The Journal of Academic Social Science Studies
International Journal of Social Science
Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS2304
Number: 25-I , p. 125-138, Summer I 2014
RİSKLİ DAVRANIŞLAR ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ:
GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMALARI
1
DEVELOPMENT RISK BEHAVIOURS SCALE:
VADILITY AND RELIABILITY STUDIES
Yrd. Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM
Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Anabilim Dalı
Prof. Dr. Tuncay ERGENE
2
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Anabilim Dalı
Özet
Ergenlerde görülen riskli davranışların en önemli sonuçlarından biri büyük
ölçüde gençlikte ve yetişkinlikte ölüme, hastalığa, engele, sosyal ve psikolojik
problemlere neden olmasıdır. Bu davranışların anlaşılabilmesi adına öncelikle
ölçülmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışmada da ergenlik dönemine denk gelen ve
riskli davranışların yaygın olarak görüldüğü ortaöğretim dönemindeki öğrencilerin
riskli davranışlarını ölçen bir ölçek hazırlanması amaçlanmıştır. Riskli davranışlar
antisosyal davranışlar, alkol kullanımı, sigara kullanımı, intihar eğilimi, beslenme
alışkanlıkları ve okul terki olmak üzere altı boyutta tanımlanmıştır. Ölçeğin
geliştirilmesinde Problem Davranış Kuramı temel alınmıştır. Belirlenen boyutları ölçmek
üzere hazırlanan likert tipi ölçek için yapı geçerliği çalışmaları ile iç tutarlık ve test tekrar
test güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Çalışma 2009-2010 eğitim ve öğretim yılında
Ankara ve İstanbul İllerinde öğrenimlerine devam eden ortaöğretim öğrencilerinden üç
grupla yapılmıştır. Veriler üzerinde yapılan geçerlik ve güvenirlik çalışmaları
sonucunda, 1-5 arasında puanlanan, altı boyutta 36 maddenin yer aldığı Riskli
Davranışlar Ölçeği geliştirilmiştir. Ölçekte yer alan maddelerden biri tersine
puanlanmaktadır. Ölçeğin geçerlik çalışmalarında uzman kanısı, açıklayıcı faktör analizi
ve benzeme ölçüt geçerliği yöntemleri kullanılmıştır. Benzeme geçerliliği kapsamında
Algılanan Sosyal Destek Ölçeği ile korelasyonları .-10 -.-35 arasında değişmektedir.
Ölçeğin güvenirliği için hesaplanan iç tutarlılık katsayısı.70- .91 arasında değişmektedir.
Üç hafta ara ile yapılan ölçümler sonucunda ölçeğin test tekrar test güvenirlik katsayısı
ise .56- .90 arasında olduğu bulunmuştur.
1
Bu çalışmada Dilek Gençtanırım tarafından Prof. Dr. Tuncay Ergene’nin danışmanlığında 2010 yılında
Hacettepe Üniversitesi’nde tamamlanan “Ergenlerde Riskli Davranışların Yordanması” başlıklı doktora
tezinde geliştirilen ölçeğe ilişkin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları sunulmuştur.
2
Dr. Tuncay ERGENE is supported by NIMHICORTHA Fogart International Mental Health and
Developmental Disabilities (MH/DD) Research Trainning Program (D43TW05807) at Children’s Hospital
Boston, Princible Investigator (PI): Kerim M. Munir, MD, MPH, DSC.
126
Dilek GENÇTANIRIM & Tuncay ERGENE
Anahtar Kelimeler: RDÖ, riskli davranışlar, ortaöğretim öğrencileri, geçerlik,
güvenirlik
Abstract
The studies which aim to obtain, determine the prevalence of risk behaviours
and investigate factors associated with the risk behaviours of high school students have
a great importance. Primarily, there is a need to determine these behaviours. For this
need, it is aimed to develop a scale to measure risk behaviours of high school students in
this study. Problem Behaviour Theory is based on to develop the scale. Under the study,
risk behvaiours of high school students have been discussed in six dimensions:
Antisocial behaviours, alcohol use, tobacco use, suicide tendency, nutrition habits and
school dropout. This study has been conducted on three different groups of students
who attend high school at 2009-2010 Fall semester in Ankara and Istanbul. The construct
validity, covergent validity, internal consistency and test-retest reliability of the scale
was investigated. As a result of validity studies, a likert tipe scale which consist of 36
items has been obtained. For the convergent validity of RBS, Percevied Social Support
Scale (PSSS) was used. Negative correlations have been found between the total score of
RDO and the scores of PSSS’s subscales. Internal consistency was found between .70 and
.91 and test-retest was found between .56 and .90 for total and subdimension scores of
RBS.
Key Words: RBS, risk behaviours, high school students, validity and reliability
GİRİŞ
Birçok değişimin bir arada yaşandığı ergenlik dönemi sıklıkla, çocukluktan yetişkinlik
dönemine geçişte fırtınalı bir dönem olarak tanımlanmaktadır. Ergenler, bu dönemde fiziksel
olarak olgunlaşmakta, artan sosyal ve akademik sorumluluklarıyla birlikte sosyal ve psikolojik
anlamda da gelişmektedirler. Bu dönemde bireyin inançları ve değerleri şekillenmekte; anne-
babanın ergen üzerindeki etkileri azalmakta; buna karşın akran baskısı artmaktadır. Bu önemli
dönemin bir sonucu olarak da ergenlerde pek çok davranış değişikliği meydana gelir. Bu
davranışlar hem ergenlik dönemi hem de daha sonraki gelişim dönemlerinde bireyin yaşamını
önemli düzeyde etkilemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü ergenliği, 10-19 yaşları arasını kapsayan bir gelişim dönemi
olarak tanımlamaktadır (WHO, 2009). Dünya nüfusunun yarısını 25 yaşın altındaki kişiler
oluşturmakta ve bu nüfusun yaklaşık olarak bir milyarı 10-19 yaş arası yer alan ergenlerden
oluştuğu belirtilmektedir (UNFPA, 2007; UNYR, 2007). Türkiye’de ergen nüfus yaklaşık olarak
14 milyondur, diğer bir ifade ile nüfusumuzun % 20’sini ergenler oluşturmaktadır (NVIGM,
2006; UNICEF, 2007 TUİK, 2000). Toplumların geleceği olarak görülen ergenlerin bu gelişim
dönemini sağlıklı bir biçimde geçirmeleri hem ergenlerin bireysel gelişimlerinin hem de
toplumsal gelişimin önemli bir belirleyicisi olduğu düşünülmektedir.
Diğer gelişim dönemleri ile karşılaştırıldığında riskli davranışlar en yoğun olarak
ergenlik döneminde gözlemlenmektedir (Somayaji, 2003). Riskli davranışlar genel olarak sağlığı
tehlikeye atan ve hayati tehlike yaratan, hastalık, yaralanma ve ölümle sonuçlanma olasılığı
yüksek davranışlar, olarak ifade edilmektedir (Smith, 2001). Jessor (1998), riskli davranışları
“kişisel, sosyal veya gelişimsel olarak istenmeyen sonuçlar için risk faktörleri” olarak
tanımlamıştır. Riskli davranışların bir diğer tanımı ise, “ergenlerin iyilik halini tehdit eden ve
sorumlu birer yetişkin olma hallerini engelleyen davranışlar” şeklindedir (Lindberg, Boggess ve
Williams, 2000) biçimindedir. Bu bağlamda bu davranışlar ergenlerin yaşamlarını önemli bir
biçimde tehdit edebilmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar çoğunlukla, ergenlerde riskli
Riskli Davranışlar Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları 127
davranışların ortaya çıkmasına neden olan etmenleri ve ergenleri risk faktörlerine ve riskli
davranışlara yatkın hale getiren belirtileri tanımlama üzerinde durmuştur (Cleveland ve Wiebe,
2003; Donovan, 2005; Jessor, Turbin, Costa, Dong, Zang ve Wang, 2003; Kreiter, Krowchuk,
Woods, Sinal, Lawless ve DuRant, 1999; Kokkevi, Richardson, Florescu, Kuzman ve Stergar,
2007; Sienbenbruner, Timmer-Gembeck ve Egeland 2007; Siyez, 2006). Bunun sonucunda,
ergenlerde bu tür davranışların azaltılabileceği ya da bu davranışların engellenebileceği
düşünülmektedir.
Ergenlerde gözlemlenen riskli davranışların nedenlerini açıklayan görüşler arasında en
yaygın olan ve bu davranışları geniş bir perspektifle açıklayan görüş Jessor ve Jessor (1977)
tarafından yaklaşık olarak 40 yıl öncesinde ortaya atılan “Problem Davranış Kuramı (PDK)”dir.
Bu yaklaşım, riskli davranışları ergenlerdeki sosyal açıdan problem olarak tanımlanan, sosyal
normlara ve yasalara aykırı olma açısından açıklayan psikososyal bir bakış açısıdır (akt. Jessor,
1987). Bu yaklaşımda problem davranışlar alkol ve madde kullanımı, anti-sosyal davranışlar ve
riskli cinsel davranışlar gibi davranışları içermektedir. PDK riskli davranışların ergenlik
döneminde görülüp görülmemesini tek bir değişkenle açıklamak yerine kişilik sistemi,
algılanan sosyal çevre ve davranış sistemi olmak üzere üç sistemle açıklamaktadır. Bu üç
sistemin her biri kendi koruyucu faktörler ve risk faktörlerini içermektedir (Donovan, 1996;
Jessor, 1998; Jessor, Turbin, Costa, Dong, Zhang ve Wang, 2003). Yapılan çalışmalar ergenlerin
çevrelerinden aldıkları sosyal desteğin önemli bir koruyucu faktör olduğunu ortaya
koymaktadır (Barnes ve Farrell, 1992; Demaray ve Malecki, 2002; Lagana, 2004; McNeely ve
Falci, 2004; Repinski, Kuckarczak, Laing ve Boyce, 1999; Piko, 2000; Rosenfeld, Richman ve
Bowen, 2000; Simantov, Schoen, Klein, 2000; Siyez ve Aysan, 2007). Bununla birlikte,
psikososyal bir yapı içerisinde açıklanan bu riskli davranışlar, nedeni her ne olursa olsun
ergenin yaşamını ve gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ergenlerde görülen bu
riskli davranışların en önemli sonuçlarından biri büyük ölçüde gençlikte ve yetişkinlikte ölüme,
hastalığa, engele, sosyal ve psikolojik problemlere neden olmasıdır. PDK temel alınarak yapılan
çalışmalar, bu yaklaşımın ergenlerde riskli davranışları açıklamada güçlü bir yaklaşım olduğu
sonucunu ortaya koymaktadır (Kreiter, Krowchuk, Woods, Sinal, Lawless ve DuRant, 1999;
Zamboanga, Carlo ve Raffeaelli, 2004).
PDK ergenlerdeki ve gençlerdeki suçluluk, riskli cinsel davranışlar, madde ve alkol
kullanımı gibi davranışlar arasındaki ilişkileri açıklamakta temel bir modeldir. Bu kuram
temelde üç psikososyal sistem arasındaki ve içerisindeki ilişkiye dayanmaktadır: Kişilik sistemi,
algılanan çevre sistemi, davranış sistemi (Jessor ve Jessor, 1977; akt. Gillaspy, 2002). Bu
yaklaşımda problem davranış şu şekilde tamamlamaktadır: yasal ve sosyal normlara aykırı olan
baskın olan kültür tarafından onaylanmayan, otoriteye karşı olan, toplumsal yapı içerisinde
problem olarak tanımlanan davranışlardır. Bu kuramda söz edilen üç sistem olan kişilik sistemi,
algılanan çevre sistemi ve davranış sistemidir. PDK’da problem davranış bireyin kişilik sistemi
ve bireyin algılanan çevre sistemi tarafından saptanmaktadır. Bu bağlamda bu yaklaşım
problem davranışların ortaya çıkmasında hem kişisel hem de çevresel faktörlerin etkisine vurgu
yapmaktadır. Verilen tanımlardan ve açıklamalardan yola çıkarak antisosyal davranışların,
alkol, sigara kullanımının, intihar eğiliminin, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının ve okul
terkinin ergenlerin yaşamlarını fiziksel ve psikososyal açıdan tehlikeye sokan önemli risk
boyutları olduğu söylenebilir.
Türkiye’de ergenlik yıllarına denk gelen ve bu nedenle de riskli davranışların
yoğunlaştığı dönem ortaöğretim düzeyidir (Kıran-Esen, 2003; Ögel, Ekte ve Taner, 2004;
128
Dilek GENÇTANIRIM & Tuncay ERGENE
Özmen, 2006; Siyez, 2006). Bu dönemde riskli davranışların artışı okul güvenliğine ilişkin
sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle öğrencileri ve onların sergilediği riskli
davranışları anlamak son derece önem taşımaktadır. Öğrencilerin gelişimine katkı sağlamak
için saldırganlık ve şiddeti önleme, sağlıklı cinsel yaşam, alkol ve madde kullanımını önleme,
okul güvenliğini artırma gibi konularda gelecekte Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da
desteklenebilecek kanıta dayalı psikososyal müdahale programlarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bunun için öncelikle bu programların ne tür programlar olması ve bu programların hangi tür
okullarda kimlere yönelik olarak hazırlanması gerektiği belirlenmelidir. Buradan hareketle
Türkiye’de bu dönemdeki riskli davranışların neler olduklarının, yaygınlığının ve ilişkili olan
faktörlerin belirlenmesine yönelik yapılacak çalışmaların büyük önem taşıdığı görülmektedir.
Bu açıdan ele alındığında bu davranışların belirlenmesi için bir ölçme aracına ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak için bu çalışmada PDK’nın temel alındığı, ülkemizde
ergenlerde riskli davranışların belirlenmesine yönelik bir ölçme aracı geliştirilmesi
hedeflenmiştir. Ergenlik döneminde karşılaşılan riskli davranışları belirlemeye yönelik geçerli
ve güvenilir bir ölçme aracının geliştirilmesiyle bu tür davranışların açık bir biçimde ortaya
konulması ve bu yolla bunların önlenmesi için yapılacak çalışmalara yol göstermek
hedeflenmiştir. Buradan hareketle, çalışma kapsamında ergenlerin riskli davranışlarını altı
boyutta, antisosyal davranışlar, alkol kullanımı, sigara kullanımı, intihar eğilimi, beslenme
alışkanlıkları ve okul terki, ölçen likert tipi bir ölçeğin geliştirilmesi ve geçerlik, güvenirlik
çalışmalarının yapılması amaçlanmıştır.
YÖNTEM
Çalışma Grubu
Bu araştırma, genel liselerde öğrenim gören lise öğrencilerinden oluşan üç farklı
çalışma grubu üzerinde yürütülmüştür. Katılımcıların belirlenmesinde uygun örnekleme
yöntemi benimsenmiştir. Aşağıda bu çalışma gruplarının özellikleri açıklanmıştır.
Çalışma Grubu 1: Araştırmanın birinci çalışma grubunu, Ankara İli merkeze bağlı olarak
öğretim veren dört farklı genel lisede, 2009–2010 eğitim ve öğretim yılı güz döneminde
öğrenimlerine devam eden 560 öğrenci oluşturmuştur. Bu öğrencilerden 75’i ölçeğin
maddelerini eksik yanıtladıkları için değerlendirmeye alınmamış ve analizler geriye kalan 485
öğrenciden elde edilen verilerle gerçekleştirilmiştir. Bu öğrencilerin 278’i kız, 192’si erkek
öğrencilerden oluşurken 15 öğrenci cinsiyetini belirtmemiştir. Ayrıca bu öğrencilerin 273’ünü
onuncu sınıfa, 72’sini on birinci sınıfa, 137’sini ise on ikinci sınıfa devam öğrencilerdir.
Çalışmaya katılan öğrencilerden üçü ise sınıflarını belirtmemiştir. Bu öğrencilerden elde edilen
verilerle araştırma kapsamında geliştirilen Riskli Davranışlar Ölçeği’nin açıklayıcı faktör analizi
yapılmıştır.
Çalışma Grubu 2: Araştırmanın ikinci çalışma grubunu İstanbul’da Güngören İzzet
Ünver Lisesi’nde 2009-2010 bahar döneminde öğrenimlerine devam eden 62 öğrenci
oluşturmuştur. Bu öğrencilerden 33’ü kız, 29’u erkektir. Öğrencilerden 31’i onuncu sınıfa, diğer
31 öğrenci on birinci sınıfa devam etmektedir. Bu çalışma grubundan Riskli Davranışlar
Ölçeği’nin test tekrar test güvenirlik çalışması için gerekli veriler elde edilmiştir.
Çalışma Grubu 3: Araştırmanın üçüncü çalışma grubunu Ankara İli’nde merkez ilçelere
bağlı altı farklı genel liseye 2009-2010 bahar döneminde öğrenimlerine devam eden 500 öğrenci
oluşturmuştur. Bu öğrencilerden dokuzu çalışma kapsamında uygulanan ölçeklerden bazılarını
boş bıraktığı ve/veya ölçeklerde yer alan maddelerden bir çocuğuna yanıt vermediği için veri
setinden çıkarılmıştır. Analizler geriye kalan 491 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Bu çalışma
Riskli Davranışlar Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları 129
grubunda yer alan öğrencilerin 282’inikızlar, 280’ini ise erkek öğrenciler oluştururken,
öğrencilerden biri cinsiyetini belirtmemiştir. Öğrencilerin sınıflara göre dağılımı ise sırasıyla 123
dokuzuncu sınıf, 144 onuncu sınıf, 156 on birinci sınıf, 68 ise on ikinci sınıf öğrencileri
oluşturmuştur. Araştırma kapsamında ölçeğin iç tutarlılık katsayılarının ve Riskli Davranışlar
Ölçeği ile Algılanan Sosyal Destek Ölçeği puanları arasındaki korelasyonun hesaplanmasında
bu çalışma grubundan elde edilen veriler kullanılmıştır.
Veri Toplama Araçları
Riskli Davranışlar Ölçeği (RDÖ): Bu çalışmada, araştırmacılar tarafından ortaöğretim
öğrencilerindeki riskli davranışları belirlemek amacıyla anti-sosyal davranışlar, alkol kullanımı,
sigara kullanımı, intihar eğilimi, okul terki, beslenme alışkanlıkları olmak üzere altı boyuttan
oluşan bir ölçek geliştirilmiştir. RDÖ’ye ilişkin olarak yapılan geçerlik ve güvenirlik
çalışmalarının sonuçları ile ölçeğin puanlanmasına ilişkin bilgiler makalenin sonuç bölümünde
sunulmuştur.
Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ASDÖ-R): ASDÖ-R, Türk kültürüne uygun olarak
Yıldırım (2004) tarafından geliştirilmiştir. Toplam 50 maddeden oluşan ölçek, üç alt ölçekten
(AİD= Aile Desteği, ARD=Arkadaş Desteği, ÖĞD= Öğretmen Desteği) oluşmaktadır. AİD,
çocuğa gerçekten güvenmek ve onu anlamak, hatalarını düzeltmek, üstün ve güçlü yanlarını
vurgulamak, başarılarını takdir etmek gibi aile desteğini içermektedir. ARD, bir haksızlığa
uğradığında arkadaşlarınca gerçekten desteklenmesi, derslerle ilgili bilgilerini paylaşmaları,
sinirlendiğinde arkadaşlarınca yatıştırılması gibi içerikten oluşmaktadır. ÖĞD ise çocuğun
hatalarını nazikçe düzeltmek, üstün yanlarını vurgulamak, dersle ilgili sorularını içtenlikle
cevaplandırmak, adil davranmak gibi destekten oluşmaktadır. Derecelendirmeli Likert tipi bir
ölçek olan ASDÖ’den alınan yüksek puanlar sosyal destek düzeyinin yüksek olduğu anlamına
gelmektedir. ASDÖ-R’nin ve alt ölçeklerin geçerliği faktör analizi ve benzer ölçekler geçerliği
yolu ile incelenmiştir. Faktör analizi ile AİD, ARD ve ÖÖD alt ölçeklerinin yapı geçerliği
incelenmiş, her alt ölçeğin faktör yapısı belirlenmiştir. ASDÖ-R ve alt ölçekleri ile Beck
Depresyon Envanteri (BDI) ve GSÖ alt ölçek puanları arasında anlamlı ilişkiler saptanmıştır.
ASDÖ-R’nin ve alt ölçeklerin güvenirliği için önce alpha güvenirlik katsayısı hesaplanmış,
ayrıca test tekrar test güvenirliği (r) incelenmiştir. ASDÖ-R’nin tümü için Alpha= .91, r=.93; AİD
için Alpha= .83, r=.81; ARD için Alpha= .77, r=.81; ÖĞD için Alpha= .83, r=.86 bulunmuştur
(Yıldırım, 2004).
Kişisel Bilgi Formu: Kişisel Bilgi Formu araştırmaya katılan öğrencilere ilişkin
demografik bilgileri elde etmek amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Bu formda
öğrencilerin cinsiyet, sınıf gibi özellikleri yer almaktadır.
İşlem
RDÖ’nün geliştirilmesiyle ilgili olarak öncelikle alan yazın incelenmiş ve bu ölçeğin
geliştirilmesinde kuramsal olarak “Problem Davranış Kuramı” temel alınmıştır. Bu kuramın
bakış açısı çerçevesinde riskli davranışlar tanımlanmış ve buradan hareketle ölçeğin madde
havuzu oluşturulmuştur. Ayrıca ölçeğin madde havuzunun oluşturulmasına yönelik olarak
Ankara’da farklı liselerde görev yapan değişik alanlardan 45 öğretmenden öğrencilerinde en sık
karşılaştıkları riskli davranışları belirtmeleri istenmiştir. Bu amaçla, öğretmenlere farklı risk
alanlarındaki riskli davranışları içeren 11 açık uçlu sorudan oluşan bir anket verilmiş ve
öğretmenlerden bu 11 soruda yer alan risk alanlarına göre öğrencilerinde en sık rastladıkları
riskli davranışları belirtmeleri istenmiştir. Bu çalışmadan elde edilen verilerin frekansları
incelenmiş ve öğretmenler tarafından en sık belirtilen problem davranışlar madde havuzunun
130
Dilek GENÇTANIRIM & Tuncay ERGENE
oluşturulmasında kullanılmıştır. Alan yazın ve öğretmen görüşlerinden elde edilen sonuçlar
ışığında madde havuzu hazırlanmıştır. Havuzda yer alan maddeler için görüşü alınacak uzman
sayısının en az beş ile yedi olması gerektiği (Lester ve Bishop, 2000) görüşünden hareketle,
maddeler ifade olarak yeniden gözden geçirildikten sonra ölçek formatında düzenlenmiş ve
psikolojik danışma ve rehberlik alanından altı, ölçme ve değerlendirme alanından bir öğretim
üyesinin görüşüne başvurularak maddelerin ölçek kapsamına uygunluğu gözden geçirilmiştir.
Uzmanlardan maddeleri “uygun”, “düzeltilmeli”, “uygun değil” biçiminde derecelendirmeleri
istenmiştir. Görüşüne başvurulan uzmanlardan % 90’ı tarafından uygun bulunan maddeler
(Büyüköztürk, 2010) ölçeğe olduğu gibi alınmış; değiştirilmesi önerilen maddeler üzerinde
gerekli değişiklikler yapılmış ve uzmanlar tarafından çıkarılması önerilen maddeler ölçek
formundan çıkarılmıştır.
Ölçeğin kapsam geçerliliği ile ilgili uzman kanısına başvurulduktan (Kaplan ve
Saccuzzo, 2005) sonra ölçeğin 125 maddelik taslak formu hazırlanmış ve I. çalışma grubuna
uygulanmıştır. Bu formda madde kullanımı ve riskli cinsel davranışlara yönelik maddelere de
yer verilmiş; ancak uygulamada öğrencilerden birçoğu bu iki boyuttaki maddeleri
yanıtlamamış ve boş bırakmışlardır. Bu nedenle bu boyutlarda yer alan 45 madde analize dahil
edilmemiştir. Geriye kalan 80 madde üzerinde öğrencilerden elde edilen verilerle ölçeğin
açıklayıcı faktör analizi yapılmış ve bu analizler sonucunda 36 maddeden oluşan nihai ölçek
formu hazırlanmıştır. Ardından ölçeğin test tekrar test güvenirlik ile benzeşik özellikler
geçerliliğine ilişkin çalışmaları yapılmış ve ölçeğin alanda kullanımına yönelik gerekli kanıtlar
sağlanmıştır. Analizlerde SPSS 15.00 paket programı kullanılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |