“1. bırakmak, terk etmek 2. (gestatten) müsaade etmek 3. (dulden) ses
çıkarmamak, mani olmamak; tahammül etmek 4. sebebiyet vermek; mucip olmak;
yaptırmak, ettirmek 5. (befehlen) emretmek 6. (nicht wegnehmen) bağışlamak 7.
(von) bir şeyden vaz geçmek”
(STEUERWALD,1988:352) anlamlarındadır.
GRIESBACH(1986: 277-280), lassen fiilini bir kiplik fiil gibi kullanılan
(modal gebrauchte Verben) grubunda ele almaz. Ama EISENBERG (1999: 90-91),
lassen fiilini bir başka mastarla birlikte kiplik fiil gibi kullanılan fiil olarak ele alır.
Lassen, sık kullanılan ve önemli bir fiil olduğundan burada temel ve kiplik anlamlarını ele alacağız.
1. etwas nicht tun: bırakmak, bir şeyi yapmamak
Lass das doch! Bunu yapma! Bu örnekte “lassen”, asıl fiil olarak kullanılmıştır. [Bunu bırak!] anlamını da
yansıtır. 2. etwas nicht mitnehmen: bir şeyi beraberinde almamak, bırakmak
Ich lasse meinen Koffer zu Hause. Bavulumu evde bırakıyorum. 3. jm. etwas geben: birisine bir şeyi vermek, bırakmak
156
Du musst mir das Auto billiger lassen, denn es ist alt.
Sen bana arabayı ucuza bırakmalısın, çünkü o eski. Bu örnekte kiplik fiil müssen ile birlikte kullanılan asıl fiil’dir. [Vermelisin] olarak da Türkçe karşılık uygundur.