‹çindekiler
• Yeflil Devrim
• Sürdürülebilir Kalk›nma
• Spekülatif Balon
• Sistemik Zay›fl›k
• Finansal Liberalizasyon
• Sermaye Hareketleri
• Finansal Türevler
• Menkul K›ymetlefltirme
• Kredi Temerrüt Swaplar› (CDS)
Anahtar Kavramlar
Amaçlar›m›z
N
N
Uluslararas› Ekonomi
Politik
• KÜRESEL PROBLEMLER VE
SÜRDÜRÜLEB‹L‹R KALKINMA
• GIDA KR‹Z‹ VE AÇLIK
• ÇEVRE PROBLEMLER‹
• SÜRDÜRÜLEB‹L‹R KALKINMA
• KÜRESEL EKONOM‹K KR‹ZLER
• 1997-1998 ASYA VE RUSYA
KR‹ZLER‹
• 2008 F‹NANSAL KR‹Z‹
Küresel
Problemler ve
Krizler
8
ULUSLARARASI EKONOM‹ POL‹T‹K
KÜRESEL PROBLEMLER VE SÜRDÜRÜLEB‹L‹R
KALKINMA
Bugünün dünyas› küresel çapta birçok problemle karfl› karfl›yad›r. Bu problem-
ler insanl›¤›n kaderini ortak hâle getirmekte ve problemler küresel çapta oldu-
¤u için çözümlerin de küresel olmas› gerekmektedir. Ciddi çevre problemleri
yan›nda, insanl›¤› tehdit eden g›da krizi ve açl›k sorunu ile küresel boyutlar› ile
dünya ekonomisini sarsan ekonomik krizler bu çerçevede ele al›nmay› hak et-
mektedir.
Küresel ekonomik faaliyetler, k›r›lgan bir ekosistem içerisinde gerçeklefltiril-
mektedir. Ekonomik faaliyetlerin do¤al çevre üzerinde meydana getirdi¤i etki
son zamanlarda görülmemifl derecede tahrip edici bir boyut kazanm›flt›r. 20’nci
yüzy›l içinde yaklafl›k olarak ikiye katlanan dünya nüfusu yan›nda artan refah,
büyük bir tüketim art›fl› ortaya ç›karm›flt›r. Bu geliflme karfl›s›nda, do¤al çevre-
nin artan g›da, su, enerji vb. kaynak talebini karfl›lay›p karfl›layamayaca¤› soru-
su sorulmaya bafllanm›flt›r. Bilim adamlar›, afl›r› fosil yak›t kullan›m›n›n dünya-
n›n atmosferini de¤ifltirdi¤i ve geri döndürülemez bir küresel ›s›nman›n gelecek
nesilleri tehdit etmeye bafllad›¤› uyar›s›n› art›k sürekli yapar hâle gelmifllerdir.
Afla¤›da bu konular ana bafll›klar hâlinde ele al›nmaktad›r.
GIDA KR‹Z‹ VE AÇLIK
1960’lardaki Yeflil Devrim sürecinde bilim adamlar›, insanlar›n kolayca beslen-
mesi için melez türler oluflturma teknikleri sayesinde daha yüksek verime sahip,
hastal›klara ve çeflitli zararl›lara daha dayan›kl› bu¤day, pirinç ve di¤er tah›l tür-
leri gelifltirdi. Bunun sonucunda, dünya tah›l üretimi 1950 ile 1984 y›llar› aras›n-
da 2,6 kat art›fl gösterdi. Artan ürün, dünyan›n birçok bölgesinde açl›k proble-
minin azalmas›n› sa¤lad›. Bu olumlu geliflmelere ra¤men herkese yeterli g›da
sa¤layacak bir sistem kurulamam›fl, bu konuda gelece¤e dair kayg›lar giderile-
memifltir.
Küresel Problemler
ve Krizler
“Yeflil Devrim”in babas›
olarak tan›nan Amerikal›
tar›m bilimci Norman
Borlaug, biyoteknolojiden
faydalanarak hastal›klara,
hatta susuzlu¤a dayan›kl›
tah›l ürünleri gelifltirmifl, bu
sayede 1960 ve 1990 y›llar›
aras›nda Asya, Afrika ve
Latin Amerika’da g›da
üretimi iki kattan fazla
artm›flt›.
220
Uluslararas› Ekonomi Politik
Türkiye’nin 2011 Dünya Açl›k
Endeksi’ne göre, açl›k
endeksi 5 olup Türkiye
‘düflük’ ülkeler kategorisinde
bulunmaktad›r. Yani Türkiye,
Malezya, Meksika ve Kuveyt
ile birlikte açl›¤a karfl›
büyük bir aflama kaydeden
ülkeler aras›nda yer
almaktad›r.
Birleflmifl Milletler G›da Tar›m Örgütü (FAO) verilerine göre 2007 y›l› itiba-
r›yla dünyada 854 milyon insan açl›k çekmekte olup, yetersiz beslenenlerin sa-
y›s› ise 2009 y›l›nda bir milyar›n üstüne ç›km›flt›r. Yetersiz beslenen insanlar
esas itibar›yla az geliflmifl ülkelerde yaflamakla birlikte geliflmifl ülkelerde de
yaklafl›k 15 milyon insan bu durumdad›r. Yine FAO’nun rakamlar›na göre dün-
yada açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflayan insanlar›n say›s› bir önceki y›l yaklafl›k 1 mil-
yar 20 milyon iken bu rakam 2010 y›l›nda 925 milyona inmifltir.
Save The Children adl› insani yard›m kuruluflunun haz›rlad›¤› 2011 Dünya Aç-
l›k Endeksi Raporu ise bir baflka trajik durumu gözler önüne sermifltir. Rapora gö-
re, dört çocuktan biri yetersiz beslenmekte, saatte 300 çocuk, y›lda ise yaklafl›k iki
milyon çocuk açl›ktan ölmektedir. Üstelik gelecek 15 y›lda yaklafl›k yar›m milyar
çocuk açl›k nedeniyle kal›c› hasar riskiyle karfl› karfl›ya bulunmaktad›r.
BM Çocuklara Yard›m Fonu UNICEF’in, “2012’de Çocuklar›n Durumu: Kent-
sel Dünyada Çocuklar” adl› raporunda ise bir baflka gerçe¤e dikkat çekiliyor:
Milyonlarca çocu¤un flehre çok yak›n yaflamas›na ra¤men temel hizmetlere ula-
flamad›¤› vurgulanan raporda, varofllarda yaflayan çocuklar›n s›kl›kla su, elektrik
ve sa¤l›k hizmeti s›k›nt›s› çekti¤i belirtilerek; kentsel bölgelerdeki çocuklar›n
üçte birinden fazlas›n›n nüfus cüzdan›n›n bile bulunmad›¤›n›n, bu yüzden yet-
kililerce varl›klar› bilinmeyen bu çocuklar›n sosyal programlardan da yararlana-
mad›¤›n›n alt› çiziliyor.
Rapordaki bir di¤er çarp›c› bilgi ise çocuklar›n insan tacirlerinin de hedefinde
oldu¤u, 2,5 milyon kiflinin insan tacirleri taraf›ndan kaç›r›larak çal›flmaya zorland›-
¤›, bunlar›n yüzde 25 ila 50’sinin çocuk oldu¤u gerçe¤idir. UNICEF ayr›ca, 2010’da
yaklafl›k sekiz milyon çocu¤un befl yafl›na gelmeden öldü¤ünü, bunlar›n yaklafl›k
üçte birinin ölüm sebebinin açl›k, di¤erlerininse zatürre, ishal ya da do¤um komp-
likasyonlar› oldu¤unu söz konusu raporla orta koydu.
Dünyada yaklafl›k yedi milyon sekiz yüz bin insan g›da yetersizli¤i sebebiy-
le her y›l baflka ülkelere göç etmektedir. Bu problemin sebepleri aras›nda küre-
sel ›s›nma ve bunun yol açt›¤› iklim de¤ifliklikleri, yüksek enerji fiyatlar›, h›zl›
nüfus art›fl› ve kentleflme yan›nda g›da fiyatlar›nda oynakl›¤a yol açan spekülas-
yonlar ön plana ç›kmaktad›r. Asl›nda dünya g›da üretimi, dünya nüfusunu bes-
lemek için yeterli olmakla birlikte; yoksul nüfusun g›daya eriflim imkânlar›n›n
s›n›rl› olmas›, yani g›da üretiminin insanlar aras›nda eflitsiz da¤›l›m›, problemin
kayna¤›n› oluflturmaktad›r. Bu durum ekonomik oldu¤u kadar sosyal problem-
lere de yol açmaktad›r. Ayr›ca, g›da yetersizli¤inin do¤urdu¤u kitlesel iç ve d›fl
göçler ile ülkeler aras›nda ortaya ç›kabilecek g›da savafllar› dünyan›n gelece¤i-
ni tehdit etmektedir.
1960’lardaki Yeflil Devrim tar›mda ne gibi olumlu sonuçlar ortaya ç›karm›flt›r?
1972 y›l›nda FAO, bir dünya g›da krizinin ortaya ç›kt›¤›n› ilan etti. Dünya tah›l
rezervleri rekor seviyede azalm›flt› ve bu konuda ithalata ba¤›ml› olan Üçüncü Dün-
ya ülkeleri g›daya eriflim imkânlar›n› kaybetmeye bafllam›fllard›. Bu süreçte ortaya
ç›kan baz› geliflmeler, dünyan›n fakir bölgelerinde ciddi bir açl›k probleminin ya-
flanmas›na sebep oldu. Kriz, ABD ile Sovyetler Birli¤i’nin, iki y›l üst üste tah›l üreti-
len bölgelerinde kurakl›k yaflamalar› ile ortaya ç›kt›.
Türk-‹fl’in araflt›rmas›na
göre, Türkiye’de 2012 y›l›
A¤ustos ay› itibar›yla dört
kiflilik bir ailenin açl›k s›n›r›
935,76 yoksulluk s›n›r› ise 3
bin 48 lirad›r. Türkiye’de
gene 2012 y›l› itibar›yla
günlük iki dolar›n alt›nda
geçinen hemen hemen
s›f›rlanm›flken, nüfusun
sadece yüzde 3,6’s› günlük
dört dolar›n alt›nda bir
gelirle geçinmektedir.
Tüm dünyada üretilen
g›dalar›n üçte biri israf
edilerek çöpe gitmektedir.
Birleflmifl Milletler dünya
nüfusunda yüzde 16 olan
açl›k oran›n› 2015 y›l›na
kadar yüzde8’e indirmeyi
amaçl›yor. Bugün dünyada
açl›ktan muzdarip yaklafl›k 1
milyar insan var ve 2015
y›l›nda bu say›n›n 600
milyona düflürülmesi
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
1
Tah›l üretimindeki bu düflüfl, uluslararas› tah›l ticaretinde 1960’lar›n sonunda or-
taya ç›kan bir de¤iflikli¤i güçlendirdi. Uluslararas› üretim ve finans yap›lar›nda, özel-
likle ABD’nin dolar› 1971’de devalüe etmesinin ard›ndan meydana gelen de¤ifliklik-
ler, ABD tah›l ihracat›n› Japonya ve AB ülkeleri için daha cazip hâle getirmiflti. G›-
da maddeleri bak›m›ndan ithalata ba¤›ml› olan fakir ülkeler, fiyat› artan bu mallar›
ithal etmekte zorlanmaya bafllam›fllard›. Böylece bu ülkelerin g›da yard›mlar›na
olan ba¤›ml›l›¤› artarken yard›m imkânlar› ise azalmaya bafllam›flt›.
Bu s›rada ortaya ç›kan petrol floku, durumu fakir ülkeler aç›s›ndan daha da kö-
tülefltirdi. Petrol fiyatlar›ndaki yükselmenin ard›ndan bu ülkeler ithalata ba¤›ml›l›k-
tan kurtulmak için g›da üretiminde kendi kendine yeterlilik politikalar› uygulamaya
bafllad›lar ve petrol ithal edebilmek için g›da ithalatlar›n› s›n›rland›rmak zorunda
kald›lar. Bunlara ek olarak, az geliflmifl ülkeler, Asya ve Afrika’da ortaya ç›kan çe-
flitli do¤al afetler ve kurakl›klar gibi olaylarla daha da zor durumlara düfltüler.
Dünya g›da krizi sona erdikten sonra da Üçüncü Dünya ülkelerinde yaflayan
pek çok insan için durum düzelmedi. Afrika’da ve Bangladefl’te meydana gelen iç
savafllar ve kurakl›klar sonucunda kitlesel açl›k problemleri görüldü. Ayr›ca, Eti-
yopya’da ve Kamboçya’daki “ölüm tarlalar›”›nda görüldü¤ü gibi g›da bir silah ola-
rak da kullan›ld›.
1980’lerde de özellikle Afrika’n›n çöl bölgelerinde açl›k problemi devam etti.
Çeflitli uluslararas› yard›m kurulufllar›n›n bu konudaki çabalar› yetersiz kald›.
1990’lar boyunca ve 2000’lerin bafl›nda, Ruanda’da, Sudan’da, Orta Afrika Cumhu-
riyeti’nde, Angola’da, Etiyopya’da ve daha birçok Afrika ülkesinde, özellikle iç sa-
221
8. Ünite - Küresel Problemler ve Krizler
Resim 8.1
Bir yandan iklim de¤iflikli¤i ya¤mur dönemlerini düzensizlefltirip, kurakl›¤›n artmas›na neden olurken, di¤er yandan da h›zla büyüyen nüfusun g›da
ihtiyac› art›yor. Özellikle Afrika bölgesinde halk elinde daha fazla hayvan bulundurmak istiyor, otlaklar yok oluyor, çiftçiler tarlalar›n› nadasa b›ra-
kam›yor ve atefl yakabilmek için a¤açlar kesiliyor. Göçler art›yor, çat›flmalar h›zlan›yor...
Dolay›s›yla 21’inci yüzy›l›n bafl›nda dünyada 1 milyar insan açl›kla mücadele ediyor. Sadece Bat› Afrika’da 18 milyon insan her gün yaflam mücade-
lesi veriyor. Üstelik dünya genelindeki yoksullar›n yar›s›, dünyan›n en büyük 20 ekonomisine sahip G20 ülkelerinde yafl›yor. Tüm dünyada yaklafl›k
170 milyon çocuk yetersiz beslenme nedeniyle fiziksel geliflme sorunu yafl›yor ve y›lda iki buçuk milyon çocuk, açl›k nedeniyle yaflam›n› yitiriyor.
Son y›llardaki artan kurakl›k ve g›da krizinin ortaya ç›kard›¤› bir gerçek de ileride ç›kabilecek bir k›tl›k veya g›da mahsulleri fiyatlar›ndaki art›fllara
karfl› korunmak amac›yla uluslararas› dev flirketler ve ülkeler taraf›ndan kalk›nmakta olan ülkelerde yap›lan toprak sat›n al›mlar›.
Sat›n alma ya da kira anlaflmalar›yla dev tar›m arazileri ekildikten sonra buralarda üretilen g›da maddeleri, sadece yat›r›m› yapan ülkeye ihraç edi-
liyor. Bu ticaretten en büyük zarar› ise hem ellerindeki arazileri al›nan hem de istihdam edilmeyerek yerlerinden sürülen halk görüyor.
2001 y›l›ndan bu yana sanayileflmifl ülkeler, kalk›nmakta olan ülkelerden yaklafl›k 227 milyon hektarl›k arazi sat›n alm›fl...
Kaynak: http://www.dw.de/yoksullu¤a-çözüm-beklentisi/a-16028996
Yoksullu¤a Çözüm
Dünya Bankas› raporuna
göre 2012 y›l› itibariyle
kad›n ve erkeklerde en uzun
yaflam süresi 86 y›l ile Hong
Kong'da görülüyor.
Kad›nlarda 47 yafl ortalama
ömür ile Lesoto Krall›¤› ise
en k›sa yaflam
ortalamas›n›n bulundu¤u
ülke.
222
Uluslararas› Ekonomi Politik
Tar›m›n hava flartlar›na
ba¤l› olmas› dünyadaki g›da
krizinin baflta gelen
sebeplerinden biridir. Nüfus
ve gelir art›fl› yan›nda
biyoyak›t kullan›m› tar›msal
ürünlerin talebini art›r›rken,
hava flartlar›na ba¤l› olarak
tar›msal ürün arz›nda
azalmalar meydana
gelebilmektedir. Artan g›da
fiyatlar› fakir ülkelerin
g›daya eriflimini
engellemektedir.
vafllar milyonlarca insan›n açl›ktan ölmesine sebep oldu. Yard›m kurulufllar›n›n ve
hükümet d›fl› organizasyonlar›n çabalar› bu ülkelerde önemli bir rahatlama meyda-
na getiremedi. Ayr›ca, AIDS hastal›¤›n›n yayg›n olmas› da bu ülkelerde açl›k prob-
lemini daha da a¤›rlaflt›ran bir unsur oldu.
1996 y›l›nda, Roma’da, FAO sponsorlu¤unda bir dünya g›da konferans› top-
land›. 187 ülkenin temsil edildi¤i toplant›da yirmi y›l içinde açl›k çeken insan
say›s›n› yar›ya düflürmeyi amaçlayan bir eylem plan› kabul edildi. Toplant›da
ayr›ca, bir Dünya G›da Güvenli¤i Bildirisi yay›mland› ve bu bildiriyle g›da bir
insan hakk› olarak kabul edildi. G›da rezervlerini art›rma ve bu stoklar› daha
fazla insani yard›m sa¤lamak için kullanma taahhütlerine ra¤men bu yolda pek
az ilerleme sa¤land›. Konferansta Üçüncü Dünya’daki açl›k probleminin üste-
sinden gelmek için daha çok nüfus kontrolüne vurgu yap›ld›. Bu durum, gerek
Vatikan gerekse dikkatleri as›l problemi oluflturan yoksulluk ve eflitsizlik konu-
lar›ndan baflka taraflara yöneltme çabas› olarak gören devletler taraf›ndan tep-
kiyle karfl›land›.
Devletleri bu toplant›daki taahhütlerini yerine getirmekten al›koyan faktör-
lerden biri 2000 y›l›ndan itibaren dünya tah›l üretiminin aç›k vermeye bafllama-
s›yd›. Bu konuda haz›rlanan bir rapora göre, dünyada 57 günlük tüketime yete-
cek bir stok kalm›flt› ve bu son otuz dört y›lda karfl›lafl›lan en düflük stok düze-
yiydi. Stoklar› böylesine azaltan, ABD’de, özellikle 2001 y›l›ndan itibaren artan
bir flekilde tah›ldan yak›t üretilmesiydi. Ayr›ca g›da, artan bir flekilde, uluslara-
ras› ve iki yanl› yard›m programlar›ndan ticaret piyasalar›na kayd›r›lmaktayd›.
Özellikle ABD, g›da yard›mlar›n› stratejik güvenlik ç›karlar›yla iliflkilendirmek-
teydi. Son zamanlarda ABD, Kuzey Kore’ye yap›lacak g›da yard›mlar›n› bu ül-
kenin nükleer silah sistemi konusundaki ve buna benzer di¤er konulardaki ifl
birli¤i flart›na ba¤larken sadece 1990’l› y›llar›n ortas›nda yaflanan k›tl›k ülkede
yüz binlerce kiflinin ölümüne neden olmufltu. 2012 y›l› Temmuz ay›nda yay›m-
lanan bir Birleflmifl Milletler Raporu, Kuzey Kore’nin 24 milyonluk nüfusunun
üçte ikisinin k›tl›k içinde yaflad›¤›n› ortaya koydu.
Yaflanan dünya g›da krizinin sebepleri aras›nda tar›m›n hâlâ hava flartlar›na
ba¤l› olmas›n›n önemli bir yeri bulunmaktad›r. Kurakl›k, afl›r› ya¤›fl, yang›nlar, has-
tal›klar gibi olumsuz geliflmeler tar›msal üretimde büyük düflüfllere yol açabilmek-
tedir. Buna karfl›l›k, nüfusun ve gelirin artmas›na paralel olarak biyoyak›tlarda ol-
du¤u gibi tar›msal ürünlerin g›da d›fl› amaçlarla kullan›m› da tar›msal ürün talebi-
ni önemli ölçüde art›rmaktad›r. Bunun sonucunda, g›da fiyatlar› artmakta ve özel-
likle gelir düzeyi düflük ve g›da maddelerinde ithalata ba¤›ml› olan ülkelerde ya-
flayan insanlar›n g›daya eriflimi zorlaflmaktad›r.
Özellikle son y›llarda g›da mallar›n›n fiyatlar›nda ciddi dalgalanmalar meydana
geldi¤i görülmektedir. Geleneksel arz ve talep faktörleri, bu dalgalanmalar› tam
olarak aç›klamakta yetersiz kalmaktad›r. Birleflmifl Milletler Ticaret ve Kalk›nma
Konferans› (UNCTAD) uzmanlar›, haz›rlad›klar› raporlarda, emtia borsalar›n›n fi-
nansallaflmas›ndan bahsetmektedir. Buna göre, emtia fiyatlar›nda meydana gelen
h›zl› art›fllarla finansal yat›r›mc›lar›n vadeli emtia piyasalar›nda boy göstermesi bir
arada görülmektedir. Bu piyasalarda yat›r›mc›lar, finansal kazanç peflinde koflarak
spekülasyon yapmakta ve bunun sonucunda emtia fiyatlar›nda ve bu arada g›da fi-
yatlar›nda büyük dalgalanmalar meydana gelmektedir.
1975-1979 y›llar› aras›nda
Kamboçya'da iktidarda olan
K›z›l Kmer rejimi boyunca
yaklafl›k iki milyon insan
baflta açl›k olmak üzere,
hastal›k, afl›r› çal›flma ve
infazlarla öldürülmüfltü.
“Ölüm tarlalar›” bu vahflet
verici tabloyu anlatmak için
kullan›l›r.
Birtak›m finansal türevler arac›l›¤›yla bu piyasalara para akmaktad›r. Mesela,
2003 y›l›nda vadeli emtia endekslerine ba¤lanan para 13 milyar dolar iken bu ra-
kam 2008’in Haziran ay›nda 315 milyar dolara ç›km›flt›r. Bu flekilde ortaya ç›kan
spekülatif balon flifltikçe, g›da fiyatlar› da h›zla artm›flt›r. 2008 krizinde, di¤er finan-
sal balonlar gibi emtia piyasalar›ndaki balonlar da patlam›fl ve fiyatlar h›zla düflmüfl-
tür. Ancak bu geçici bir durum olup, devletlerin kurtarma faaliyetleri ve piyasada
yeniden artmaya bafllayan likidite sebebiyle spekülatif hareketler tekrar bafllam›flt›r
ve g›da fiyatlar› yeniden t›rmanma sürecine girmifltir. 2011 y›l›n›n ilk dokuz ay›nda
FAO g›da fiyat› endeksi 2008 düzeyinin de üzerine ç›km›flt›r.
G›da fiyatlar›ndaki art›fl›n sebepleri aras›nda h›zl› ekonomik büyümeden de söz
edilmektedir. Özellikle toplam nüfusu iki milyar›n üzerinde olan Çin ve Hindis-
tan’›n gelirinde meydana gelen h›zl› art›fl ve bu ülkelerde yükselen orta s›n›flar›n
varl›¤› g›da mallar›n›n ve di¤er kaynaklar›n küresel talebinde ciddi yükselmelere
yol açmaktad›r. Bu ülkelerin tüketim kal›plar›nda meydana gelen de¤ifliklik g›da
mallar›n›n fiyatlar›n›n artmas›nda etkili olmaktad›r. Baz› araflt›rmac›lar da verimlilik
art›fllar›nda ve stoklarda meydana gelen düflüflleri, g›da mallar›n›n arz ve talebinde
meydana gelen dengesizliklerin sebepleri aras›nda saymaktad›r. Bunu da tar›msal
araflt›rmalara yap›lan yat›r›mlar›n düflüklü¤üne ba¤lamaktad›rlar.
Bu arada, g›da fiyatlar› ile yak›t fiyatlar› aras›ndaki yak›n iliflki dikkati çekmekte-
dir. Petrol fiyatlar›, g›da fiyatlar›n› hem arz hem de taleple ilgili olarak birkaç yoldan
etkileyebilmektedir. Arzla ilgili iki faktörden bahsetmek mümkündür: Tar›msal üre-
tim ve biyoyak›t. Petrol, pek çok malda oldu¤u gibi tar›msal mallar›n üretiminde de
önemli bir maliyet unsurudur. Dolay›s›yla, petrol fiyatlar›ndaki bir yükselme di¤er
mallar›n da fiyatlar›n› art›rmaktad›r. Ayr›ca, tar›msal üretim, di¤er enerji kaynaklar›na
k›yasla petrole daha fazla ba¤›ml›d›r. Üretim maliyetleri yan›nda biyoyak›tlar›n kul-
lan›m› yoluyla da petrol ve g›da fiyatlar› aras›nda ba¤lant› kurulmaktad›r. Petrolün
varil fiyatlar› 60 dolar› aflt›¤›nda biyoyak›t kullan›m› daha avantajl› hâle gelmekte ve
tah›llar biyoyak›t üretiminde kullan›lmaktad›r.
223
8. Ünite - Küresel Problemler ve Krizler
Resim 8.2
FAO, 2012 y›l› itibar›yla, son 50 y›l›n en kurak
mevsimini geçiren ABD’ye, biyoyak›t üretimini
s›n›rlay›p etanole ayr›lan hububat›n bir k›s-
m›n› g›da üretimine kayd›rmazsa küresel bir
g›da krizi yaflanabilece¤i uyar›s›nda bulundu.
Çünkü m›s›r, soya ve bu¤day ihracat›nda dün-
ya birincisi olan ve dünyan›n ihtiyac›n›n nere-
deyse yar›s›n› karfl›layan ABD’deki kurakl›k,
uluslararas› piyasalar› da etkileyecek.
Bangladefl’ten Haiti’ye kadar dünyan›n birçok
ülkesinde ayaklanmalara, 30’dan fazla ülke-
de protesto eylemlerine neden olan 2007-2008
krizinin neden oldu¤u yüksek fiyatlar› bile ge-
ride b›rakan g›da fiyatlar›, gelirinin yüzde
80’ini g›daya harcayan nüfus için özellikle çok
endifle verici çünkü bir önceki kriz bir milyar-
dan fazla insan› etkilemiflti.
Gelecekte artan taleple birlikte üretilenden daha fazla g›daya ihtiyaç duyulaca¤›
kesin gibi gözükmektedir. Nüfus art›fl h›zlar› kontrol alt›na al›nsa dahi hayat stan-
dartlar›nda meydana gelen art›fllar g›da talebini art›racakt›r. Bu durumda g›da üreti-
mini art›rma zorunlulu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Bunu gerçeklefltirmenin bir yolu eki-
len toprak miktar›n› art›rmakt›r. Tar›mda kullan›lan araziler, 1850 ile 1950 y›llar› ara-
s›nda h›zl› bir art›fl göstermifl fakat daha sonra bu geniflleme yavafllam›flt›r. 1960’la-
r›n bafl›ndan itibaren, g›da üretiminde yaflanan art›fllar›n yüzde 80’i verimlilik art›fl-
lar›ndan kaynaklanm›fl, ekilen topraklar›n genifllemesi bu art›flta çok küçük bir rol
oynam›flt›r. Bugün ekilebilir topraklar› geniflletme ve bu suretle g›da üretimini art›r-
ma ihtimali pek düflüktür. Ayr›ca, pek çok yerde, modernleflme sonucu h›zlanan
kentleflme sebebiyle tar›msal topraklar azalmaktad›r.
Ekilen topraklar›n miktar›nda net bir art›fl yapma imkân› olmay›nca, g›da
üretimini art›rmak için mevcut topraklarda verimlili¤i art›ran tekniklere baflvur-
mak gerekmektedir. 1960’lardaki Yeflil Devrim’in de amac› buydu. Bugün için
Yeflil Devrim’in uygulanmas› tamamlanm›fl de¤ildir. Üçüncü Dünya’daki tah›l
üreticilerinin ço¤unlu¤u henüz Yeflil Devrim’le ortaya ç›km›fl yüksek verimlili¤e
sahip tah›l çeflitlerini üretmemektedirler. Yüksek verimli tohumlar›n Üçüncü
Dünya ülkelerinde kullan›m›n› yayg›nlaflt›rmak g›da üretiminde önemli art›fllar
sa¤layabilir. Ancak, bu pek de kolay olmayacakt›r. Yeflil Devrim’le ortaya ç›kan
tah›llar yüksek verimlili¤i ancak bol gübre ve suya olumlu tepki verme özellik-
leri sayesinde sa¤lamaktad›rlar. Sulama bu konuda özellikle önem tafl›maktad›r.
Hâlbuki dünyada tah›l yetifltirilen topraklar›n sadece yüzde 16’s› sulanmaktad›r.
Sulama pahal› bir ifllemdir ve dünyada sulu tar›ma elveriflli topraklar›n büyük ço-
¤unlu¤u zaten kullan›lmaktad›r. Sulanan topraklar›n geniflletilmesi büyük yat›r›mlar
gerektirmektedir. Mevcut sulanan topraklar da tuzlanma ve su basmas› tehdidi alt›n-
dad›r. Pek çok sulama sistemlerinin dayand›¤› barajlar çamur sebebiyle t›kanmakta-
d›rlar. Birçok yerde, yeralt› sular›n›n tüketilme h›z› bunlar›n yenilenme h›z›ndan da-
ha yüksektir.
Gübreleme, özellikle modern tohumlarla birlikte kullan›ld›¤›nda tar›msal verimli-
li¤i önemli ölçüde art›rabilmektedir. Ancak, Üçüncü Dünya ülkelerindeki ço¤u küçük
çiftçi ne bunun için gerekli gübreyi alacak sermayeye ne de kredi imkân›na sahiptir.
Birçok yerde ise fazla gübre kullan›m› sebebiyle verimde azalma bafllam›flt›r. Gübre
kullan›m› artt›kça, verimlilikte meydana getirdi¤i art›fl giderek düflmektedir.
Yeflil Devrim gerekti¤i flekilde uygulansa bile etkileri tamamen olumlu olma-
maktad›r. Dünyan›n birçok yerinde, yeni tohum türlerinin getirece¤i faydalar› elde
etmek için gerekli yat›r›mlar› yapma gücüne sahip büyük toprak sahipleri buna
güçleri yetmeyen küçük toprak sahiplerine karfl› daha fazla güç ve statü elde et-
mektedirler. Ayr›ca ortaya ç›kard›¤› toprak erozyonu, su kaynaklar›n›n tüketilmesi
ve kimyasal kirlenme gibi çevre problemleri de Yeflil Devrim’in sürdürülebilirli¤i-
ni s›n›rland›rmaktad›r. Ek olarak, çiftçilerin yerli tah›l türlerini b›rakarak az say›da-
ki yüksek verimli yeni tohumlara yönelmeleri genetik çeflitlili¤in azalmas›na sebep
olmaktad›r. Herkesin ayn› tür tohumlar› kullanmas› ortaya ç›kabilecek yeni hasta-
l›klar›n bütün tah›l üretimini yok etmesi tehlikesini do¤urmaktad›r.
Bütün bunlar problemin çözümünün kolay olmad›¤›n› ve bu konuda küresel ça-
balar›n gerekli oldu¤unu göstermektedir. Pek çoklar›, asl›nda dünyan›n sahip ol-
duklar› kaynaklar›n bugünkünden çok daha fazla nüfusu beslemeye yeterli oldu¤u-
nu ifade etmektedir. Buna göre, dünyan›n bugün yaflad›¤› ve gelecek için tehlike
do¤uran açl›k problemi baflka baz› faktörlerin sonucunda ortaya ç›kmaktad›r.
224
Uluslararas› Ekonomi Politik
Suyun kullan›m alanlar›
sadece içme, temizlik ve
tar›mla s›n›rl› de¤ildir.
Bugünün sanayi
kurulufllar›n›n da en önemli
ham maddelerinden birini
su teflkil ediyor. Örne¤in
bilgisayarlarda kullan›lan
tek bir mikroçipin üretimi
için 32 litre su gerekiyor.
Normal bir binek otomobilin
üretiminde kullan›lan su
miktar› ise tam 400 bin litre.
Dünyadaki su kaynaklar›n›n
yüzde 70’i ise tar›mda
kullan›l›yor.
Kifli bafl›na düflen iki bin
metre küp su ile Türkiye
dünya ortalamas›n›n alt›nda
oldu¤undan su fakiri bir
ülkedir.
Bu yüzden, bu konuyu uluslararas› ekonomi politik aç›dan de¤erlendirirken
dünyan›n çeflitli bölgelerinde ortaya ç›kan ve açl›¤a yol açan ekonomik ve politik
faktörlere de göz atmak gerekir.
Bu konuyu ele al›rken devletler ve piyasalar aras›ndaki iliflkiye bakmak gere-
kir. Devletler bugün uluslararas› sistem içinde önemli, hatta baz›lar›na göre merke-
zî bir role sahiptirler. FAO gibi uluslararas› kurulufllar çeflitli uluslararas› meselele-
ri düzenleyen ulus devletlerin iradesine tabi olarak faaliyet göstermektedirler.
Uluslararas› organizasyonlar açl›k meselesinde devletlere ya da ülkeler içindeki di-
¤er aktörlere çözümler dayatma gücüne sahip de¤illerdir. Ülkeler içindeki çeflitli
gruplar belli bir bölgeyi ya da insan grubunu yönetme konusunda devletlerin yet-
kilerine ortak olabilirler. Ama ço¤u durumlarda, açl›k meselesinde etkili olan poli-
tikalar› belirleyen ulus devletler olmaktad›r.
225
8. Ünite - Küresel Problemler ve Krizler
Resim 8.3
Afl›r› s›ca¤a ya da so¤u¤a, kurakl›¤a yahut belirli bitki hastal›klar›na daha dayan›kl› tohumlar üreterek daha çok ürün almak, genetik bilmi ortaya
ç›kmadan önce de tar›m sektörünü meflgul etmifl bir u¤raflt›. Avusturyal› Rahip Gregor Johann Mendel, bundan yaklafl›k 150 y›l önce bir sar› bir de
yeflil bezelyeyi afl›lay›p birlefltirdi¤i zaman, bu deneyin hangi sonuçlar› do¤uraca¤›n› bilemezdi. Bugün bu deney gen teknolojisi olarak bilinen yeni
bir bilim dal›n›n temellerini att›.
Seçilmifl tohumlar› döllendirerek gerçeklefltirilen geleneksel yöntemlerle arzu edilen özelliklere sahip yeni bir bitki türünün gelifltirilmesi 10 ila 15 y›l
aras›nda bir zaman al›rken DNA’s› çözülmüfl bir bitkinin genlerine müdahale ederek yeni ve daha dayan›kl› türlerinin gelifltirilmesi yar› zamanda ba-
flar›labiliyor.
Kendi türünden ya da kendi türü d›fl›ndaki bir canl›dan gen aktar›larak baz› özellikleri de¤ifltirilen bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara “Geneti-
¤i De¤ifltirilmifl Organizma (GDO)” deniyor.
Bilim adamlar›n›n bitki ve tah›llar›n belli baz› hastal›klara karfl› korunmas› ve zararl›lara dayan›kl› olmas› için bafllatt›¤› genetik de¤iflime u¤ratma
ifllemi, günümüzde sadece insan ve çevre sa¤l›¤› aç›s›ndan de¤il, tohum piyasas›n›n ele geçirilmesi ve ürün kontrolü aç›s›ndan da önem arz ediyor.
Eskiden tohumu ekti¤i üründen elde eden çiftçi, art›k geneti¤i de¤ifltirilmifl tohumlar› her y›l yeniden sat›n almak zorunda. Kendi kendini yok eden
ve bu yüzden terminatör olarak adland›r›lan tohum teknolojisi ile üreme yetene¤i al›nm›fl tohumlar›, her y›l para vererek yeniden sat›n almak zorun-
da kalan çiftçi, ayr›ca bu alanlarda kullan›lmak için üretilmifl birkaç çeflit kimyasala da ba¤›ml› hâle geliyor. Çünkü bu tohumlar, üretici firmadan
al›nan kimyasal tetikleyiciler olmadan ürüne dönüflmüyor.
Tozlaflmayan ve üremeyen yap›y› elde etmek için tohuma kendini yok etmesini sa¤layan ‘terminatör’ geni ekleniyor ve bu gen tohumun sadece o y›l
ürün vermesini sa¤l›yor, sonraki y›l için tohumluk olarak kullan›lmas›na engel oluyor. Bilim adamlar› bunu “bitkinin intihar›” diye özetliyor. Sonuç-
ta tohumlar ve koruma ilaçlar›n›n üretimi genelde ayn› flirket taraf›ndan yap›ld›¤› için flirketlere ba¤›ml›l›k ortaya ç›k›yor.
GDO’lar, insan sa¤l›¤› aç›s›ndan alerjik reaksiyona neden oldu¤u, antibiyotik direncini zay›flatt›¤› ve toksik etki yaratt›¤› için; ekosistem aç›s›ndan
ise normal ve organik tar›m› tehdit etti¤i, canl› türlerini ve biyoçeflitlili¤i yok etti¤i için zararl›; üretimi artt›rd›¤›, tar›ma uygun olmayan alanlarda
tar›m yap›labilmesini sa¤lad›¤›, tar›m ilac› kullan›lmas›na ihtiyaç duymad›¤›, g›dan›n besleyicili¤ini art›rd›¤› ve üretim verimlili¤ini 10 kata kadar
ç›kartt›¤› için yararl› say›l›yor.
1 kilo bu¤day üretimi için
Somali gibi kurak bir ülkede
tam 18 bin litre su
gerekirken Slovakya gibi bol
ya¤›fl alan bir ülkede 465
litre su yeterli olmaktad›r.
226
Uluslararas› Ekonomi Politik
Bütün ulus devletler içinde ve aras›nda çeflitli düzeylerde yer alan piyasalar bu
konu ile ilgili olarak devletlerle etkileflim hâlinde bulunmaktad›rlar. Uluslararas›
üretim ve finans yap›lar›nda meydana gelen geliflmelerle birlikte, piyasalar, birçok
flekilde açl›k meselesinde do¤rudan etkili olmaktad›rlar. ‹lk olarak, birçok ihracat-
ç› ülke taraf›ndan baz› tar›msal mallar, döviz kazanmak amac›yla sat›lmaktad›rlar.
Bu mallar, bunlar› üretemeyen ülkeler taraf›ndan sat›n al›nmaktad›rlar. Her ne ka-
dar tar›msal mallar›n yaln›zca yüzde 10 kadar› uluslararas› ticarete konu olmakta,
gerisi yurtiçi tüketim için üretilmekte ise de baz› gruplar, hatta baz› ülkeler için bu
yüzde 10’luk k›s›ma eriflim sa¤l›kl› bir hayat yaflama ya da yetersiz beslenme ve aç-
l›kla karfl›laflma aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r.
‹kinci olarak, piyasalar, tar›msal mallar›n fiyatlar›n›n oluflumunda rol oynamak-
tad›rlar. Kapitalist ekonomilerde fiyatlar, talebin arz karfl›s›ndaki durumunu yans›t-
maktad›rlar. Bu fiyatlar, üreticilerin mallar› üretme ya da üretimden vazgeçme ka-
rarlar› üzerinde etkili olmaktad›rlar. Ayr›ca fiyatlar, çeflitli kiflilerin ve gelir grupla-
r›n›n mallar› ne ölçüde elde edebilece¤ini belirlemekte ve böylece bir toplumda
açl›¤›n hangi ölçüde mevcut olaca¤› üzerinde etkili olmaktad›rlar.
Üçüncü olarak, piyasalar›n açl›k üzerindeki etkisi, belirli bir ulus devletin ya da
ulus devlet içindeki gruplar›n ekonomik durumlar›n› biçimlendirmeleri yoluyla or-
taya ç›kmaktad›r. Devletler çeflitli ulusal, politik, sosyal ve ekonomik hedeflere
ulaflmak amac›yla piyasalar› düzenlemek istediklerinde, devlet ve piyasa aras›nda
gerilimler ortaya ç›kmaktad›r. Gerek yurt içinde gerekse uluslararas› ticaret ka-
nallar› içinde mallar›n ne ölçüde baflar›l› bir flekilde üretilip pazarland›klar› aç-
l›k problemini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Piyasa ifllemlerinden kâr elde
edenlerin açl›k problemi ile karfl›laflma ihtimali düflmektedir. Bunu becereme-
yenlerin ise yoksulluk, yetersiz beslenme ve hatta açl›¤›n pençesine düflmeleri
kuvvetle muhtemeldir.
Dostları ilə paylaş: |