri için sık sık “temel anlam taşımayanlar” olarak
karakterize edilir.
________________________
14
http://karin.aguado.de/vortrage/jadochschonco20090429.ppt
74
Kiplik edatlarının
[
Modalpartikeln: Abtönungspartikeln
]
HELBIG’e
(1990: 28)
göre ayırt edici temel özellikleri:
a)
“Bu sözcükler çekime uğramazlar. (unflektierbar)
b)
Konuşanın söylediği şeye ilişkin görüşünü yansıtırlar.
c)
Aynı anlamda bir soruya yanıt oluşturmazlar.
d)
Cümlede birinci yerde, en başta yer almazlar.
e)
Bütün cümleyle ilgilidirler.
f)
Her zaman vurgusuzdurlar.
g)
Cümleye entegre olmuşlardır.
h)
Başka türlü vurgulanan bir ses yapısına sahiptirler ya da farklı bir
sözdizimsel konumda en azından başka bir anlam taşırlar ve o zaman başka
bir fonksiyon sınıfına dahil olurlar.
i)
Bağımsız cümle öğeleri ya da cümle eşdeğerleri olarak görülmezler.
j)
Başka bir sözcükle birlikte bir cümle öğesi oluştururlar ve yükleme aittirler.
k)
Sözdizimsel olarak zorunlu değildirler, yani cümlenin gramatikalleştirilmesi
için risksiz bir biçimde cümleden atılabilirler.
l)
Đ
fade, soru ve emir cümlesindeki olay açısından açıkça sınırlayıcı anlamları
vardır.
m)
Kısa, normalde tek heceli sözcüklerdir. Örn. bloß, erst, wohl, vd. Bazı iki
heceli olanları da vardır. Örn. vielleicht, allerdings, vd.
n)
Cümlede genel olarak çekimli fiilden sonra (Mittelfeld) yer alırlar.”
Kiplik edatları HELBIG/BUSCHA’ya
(1986: 481-482)
göre anlambilimsel
açıdan aşağıdaki gruplara ayrılır:
Nesnel özelliklerine göre:
a)
Onaylama ve özdeşlik (Identifizierung) belirtenler: Also (o halde),
auch (tabii, de, gerçekten), dann (o zaman), doch (hay hay, tabii),
eben (aynen öyle, tam onu diyecektim), gerade (doğru, tam), ja
(evet), nun (ve şimdi).
b)
Kısıtlama ve sınırlama belirtenler: Aber (ama, tabii ki), allein
(yalnız başına), beinahe (hemen hemen), bloß (yalnız, ancak), erst
75
(ancak), etwa (aşağı yukarı), fast (yaklaşık), ganz (oldukça), noch
(henüz, daha), nur (yalnızca).
c)
Güçlendirme ve derecelendirme belirtenler: Auch (de, keza), erst
(ancak), etwa (yaklaşık), gerade (tam, tamamiyle, doğrudan
doğruya), ja (bile, hatta örn. ja sogar).
d)
Vurgulama (Hervorhebung) belirtenler: Besonders (özellikle),
doch (keşke), eben (bilhassa, tam), erst (ancak), etwa (uyarı
anlamı: sakın), gerade (tamamiyle) , ja (ya evet).
e)
Zayıf anlam (Abschwächung) belirtenler: Etwas (biraz), ganz
(büsbütün, oldukça) nicht (değil), nicht eben (pek de öyle değil),
nicht einmal (bile değil).
f)
Genelleştirme belirtenler: Auch (de), ganz und gar (tamamiyle,
büsbütün), immer (her zaman), nur (tek kelimeyle), überhaupt
(genel olarak).
g)
Zamansal ilişki belirtenler: Bereits (çoktan), erst (daha), schon
(artık), noch (hâlâ, henüz).
h)
Ekleme ve katma anlamı belirtenler: Auch (de), beispielsweise
(örnek olarak), überhaupt (aslında, sonuçta).
Öznel özelliklerine göre:
a)
Endişe ve kuşku belirtenler (sorularda):
Auch (de, zaten), bloß (sırf, yalnız, sadece), doch (ama, yine de),
nicht (değil), überhaupt (aslında, sonuçta).
b)
Ş
aşırma, kızma, hiddet belirtenler: Aber (ama, fakat), doch (yine
de, -sene, -senize, Örn. Hört doch mal den Unterricht! Dersi
dinlesenize!, ja (evet, hatta).
c)
Đ
stek ve emir belirtenler: Doch (Komm doch heute zum Theater!:
Bugün tiyatroya gelsene!), erst (önce, hele), ja (evet), nur
(keşke), schon: (Nun antworten Sie schon! Yanıt versenize!)
76
Edat için “Partikel” (KORKMAZ,1992: 188) terimi kullanılarak, edatlar şu
ş
ekilde de tanımlanmaktadır: “Yalnız başına bir anlam taşımayan; ancak, isim ve isim
soylu kelimelerden sonra gelerek sonuna geldiği kelimeyle cümledeki başka kelimeler
arasında anlam ilişkisi kuran, gramer görevli müstakil kelime.” (KORKMAZ, 1992:
51) Edat grupları cümle içinde sıfat ya da zarf görevinde olabilmekte, bazen de edatlar
bağlaç görevini üstlenmektedirler.
1) Dağ gibi apartmanlar yıkıldı.
Gibi edatı sıfat öbeği oluşturmuştur.
2) Sen de onun kadar çalışsan.
Yukarıdaki cümlede kadar edatı, zarf görevindedir.
3) Meyveler güzel, yalnız biraz ekşi.
Yukarıdaki cümlede yalnız edatı, bağlaç görevindedir.
Şimdi Almancada önemli ve sık kullanılan bazı kiplik edatları üzerinde
durarak, örnek cümlelerle birlikte Türkçe karşılıklarını inceleyelim. Bu çalışmanın ana
konusu kiplik fiillerin anlam kategorileri ve Türkçe karşılıkları olduğu için, bu
bölümde yer alan kiplik edatları bütünüyle ele alınmayacaktır.
Dostları ilə paylaş: |