UYGULAMA FAALĠYETĠ
10
ÖLÇMEVE DEĞERLENDĠRME
AĢağıdaki soruları dikkatlice okuyunuz ve doğru seçeneği iĢaretleyiniz.
1.
AĢağıdakilerden hangisi, belirli mesajların kodlanarak bir kanal aracılığıyla bir
kaynakta kanal bir hedefe / alıcıya aktarılması sürecidir?
A)
Kanal
B)
Mesaj
C)
Alıcı
D)
ĠletiĢim
E)
Geri bildirim
2.
AĢağıdakilerden hangisi, iletiĢimin ögelerinden değildir?
A)
ĠletiĢim
B)
Bağlam
C)
Dönüt
D)
Mesaj
E)
Alıcı
3.
AĢağıdakilerden hangisi,
iletiĢimin özelliklerinden
değildir?
A)
ĠletiĢim dinamik bir olgudur.
B)
ĠletiĢimin canlılığını koruması için kendini yenilemesi gerekir.
C)
ĠletiĢim belirli kalıplara bağlıdır.
D)
Ġnsan, iletiĢim ihtiyacını sürekli duymuĢtur ve duymaya devam edecektir.
E)
ĠletiĢim her zaman yazılı olmalıdır.
4.
AĢağıdakilerden hangisi, insanların karĢılıklı konuĢmalarını hatta mektuplaĢmalarını
tanımlar?
A)
Sözlü iletiĢim
B)
Yazılı iletiĢim
C)
Sözsüz iletiĢim
D)
Görsel iletiĢim
E)
Duygusal iletiĢim
5.
AĢağıdakilerden hangisi, kiĢinin, yalnız söylediklerini değil yüz, el, kol ve bedeniyle
yaptıkları iletiĢimde neyi tanımlar?
A)
Yazılı iletiĢim
B)
Sözlü iletiĢim
C)
Sözsüz iletiĢim
D)
Görsel iletiĢim
E)
Duygusal iletiĢim
DEĞERLENDĠRME
Cevaplarınızı cevap anahtarıyla karĢılaĢtırınız. YanlıĢ cevap verdiğiniz ya da cevap
verirken tereddüt ettiğiniz sorularla ilgili konuları faaliyete geri dönerek tekrarlayınız.
Cevaplarınızın tümü doğru ise bir sonraki öğrenme faaliyetine geçiniz.
ÖLÇMEVE DEĞERLENDĠRME
11
ÖĞRENME FAALĠYETĠ–2
Hayatın her alanında engellilerin özelliklerine uygun iletiĢim tekniklerini kullanarak
iletiĢim kurabileceksiniz.
Çevrenizdeki engelli insanların engel çeĢitlerine dikkat ederek rapor hazırlayıp
arkadaĢlarınızla tartıĢınız.
Bölgenizde bulunan farklı dallardaki engelli bakım merkezlerine giderek onlarla
sağlık personellerinin arasındaki iletiĢimi gözleyip topladığınız sonuçları rapor
hâline getiriniz.
2. ENGELLĠ VE ENGELLĠ ÇEġĠTLERĠ
2.1. Engellilik
Engellilikle en çok bilinen teorik yaklaĢımlar medikal, sosyal, politik, kültürel bakıĢ
açılarıdır. Bu yaklaĢımların yanı sıra engelliliğe ilgili olarak duygu ve düĢüncelerin
geliĢtirilmesine yönelik model çalıĢması da bulunmaktadır. Engellilikle ilgili ilk teorik
yaklaĢım olan medikal modelin tıpta kullanılan hastalık bakıĢından doğduğu bilinmektedir.
Bu görüĢ engelliliği bireysel bozukluklar ve biyolojiye bağlı olarak açıklamaktadır. Özellikle
“normal” olmanın çok yaygın olduğu bir dönemde ortaya çıkan bu görüĢ, engellilerin
“normal” olması için gerekenler üzerinde durur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) engelliliği üç
ayrı kategoride ele almaktadır.
Yetersizlik (ımpairment): Sağlık bakımından psikolojik, fizyolojik ve anatomik
(fiziksel) yapı veya fonksiyonlardaki eksikliği ve anormalliği ifade eder.
Özürlülük (disability): Bir aktiviteyi normal tarzda veya normal kabul edilen
sınırlar içinde gerçekleĢtirmekteki kısıtlılık veya yetersizliktir.
Engellilik (handicap): Bir yetersizlik veya özür nedeni ile yaĢa, cinsiyete,
sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak kiĢiden beklenen rollerin kısıtlanması
veya yerine getirilememesidir.
ÖĞRENME FAALĠYETĠ–2
AMAÇ
ARAġTIRMA
12
Resim 2.1: Engelli aktiviteleri
Dünya Sağlık Örgütünün bu tanımı engelli kiĢilerin “kısıtlılığı” ve“normal”
olmama durumunu vurgulamaktadır. Medikal modelin temelinde yatan “kısıtlılık” ve
bireysel patoloji görüĢünün temelinde bu tanımın önemli etkileri olmuĢtur.
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun Ġnsan Hakları Bildirgesi’ne ek 3447 Sayılı Sakat
KiĢilerin Hakları Bildirisi’nin 1. maddesine göre engelli “Normal bir kiĢinin kiĢisel ya da
sosyal yaĢantısında kendi kendisine yapması gereken iĢleri, bedensel veya ruhsal
yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu
yapamayanlar sakattır.” Ģeklinde tanımlanmaktadır. Uluslararası düzeyde kullanılan bu iki
tanıma bakıldığında normal ve kısıtlanma konusunun vurgulandığı görülmektedir. Aynı
zamanda engelli ve engelliliğe iliĢkin birden fazla kavram kullanılmaktadır.
Özellikle son zamanlarda özel ihtiyaç grupları kavramı kullanılmaya
çalıĢılmaktadır. Ancak bu kavram yoksul, korunmaya muhtaç, engelli, istismara
uğramıĢ bütün ihtiyaçları da kapsadığı için çok büyük bir genelleme yapılmıĢ
olmaktadır.
2.2. Engelli ÇeĢitleri
Engellilik hafif ve ağır engel durumu olarak ifade edilir. Hafif engelli, kendi özel
ihtiyaçlarını (yemek, tuvalet vs.) karĢılayabilen engelliler, ağır engelli, özel ihtiyaçlarını
(yemek, tuvalet vs.) bir baĢkası yardımıyla veya yaĢamsal ihtiyaçlarını tamamen bir
baĢkasının yardımıyla karĢılayabilen engellilerdir.
Farklı nedenlere bağlı olarak oluĢan engellilik temel olarak aĢağıdaki baĢlıklar gibi
incelenir.
2.2.1. ĠĢitme Engelliler
Tek veya iki kulağında doğuĢtan ya da sonradan herhangi bir sebeple çevreden gelen
sesleri algılamayan / az algılayan kiĢiler iĢitme engelli olarak tanımlanır. ĠĢitme cihazı
kullananlar da bu gruba girer. ĠĢitme engelliliğin en önemli sebepleri Ģunlardır:
13
Kronik hastalıklar,
Psikolojik ya da fiziksel travma,
Enfeksiyonlar,
Ani patlama ve kronik yüksek sese maruz kalmadır.
2.2.1.1. ĠĢitme
Engellilerle ĠletiĢim
ĠĢitme engellilerle iletiĢimde kurarken genel olarak Ģu durumlara dikkat edilir:
ĠĢitme engelli ile konuĢmaya baĢlarken konuĢmaya baĢlandığı fark ettirilir.
Duruma göre iĢaret dili kullanılır ya da kiĢinin omzuna dokunulur.
ĠĢitme engelli kiĢilerle iĢaret diliyle mi, jestle mi, yazılı ya da sözlü olarak mı
anlaĢmayı tercih edileceğine karar verilir. ĠĢitme engelli kiĢinin konuĢmasını
anlamakta güçlük çekiyorsanız bunun ona bildirilmesi gerekir.
Uzun ve karmaĢık konuĢmalar gerektiren durumlarda iĢ görüĢmesi, doktor
muayenesi ya da hukuki görüĢmeler gibi durumlarda bir iĢaret dili / tercümanı
kullanılması önerilir. Daha basit diyaloglarda yazıyla anlaĢmak yeterli olabilir.
ĠĢitme engelli kiĢiyle iĢaret dili tercümanı aracılığıyla konuĢuluyorsa iĢitme
engelli kiĢiye bakarak konuĢulmalı ve onunla göz teması kurulmalıdır.
Pencere gibi bir ıĢık kaynağının önündeyseniz ve sırtınız ıĢık kaynağına
dönükse ıĢık karĢınızdaki insanın gözünü kamaĢtırabilir ve dudaklarınızı
okumaya çalıĢan engellinin yüzünüzü seçmesini zorlaĢtırabilir. Böyle bir
durumda ıĢık kaynağına sırt dönülmemelidir.
KiĢinin anlamadığı cümleleri tekrarlamak yerine, söylemek istenilen farklı
Ģekilde ifade edilmelidir.
Açık anlaĢılır kelimelerle tane tane konuĢulmalıdır. Böylece engelliler dudak
okuyabilir.
KonuĢurken sakız çiğnenmemeli, sigara içilmemeli ya da elle ağız
kapatılmamalıdır.
ĠĢitme engellilerle bağırarak konuĢulmamalı, iĢitme cihazı kullanıyorsa normal
ses düzeyi duyması için yeterli olur. Bağırmanız rahatsızlığa sebep olabilir.
ĠĢitme engelliler için konferans salonlarının ön sıralarından yer ayrılmasına
özen gösterilir.
Salonun ıĢıklandırmasının iyi olmasına dikkat edilmelidir.
Jest ve mimikler, iĢitme engellilerin mesajları doğru algılamaları açısından
önemlidir. Bu nedenle jest ve mimikler iyi ve yerinde kullanılmaya gayret
edilmelidir.
2.2.2. KonuĢma Engelliler
ÇeĢitli sebeplerle konuĢmada duraklama, kekeleme, konuĢmanın dinleyenler
tarafından anlaĢılamaması konuĢma engelli olarak tanımlanabilir. KonuĢma engelliliğine
sebep olan durumları Ģöyle sıralayabiliriz:
Felç olanlar ya da felç geçirmiĢ kiĢiler,
ĠĢitme güçlüğü çekenler,
Fiziksel veya ruhsal travmaya maruz kalanlar,
14
Ağız ve boğaz anatomisi doğuĢtan veya sonradan herhangi bir sebeple
bozulmuĢ olanlar,
Ağız, boğaz tümör kanserleri ve diğer kronik hastalıklar,
KonuĢma cihazı kullananlardır.
2.2.2.1. KonuĢma Engellilerle ĠletiĢim
KonuĢma engellilerle iletiĢim kurarken aĢağıdaki hususlara dikkat edilir:
Engelli kiĢilerle göz seviyemizi eĢit tutmaya ve ismiyle hitap etmeye özen
gösterilmelidir.
KarĢınızdaki kiĢi dikkatle dinlenmeli, sözü kesilmemeli ve bitirmesi için acele
edilmemelidir.
Özellikle telaffuzda zorlandığı kelimelerde müdahale edilmemeli, bunun yerine
refakat eden kiĢiden yardım istenmelidir.
Anlamakta güçlük çekiliyorsa anlamıĢ gibi davranılmamalı söylediklerinin
tekrarlanması istenmelidir.
KiĢinin ne söylediği hâlâ anlaĢılamadıysa bir kâğıda yazması istenmelidir.
Anlamakta güçlük çekiliyorsa sessiz ortamlarda konuĢma sağlanmalıdır.
KonuĢma engelli bireyin konuĢmasına gülünmemelidir. Etkili iletiĢim kurmak
ve ciddiye alınmak herkes için önemlidir.
Resim 2.2: KonuĢma engellilerle iletiĢim
2.2.3. Görme Engelliler
Tek veya iki gözünde tam veya kısmi görme kaybı veya bozukluğu olanların yanı sıra,
görme kaybıyla birlikte göz protezi kullananlar, renk körlüğü ve gece körlüğü olanlar görme
engelli olarak değerlendirilir.
15
Resim 2.3: Görme engelliler
2.2.3.1. Görme Engellilerle ĠletiĢim
Bağımsız hareket etme eğitimi almıĢ bir görme engelli, sokakta nasıl hareket
edeceğini bilir ve yardıma ihtiyaç duymayabilir. Ġhtiyaç duyduklarını fark
ettiğinizde yardım teklif edilebilir.
Görme engelli bireylerle iletiĢime geçmeden önce birey kendini tanıtmalı, grup
içindeyse diğer kiĢilerle tanıĢtırılmalıdır.
Görme engelliler kollarından destek aldıklarından kol kola girilmemeli onun
sizin kolunuza girmesine izin verilmelidir.
Görme engelli bireyin hızına uyum sağlanmalı ve yol göstermek amacıyla bir
adım önden yürünmelidir. Yürürken önünüze çıkan merdiven, çukur gibi
engeller karĢısında uyarılmalıdır.
Yön tarif edilecekse “Ģuradaki”, “ötedeki”, “yandaki” gibi ifadeler yerine
“sağındaki”, “solundaki” gibi ifadeler kullanılmalıdır.
Görme engelli ortamda yalnız bırakılacaksa önce ona söylemeli ve çıkıĢın
nerede olduğu tarif edilmelidir. Duvar, masa gibi dokunabileceği bir Ģeyin
yanında bırakılmalıdır.
Görme engelli kiĢinin bastonuna dokunulmamalı, baston yere bırakılırsa
bastonun yeri değiĢtirmemeli, değiĢtirilirse söylenmelidir.
Görme engelli müĢterilere, restoran menüleri, duyurular gibi yazılı metinleri
okunmalı bu konuda duyarlı davranılmalıdır.
Görme engelli birine yemek servisi yapıldığında tabakta hangi yiyeceklerin
nerede bulunduğu söylenmelidir.
Az gören kiĢilerin rahat okuyabilmeleri için satır aralıkları geniĢ olmalı, uygun
bir zemin üzerine kolay okunabilir yazı karakterleri kullanılmalı, tabela ve
iĢaretlerde birbirine zıt renkler kullanılmalıdır.
IĢıklandırmada parlak ıĢık kullanılmamalıdır.
Görme engellilerin çalıĢtığı iĢyerinde yapılan fiziksel değiĢiklikler hakkında
bilgilendirilmelidir.
16
2.2.4. Tekerlekli Sandalyeye Bağlı Engelliler
DoğuĢtan veya sonradan oluĢan sebeplerle bireyin özellikle alt eklemlerini
kullanamamasıdır. Tekerli sandalye kullananlar farklı özür derecelerine ve kabiliyetlere
sahiptir.
Resim 2.4: Tekerlekli sandalyeye bağlı engelli
2.2.4.1. Tekerlekli Sandalyeye Bağlı Engelliler ile ĠletiĢim
Engelli kiĢilerle göz seviyesinde iletiĢim kurulmalı ve ismiyle hitap edilmelidir.
Tekerlekli sandalye kullanan bireylerin kiĢisel alanına saygı gösterilmelidir.
Tekerlekli sandalye kullanan engelli bireyden izin alınmadan bireye yardım
edilmemelidir.
Engelli birey baĢka bir özründen dolayı konuĢamıyorsa kaldırım, merdiven gibi
yerlerden çıkarırken ya da yokuĢ aĢağı indirirken sandalyenin ön tekerlekleri
yukarı kaldırılmalıdır.
Tekerlekli sandalyeli bireylerin kullanacakları araç gereç ulaĢabilecekleri
yerlere konmalıdır. DolaĢtıkları yollar üzerinde onları engelleyecek eĢyalar
bırakılmamalıdır.
Tekerlekli sandalye kullanan birey ile konuĢurken sandalye onunkiyle aynı
seviyeye getirilmeli, mümkün değilse biraz mesafe bırakarak göz kontağı
kurulabilecek noktaya gelinmelidir.
Binalarda tekerlekli sandalye kullanıcıları için hazırlanmıĢ yol ve rampalara
bireyleri yönlendirmek üzere iĢaretler konmalıdır. Gerektiğinde kendilerine bu
konuda yol gösterilmelidir.
Koltuk değneği kullananlara yardım etmeye çalıĢırken kollarından
tutulmamalıdır.
Hareket zorluğu çeken kiĢiye oturacağı yeri gösterirken sandalyenin tutacak yeri
olmasına ve yüksek olmamasına dikkat edilmelidir.
Yerler yıkandığında ya da silindiğinde zemin kayganlaĢacağından hareket
zorluğu olan kiĢiler düĢmemeleri için uyarılmalıdır.
17
2.2.5. Kısa Boya Bağlı Engelliler
KiĢinin, kalıtıma veya sonradan çeĢitli hastalıklara bağlı olarak emsallerine ve
ortalamaya göre boyunun kısa olmasıdır. Toplumdaki kısa boylu bireyleri iki kategoride ele
alabiliriz.
Normal kısa boyluluk: Toplumdaki kısa boyluların %80-85’i kalıtımsaldır. Bu
durum “normal kısa boyluluk” olarak adlandırılır.
Patolojik kısa boyluluk: Toplumdaki kısa boyluların %10-15 oranında görülen
kısa boyluluk çeĢitli hastalıklara bağlıdır ve buna “patolojik kısa boyluluk”
denmektedir.
Hastalığa bağlı boy kısalıklarında boy uzunluğu kadınlarda 130 ile 140 cm, erkeklerde
140 ile 150 cm arasında değiĢmektedir. Türkiye’de görülen kısa boyluluğun baĢta gelen
sebebi, uzun süreli beslenme bozukluğudur.
2.2.5.1. Kısa Boya Bağlı Engellilerle ĠletiĢim
Kısa boya bağlı engellilerde iletiĢimde aĢağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
Günlük hayatta kullanılan malzemelerin kısa boylu insanların uzanabileceği
yerlerde olmasına dikkat edilmelidir.
Kısa boylu insanların baĢı okĢanmamalı ya da öpülmemelidir.
Kısa boylu biriyle konuĢurken onunla aynı seviyeye gelmek ve göz kontağı
kurmaya özen gösterilmelidir.
2.2.6. Spina Bifida (Omurgaya Bağlı) Engeller
Spina bifida, insanda omurgayı oluĢturan kemiklerin omurgada bir boĢluk veya açıklık
oluĢturacak Ģekilde geliĢimlerini tamamlayamama durumudur.
DoğuĢtan gelen ve sık görülen hastalıklardan biridir. Spina bifida, ana rahminde
bebeğin omurgası geliĢirken bir ya da daha fazla omur kemiği ve omuriliğin bir kısmının iyi
geliĢmemesi sonucunda, görülür. Bu durumlarda omurilik ve sinir sisteminde değiĢik
derecelerde hasar oluĢur. Bacaklara, idrar kesesine ve kalın bağırsaklara giden sinirlerin
çalıĢmaması nedeni ile yaĢam boyu sürecek kısmi bir felç görülür.
Resim 2.5:
Spina bifida
18
2.2.6.1
.
Spina Bifidalı Engellilerle ĠletiĢim
Spina bifidalı bireylerin bacak hareketlerinde zayıflık görülebilir. Bunun için onlardan
fazla hareketli olmalarını beklememek gerekir. Bu kiĢilerin;
Üzerlerine doğru eğilerek tokalaĢma ve benzeri aktiviteleri yapmamaya özen
gösterilmelidir.
Spina bifidalı bireyler koltuk değneği kullanırken kollarından tutulmamalıdır.
Koltuk değneği kullananlara yardım etmeden önce izin istenmelidir.
Spina bifidalı çocukların çoğunda aynı zamanda mesane ve bağırsak
problemleri gözlenir. Bu durum normal karĢılanmalı, küçümseyici, alaycı bir
tavır içine girilmemeli, tedavisine yardımcı olunmalıdır.
Ġdrar ve mesane problemlerinde düzenli tıbbı kontrollerine ve tedavisine
yardımcı olunmalıdır.
Spina bifidalı çocukların zekâsı normal hatta bazen normalin üstündedir. Ancak
beyinde su birikmesi (hidrosefali) olan çocuklar tedavi edilmezse bir süre sonra
zekâ geliĢimi geri kalabilir. Bu nedenle çocuğun toplum hayatına katılması
teĢvik edilmeli ve ev ortamına mahkûm edilmemelidir.
2.2.7. Serebral Palsi
Serebral palsi, beyinde oluĢan bir hasara bağlı, kalıcı duruĢ, hareket ve denge
bozukluğudur. Beyindeki zedelenme ilerleyici değildir. Ancak çocuğun yürüme, hareket ve
dengesindeki problemler ilerleyebilir. Bu çocuklarda;
Hareket güçlüğü,
Spastisite,
Kaslarda güçsüzlük,
Ġstem dıĢı hareket,
Denge bozukluğu,
Zekâ problemleri,
Havale,
Görme bozukluları,
ġaĢılık,
ĠĢitme problemleri,
KonuĢma bozuklukları,
Beslenme bozuklukları,
Büyüme geriliği,
Salya akması ve dıĢ çürükleri görülebilir.
Serebral palsiye neden olan beyin hasarı, hamilelik esnasında annenin geçirdiği
hastalıklara, kullandığı ilaçlara, anne baba arasındaki kan uyuĢmazlığına, doğum sırasında
bebeğin oksijensiz kalmasına, doğumdan sonra geçirilen beyin kanaması, sarılık veya baĢka
hastalıklara bağlı olabilir. Serebral palsi tanısı konan çocuk, eğitim ve rehabilitasyon
çalıĢmalarından mümkün olduğunca erken yararlandırılmalıdır.
19
Resim 2.6: Serebral palsili çocuk
2.2.7.1. Serebral Palsi
Dostları ilə paylaş: |