T.C
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BİTKİSEL KÖKENLİ İMMÜNMODÜLATÖRLER
Hazırlayan
Merve AYYARKIN
Danışman
Yrd. Doç. Dr. Esma KAYA
Eczacılık Fakültesi
Bitirme Ödevi
Haziran 2010
KAYSERİ
T.C
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BİTKİSEL KÖKENLİ İMMÜNMODÜLATÖRLER
Hazırlayan
Merve AYYARKIN
Danışman
Yrd. Doç. Dr. Esma KAYA
Eczacılık Fakültesi
Bitirme Ödevi
Haziran 2010
KAYSERİ
Yrd. Doç. Dr. Esma G. KAYA danışmanlığında Merve AYYARKIN tarafından hazırlanan “İmmünmodülasyon ve Bitkisel İmmünmodülatörler” konulu bu çalışma jürimiz tarafından Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde Bitirme Ödevi olarak kabul edilmiştir.
…/…/2010
JÜRİ İmza
Yrd. Doç. Dr. Esma G. KAYA (Danışman)
Doç. Dr. Hatice ÖZBİLGE
Yrd. Doç. Dr. Nalan İMAMOĞLU
ONAY:
Bu bitirme ödevinin kabulü Fakülte Yönetim Kurulunun ......................... tarih ve ................ sayılı kararı ile onaylanmıştır.
…/…/2010
Fakülte Dekanı
Prof. Dr. Müberra KOŞAR
TEŞEKKÜR
“Bitkisel Kökenli İmmünmodülatörler” konulu bitirme ödevimde maddi ve manevi destek ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Esma KAYA’ya, hayatımın her anında maddi ve manevi desteklerini benden hiçbir zaman esirgemeyen canım annem, babam ve kardeşime çok teşekkür ederim.
BİTKİSEL KÖKENLİ İMMÜNMODÜLATÖRLER
ÖZET
Günümüz sağlık sektöründe önceliği giderek koruyucu hekimliğin alması, immün sistemin; stres, ultraviole ışınlar, uykusuzluk, organ nakilleri ve kanser vakalarındaki artış gibi faktörlere bağlı olarak hızla artan önemi, kimyasal ilaçların olumsuz özelliklerinin belirgin bir biçimde ortaya çıkması dolayısıyla halk arasında aslında yüzyıllardır kullanılan bitkisel ilaçların popülaritesi giderek artmaktadır. Bu çalışmada önemi her geçen gün artan ve yakın gelecekte bir çok tedavi seçeneğinin önüne geçecek gibi görünen “immünmodülasyon” kavramına değinilmiş ve “Bitkisel İmmünmodülatörler” olarak Echinacea spp., Ginseng spp., Astragalus spp., Allium sativum, Uncaria tomentosa, Pelargonium sidoides, Viscum album bitkileri, tarihteki kullanımları, biyolojik etkileri, yan etkileri, ilaç etkileşimleri gibi özellikleri açısından bilimsel olarak incelenmiş ve konu ile ilgili bilimsel çalışmalar derlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: İmmünmodülatör, Echinacea, Ginseng, Astragalus, Pelargonium
HERBAL ORIGIN IMMUNMODULATORS
ABSTRACT
Priority in nowadays’ health sector is gradually becoming preventive medicine. The importance of immune system is increasing rapidly, depending on some factors like stress, ultraviolet rays, anypnia, transplantation and cancer events. Because of the appearance of negative reactions of chemical drugs, the popularities of herbal drugs, which are in use for ages, increasing gradually. In this study, ‘immunmodulation’ concept is mentioned. It’s importance are increasing daily and probably will be used instead of many treatment choices. As ‘herbal immunmodulators’ Echinacea spp., Ginseng spp., Astragalus spp., Allium sativum, Uncaria tomentosa, Pelargonium sidoides, Viscum album plants were studied scientifically and their historical usages, biological effects, complications, drug interaction properties were investigated, and literature review was done.
Keywords: Immunmodulator, Echinacea, Ginseng, Astragalus, Pelargonium
Key words:
İÇİNDEKİLER
İÇ KAPAK I
KABUL ONAY SAYFASI II
TEŞEKKÜR III
ÖZET IV
ABSTRACT V
İÇİNDEKİLER VI
KISALTMALAR VII
TABLO VE ŞEKİL LİSTESİ VIII
1. GİRİŞ VE AMAÇ……………………………………………………………………………...1
2. GENEL BİLGİLER……………………………………………………………………………3
2.1 İmmün Sistem……………………………………………………………...................3
2.1.1. İmmün Sistemin Bileşenleri ………………………………………………………5
2.1.1.1. İmmün Sistemi Oluşturan Organlar…………………………………...5
2.1.1.2. İmmün Yanıtta Rol Alan Hücreler…………………………………….7
2.1.1.3. Antikorlar………………………………………………………………11
2.1.1.4. Kompleman Sistemi…………………………………………………...12
2.1.1.5. Sitokinler………………………………………………………………..12
2.1.1.6. İnterferon……………………………………………………………….12
2.1.2. İMMÜN SİSTEMİN İŞLEYİŞİ………………………………………………….13
2.2. İMMÜNMODÜLASYON…………………………………………………………..13
2.2.1 İMMÜNMODÜLATÖR İLAÇLAR ……………………………………………..15
2.2.1.1. İmmünsüpresif İlaçlar………………………………………………….15
2.2.1.2 İmmünstimülan İlaçlar………………………………………………….18
2.3. İMMÜNMODÜLATÖR BİTKİLER……………………………………………....19
2.3.1. ECHINACEA……………………………………………………………………...19
2.3.1.1. Genel Bilgiler…………………………………………………………....19
2.3.1.2. Tarihçe…………………………………………………………………..20
2.3.1.3. Etken Maddeler………………………………………………………....21
2.3.1.4. İmmün Sisteme Üzerine Etkileri……………………………………….22
2.3.1.5. Kullanım Şekli……………………………………………………….......23
2.3.1.6. Toksisite ve Yan Etkiler………………………………………………...24
2.3.1.7. İlaç Etkileşimleri………………………………………………………...24
2.3.2. GINSENG………………………………………………………………………......25
2.3.2.1. Genel Bilgi………………………………………………………………..25
2.3.2.2. Tarihçe…………………………………………………………………....26
2.3.2.3. Etken Maddeler……………………………………………………….....26
2.3.2.4. İmmün Sistem Üzerine Etkileri…………………………………………27
2.3.2.5. Kullanım Şekli…………………………………………………………....28
2.3.2.6. Toksisite ve Yan Etkiler………………………………………………....28
2.3.2.7. İlaç Etkileşimleri………………………………………………………....28
2.3.3. ASTRAGALUS…………………………………………………………………......29
2.3.3.1. Genel Bilgi…………………………………………………………….......29
2.3.3.2. Tarihçe…………………………………………………………………….31
2.3.3.3 Etken Maddeler…………………………………………………………...31
2.3.3.4. İmmün Sistem Üzerine Etkileri…………………………………………31
2.3.3.5. Kullanım Şekli…………………………………………………………....32
2.3.3.7. İlaç Etkileşimleri………………………………………………………....33
2.3.3.6. Toksisite ve Yan Etkiler…………………………………………………33
2.3.4. ALLIUM SATIVUM……………………………………………………………….33
2.3.4.1. Genel Bilgi………………………………………………………………...33
2.3.4.2. Tarihçe………………………………………………………………….....34
2.3.4.3. Etken Maddeler……………………………………………………...…...34
2.3.4.4. İmmün Sistem Üzerine Etkileri…………………………………...…….35
2.3.4.5. Kullanım Şekli……………………………………………………...….....39
2.3.4.7. İlaç Etkileşimleri…………………………………………………..……..39
2.3.4.6. Toksisite ve Yan Etkiler…………………………………………..……..39
2.3.5. UNCARIA TOMENTOSA (Cat’s Claw)…………………………………..……..39
2.3.5.1. Genel Bilgiler……………………………………………………..……...39
2.3.5.2. Tarihçe…………………………………………………………..…….....40
2.3.5.3. Etken Maddeler………………………………………………..………...41
2.3.5.4. İmmün Sistem Üzerine Etkileri……………………………..……….....41
2.3.5.5. Kullanım Şekli……………………………………………..……….…....42
2.3.5.7. İlaç Etkileşimleri………………………………………..………….…....42
2.3.5.6. Toksisite ve Yan Etkiler………………………………..…………….....42
2.3.6. PELARGONIUM SIDOIDES…………………………………..…………….…..42
2.3.6.1. Genel Bilgi……………………………………………..…………….…..42
2.3.6.2. Tarihçe………………………………………………...………………....43
2.3.6.3. Etken maddeler……………………………………...…………...…...…44
2.3.6.4. İmmün Sistem Üzerine Etkileri…………………...…………………....44
2.3.6.5. Kullanım Şekli……………………………………...……………………45
2.3.6.6. Toksisite ve Yan Etkiler…………………………...……………………45
2.3.6.5. İlaç Etkileşimleri…………………………………...…………………....45
2.3.7. VISCUM ALBUM…………………………………………...………………….....45
2.3.7.1. Genel Bilgi………………………………………...…………………......45
2.3.7.2. Tarihçe…………………………………………...………………………46
2.3.7.3. Etken Maddeler………………………………...……………………......47
2.3.7.4. İmmün Sistem Üzerine Etkileri…………….…………………….….47
2.3.7.5 Kullanım Şekli……………………………………………………..…..49
2.3.7.6. Toksisite ve Yan Etkileri………………………………………..……49
2.3.7.7. İlaç Etkileşimleri…………………………………………….….…….49
3. SONUÇ ……………………………………………………………………..……….50
4.KAYNAKLAR…..………………………………………………………..…….........51
ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………..…………..59
KISALTMALAR
TCR T hücre reseptörleri
Th T helper
IL İnterlökin
IFN İnterferon
IgA İmmünglobülin A
IgM İmmünglobülin M
IgG İmmünglobülin G
IgE İmmünglobülin E
HIV Human Immunodeficiency Virus
AIDS Acquired Immuno Deficiency Syndrome
UV Ultraviole
BCG (Bacillus-Calmette-Guerin)
ABD Amerika Birleşik Devletleri
NO Nitrit oksit
INR İzoniazid
TNF Tumor Necrosis Factor
TABLO VE ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa No
Tablo 2.1. İmmün sistemin yapıtaşları ve özellikleri 4
Tablo 2.2. İmmün yanıtta rol oynayan hücreler 7
Tablo 2.3. Allium sativum’un kimyasal içeriği 35
Şekil 2.1. İnsanda mononükleer fagositik sistem hücreleri 8
Şekil 2.2. Bağışık yanıtta rol alan hücrelerin etkileşimi 9
Şekil 2.3. B-lenfositlerin antijenle karşılaşması ile gelişen olaylar 10
Şekil 2.4. Antikorların şematik yapısı 12
Şekil 2.5. E. purpurea 20
Şekil 2.6. E. angustifolia 20
Şekil 2.7. E. pallida 20
Şekil 2.8. Panax ginseng 25
Şekil 2.9. Panax ginseng kökü 26
Şekil 2.10. Astragalus membranaceus 29
Şekil 2.11. Astragalus austriacus 30
Şekil 2.12. Astragalus glycyphyllos 30
Şekil 2.13. Allium sativum 33
Şekil 2.14. Uncaria tomentosa 40
Şekil 2.15. Uncaria tomentosa bitkisinin tırnaksı çıkıntıları 41
Şekil 2.16. Pelargonium sidoides 43
Şekil 2.17. Viscum album 46
Şekil 2.18. Viscum album meyvesi 47
1. GİRİŞ VE AMAÇ
İmmün sistem, vücuda saldıran yabancı maddeleri, vücutta hasar oluşturmalarından önce tanıyabilen ve yıkıma uğratan bir koruma mekanizmasıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her türlü yabancı maddeye karşı savunma yapmaktadır. Günümüzde birçok hastalığın seyri sırasında veya stres, ultraviyole ışınlara maruziyet, uykusuzluk gibi faktörler dolayısıyla, hatta tedavide kullanılan ilaçlara bağlı olarak immün sistemin etkilendiği bilinmektedir. Dolayısıyla özellikle kanser vakalarında, organ transplantasyonlarında, kemoterapide ve enfeksiyon hastalıkları ile mücadelede immün sistemin düzenlenmesinin önemi bilinmektedir.
İmmünmodülasyon, immün sistemin baskılanması ya da aktive edilmesi suretiyle düzenlenmesidir. İmmünmodülasyon, immünstimülasyon ve immünosüpresyon olmak üzere iki ana başlıkta incelenebilir. İmmün sistemin normalden az etkin olduğu durumlarda uyarılması immünstimülasyon; normalden fazla etkin olduğu durumlarda veya organ transplantasyonunda rejeksiyonu önlemek amacıyla baskılanması ise immünsüpresyon olarak tanımlanır. Bugün, immün sistemin baskılanması ya da aktive edilmesi amacıyla kullanılan birçok kimyasal ajan bulunmakta ancak tıp, birçoğunun önemli yan etkileri sorunu ile karşı karşıyadır.
Bu çalışmada halk arasında tedavi amaçlı yüzyıllardır kullanılan ve immün sistem üzerine etkileri incelenmiş ve kanıtlanmış olan bitkilerin araştırılması amaçlanmıştır.
2. GENEL BİLGİLER
2.1. İMMÜN SİSTEM
İmmün sistem, vücuda saldıran yabancı maddeleri, vücutta hasar oluşturmalarından önce tanıyabilen ve yıkıma uğratan bir koruma mekanizmasıdır. Bu mekanizma bir dizi hücre ve proteinlerin işbirliğinden oluşmaktadır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her türlü yabancı maddeye karşı tarama yapmaktadır. Sistemin harekete geçip, söz konusu yabancıya karşı direnç gösterebilmesi için, öncelikle kendinden olanı (self), kendinden olmayandan (nonself) ayırt edebilme özelliğine sahip olması gerekmektedir. Kendinden olan ve kendinden olmayan ayrımını yapabilmek ve daha sonra, yabancı maddeleri yıkıma uğratıp ortamdan atabilmek için, doğal ve özgül bağışıklık olmak üzere iki koldan etki göstermektedir (1).
Doğal (doğuştan) bağışıklık: Kalıtsal öğeler içerir ve bunlar hemen ilk savunma hattını oluştururlar. Canlılarda doğal olarak bulunan ve onu yabancı maddelere karşı koruyan, organizmanın yapısal ve genetik özelliklerine bağlı dirençtir. Yabancı madde ile ilk kez karşılaştığında bile harekete geçecek şekilde aktif halde bulunan, etkisi hemen görülen ancak cevabın özgül olmadığı bir bağışık yanıttır. Patojen ile yinelenen karşılaşmalarda doğal bağışıklığın etkinliğinde bir farklılık olmaz (2, 3).
Özgül (kazanılmış) bağışıklık: Antikorlar ve T hücreleri üreterek vücut belirli patojenlere karşı özel bir bağışıklık geliştirebilir. Bu tür bir yanıtın gelişmesi ortalama 3–5 günlük bir süreç gerektirir ve ilk saldırıyı
önlemede pek etkili değildir, fakat uzun süreli enfeksiyonların temizlenmesine yardımcı olur (2). Kendinden olanı, olmayandan ayırt etmede yüksek özgüllüğe sahip reseptörler sistemini kullanır. Patojenlerle yinelenen karşılaşmalarda yanıtın şiddetinde artış söz konusudur (3).
İmmün sistem, iki ayrı bölüm olarak ele alınsa da aslında her iki tip yanıt birbiriyle işbirliği halindedir ve etki etmek için birbirlerine katkıda bulunurlar (4). Tablo 2.1’de immün sistemin yapı taşları ve genel özellikleri özetlenmiştir (1).
Tablo 2.1. İmmün sistemin yapıtaşları ve özellikleri
DOĞAL BAĞIŞIKLIK
Yapıtaşları
-
Makrofajlar
-
Granülosit
-
Doğal öldürücü hücreler
-
Kompleman
-
Diğer kimyasallar
Özellikleri
-
Etkisi hemen görülür
-
Yanıt özgül değildir
-
Aynı etkenle sonraki karşılaşmalarda yanıtın etkisi değişmez
|
KAZANILMIŞ BAĞIŞIKLIK
Yapıtaşları
Özellikleri
-
Etkisi günler sonra görülür
-
Yanıt özgüldür
-
Aynı etkenle sonraki karşılaşmalarda yanıt daha güçlüdür
|
2.1.1. İMMÜN SİSTEMİN BİLEŞENLERİ
Bakteriler ve vücut arasındaki ilk bariyer olan deri, immün sistemin önemli parçalarından biridir. Derideki epidermis, “langerhans hücreleri” adı verilen ve immün sistemin erken uyarı bileşenleri olarak nitelendirilebilecek özel hücreler içermektedir. Deri ve solunum yüzeyi, ß-defensinler olarak bilinen antimikrobiyal peptidleri salgılar. Tükürükteki lizozim, fosfolipaz A2 gibi enzimler, gözyaşı ve anne sütü de antibakteriyel vücut salgılarındandır. Vajinal salgılar hafif asidik özellikteyken, meni patojenleri öldürmek üzere çinko ve defensinleri içermektedir (5). Midede gastrik asit ve proteaz salgıları, vücuda giren patojenlere karşı oldukça güçlü koruma yapan kimyasallardandır (6).
Vücudun normal florası, ortama yerleşmek isteyen patojenik bakterilerle mücadeleye girerek, bazı hallerde ortamın pH ve ulaşılabilir demir miktarı gibi şartlarını değiştirerek biyolojik bir engel olarak görev görür. Bu, patojenlerin hastalığa neden olacak kadar yeterli sayıya ulaşma ihtimalini azaltır. Ancak antibiyotiklerin çoğu, patojen bakterilerin yanı sıra florayı da yok edebilir ve fırsatçı mantar enfeksiyonlarına yol açabilir (6, 7). Akciğerlerde öksürük ve hapşırma refleksleri, solunum yollarında tehdit oluşturan patojenlerin ve diğer maddelerin dışarı atılmasını sağlayan bir koruma mekanizmasıdır. Gözyaşıyla yıkama, idrar, solunum ve sindirim yolundaki mukus salgıları da mikroorganizmaları mekanik olarak dışarı atma yollarındandır. Vücuda girmek isteyen bakteri veya virüsler öncelikle bu savunma mekanizmalarını geçmek zorundadırlar (1, 8).
2.1.1.1. İmmün Sistemi Oluşturan Organlar
Santral Lenfoid Organlar
Fötal dönemin 4. ayından itibaren kan hücrelerini yapan ve immün cevapta önemli görevleri olan birincil lenfoid bir organdır. Kemik iliği, tüm kan hücrelerinin yapım yeridir. Kök kan hücrelerinin farklılaşmasıyla olgunlaşan çeşitli lenfositler ve immün cevapta görevli diğer kan hücreleri, kemik iliğinden periferik kan dolaşımına geçerek ilgili doku ve organlara yerleşmektedir (8).
Timus, özellikle hücresel tip bağışık yanıtta etkili olan önemli bir organdır (8) Timus, kemik iliğinde kök hücreden farklılaşan lenfosit öncü hücrelerinin olgunlaşarak, olgun T-lenfosit haline geldiği birincil lenfoid organdır. Doğumdan itibaren gelişmeye başlar, ergenlik çağında en büyük şeklini alır, ileri yaşlarda tekrar küçülür. Timusta, kemik iliğinden gelen olgunlaşmamış lenfosit kümeleri, T-lenfosit olarak adlandırılan olgun lenfositler, epitel hücreleri ve makrofajlar bulunur (9). Yeni doğmuş bebeklerde timus yokluğu, immün sistem yetersizliği dolayısıyla ölüme neden olabileceğinden önemi daha da artmaktadır. Yetişkinlerde ise, timus çıkarıldığında immün sistem bu açığı kapatabilmekte ve birey yaşamını devam ettirebilmektedir (8).
Periferik Lenfoid Organlar
Periferik lenfoid organlar; santral lenfoid organlarda farklılaşan, olgunlaşan ve immünolojik reaksiyonlar için hazır hale gelen olgun T ve B lenfositlerin yerleştiği organlardır. Antijenik uyarım olduğunda bağışık yanıt, lenf düğümleri ve dalak gibi ikincil lenfoid organlarda gerçekleşir. Kısaca immün hücreler santral organlarda oluşur, periferik organlarda görev yaparlar.
Vücudun çeşitli yerlerinde dağınık veya küçük gruplar halinde bulunan 1-25 mm çapındaki lenf düğümleri, olgun T ve B lenfositleri içerir ve başlıca görevi gelen antijenik uyarıya karşı bağışık yanıt oluşturmasıdır (2, 9).
Dalak, dolaşımdaki yabancı maddelerin veya yıkıma uğramış hücrelerin temizlenmesinde oldukça etkili olan, yabancı maddelere karşı antikorların yoğun olarak sentezlendiği, ikincil lenfoid bir organdır. Dalakta, olgun B lenfositler ve olgun T hücreleri bulunur. Bu bölgede yer alan hücreler yabancı antijen ile karşılaştıklarında farklılaşmaya ve bölünerek çoğalmaya hazır şekilde beklemektedirler. Splenektomi sonucu, antijene yanıt verecek B hücrelerinin büyük kısmı yitirilir; sonuçta Streptococcus pneumoniae gibi kapsüllü mikroorganimalara ve Salmonellalar gibi bazı gram negatif bakterilere karşı direnç azalır (1, 8).
-
Mukoza ile ilgili Lenfoid Dokular
Yabancı antijen veya mikroorganizmaların en sık giriş yolları olan sindirim, solunum ve genitoüriner sistem mukozalarının altında, kapsülsüz durumda yaygın lenfoid dokular bulunmaktadır. Bu bölgelerdeki lenfoid hücreler, yayılmış halde olabileceği gibi, foliküller halinde de bulunabilirler. Örneğin bademciklerde, apendikste, peyer plaklarında çok sayıda folikül içeren lenfoid doku mevcuttur. Mukoza altı lenfoid dokular genellikle İmmünglobulin-A yapımından sorumludurlar ve mukoza hücreleri de bunları salgılatırlar. Dolayısıyla infeksiyonlara karşı korunmada ve yerel bağışıklıkta mukoza ile ilgili lenfoid dokuların önemi oldukça fazladır (9).
2.1.1.2. İmmün Yanıtta Rol Alan Hücreler
İmmün yanıtta rol oynayan hücreler Tablo 2.2’de gösterilmiştir.
Tablo 2.2. İmmün yanıtta rol oynayan hücreler
I- Makrofajlar
II- Lenfositler
III- Doğal öldürücü hücreler (Natural killer)
IV-Dendritik hücreler
V- Diğer hücreler
-
Nötrofiller
-
Eosinofiller
-
Bazofiller
-
Trombositler
|
Makrofajlar
Tek çekirdekli olup, fagositik aktivite gösteren, doku ve organlarda yaygın olarak bulunan hücrelerdir. Bu hücreler bulundukları yerlere göre şöyle adlandırılırlar (Şekil 2.1) (2, 8).
-
Kanda, gezgin monositler
-
Akciğerlerde, alveoler makrofajlar
-
Seroz boşluklarda, makrofajlar
-
Kemik dokuda, osteoklastlar
-
Sinir dokusunda, mikroglia hücreleri
-
Dalak ve lenf düğümlerinde, makrofajlar
-
Bağ dokusu histiositleri
-
Karaciğerde, kupffer hücreleri
-
Böbrekte, mezangial makrofajlar
Şekil 2.1. İnsanda mononükleer fagositik sistem hücreleri
Tüm bu hücrelerin oluşturduğu topluluk ‘mononükleer fagositik sistem’ veya ‘retiküloendotelial sistem’ olarak da adlandırılır. Makrofajlar kemik iliğinde yapılır, kana geçer ve gezgin monosit adıyla dolaşımda yer alır. Ameboid hareket yetenekleri vardır. Dokulara geçen monositler, kan dolaşımına geri dönemezler ve dokularda yerleşik makrofaj olarak kalırlar. Makrofajların immün yanıtta en önemli görevleri, fagositoz ve antijen sunumudur (2, 8, 9).
Dostları ilə paylaş: |