BÖLÜM 1
TÜRKİYE'DE NÖROLOJİNİN
GELİŞMESİ
Türkiye'de Nöroloji'nin Dünü Bugünü
Nöroloji bilimi bağımsız bir biçimdeki haline 20. yy’ın son çeyreğinde gelmiş-
tir. 20. yüzyılın başlarında Dahiliye (İç Hastalıkları), bünyesinde gelişen Nöroloji,
süreç içerisinde bazı dahiliyecilerin Nörolojik hastalıklara ilgi
duyması ile gelişmiştir. Bilinen ilk Nöroloji hocası Lofçalı Der-
viş Bey’dir. Türkiye’de Nörolojinin dününe ait bilgiler Fahrettin
Kerim Gökay’ın 1943 yılında Tıp Fakültesi Mecmuası’nda ya-
yımlanan 1942-1943 yılı Nöroloji açılış dersi konuşmasıdır. (Bkz.
Cerrahpaşa Nöroloji Kliniği’nin tarihçesi Perihan Baslo). Yine
aynı kaynakta belirtildiğine göre, Lofçalı Derviş Bey’in Nöroloji-
ye yönelmesinde, ilginç bir nokta vardır. Haseki Hastanesi’nde
dahiliye kliniği mütahassıslığına, oradan da Emrazı Dahiliye
muallim muavinliğine tayin edilen Derviş Bey Belediye reisi
(Şehremini) Rıdvan Paşa’yı hastaneye karşı ilgisizlikle eleştirin-
ce, Toptaşı Bimarhanesi’ne (Akıl Hastanesine) sürgün edilmiş-
tir.
Bu sürgün sırasında bu hastanedeki hasta popülasyonuna uygun olarak araştırmalarda buluna Lofçalı Derviş Bey, sınavlara girerek Emrazı Asabiye Muallimi (Akıl ve Sinir Hastalıkları Uzmanı ve Hocası) olmuştur. Bundan sonra asabiye tedrisatı ile meşgul olmuştur.
1898’de ülkeye dönen Raşit Tahsin Tuğsavul, Gülhane Askeri Rüştiyesi’nin asker hekimlerinin bilgi ve görgülerini artırmak üzere bir eğitim kurulu haline getirilmesi için padişah tarafından görevlendirilir ve 8 ay içinde Gülhane Hastanesi, Askeri Tatbikat Okulu ve Hastanesi haline getirilir. Bu sırada, Sivil Tıbbiye de (Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye) Kadırga’dadır. Sivil Tıbbiyenin Fahri muallimi de Raşit Tahsin’dir. Daha önce kısaca tanıttığımız Lofçalı Derviş Bey, Raşit Tahsin Tuğsavul’un Sivil Tıbbiye’de muavini olur.
TÜRKİYE NÖROLOJİ TARİHÇESİ
Kadırga’daki Sivil Tıbbiye 1909’da Haydarpaşa’ya taşındı.
Pepo Akşiyote 1903’te Sivil Tıbbiye’de (Kadırga’da) ders verir-
ken 1910’da Haydarpaşa’ya Raşit Tahsin’in yanına Muavin ola-
rak tayin edilir.
Dr. Raşit Tahsin’in yerine Gülhane’ye 1908’de Mazhar Os-
man atanır. Mazhar Osman yurtdışında zamanın ünlü hocaları
ile çalışmış ve Toptaşı Bimarhanesi’nde Başhekimliği sırasında
ve sonrasında Şükrü Hazım Tiner’i Nöroloji için Hamburg’a
Nonne ‘nin yanma, Ihsan Şükrü Aksel’i Münih’e Spielmayer’in
yanma Nöropatoloji için, Ahmet Şükrü Emed’i Münih’e seroloji yapmaya, Ab-
dulkadir Cahit’i Breslau’ya Foerster’in yanma Nöroloji yapmaya, Fahrettin Kerim
Gökay’ıda Münih’e Kraepelin’in yanma klinik ve deneysel psikiyatri öğrenmeye
göndermiştir.
İlerleyen süreçte Toptaşı Bimarhanesi Bakırköy’deki Reşadi-
ye Kışlalarına taşınarak büyük bir emekle bugünkü büyük mü-
essese yaratılmıştır. Mazhar Osman’ın Gülhane’deki Nöroloji
kliniğinden ayrılmasından sonra bu göreve Prof. Dr. Nazım Şa-
kir Şakar getirilmiştir.
Nazım Şakir’in kliniğinden Şükrü Yusuf Sanbaş, Rasim Adasal,
Necmettin Polvan, Sami Ziya Gür’ün, Selahattin Doğulu, Gıyas
Unsal, Nevzat Akabay yetişmiş olup, Selahattin Doğulu ve Nevzat
Akabay Gülhane’de kalırken, Şükrü Yusuf Sanbaş önce, Ankara
TÜRKİYE’DE NÖROLOJİNİN GELİŞMESİ
Numune hastanesi
Nöroloji şefliği’nde,
1945’te de Ankara Ü
niversitesi Tıp Fakül
tesi Nöroloji kliniğ
direktörlüğünde; Ra
sim Adasal ise Psiki
yatri kürsüsü direk
törlüğünde yer almış
lardır.
İstanbul’da Nöroloji 1924’de ba-
ğımsız bir klinik halinde İstanbul Üni-
versitesi Tıp Fakültesi’nde kurulmuş-
tur. Başına Prof. Dr. Hayrullah Diker
gelmiştir. 1933 Reformu ile fakülte
Haydarpaşa’dan Rumeli yakasına ta-
şınmıştır. Tıp Fakültesi Nöroloji Klini-
ği Bakırköy’de 2. Serviste çalışmaya
başlamıştır. Hayrullah Diker ile birlik-
te Raşit Tahsin’in oğlu Doç. Dr. Esat
Raşit Tuğsavul’u vefatına kadar
Nöroloji’de hoca olarak görmekteyiz.
Hayrullah Diker 1941’de emekli olunca onun yerine kürsünün başına Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay geçer. (1)
Perihan Baslo’nun aktardığı kaynak ve bilgilere göre, bu dönemde iki Nöroloji kliniği söz konusuydu. Hem Kenan Tükel (3) hem de Faruk Bayülkem’e (4) göre Hayrullah Diker ve sonrasında Fahrettin Kerim Gökay olmak üzere tek klinik söz konusudur.
Fahrettin Kerim Gökay kendi özgeçmişinde 1933 Üniversite Reformu’nda Reşit Galip kadrosunda 2. Klinik Profesör vekilliği suretiyle direktörlüğe atandığını, böyle bir kliniğin kurulmadığını ifade etmektedir. (Türkiye Nöroloji Tarihçesi sh.
87)
Fahrettin Kerim Gökay İstanbul Valisi ve Belediye reisi olunca 1949-1950 arası dönemde klinik yönetimi İhsan Şükrü Aksel’e geçmiştir. Bu dönemde Tıp Fakültesi Nöroloji kliniği Cerrahpaşa kampüsüne taşınınca Prof. Dr. Necmettin Pol- van’m yönetiminde Nörolojinin alt disiplinlerinin kurulduğunu görüyoruz. Nöroloji içerisinde Dr. Feyyaz Berkay’m yönetiminde Nöroşirurji ünitesi kurulmuştur. Daha sonra ülkemizde Nöroşirurjinin kurucuları arasında yer alan bu ekip bağımsız Nöroşirurjinin gelişmesine önemli katkılar sağlamış oldu.
16
TÜRKİYE NÖROLOJİ TARİHÇESİ
Yine 193 7’deki “Nöroşirurji Bahisle-
ri” isimli kitabın yazan Op. Dr. Cemil
Şerif Baydur, Bakırköy Akliye ve Asabi-
ye Hastanesi mütehassıslarından olup
bu alanın ilklerindendir. Yine o dönem-
de Op. Dr. Hami Dilek, Bakırköy Akli-
ye ve Asliye hastanesine Cerrahi Şefi o-
larak atanır. 1931-1934’te Paris’te Neu-
ro-Chirurgie ihtisası yapan Hami Di-
lek’de Nöroşirurjinin ilklerinden ve ö-
nemli şahsiyetlerinden biri olarak kabul
edilmektedir. (2) Mazhar Osman
ekibinden Dr. Abdulkadir Cahit Tüner
ise ilk Nöroşirurji ihtisasını yapanlardan
olmakla beraber, Mazhar Osman’la aile-
vi sürtüşmeleri nedeniyle İzmir’e yer-
leşmiş, Nöroşirurji yapmamış ama bu
bilim dalının gelişmesini desteklediği
Dr. Bedriye Kot tarfından ifade edilmek-
tedir.
TÜRKİYE’DE NÖROLOJİNİN GELİŞMESİ
17
Bağımsız Nöroloji bir seksiyon olarak gelişmektedir. Nöroloji ve Psikiyatri bir Nöropsikiyatri kürsüsü içerisindedir. Uzmanlık alanı da Nöropsikiyatri uzmanlığıdır (1973’e kadar). Bu alanda ilk kitaplarından biri Mazhar Osman’ın Osmanlıca harflerle yazdığı Lewandowski’den “Ameli ve Muhtasar Emrazı Asabiye” kitabıdır. Bu kitabın basıldığı yıl 1914’tür (1330). Latin harfleri ile yazdığı “Sinir Hastalıkları” (1936) isimli kitabı ise geniş nöroanatomik tanımlamalardan sonra hastalıklara giriş yapmaktadır. Bugün Hareket Bozuklukları ve Parkinsonizm olarak bilinen hastalıklar Mazhar Osman’ın kitabında “Harici Ehram Cümlenin Hastalıkları” başlığı ile şöyle anlatılmaktadır: “Son 20 senede yeni bir sistem daha tanıdık, o- nun hastalıklarını eyiden eyiye öğrendik. Buna extra pyramidal sistem diyoruz. Bunların nöronları dimağın kaidesindeki sincabı ganglionlardır.
Bu nöronun hastalıklarında başlıca gördüğümüz: (1) hakiki bir felç olmaksızın iradi hareketlerde bozukluk, (2) adalelerin takallüsünde bozukluk, (3) gayri iradi hareketlerdir.” (5)
Prof. Dr. Hayrullah Diker’in L. Rimbaud’dan çevirdiği sinir hastalıkları kitabında (basıldığı yıl 1940) beyin kanaması kliniği uzun uzun anlatıldıktan sonra tedavi ve önleyici tedavi bahsinde şunlar anlatılmaktadır. “Cerebral hemorrhagianın asıl tedavisi önleyici tedavidir; zira, damar bir kere patladıktan sonra asabi nesiç içinde yapacağı parçalanışları tamir etmemizin imkânı yoktur.
Beyin kanamasını önlemek, aşırı tansiyona karşı savaşmak, aldamar sclerosisi processini yenmek, fırsat verici sebeplerden kaçınmaktır.
1°Aşırı tansiyonla savaşmak; bilhassa en geniş manasında alınmış istirahate; beden dinlenmesine, fikir dinlenmesine, mide dinlenmesine, tenasül dinlenmeğe zorlanmalı; bunun bazen çok faydası olur.
Perhizi tayin etmeli; böbreklerin nasıl işlediklerini yoklamakla nasıl bir perhiz yapılmak lazım olduğu tayin edilebilir. Genel olarak az azotlu olmak ister; haftada bir gün aç durmak öğütlenmeli.
Tansiyon düşürücü denen ilaçların çok vakit bir tesirleri yoktur. En az aldatanları olarak aşağıdakileri öğütleriz:
Nitrite de soude, ağızdan günde 0 gr. 20; karadamar içi yolu ile 100’de 2 mah- lulünden günde 0 gr. 04’den 0 gr. 07 veya 0 gr. 08’e kadar .
Gui: Hazm yolu ile 0 gr. 30 hulasa, adale içine şırınga 0 gr. 10.
Chloral: Günde 1 gram.
Teinture d’iode’dan (20-30 damla), benzate de benzyle’den (günde üç defa 30 damla), alcool octylique’den (binde bir mahlulü), insulini çıkarılmış pankreas hulasalarından biraz yardım beklenebilir.
Daha yardımcı olarak idrar söktürenler (theobromine) verilmeli, ayda bir müshil (sulfte de soude 30 gram) veya haftada bir linet verici (poudre d’aloes, 0 gr 05;
18
TÜRKİYE NÖROLOJİ TARİHÇESİ
poudre de scille, 0 gr 10; poudre de
rhubarbe, 0 gram 30; bir güllaç için-
de). Orta derecede (300 cc.) lean alma-
nın da biraz faydası olursa da bu suret-
le tansiyon pek az düşer ve hiçbir za-
man devam etmez.
Tedaviyi bir cure hydro-minérale i-
le Royat (Puy-de-Dome) ve car bo-ga-
zeux banyoları, yahut idrar söktürücü
suları ve ikliminin sükunet verici tesiri
ile Evianda (Haute-Savoie) tamamlat-
mak.
Aldamar afetini yenmek: Iotlu ilaç-
ların tesirlerinde şüphe yoktur. (Ayda
15 gün, günde 1 gr.) iodure de potassi-
um yahut sodium veyahut peptonlu i-
otlar ve daha iyisi adale içine iotlu yağ
(lipiodol) şırıngaları vermeli. Buna
(günde 2 gram) citrate de soute da ek-
lemeli, ve eğer icap ediyorsa, fakat ih-
tiyatla, frengi tedavisi de yapmalı (Be-
yin frengisine bak).
Fırsat verecek sebeplerden kaçınmak: Ağır zorlu işler yapmamak, ispirtolu içkileri çok kaçırmamak, fazla yemek yememek, soğuk banyo almamak tenbih edilmeli. Yüksek yerlerde (1200 mİ. den yukarda asla) oturmak, otomobil, hele tayyare kullanmak yasak edilmeli.
Asıl kanamanın tedavisi: Apopleksi devrinde. Apopleksi iktus’ünün tedavisini evvelce söylemiştik (Bak sayfa 36). Burada biraz kan almak yerindedir, fakat hafif (250 cc. kadar) kan almalı; yahut kulak ardına sülük yapıştırmak. Belden su alma da tazyiki azalttığı için faydalıdır. Başa buz koymalı, müshil lavman yapmalı; eğer aşırı tansiyon varsa karadamar içine 10 cm mikabı aqua distillata şırıngası tansiyonu düşürür. Kafurlu şırıngalarla kalbi tutmalı. Hastanın susuz kalmamasını sağlamak için şekerli şerbetler, hoşaf suyu içirmeli.
Hemiplegi devrinde: Hemiplegi bahsine ve tedavisine bakınız (sayfa 35)”.(6)
1950 yılında beşincisinin yayımladığını anladığımız, Nöroloji kliniği çalışmalarını kapsayan yıllık tarzında yayımlanan 3 kitap elimizde. Bu kitaplarda Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’m bir önceki yıl için değerlendirmesinin yanı sıra klinik çalışma programı, yapılan seminerler, toplantılar, katılman toplantı ve kongrelerde sunulan bildiriler, klinikte yatan ve incelenen hastaların dökümlerinin yanı
Türkiye’de NörolojinînGelişmesi 19
sıra, dünya literatüründeki yeni geliş-
meler yer almaktadır.
Örneğin;
“B. Kliniğin İlmi Çalışmaları
Bütün bu imkânsızlıklara rağmen
ilmi çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Geçen yıl Amerika’ya sipariş ettiğimiz
elektroansefalografi aleti geldi; çalış-
maya başladı. Aldığımız neticeleri
Türk Tıp Cemiyeti ve Nöropsikiyatri
Cemiyeti’ne tebliğ ettik. Multipl Skle-
roz ve miyopati sahasındaki çalışmala-
rımızı da Türk Tıp Cemiyeti’ne, diğer
müşahadelerimizi Türkiye Tıp Encü-
meni, Türk Tıp Cemiyeti, Nöropsiki-
yatri Cemiyeti’ne takdim ettik. Lon-
dra’da toplanan Milletlerarası Akıl
Hastalığı Kongresi’ne Türkiye’de ço-
cuk cürümleri ve hijyen mantal hiz-
metleri, Lucerne’de toplanan Milletle-
rarası Antialkolizm kongresine de “al-
kolizm bir bünye hastalığı mıdır?”,
“Türkiyede meyve suları” meselesi üzerinde tebliğlerde bulunduk.
Kliniğimiz öğretim üyelerinin muhtelif meslek cemiyetlerinde yaptıkları tebliğler şunlardır:
-
Diğer tıp şubeleri ile ilgili Nöroloji konuları: Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay (Tıp Cemiyeti’nde)
-
Elektroşok tedavisi: Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay (Nöro-Psikiyatride)
-
Miyopatide E vitamini: Doç. Kenan Tükel (Nöro-Psikiyatri Cemiyeti)
-
Kranium sinirleri felçleri gösteren nadir bir histeri vakası: Doç. Kenan Tükel (Nöro-Psikiyatri Cemiyeti)
-
Üç kardeşte ailevi kortiko-striato-serebellar vakaları: Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay ve Doç. Dr. Kenan Tükel (Tıp Cemiyeti ve Nöro-Psikiyatri Cemiyeti)
-
Charcot vakası: Doç. Dr. Kenan Tükel (Nöro-Psikiyatri Cemiyeti)
-
Poliansefalitis superior arazları veren Multipl Skleroz vakası: Doç. Dr. Kenan Tükel (Nöro-Psikiyatri Cemiyeti)
-
Pedoküler Foville Sendromu: Doç. Dr. Kenan Tükel (Nöro-Psikiyatri Cemiyeti)
20
TÜRKİYE NÖROLOJİ TARİHÇESİ
9)Sklerodermi: Doç. Dr. Kenan Tükel (Nöro-Psikiyatri Cemiyeti)
10)Paralizi jeneral jüvenil: Doç. Dr. Kenan Tükel (Nöro-Psikiyatri Cemiyeti)
11)Charcot-Marie: Doç. Dr. Kenan Tükel (Nöro -Psikiyatri Cemiyeti) 1948 (7)”
Yine aynı kaynaktan aktarmaya devam edecek olursak;
“Seminerler ve Münakaşalı Vak’a Takdimleri
Psikiyatri kliniği ile beraber yaptığımız seminerlere iştirak edilmiş ve aşağıda yazılı mevzular üzerinde konuşulmuştur:
-
Psikoanaliz: Dr. Sirun Sarafoğlu
-
Reflexler: Erdoğan Noyan
-
Extrapiramidal Sistem: Dr. Erdoğan Noyan
-
Epilepsi: Dr. Cemal Yüksel
-
Şizofreni: Dr. Cemal Yüksel (7)”
Aynı yıllık niteliğindeki kitapta Fahrettin Kerim Gökay, yeniliklerden bazılarını aktararak:
“Penicillin’in ihtilacı tesiri: Son zamanlarda merkezi sinir sistemi hastalıklarında Penicilin’in endolumbal tatbik edildiği vakalar gittikçe artmaktadır. Şimdi parenteral ve endolumbal Penicilin tatbikatında cevap vermeyen menenjit vakalarında bu madde intraventriculaire yolla zerkedilmektedir. Kafa travmalarında ise Penicilin doğrudan doğruya hasta korteks üzerine tatbik edilmektedir. WALKER ve JOHNSON bir ventriculitis vakasında ventrikül içerisinde Penicilin zerkinden sonra meydana gelen ihtilacı hamleler sebebi ile bu meseleyi ele almışlar; sıçan, kedi, köpek ve maymunlara ticarette bulunan Penicillin’i lokal olarak kortekse in- trakortikal, intralumbal, intrasisternal ve intraventriküler zerkler yapmak suretiyle denemişlerdir. Neticede Penicillin’in antibiyotik ve konvülsiv tesirinin birbirine sıkı bir surette bağlı olduğunu görmüşlerdir. Zira kaynatmak sureti ile, acide mah- lül haline getirmek veya alkol içinde eritmekle her iki tesir de azalıyor veya ortadan kalkıyor. Bu suretle insanda doğrudan doğruya korteks’e tatbik edilen 10.000- 20.000 ünite Penicillin’in ihtilacı hamleleri meydana getireceği kanaatma varmışlardır.”
(A. EARL WALKER ve HERBERT C. JOHNSON. Arch. Surgery 50:69-73, Şubat 1945). (7)
devamında;
“Tüberkülozda strepstomisin: Amerikan askeri mütehassıslarının kurduğu bir komite streptomisinin çeşitli hastalıklara tatbikini tetkik etmiş ve bu hususta bir rapor hazırlamıştır. Raporda çeşitli bölge tüberkülozlarına ait bilgiler varsa da biz daha ziyade milyar ve menegeal tüberkülozda yapılan streptomisin tedavisinden çıkarılan neticeleri kaydedeceğiz.
Türkiye’de Nörolojînİn Gelişmesi
21
Yukarıdaki tetkik ve müşahedelere göre had milyar tüberkülozda streptomisin tedavisinin ölüm nisbetini aşikâr bir tarzda düşürdüğü görülmekle beraber, müellifler ayni nikbinliği tüberküloz menenjitinde iddia edememektedir.
Memleketimizde menenjit tüberküloz vakalarında tatbik edilen streptomisin tedavisinden faydalanmış vakalar olduğunu Türk Tıp Cemiyeti toplantılarında dinledik.” (7) demektedir. Geçmiş yılların bilimsel çalışmalarını da aşağıda görü' leceği gibi özetleyerek;
“1934-1941 Yılları Arasında Yayınlar ve İlmi Çalışmalar;
1934-1941 : “Doç. Dr. Esat Raşit tarafından Uykunun Fizyolojisi. 1934 Doç. Dr. Esat Raşit tarafından Claude Bernarde-Horner Sendromu. 1935 Doç. Dr. Er sat Raşit tarafından Elin Bast Reflexi Üzerinde Araştırma ve Potomani Vakası. 1936 Doç. Dr. Esat Raşit tarafından Tiyosinaminin Tesiri. 1937 Prof. Dr. Hayrul- lah ve Doç. Dr. Esat Raşit tarafından Sinir Hastalıkları El Kitabı. 1939 As. Dr. Ve- fik Kırçak tarafından Nevraxite ve Vagal Sistem Bozuklukları. 1939 Dr. Sadık Ün- man tarafından Sclérose Enplaques’la Araknoiditler Arasındaki Fark. Prof. Dr. Hayrullah Diker tarafmdan, Prof. Dr. Neşet Ömer’le birlikte Tıbbi Sempoloji (tercüme), Prof. Dr. Hayrullah Diker tarafından L. Rimbaud’nun Sinir Hastalıkları e- seri dilimize çevrilmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca yayınlanmıştır.
22
TÜRKİYE NÖROLOJİ TARİHÇESİ
1941:
-
“Torsiyen spazmı vakası: Türkiye
Tıp Encümeni’nde Prof. Dr. Fahrettin
Kerim Gökay
-
Claude Bernarde-Horner ve Bra-
wun-Sequard arazı gösteren medulla
travması: Türkiye Tıp Encümeni’nde
Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay
-
Cinsi kudretin insan hayatı üze-
rindeki tesiri, büluğ psikolojisi Prof.
Dr. Fahrettin Kerim Gökay
-
Sıkıntıların Psikopatolojisi: Akıl
Hıfzıssıhhası Cemiyeti’ne Prof. Dr.
Fahrettin Kerim Gökay
-
Sinir harbi psikolojisi: Tıp Dün-
yası. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay
-
Psikiyatride şok tedavisinden alı-
nan neticeler: Türk Tıp Cemiyeti’ne
tebliğ. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gö-
kay
-
Tütünün psikolojik tesirleri: Mil-
li Eğitim Bakanlığı’nın arzusu, Prof.
Dr. Fahrettin Kerim Gökay
-
Akıl Hastalıklarının tekevvüne tesiri, Diyarbakır Üniversite Haftasında: Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay
-
Nöro-Psikyatride yenilikler. Diyarbakır Üniversite Haftasında: Prof. Dr. Fahrettin Gökay
-
Yorgunluğun Nöro-Vejetatif sistem üzerinde tesiri: Dr. Vefik Kırçak, Doçentlik Tezi.
-
Harp ve Sinir.” (7)
Kliniğe yatan hastaların istatistikleri verilmektedir. (7) Son bölümde Fransızca bir bölüm olarak sunulmuştur.
1947’de yayımlanan yıllık kitabında, Nörolojide yeni gelişme olarak sunulan bir antiepileptik şöyle ifade edilmektedir :
“Sar’a Tedavisinde Yeni bir Antikonvülsiant .
Bu hydantar’dir. Formülü (3 methyl 5,5 phenylethyl hydantoine’dir.) Bu ilaç
-
10’luk tabletlerle verilir. Her Tablette ayrıca 00,2 luminal vardır. Kahillerde günde 3 tablet, çocuklarda günde 2 tablet verilmektedir. Azami tesir tedaviden birkaç gün sonra meydana çılcar. Bu maddenin grand mal’de fevkalade iyi, petit mal’de ise oldukça iyi geldiği görülmüştür. Hydantal evvelce tedavi sahasına atılmış olan
TÜRKİYE’DE NÖROLOJİNİN GELİŞMESİ
23
Doç Dr. Necmettin Polvatı’m NewYorlc’daki Nöroloji Enstitüsünü anlattığı 1945-46 Nöroloji Yıllığındaki
sayfalar.
Hydantoinate (dilantine, epanutine)’larm gösterdiği gibi bütün tedavi tesirlerini göstermesine ilaveten, onlarda görülen toksik tesirleri göstermemektedir. Bu tarz- da tedavi edilen 10 vakanın 6’smda fevkalade, 3’ünde iyi, 1 tanesinde oldukça iyi neticeler alınmıştır.
Norman Ward Clein (Nortwest Med. 44:210-212 July 1945)” (8)
New York Nöroloji Entitüsü’nde çalışan Doç. Dr. Necmettin Polvan .ise bu enstitünün kadrosu, tedris tarzı ve çalışmaları için şöyle demektedir:
“1946 senesi, Eylül sonundan beri Newyork Nöroloji Entitisünde çalışıyorum. Bugüne kadar geçen 8 ay içinde her bakımdan modem ve azametli diyebileceğim bu müessesenin dahil olduğu Medical Center grubu içinde, umumi faaliyetini kav-. ramaya çalıştım. Mali ve İdari bakımdan teşkilat ve idaresindeki Amerika’ya has
24
TÜRKİYE NÖROLOJİ TARİHÇESİ
griftlikleri bir tarafa bırakacak olursak, umumi hey’etile Newyork Nöroloji Enstitüsü Newyork’u teşkil eden parçalardan biri olan Manhattan adası ü- zerinde Hudson Nehrine karşı kurulmuş Medical Center grubuna dahil müessesedir. Medical Center: Bebek hastanesi, halk sıhhati departmanı, kadın hastalıkları hastanesi, Kolombiya Tıp Fakültesi ve Klinikleri, hususi hastalar için Harkness ldiniği, Nöroloji Enstitüsü, Psikiyatri Enstitüsü, Göz hastalıkları enstitüsü, Hemşire mektebi, Bardhall adında takriben 500 talebenin her nevi modem ihtiyacına tekabül edebilecek talebe yurdundan i- barettir. Bütün bu binaların inşa ve tefrişi işi 1929 senesinde tamamlanmıştır. Resimde bazı kısımları birbirinden ayrı görünen binaların hepsi yer altı yoluyla birbirlerine birleşmiş vaziyettedir. Binaların esas çatısı demirden yapılmış, parçalar arası ise taşla, dış yüzleri açık sarı renkte mücella tuğla i- le örülmüştür.
Enstitü 123 umumi, 16 yarı hususi, 67 hususi yatağı ile hususi bir hastane, aynı zamanda ilmi araştırmalar yapan bir müessesedir.
Nöroloji, Nöroşirurji, Nöropatolo- jinin birer başasistanları, ikişer asistan ve ikişer entemleri var.
Nöroşirurjide Profesör Scarff’dan başka Attending Doctor adı altında 5 mütahassıs Nöroşirurjiyen çalışmakta.
Nöroloji enstitüsü aynı zamanda Presbyterian hastane ve Kolombiya Tıp Fakültesi’ne (College of Physician Surgeons, School of Medicine) bağlı bir teşekkül. Nöroloji ve Nöroşiruruji
Türkiye’deNörolojİnİn Gelişmesî
Dostları ilə paylaş: |