Temel sağlik hizmetleri genel müDÜRLÜĞÜ zoonotik hastaliklar daire başkanliğI zoonotik hastaliklar


Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı  Tel: 0312 585 13 90-91     Faks: 0312 434 31 06



Yüklə 4,93 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə13/22
tarix23.02.2017
ölçüsü4,93 Kb.
#9479
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   22

Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı  Tel: 0312 585 13 90-91     Faks: 0312 434 31 06
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Viroloji Laboratuar Şefliği Tel: 0312 458 20 72 Faks: 0312 458 23 88

Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi  Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 123 -
TULAREMİ HASTALIĞI
ICD 10 KODU: A21
Amaç: Katılımcıların tularemi hastalığı hakkındaki bilgi düzeylerini artırmak. 
 
ÖĞRENİM HEDEFLERİ
Bilgi alanı öğrenim hedefleri:
Tularemi hastalığına ilişkin; 
1 Vaka tanımını söyleyebilmeli
2. Etkeninin temel özelliklerini sıralayabilmeli
3. Epidemiyolojisini açıklayabilmeli
4. Etkeninin tabiattaki bulaş döngüsünü açıklayabilmeli
5. Bulaş yollarını açıklayabilmeli
6. Risk gruplarını sıralayabilmeli 
7. Klinik bulgularını yorumlayabilmeli 
8. Tanı koyma kriterlerini söyleyebilmeli
9. Ayırıcı tanısındaki hastalıkları ayrıştırabilmeli
10. Bildirim özelliklerini söyleyebilmeli
11. Sevk kriterlerini sıralayabilmeli
12. Tedavisini açıklayabilmeli
13. Korunmak için gerekli önlemleri sıralayabilmeli
Tutum Alanı Öğrenim Hedefleri:
Genel korunma önlemlerinin farkında olma
1. 
Risk gruplarında bulunan kişilerde tularemi belirti ve bulguları ile karşılaşıldığında 
2. 
hastalığı araştırma gerekliliğinin farkında olma
YÖNTEM:
Görsel işitsel eğitim araçları ile sunum
Küçük grup çalışması
Vaka tartışması
Soru-cevap
SÜRE: 45 dk x2
ARAÇ GEREÇ: 
Küçük çalışma grubu masaları
Küçük kağıtlar
Cam fanus (Ya da kağıtları toplamak için bir kap)
Flip chart, kağıtları, kalemleri
Barkovizyon
Örnek vaka materyali 

Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 124 -
KAYNAKLAR
Acha PN, Szyfres B. Zoonoses and communicable diseases common to man and   animals. 
1. 
Pan American Health Organization, 2003.
 Akalin H, Helvaci S, Gedikoğlu S. 
2. 
Re-emergence of tularemia in Turkey. Int J Infect Dis. 
2009;13(5):547-51.
Aygen B, Metan G. İnsanlarda tularemi. Doğanay  M, Altıntaş N (editörler). Zoonozlar : 
3. 
Hayvanlardan İnsanlara Bulaşan Hastalıklar, Bilimsel Tıp Yayınevi : Ankara, 2009 :255-
262. 
Centers for Disease Control and Prevention. Tularemia-United States,1999-2000. MMWR 
4. 
Morb Mortal Wkly Rep 2002; 51: 181-4.
Conlan JW. Vaccines against Francisella tularensis--past, present and future. Expert Rev 
5. 
Vaccines 2004; 3: 307-14.
Çelebi G, Baruonu F, Ayoglu F, et al. Tularemia, a reemerging disease in northwest Turkey: 
6. 
Epidemiological investigation and evaluation of treatment responses. Jpn J Infect Dis 2006; 
59: 229-34.
Dedeoglu Kilinc G, Gurcan S, Eskiocak M, Kilic H, Kunduracilar H. Investigation of 
7. 
tularemia seroprevalence in the rural area of Thrace region in Turkey. Mikrobiyol Bul 2007; 
41: 411-8.
Ellis J, Oyston PC, Green M, Titball RW. Tularemia. Clin Microbiol Rev 2002; 15: 631-
8. 
46.
Gerçeker D. Francisella. Ustaçelebi Ş (editör). Temel ve Klinik Mikrobiyoloji. Ankara: 
9. 
Güneş Kitabevi, 1999: 567-71.
Gurcan S, Otkun MT, Otkun M, Arikan OK, Ozer B. An outbreak of tularemia in Western 
10. 
Black Sea region of Turkey. Yonsei Med J 2004; 45: 17-22.
Gurcan S, Eskiocak M, Varol G, et al. Tularemia re-emerging in European part of Turkey 
11. 
after 60 years. Jpn J Infect Dis 2006; 59: 391-3.
Helvaci S, Gedikoglu S, Akalin H, Oral HB. Tularemia in Bursa, Turkey: 205 cases in ten 
12. 
years. Eur J Epidemiol 2000; 16: 271-6.
Karadenizli A, Gurcan S, Kolayli F, Vahaboglu H. Outbreak of tularaemia in Golcuk, 
13. 
Turkey in 2005: Report of 5 cases and an overview of the literature from Turkey. Scand J 
Infect Dis 2005; 37: 712-6.
Krauss H, Weber A, Apel M, et al. Zoonoses: Infectious Diseases Transmissible from 
14. 
Animals to Humans. Washington: ASM Press, 2003.
Ozdemir D, Sencan I, Annakkaya AN, et al. Comparison of the 2000 and 2005 outbreaks of 
15. 
tularemia in the Duzce region of Turkey. Jpn J Infect Dis 2007; 60: 51-2.
Sahin M, Atabay HI, Bicakci Z, Unver A, Otlu S. Outbreaks of tularemia in Turkey. Kobe 
16. 
J Med Sci 2007; 53: 37-42.
Tarnvik A, Berglund L. Tularemia. Eur Respir J 2003; 21: 361-73.
17. 
 WHO Guidelines on Tularemia. World Heath Organization, Geneva, 2007.
18. 

Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi  Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 125 -
İŞLENİŞ
I. OTURUM
Oturumun Konu Başlıkları:  Tularemi Hastalığı Tanımı ve Etkeni, Epidemiyoloji, Hastalık 
Etkeninin Tabiattaki Döngüsü, Bulaşma Yolları, Risk Grupları, Klinik Bulguları, Tanı 
Öğrenim Hedefleri:
Vaka tanımını söyleyebilmeli
1. 
Etkeninin temel özelliklerini sıralayabilmeli
2. 
Epidemiyolojisini açıklayabilmeli
3. 
Etkeninin tabiattaki bulaş döngüsünü açıklayabilmeli
4. 
Bulaş yollarını açıklayabilmeli
5. 
Risk gruplarını sıralayabilmeli 
6. 
Klinik bulgularını yorumlayabilmeli 
7. 
Tanı koyma kriterlerini söyleyebilmeli
8. 
Ayırıcı tanısındaki hastalıkları ayrıştırabilmeli
9. 
YÖNTEM:
Görsel-işitsel eğitim araçları ile anlatma yöntemi
SÜRE: 45 dk
ARAÇ GEREÇ: 
Post-it
Flip-chart
Barkovizyon
Renkli Karton
TULAREMİ HASTALIĞI
HASTALIĞIN TANIMI
Tularemi dünyanın pek çok farklı coğrafyasından rapor edilen önemli bir zoonotik 
hastalıktır. “Francis” hastalığı, geyik sineği ateşi, tavşan ateşi ve “Ohara” hastalığı gibi değişik 
isimler de bu hastalığı tanımlamak için kullanılmıştır. 
Tularemi, 
Francisella tularensis tarafından insanlarda ve hayvanlarda oluşturulan, 
birçok yönüyle vebaya benzeyen bir hastalıktır. Etken genellikle hayvanlarda hastalık 
oluşturur, özellikle de kemiricilerde septisemi şeklinde seyreder. Bu hastalık, hayvanlardan 
insanlara da geçebilmektedir. Günümüzde 
F. tularensis, potansiyel biyoterör etkeni olarak 
kabul edilmektedir.

Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 126 -
HASTALIK ETKENİ
F. tularensis, aerobik, katalaz-pozitif, oksidaz-negatif, pleomorfik bir Gram-negatif 
kokobasildir. Gram boyası ile zayıf boyanır. Bipolar boyanma özelliği vardır. Hücre duvarı 
yağ asitleri açısından zengindir. Bu bakteri suda, çamurda ve bütünlüğü bozulmuş kadavrada 
aylarca yaşayabilir. Bazı suşlar virülansı artıran lipidden zengin bir kapsül içerir. Genelde rutin 
olarak kullanılan besiyerlerinde üretilemez. Koloniler sülfidril içeren glikoz sistein kanlı agar, 
modifiye Thayer-Martin besiyeri gibi besiyerlerinde aerobik şartlarda 37°C’de iki-dört gün 
içerisinde görünür hale gelir. Kültür için alınan örneklerin laboratuara transportu için kömürlü 
taşıma besiyerleri kullanılabilir. 
F. tularensis’in; F. tularensis subsp. tularensis (nearctica, biyovar tip A), F. tularensis 
subsp. palaeartica (holarctica, biyotip B), F. tularensis subsp. mediasiaticaF. tularensis subsp. 
novicida olmak üzere dört alt türü vardır. F. tularensis subsp. tularensis (nearctica, biyovar tip 
A), 
F. tularensis subsp. palaeartica (holarctica, biyotip B)’ya göre daha ağır bir klinik tabloya 
yol açar.
EPİDEMİYOLOJİ
Tularemi özellikle Kuzey Yarımkürede, Asya ve Avrupa’da 30°-71° enlemler arasında 
daha sık görülmektedir.  Kuzey Amerika’da iki epidemiyolojik formu tanımlanmıştır. Çoğunlukla 
tavşan ve kene kaynaklı; daha az olarak da su kaynaklı bulaş söz konusudur. Tavşan ve kene 
kaynaklı olgular, daha çok  
F. tularensis Jellison tip A ile, su kaynaklı bulaş F. tularensis Jellison 
tip B  ile oluşmaktadır.  
Hastalık Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde orta-batı ve dağlık yerlerde endemiktir. 
İkinci Dünya Savaşından sonra, Doğu Avrupa ülkelerinde, özellikle Rusya’da tularemi 
salgınları meydana gelmiştir. Bin dokuz yüz seksen iki yılında, İtalya’nın Toskana bölgesinde 
su kaynaklı orofarengeal formda salgın gözlenmiş; Ekim 1999-Mayıs 2000 tarihleri arasında 
da savaş sonrası Kosova’da farenjit ve servikal lenf adenopati (LAP) ile seyreden bir salgın 
bildirilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda Kosova’daki salgının biyolojik savaş nedeniyle 
değil, doğa kaynaklı olduğu belirtilmektedir. Kuzey Avrupa ülkelerinden Finlandiya ve İsveç’te 
tularemi endemiktir. Avusturya, Almanya, İspanya, Macaristan ve Bulgaristan’da da tek tek 
vakalar halinde bildirilmektedir.  
Ülkemizde ilk tularemi salgını 1936 yılında Lüleburgaz’dan bildirilmiştir. Samsun, 
Bursa, Kocaeli, Eskişehir, Antalya, Edirne, Ankara ve Kars’tan farklı yıllarda salgınlar rapor 
edilmiştir. Ülkemizde yaşanan salgınların su kaynaklı oldukları belirtilmektedir. Çeşitli 
bölgelerinde rapor edilen tularemi salgınlarının illere ve mevsimlere göre dağılımı Tablo 1’de 
özetlenmiştir. Bursa’nın Karacabey ilçesinde 2000’li yıllarda yeni bir salgın başlamış olup 
özellikle Marmara Bölgesinde aktivitesini devam ettirmektedir. 
Ülkemizde insan tularemi vakalarının son yıllarda artmasının nedeni; bazı ekolojik 
dengelerin değişmesi ile izah edilmeye çalışılmaktadır. Yaz aylarında kene sayısının belirgin 
olarak artması, kış aylarında ise bazı yörelerde yabani tavşan avcılığının artması tularemi vaka 
sayısının artmasına neden olduğu düşünülmektedir.

Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi  Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 127 -
HASTALIK ETKENİNİN TABİATTAKİ DÖNGÜSÜ
F. tularensis’in konağı kabul edilen 125’ten fazla hayvan türü bildirilmektedir. Tavşan, 
çeşitli vahşi kuşlar, sıçan, fare, sincap, kene, kedi, köpek, koyun ve ayı gibi pek çok hayvan, 
bakteri için konak görevi yaparlar. İnsanlara hastalık genelde enfekte hayvanlarla veya bunların 
sekresyonlarıyla temas sonucunda bulaşır. Kene veya çeşitli böcek ısırıkları bulaşa neden 
olabilirler. Şekil 1’de enfeksiyonun doğadaki döngüsü şematize edilmiştir. 
HASTALIĞIN BULAŞMA YOLLARI
 
İnsanlara bulaş, enfekte hayvanlar veya enfekte böcekler tarafından olmaktadır. 
Bu enfeksiyon özellikle yabani hayvanların enfekte çıkartıları, kanları veya iç organları ile 
direkt temas sonucu gelişir. 
F. tularensis küçük deri lezyonlarından veya konjonktiva gibi 
mukozalardan vücuda girer. Deri ve mukozalar için bakterinin enfeksiyon dozu 10 bakteri olarak 
bildirilmektedir. Kene, bit, pire ve sinek gibi insektlerin enfekte kedi veya sincapları ısırdıktan sonra 
insanları da ısırmasıyla enfeksiyon insanlara bulaşır. İkinci bulaş yolu da solunum yolları
Tablo 1. Ülkemizde çeşitli bölgelerden rapor edilen tularemi salgınları
Coğrafi bölge
Yıl
Mevsim*
Olgu sayısı
Trakya (Lüleburgaz)
1936
Yaz
150
Trakya (Lüleburgaz)
1945
İlkbahar
18
Antalya
1953
Sonbahar
200
Bursa
1988
Kış
61
Ankara
1998
Kış
16
Düzce
2001
Sonbahar
21
Suluova
2004
Kış
41
Düzce
2005
Kış
11
Sarıkamış, Kars
2004
Kış
44
Sarıkamış, Kars
2004
Sonbahar
7
Sarıkamış, Kars
2005
Kış
5
* İlk olgunun saptandığı ay itibariyle
F. tularensis ile 
enfekte vahşi 
hayvanlar; tavşan, 
hamster, fare, sıçan, 
sincap
İnek
Koyun
Kedi
Köpek
Kontamine 
materyal ile 
temas
Av hayvanları ile temas
Kontamine su içme ve 
et yeme
Isırık
Kene
Pire
Sivrisinek
İnsan
Şekil 1. Tularemide enfeksiyonun tabiattaki bulaş döngüsü

Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 128 -
ile olur. Kırsal alanda kemiricilerin dışkı, idrar gibi çıkartılarıyla kontamine olmuş tahılların 
hasatı esnasında veya tahıl depolarında çalışanların bakteriyi tozlarla inhale etmesi sonucu 
solunum sisteminde enfeksiyon gelişir. Solunum yollarıyla bulaşta enfeksiyon dozu 10–50 
bakteri olarak belirtilmektedir. Üçüncü bulaş yolu ise kontamine gıdaların yenilmesi veya 
suların içilmesi ile oluşur. Oral bulaş için enfeksiyon dozu 10
8
 bakteri olarak verilmektedir.
RİSK GRUPLARI
Enfeksiyonun endemik veya hiperendemik olduğu bölgelerde kırsal kesimde 
• 
yaşayanlar; 
Köylüler,

Çiftçiler,

Avcılar, 

Kasaplar, 

Ahçılar, 

Endemik bölgeye seyahat edenler.

Laboratuar personeli (tularemi bakterisi izolasyonu ile uğraşanlar). 
• 
KLİNİK BULGULAR
Tularemide klinik bulgular bakterinin giriş yeri, inokülasyon dozu, virülansı ve konağın 
immün durumuna göre değişir. Subklinik seyreden hafif klinik tablolardan, ağır sepsis klinik 
tablolarına kadar değişen, hatta ölümle sonuçlanan farklı klinik tablolar görülebilir. Hastalığın 
inkübasyon periyodu genelde 2-10 gündür (1-21 gün arasında değişebilir). Hastada inkübasyon 
periyodundan sonra semptomlar baş  ağrısı, halsizlik, artralji ve ateş gibi akut semptomlarla 
başlar. Takip eden semptomlar hastalığın lokalizasyonuna göre değişir.
Karşılaşılan klinik tablo; ülseroglandüler, glandüler, orofaringeal (Resim 1 ve 2), 
oküloglandüler (Resim 3), sistemik (tifoid), pulmoner ve gastrointestinal şekilleri olmak 
üzere özetlenebilir. Tulareminin sık karşılaşılan klinik formlar ve temel özellikleri Tablo 2’de 
özetlenmiştir.
Resim 1. Tularemi-Orofarenks tutulumu-Orofarengeal form (Prof. Dr. Safiye Helvacı-Prof. Dr. 
Halis Akalın Arşivi, Bursa)

Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi  Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 129 -
Resim 2. Tularemi-Orofarenks tutulumuna bağlı servikal LAP-Orofarengeal form (Prof. Dr. 
Safiye Helvacı-Prof. Dr. Halis Akalın Arşivi, Bursa).
Resim 3. Tularemi-Oküloglandüler form (Prof. Dr. Safiye Helvacı-Prof. Dr. Halis Akalın 
Arşivi, Bursa).

Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 130 -
Enfekte hayvan ile temas veya kene ısırığı sonrası gelişen deri lezyonları ve lenfadenopati, 
hastalarda tularemi hastalığını akla getirmelidir. En sık karşılaşılan klinik şekil, ülseroglandüler 
tularemidir. Mikroorganizmanın giriş yerinin etrafında kırmızı renkli papüler bir lezyon oluşur. 
Papülün oluştuğu yere yakın bölgede lenfadenopati ortaya çıkar. Daha sonra ülserasyon gelişir, 
birkaç hafta içerisinde iyileşir ve eskar bırakır. Bunun dışında tularemide deride eritema 
nodozum, makülopapüler döküntü ve eritema multiforme gibi belirtiler görülebilir. Döküntü 
genelde semptomların ikinci haftasında ortaya çıkar.
Sistemik seyirli tularemide (tifoid), ateşle beraber rölatif bradikardi ve hepatosplenomegali 
vardır. Yüksek mortalite ile seyreder. En sık görülen komplikasyon tedavi verildikten sonra 
gelişen lenf nodu süpürasyonudur. Ağır seyreden olgularda endotoksemi, dissemine intravasküler 
koagülasyon, rabdomiyoliz, akut böbrek yetmezliği ve hepatit gelişebilir. Uygun antimikrobiyal 
tedaviye rağmen nadir de olsa menenjit, ensefalit, perikardit, peritonit ve trombofilebit gibi 
komplikasyonlar gelişebilmektedir.

Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi  Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 131 -
TANI
Endemik bölgede yaşama veya endemik bölgeye seyahat, muhtemel enfekte hayvan 
ile temas hikayesinin olması, lenfadenopati olan hastalarla aynı çevrede yaşayan kişilerde de 
benzer bulguların saptanması tularemiyi akla getirmelidir.
Tularemi tanısı;
Hasta hikayesi (endemik bölgede yaşama, seyahat, kene ısırması, avcılık, kemirici 
• 
hayvanlar ile temas gibi),
Hasta materyalinin Gram boyası ile boyanmasında, bipolar boyanan Gram negatif 
• 
kokobasillerin görülmesi,
Hasta materyalinden kültür ile 
• 
F. tularensis’in izolasyonu,
Hasta materyalinde PCR pozitifliği,
• 
Pozitif serolojik testler (tüp aglutinasyonu testi, indirekt hemaglutinasyon testi, ELISA 
• 
gibi)
Tularemide klinik forma göre uygun laboratuar örnekleri alınır. Uygun bakteriyolojik 
kültür için lenf nodu aspirasyonu, püy, orofarengeal sürüntü, konjonktiva sürüntüsü, 
gastrik aspirasyon, balgam ve kan örneği alınmalıdır. Tularemi şüphesi ile alınan örnekler
Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği referans laboratuarlarına, uygun şartlarda bekletilmeden 
gönderilmelidir. 
Hasta örneklerinin kültürü veya polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile bakteriyel 
antijenlerin belirlenmesi tanıyı koydurur. Tularemi tanısında kullanılan PCR özgünlüğü ve 
duyarlılığı yüksek bir test olmasına rağmen, rutin kullanılmasında zorluklar vardır.
Tanıda tüp aglutinasyon testi ve indirekt hemaglutinasyon testi gibi serolojik testler 
rutin olarak kullanılmaktadır. Bu testlerin yanı sıra ELISA testi de tanıda kullanılabilir. 
Serolojik testlerde 
Brucella türleri, Proteus OX19 ve Yersinia türleri ile çapraz 
reaksiyonlara dikkat edilmelidir. 

Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 132 -
II. OTURUM
Oturumun Konu Başlıkları: Ayırıcı Tanı, Olgu Bildirimi, Sevk Kriterleri, Tedavi, Korunma 
ve Kontrol. 
Öğrenim Hedefleri:
Ayırıcı tanısındaki hastalıkları ayrıştırabilmeli
1. 
Bildirim özelliklerini söyleyebilmeli
2. 
Sevk kriterlerini sıralayabilmeli
3. 
Tedavisini açıklayabilmeli
4. 
Korunmak için gerekli önlemleri sıralayabilmeli
5. 
YÖNTEM:
Görsel-işitsel eğitim araçları ile anlatma yöntemi
SÜRE: 45 dk
ARAÇ GEREÇ: 
Flip-chart
Barkovizyon
Post-it
Renkli Karton
AYRICI TANI
Tularemide karşılaşılan bulguların çeşitliliği ayırıcı tanıda pek çok enfeksiyon 
hastalığının düşünülmesini gerektirmektedir. Tulareminin klinik formlarına göre ayırıcı tanıda 
düşünülmesi gereken hastalıklar Tablo 3’te özetlenmiştir.
BİLDİRİM VE SÜRVEYANS
 
Tularemi, son yıllarda Marmara Bölgesi’nde (özellikle Bursa ve Kocaeli illerinde) 
epidemi yapan bir hastalıktırBu hastalık bildirimi zorunlu C grubu hastalıklar arasında yer 
almaktadır. Bildirim ve sürveyans “Bulaşıcı Hastalıkların İhbarı ve Bildirim Sistemi Standart 
Tanı, Sürveyans ve Laboratuar Rehberi”ne göre yapılmalıdır.
Tularemi tanısı koyan hekim Sağlık Bakanlığı’nın güncel bildirim formlarını doldurarak 
ilgili sağlık müdürlüğüne göndermekle yükümlüdür. 
Olgu bildirimleri vaka tanımlamasına şüpheli, olası veya kesin olmak üzere üç şekilde 
yapılır.
Şüpheli vaka: Tularemi ile uyumlu klinik bulguları olan vakada aşağıdakilerden en az birinin 
bulunması durumu;
Son bir ay içerisinde tularemi bildirilen bir bölgede bulunmuş olmak,
1. 
Son bir ay içinde riskli temas öyküsünün varlığı (klorlanmamış su içmek, yabani hayvanla 
2. 
temas, kene ısırığı, hayvan leşleriyle temas),
Beta laktam grubu antibiyotiklere yanıt vermeyen akut tonsillo farenjit.
3. 

Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi  Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 133 -
Tablo 3. Enfeksiyon etkeninin giriş yerine göre tulareminin ayırıcı tanısında düşünülmesi 
gereken hastalıklar
KLİNİK FORM
AYIRICI TANIDA DÜŞÜNÜLMESİ 
GEREKEN HASTALIKLAR
OROFARENGEAL FORM
Streptokok tonsillofarenjiti
 
Enfeksiyöz mononükleoz
 
Adenovirüs enfeksiyonu
 
Difteri
 
ÜLSEROGLANDÜLER ve 
GLANDÜLER FORM
Pyojenik bakteriyel deri ve yumuşak 
 
doku enfeksiyonları
Kedi tırmığı hastalığı
 
Deri şarbonu
 
Sifiliz
 
Şankroid
 
Lenfogranüloma venereum
 
Deri tüberkülozu
 
Non tüberküloz mikobakteriler
 
Toksoplazmoz
 
Sporotrikoz
 
Fare ısırığı hastalığı
 
Veba
 
Lenfoma
 
OKÜLOGLANDÜLER FORM
Bakteriyel ve viral konjonktivitler 
 
Sifiliz
 
Kedi tırmığı hastalığı
 
PULMONER FORM
Mycoplasma pneumonia 
 
pnömonisi
Legionella 
 
pnömonisi
Chlamydia pneumoniae 
 
pnömonisi
Q ateşi
 
Psittakoz
 
Tüberküloz
 
Derin mantar enfeksiyonları
 
İnfluenza pnömonisi
 
SİSTEMİK (TİFOİDAL) FORM
Salmonelloz
 
Bruselloz
 
Legionella
 
 infeksiyonu
Q ateşi
 
Yaygın tüberküloz
 
Yaygın mantar enfeksiyonu
 
Riketsiyoz
 
Malarya
 
Endokardit
 

Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 134 -
Olası vaka: Şüpheli vakada aşağıdakilerden en az birinin bulunması durumu;
Aşılanmamış veya daha önce tularemi geçirmemiş vakada tek serum örneğinde 1/160 ve 
1. 
üzeri titrede antikor varlığı,
Klinik örneklerde PCR pozitifliği,
2. 
Klinik örneklerde ELISA, floresan mikroskopi vb. incelemelerde antikor veya antijen 
3. 
pozitifliği.
Kesin vaka: Şüpheli vakada aşağıdakilerden en az birinin bulunması durumu;
Klinik örneklerden 
1. 
F. tularensis izolasyonu
En az 10 gün arayla tekrarlanan serolojik incelemede antikor titresinde en az dört kat 
2. 
artış.
NOT: Tularemi incelemeleri yalnızca Yetkili/Referans laboratuarda yapılır!
SEVK KRİTERLERİ
Birinci basamakta tularemi hastalığı tanısı koymak oldukça zordur. Tularemi tanısı 
için hasta materyallerinin bakteriyolojik kültür ve serolojik testler için Sağlık Bakanlığı’nın 
belirlediği referans laboratuarlarına gönderilmesi gerekir. Uygun hasta örnekleri alınıp sağlık 
müdürlüğü aracılığı ile referans laboratuarlarına gönderilmek koşulu ile, klinik tablosu  ağır 
olmayan (ülseroglandüler, glandüler, oküloglandüler) tularemi olguları, en yakın enfeksiyon 
hastalıkları uzmanının görüşü de alınarak birinci basamakta tedavi edilebilir. Tedaviye alınan 
olguların ihbarı mutlaka yapılmalıdır. 
Orofaringeal, tifoidal, akciğer veya gastrointestinal tularemi düşünülen olgular, hasta ile 
ilgili gerekli bilgiler yazılarak, enfeksiyon hastalıkları uzmanının olduğu bir yataklı tedavi 
kurumuna, hasta bekletilmeden sevk edilmelidir.
Yüklə 4,93 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin