Yüksek Lisans Tezi. İstanbul, 2008.
5.
Zafer Hanım “Aşk-ı Vatan” Antik Türk Klassikleri, İstanbul, 2008.
I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans:
TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə)
407
Humay Mammadova
The family and women's issues of the turkish female writers at the end of the 19th and
at the beginning of the 20th century
Summary
At the of the 19th century as well as over the world, the political, economical and cultural
development showed itself in Turkey. This development also affected to the woman’s world view
and pushed them to be active in public life.
Zafar Khanim ,Fatma Aliya and Amina Samiye were first female writers in the history of
Turkish literature. These writers lived not only in the same period, but also showed the same social
activities and throughait their lives tried to highlight the women problems in their works
Key words: Fatma Aliya, Zahra khanim, Amina Samiya, the first woman writers
Hüseyin Budak, Dr.Med
Güsev, araştırmacı-yazar
drhbudak@mail.com
KAZAK HALK KAHRAMANI ZUVKA BATUR
GİRİŞ
Kazak halk liderlerinden biri 20.yüzyılın başlarında etkili olmuş olan Zuvka Batur
Sabiytoğlu’dur. 19. Yüzyılın ikinci yarısnda Kazak yurdu batıda Rusya’nın doğuda ise Mançu Çin
imparatorluğunun yönetimi altındaydı. Altay Kazakları 18.yy ortalarında Şamanizmden İslamiyete
geçmiştir. Bu bakımlardan Zuvka Baturun hizmetleri çok önemlidir. Günümüz Türk dünyasına da
etkileri bulunan Zuvka Batur, 1866 da Kazakistan’ın Zaysan şehrinde doğmuştur. Zuvka, Altay
bölgesinde göçer halkın liderliğine yükselmiş, zulme uğrayanların sığınağı olmuş ve kısa sürede
çevresinde büyük halk kitlesi toplanmıştır. Onların problemlerine çözümler üretmiştir. Zalim
yöneticilere karşı durmuş, onlarla mücadele etmiştir. 1929 da Çin’liler tarafından başı kesilerek
şehit edilmişdir. Zuvka Batur bugünki Doğu Türkistan Sincan Uygur bölgesinde Kazak
Türklerinin medeniyeti ve sosyal hayatı için büyük önem arzetmektedir. Babası Damolla Sabit
efendiden iyi bir eğitim almıştır. Sabit Damolla Hive medreselerinde eğitim almıştır. Zuvka
Batur’un büyük dedesi de danişmentlik seviyesine yükselmiş bir toplum yöneticisidir. Zuvka Batur
halk içinde bulunmuş, eğitimle ilgilenmiştir. Hayatın her yönüyle ilgilenmiştir. Siyasetten de
bigane kalmamıştır
Yiğitlik, adalet, özgürlük, eğitim gibi hususlarda örnek olmuştur. Medeniyet için bir ortak
değer olan bu hususların uygulayıcısı olmuştur. Yakın dönemin Köroğlu sayılabilecek bir şahıstır.
Kahramanlığı halk arasında dilden dile anlatılagelmiştir.
HAYATI:
Zuvka Batur, Doğu Kazakistan’ın Savır yöresinde Zaysan ilçesine bağlı kırsal kesimde;
babası Sabit ise, aynı bölgedeki Kalba Dağı eteklerinde dünyaya geldi. Babası sabit Damolla
üççüzden oluşan kazakların orta cinden abak-kerey boyundandır. Bu boyda 12 kabileden oluşur.
Sabit damolla bunlardan en yüksek stsatüye sahip nokta aga olarak bilinen iyteli kabilesindedir. (4-
1) sabit kazanda mederselerde yatılı okumuş. Daha sonra Kazak yurdunukuzey doğusunda
medserseler kurarak eğitimde bulunmuştur. Büyük dedelerinden Bukarbay Batur, Abılayhan’ın sağ
kollarından Janıbek Batur’un cengâverlerindendi. Abyhan kazak birliğini kuran beydir. Diğer
yandan anne tarafından soyu Hoca Ahmet Yesevi’ye dayanır. Bu nesilden gelenlere İşan adı verilir.
Kazak Boy yapılanmasında “Koja” olarak adlandırılmıştır. Zuvka Batur, bu nesilden olan bir
anneden dünyaya geldiği için de ilk oğullarına Hz. Ali’nin vasıflarından isimler vermişti. Koja’ların
I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans:
TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə)
408
içinden çıkan âlimler (alp-erenler), “Hazret-i Ata” diye de anıldı. Dolayısıyla o dönemde Valden
Hazret’in toplum içinde ayrı bir yeri vardı. Küçük Nurmuhammet, ata dostluklarının vesilesiyle
Valden Hazret’ten ders aldı ve Hafız olarak yetişti. “Sarı Hafız” lakabıyla da tanındı. Valden Hazret
bu öğrencisinin oğlu Sabit’i de okutmak istedi. Yeğeni Mümin ile Sabit’i kendisinin yetiştiği
Buhara, Kazan ve Ufa illerinde okuttu. Bu sırada Sabit’i, Mümin’in kız kardeşi Fadime ile
nişanladı. Sabit 15 yıllık tahsilini tamamladıktan sonra evlendi. Valden Hazret, bu iki öğrencisine
icazetini vererek, Mançu İmparatorluğu devrinde, adı henüz Şinjan olarak değiştirilmemiş olan
Doğu Türkistan ülkesindeki Altay İli havalisine din tebliğine gönderdi.
Sabit görev yaptığı yerlerde “Damolla” (büyük hoca) unvanını aldı. Meslektaşıyla beraber
çeşitli yörelerde mescit ve medreseler açarak öğrenci yetiştirdi. Sabit Damolla ilk göreve başladığı
yıllarda Zuvka dünyaya geldi. Babası Sabit ve dayısı Mümin Hoca’dan dini dersler alan Zuvka, 15
yaşında babasını kaybetti. İyi bir dini eğitim almıştı.Annesi ile dört kardeşine bakmakla yükümlü
oldu. 1883 de zeysandan savır-Altay bölgseine ,bir gece gizlice göç etti. Yanıda haksılığa uğrayan
bir aç kişi vardı. beraber dinî vazifesini ifa etmeye devam etti. 1890 yılında Altay’da medrese açtı.
( Koktogoyda) Zuvka’nın ilim tahsil etmiş aydın bir kişiliğe sahip olduğunu bilen “Töre” evladı
Cengizhan Gûñ onu sarayına aldırdı ve medresesine tayin etti. Töre, Kazak ulusu içinde yer alan
Cengizhan’ın torunlarıdır. Zuvka, bu Töre sarayında kısa zamanda babası gibi kadılık görevine
atandı.Dini bilgiisninde etkisyle adine davrandı ve kısa zamanda ün kazandı. Aynı dönemde yaşıtı
Akıt Hacı ile tanıştı. Muhammet Mümin, Akıt Hacının da hocasıdır. Akıt Hacı “Ulema Şair”
unvanıyla da tanınır. Türk dillerinin yanı sıra Arapça, Farsça ve Çince bilmekteydi. Bu arad 18
kasım1884 de doğu Türkistan Mançu çin imparatorluğu tadrafından işgal edildi.
Genç yaştaki Zuvka Hoca, kadılık yaptığı dönemde hasis zengin ve zalim yöneticilerin avam
tabakasına zulmettiğinin farkına varmaya başladı. O daima mazlumların hakkını savundu. Zorba
ağa ve yöneticilerin gayri meşru gelir sağlamalarına karşı durdu. Dolayısıyla bölgesel hükümet
yöneticileri onu bir çıban başı gibi gördü. Bunun üzerine Zuvka Hoca kadılık görevinden ayrılarak,
doğduğu Savır bölgesine gitmeye karar verdi. Aç ve biçare halkta onun ardından göç etti. Fakat
geldiği bu diyarlarda da makam ve mevki sahibi yöneticiler, Zuvka’nın aleyhinde propaganda
yapmaya başladı. Buna rağmen o, kanunen hiçbir davanın altında kalmadı. Bilakis zalimlerin
mazlum halktan gasp ettikleri malların peşine düşerek, yoksullara tekrar iade etti. Böylece
Zuvka’nın hocalık unvanından öte bahadırlığı ön plana çıktı.
ZWQA BATIR JIRI (Zuvka Batur Destanında şöyle anlatılır.
-Arğı atam Zwqa Batır el bïlegen
Jasınan jwandarğa bas ïmegen
Twğan jer Sawır tawdıñ mañayında
Qalıñ el zombıdan bop zar ïlegen.
(Dedem Zuvka Batur halkı idare etti
Genç yaşta güçlülere baş eğmedi
Doğduğu yer Savır Dağı yöresinde
Bütün halk zorbalar yüzünden kan ağladı.)
Hocalarının icazetini alarak her ne kadar dinî alanda hizmet etmeye çalışsa da hayat şartları
onu mücadeleye sevk etti. Hocalığıyla ve yiğitliğyle beraber topraklarının bütünlüğü, halkının
dirliği için mücadele etti. Böylece yaşadığı devirde herhangi bir unvana gerek duymadan halkın
lideri oldu. Toplum onu kahraman yiğit olarak nitelendirilen batur payesiyle anmaya başladı.
1900 yılında “Boxer İsyanı” olarak bilinen olaylar sırasında, Osmanlı Padişahı II.
Abdulhamit Han’ın girişimiyle Çin’deki Müslümanlar İstanbul üzerinden Hicaza gitmeye
başlamışlardı. Zuvka Batur da 1906-07 yıllarında hocası ve aynı zamanda dayısı olan Mümin İşan
ile beraber Hacca gitti. Elimizdeki tek fotoğrafı hacca giderken İstanbul’da çekilmiştir. Her ikisi de
kafile başkanı olarak Yıldız Sarayı’nda II. Abdulhamit tarafından kabul edildi. Bunu İstanbul’da
vefat eden Akıt Hacının torunlarından Abdusselam Aykanat Hacı anlatmıştı. Bu hacca hela para ile
itmek içmn avaaldığı geyiklerin boynuzlarını satarak gitmiştir.
Zalim yöneticiler onun Hacca gidip gelmesiyle tekrar İmam Hatiplik ve müderrislik
I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans:
TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə)
409
görevine geri dönerek, kendilerinin yolsuzluklarına karışmayacağını düşündü. Aynı zamanda Zuvka
Batur’un arkadaşı Böke Batur’u ortadan kaldırmak istedi. Nitekim Zuvka Batur hicaz seferine
gittikten sonra Çinliler Böke Batur’u yenilgiye uğrattı. O ise, batıya doğru gitmek için Tibet’ten
geçerken yakalanarak şehit edildi. Böylece despot yönetim, halka daha çok acı çektirmeye başladı.
Zuvka Batur’un hicazdan dönüşünü bekleyen halk, tekrar çevresinde toplanmaya devam etti.
Bunun üzerine bütün gençleri nizami olarak askeri eğitime tabi tuttu. Bununla beraber onu
destekleyen varlıklı aileler Rusya ile ticaret yaparak, karşılığında silah satın almaya başladı.
Yanındaki Kazanbay Batur ile Tölegetay Batur onun en güçlü fedaileriydi. Otarbay, Irgaybay,
Düzbay, Ziyratbay gibi avukatlarının yanı sıra onların izinde giden Kerim, Şıbarakın, Nasır,
Tokacan gibi yiğitleri, habercileri ve kendi oğullarından Sultan Şerif ile Şiryazdan Hoca da vardı.
En değerli adamlarının biri de Osman Batur idi. Onun babası İslambay, Zuvka Batur’un dostuydu.
Dolayısıyla genç Osman’ı kendi evladı gibi yetiştirdi. Onun gençliğinden itibaren “Kazak Halkının
Gözüpek Bahaduru Olacaksın!” dediği Zuvka Batur’un söylediği halk arasında yaygın sözleri,
Osman Batur’a verdiği duası ve icazetiydi. O da Zuvka Batur’u “pirim” diye anardı. Böylesine
yiğitlerle ve himayesinde toplanan halk kitlesiyle beraber devrin despot yönetimine karşı
mukavemet gösterebildi. Toplumu himayesine alarak kimseyi ezdirmedi. Mağdur toplumun; dil, din
ve ırkına bakmaksızın binlerce aileye sığınak oldu. Bu denli halkına ve topraklarına vasi olmasına
rağmen, zalim yöneticiler onu üstlerine şikâyet etti. Dolayısıyla Zuvka Batur’un peşine bölgesel
hükümet lideri Yang Zeng Xin ordusu düştü. Bunun üzerine Zuvka Batur, Ürimçi yönünden gelen
askerlere karşı durarak Altaylara doğru geçit vermedi. Hükümet hem ılımlı hem de sert politikalar
kullansa da bunların hiçbirine karşı yenilmedi.
Bir taraftan 1917 rus devrimi sonrası Rusya yönünden Beyaz Ordu Generali Bakiç 10 bin
askeri ile Altay bölgesine yayılmaya başladı. Çin askerleri karşı koyamadı. Zuvka Batur devreye
girerek bütün çapulcuları geri püskürttü. Diğer taraftan 1923 yıllarında yine Altay ve Barkol
bölgesine baskın yapan Üyeme ve Düñgir adında Moğol çeteleriyle savaşarak onları sınırdan
uzaklaştırdı. Topraklarının bütünlüğü ve halkının bekası için mücadele eden Zuvka Batur’un bu
dirayetini yerel yönetim kabullenmedi ve ona bölücü yaftasını yapıştırmaya çalıştı.
1928’de Yang Zeng Xin ’ı, Dışişleri Bakanı Piy Yu Lin vurarak öldürdü. Yerine Jın Shureyn
geçti ve Zuvka Batur’u ele geçirmek için planlar kurdu. Önce, sözde bir anlaşmaya vararak halka
zulmetmeyeceğini bildirdi. Yeni yönetimin vaatlerinden sonra toplumda bir sükûnet başladı.
Dolayısıyla birçok insan kendi mesleğiyle uğraşma fırsatı buldu. Fakat çok geçmeden bölgesel
hükümet sözünde durmadı ve Zuvka Batur’un yanında hizmet eden Jakiya (Madıhıñ) adında
Düñgen asıllı bir yanaşmayı ayartarak casus olarak tuttu. Bu hain, daima Zuvka Batur’un
çevresinde olup-bitenleri yetkililerine sızdırıyordu. Himayesindeki yanaşmanın hainliğini geç fark
etmesine rağmen ona dokunmadı. Çevresindeki halkı tekrar toplamaya fırsatı da vardı. Fakat o,
daima halkının dirliğini düşünerek, bir nebzede olsa rahatlayan vatandaşın düzeninin bozulmaması
için kaderine razı oldu. O artık sevdiği insanların yanından ayrılmayı ve gerçek vuslata kavuşmayı
arzulamaya başlamıştı. Adeta bu âlemde görevinin tamamlandığına inandı. Kader çizgisinden ayrı
bir yol izleyemeyeceğini ve ömrünün kendine vefa vermeyeceğini hissetti. Böylece evine baskın
yapılacağı günlerde yiğitlerine emir vererek toplumu kendinden uzak tutmaya çalıştı. İinsanların
kendisiyle beraber kurban gitmesini istemedi. Yinede çoluk-çocuk ve çevresinde yaşamaya alışmış
kimseler onun yanından ayrılmadı. Baskına gelen iki yüz Çinli asker onu canlı ele geçirmek
niyetindeydi. İlk manga asker Zuvka Batur’un otağına birer ikişer saldırıya başladı ama kimse sağ
çıkamadı. Bunun üzerine ikinci manga asker devreye girdi. Zuvka Batur ise onlara karşı silahsız
olarak çarpıştı. Otağının gergisinde asılı duran makineli tüfeği bile eline almadan, bilek gücüyle
kapıdan içeri hücum eden askerleri rahatça devirmeye başladı. Buna rağmen ateş edildi ve Zuvka
Batur yiğitçe şahadet şerbetini içti.
-Qaşanda şıqqan bolsa jebirlengen
Kedeydi qorğap ustap jibermegen
Aş-arıq, jetim-jesir kim bolsada
Zwqanı pana etip jigerlengen.
I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans:
TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə)
410
(Ne zaman ki zalimler ortaya çıktıysa
Yoksulları himayesine aldı
Aç, biçare, yetim, dul her kim olursa;
Zuvka’dan güç alıp, cesaretlendi.)
*
-Elderge qïın künder kelgen edi
Er Zwqa elge köñil bölgen edi
Sonaw bir zamandarda naşar bağıp
Öktemmen jağalasıp jürgen edi.
(Halkın başına zorlu günler gelmişti
Yiğit Zuvka halka gönül bağlamıştı
O eski günlerde mağdurlara baktı
Müstebitlerle hep mücadele etti.) (1)
Bu kanlı katliamda 53 kişi şehit edildi. Çin askerleri onun başını kesip götürdü. Çok
geçmeden halkın isyan etmesinden çekinen bölgesel hükümet, Zuvka Batur’un başını yakınlarına
iade etti. Aradan bir sene geçtikten sonra Altay-Köktogay, Belkuduk’ta metfun bulunan kabri
etrafına kurgan yapıldı. Günümüzde bu kurgan tarihi bir ziyaretliğe dönüştü.
Zuvka Batur’un torunun oğlu Kuddüs Çolpan şöyle anlatır:’Doğu Türkistan’ın Altay İli
Sarsümbe İlçesindeki bu eski köprünün adı Kara Köprü dür. Daha sonra yıkılarak yenisi yapılmış.
1927’de 200 Çin askeri tarafından büyükdedem Zuvka Baturun evi kuşatılarak şehit edildi ve başını
kesip götürdüler. Sonra teşhir etmek için bu köprünün direklerine dedemin başını günlerce asılı
bıraktılar. Zuvka Batur şehit edildikten 40 gün sonra “Kırkını” vereceği haftaya gelinir. Bedeni
defnedilmişti, fakat başını Çin yetkililerinden teslim alıp kabrine tevdi etmek gerekiyordu. Bunun
üzerineZuvka Baturun yiğitleri yola çıkarlar. Yiğitler köprüye gelince asılı duran babalarının
başını görünce bir türlü o köprüden geçemezler. Kimileri nöbetçi askerlere saldırı düzenleyelim
der. Kimileri duygularına hakim olamayıp gözyaşı dökerler. Bunun üzerine Zuvka Batur’un sağ
kolu olan Tölegetay Batur kimseye aldırış etmeden atına kamçı vurarak karşıya geçer. Diğerleri de
onu takip etmek zorunda kalır. Çünkü Çinli yetkililerlerden ağasının başını teslim almak
zorundadırlar. Bu anlaşmadaki tarihi konular bir yana duradursun; sonunda atamın başını alıp
gelirler ve Kırkıncı Gün tekrar cenaze namazı kılınarak, kabrin baş tarafı kazılarak atamızın başı
yerine tevdi edilir.’(’2)
Torunu iş arkadaşım Dr Esedullah Çetin’den aldığım bilgilere göre; Geceleri sabaha kadar
kuran okuduğu belirtiliyor. 16 yaşından 63 yaşına kadar ilim yaptı.
Yaygın bilinen bir yaşanmış olay: Bir gün akrabadan saygın bir misafir gelmiş, Misafir hoş
karşılanmış. İkramlar vrilmiş. At eti ikram edilmiş.Zaman geçmiş ayrılacağı sırada atını beklemiş
fakat cılız bir at getirmişler. Misafirin semiz atını ziyafet olarak vermiş, hem misafirler hem
çeversinde bulanan fakir halk bu ikramı yemiş. Tabi bu önemli bir kıtlık dönemdir. 1917- 25 kıtlık
zamanlarıdır.
AİLESİ:
Zuvka Batur’un torunu iş arkadaşım Dr. Esedullah çetinden aldığım bilgi şöyledir;Dedemin
Oğullarından en küçüğü babam Savat Çetin’dir. Babası şehid edildiğinde 3 yaşındaymış.
Dedem Zuvka Batıur’un 4.Eşi Dodi’den olan en küçük oğlu babam Savat Çetin’dir. İstanbul
Güneşli’de yaşamaktadır. Dedemin hayatta olan son oğludur. Yaşı hayli ilerlemiştir. Annesi Dodi
göç sırasında Himalaya dağlarında ölmüştür.
Eşleri.; Kızıke, dodi,Baktıbala,mıkıya
Zuvka Batur’un Çocukları ve aldıkları soyadlar;
Sultan şerifin çocukları…Koçyiğitler
Siryazdan…………………Kaya, Güler
Şahmerdan Hoca…….…Tımur, Özdemir
Sadrazam
I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans:
TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə)
411
Şehadet….
Codin……………………...Tosun
Cami……………….…Çolpan
Savat……………………...Çetin
Celil………………………..Çetin
kemal
İzzet………………………..Koçyiğit (Dr. Esedullah Çetin’den )
Halil…..
Mevlit şerif….. adında 12 oğlu vardı.
Kabura, asbura, peyza, zübeyde, Riyza, Rakiyme, hacer, Kamarya isminde 8 kızı vardır.
HAKKINDA YAZILAN KİTAPLAR:
Hayatı ve mücadelesi hakkında yirminci yüzyılın sonlarında Urimçi’deki Kazak yazarlar
tarafından kitaplar yazılmştır. Türkiye ve Azerbaycan Türkçesiyle beraber Çince, Rusça makale ve
çeviriler yazıldı.
Or Altay (Altay Kahramanı ) denilen Zuvka Batur hakkında yazılan tarihi romanlardan
biri; Batırhan Kusbegin'in «Zuqa Batır» romanı
[3]
dır.1992 yılında Uumçide arap alfabesiyle
kazakça olarak yayınlanmıştır. Düya kazakları konseyi tarafından 2002 senesinde yayınlandı. (4,10)
İkincisi, Kazak edebiyatının en önemli yazarlarından, kırk beş yıl Çin hapishanelerinde
tutsak kalmış; Hacığumar Şabdanulı'nın «Pana» romanıdır. Pana romanı Doğu Türkistan’da
yazılmıştır. Yazarı Kajıgumar Şabdanoğlu. 1988 ve 1989 yıllarında Urumçi hapislerinde yatarken
yazılmıştır.2004 seenesnde Almaatıda yaınlanmıştır(.3-3)
Bir de Zuvka Batur'un çocukları hakkında yazılan Bay Ahmet Cumabayulı'nın «Sagınış»
romanında da bu yönde bilgiler vardır. Baş kahraman Zuvka Baturdur. Roman 2004 yılında Dünya
Kazakları konseyi tarafından Almatı’da yayınlanmıştır. Tulpırdın Tuyugı adlı kızy Baktıbayuli, ulan
baturda 200 yılnda yanlanmıştır. Idıkhan Baturve Shinay Rahmetulinin un Kolbastagan Kos batur
adlı eseri 2000 yılında Bayan Olgıyda yaınlanmıştr.
2000 yılında Moğolistan’ın Bayan-Ölgey kentinde doğumunun 130’uncu; şahadetinin ise,
70’inci yılı dolayısıyla etkinlikler düzenlendi. Bbir caddeye adı verildi ve anıtı dikildi(.3-3)
Kazakistan’da adına bir cami bulunmakadır.
SONUÇ:
2016 yılı boyunca torunlarından oluşan bir heyetin girişimleriyle Kazakistan, Türkiye, Çin
ve Almanya gibi bir çok ülkede tanıtım toplantıları yapılmaktadır. Bu çalışmamızda doğumunun
150 yılı sebebiyle yeterince tanınmayan, Türk Dünyasının bu yiğit liderini tanıtmayı amaçladık.
Zuvka Batur’un dini ilimleri bilmesi önemli bir husustur. Yeni islamla şereflemiş toplumun
yerleşik düzene geçmesi ve sosyal hayata uyum sağlamsı açısından önemlidir. Babası ve dedesi ilim
ehli kişilerdir. Bu özellik onun halkın önene çıkmasını sağlamıştır. Dini ilimler okutan bir
medresenin hocalığını yapmıştır. Kadılık bu günki yargıç-hakimlik statüsüne çıkmıştır. Verdiği
hükümleri uygulayan kolluk kuvvetleri olmuştur. Otorite boşluğu olan dönemde halkın ezilmesini
önlemek için bu startejik bölgede halka önderlik etmiştir. O zamanlar zulumlerda bulunan Ruslara,
Moğallara ve Çin’li zalimlere karşı mücadele etmiştir. Fakir fukranın okadar sığınağı olmuşki;
‘Cebri gördüğünde sen zuvkaya git ‘diye bir tabir oluşmuş.(1912) Haksızlıklara ve zulüme karşı
durmuş ve cesareti ile mücedele vermiş sonunda başını vererek şehitlik mertebesine çıkmış halk
kahramanıdır.
KAYNAKLAR
1.https://zuvkabatur.wordpress.com/2016/02/03/zuvka-batur-kimdir/edinme 12.8.2016
2.http://turkbilimi.com/kara-kopru-ve-turkistan-cografyasinda-bir-kara-tarih-sayfasi-
kuddus-colpan.html edinme 12.08.2016
3. Zuvka Batur’un 150.yıl anma etkinlikleri Program broşürü, İstanbul, 2016
4. Zuvka Batur’un 150.yıl anma etkinlikleri 1866-2016, ist 2016
I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans:
TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə)
412
Kara köprü, Kıran Köprü
Fotoğraf; Hızırhan Çolpan
Zuvka Batur’un kabristanı
I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans:
TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə)
413
Hüseyin Budak, Dr. Med.
Zuvka Batur – Kazakh popular hero
(Summary)
One of the popular leaders of Kazakh nation in recent period is Zuvka Batur, who has been
effective in 20
th
century. Zuvka Batur, who has effects on Contemporary Turkish world too, was
born in 1866 year in Zaysan city of Kazakhstan. Zuvka Batur became leader of nomadic people in
Altai region, became refuge of oppressed people, and it was gathered large mass of people in a short
time. He has opposed cruel rulers and struggled with them. He was executed by beheading in 1829
year by Chinese.
Zuvka Batur has great importance for culture and social life of Kazakh Turkic people in
present Xinjiang region. He implemented particularities of bravery, justice, freedom, education etc,
and he was effective example. Zuvka Batur was practitioner of these particularities, which are
common values for civilization. He is a person who can be considered Köroğlu of near term. He is Dostları ilə paylaş: |