2.
Olağan öfkeliler: Bu gruptakiler engellerle karşılaştığında
agresifleşir ve çevresine şiddet uygular. Gariban ama
gururlu, kesintisiz sinirlidirler. Sürekli söylenir, birilerini
suçlarlar, öfkelerini ilgisiz kişilere yönlendirirler. Patron
ları
zam yapmaz, gidip eşlerini döverler.
3.
Komplo teorisyenleri: Bu gruptakiler önlerine çıkan her
engelde paranoya yapar, kendilerine
komplo kurulduğunu
düşünürler. Engeli nasıl aşacaklarını düşünmek yerine, o
engeli yola kimlerin koyduğunu bulmaya çakşırlar. Engelle
yen hakkında genellikle
bilgileri yoktur ama 'niyet okuma'
yoluyla birilerini suçlarlar. Ankara usulü politik analizler
de sık kullanılan bir tarzdır.
4. Kısmet çiler: Bu grup ise karşılaştığı ilk engelde hemen
kader/kısmetçiliğe yönelir. İstediğine ulaşamamışsa 'kıs
metinde' olmadığı içindir. Yürekten inandıkları kısmet
teorisini doğrulayacak bir olay yaşadıkları için çok da
mutludurlar!
5. Kararlı arılar: Azmin zaferine inananlardır. Denemekten
yılmazlar. Sonuç alıncaya kadar ısrarla denemeye devam
ederler. Kararlılığın ve ısrarın gücünün her şeye yeteceği
ni düşünürler.
6. Kendini acındıranlar: Bu gruptakiler önlerine çıkan engelle
ri başkalarına kaldırtırlar. Bir engelle karşılaşınca hemen
bir
kahraman ya da
kurtarıcı ararlar. İnsanların merhame
tini harekete geçirerek, onlardan istediklerini alırlar.
Gari
ban kredisi kullanmayı, kendine acındırmayı iyi bilirler.
Yetişkin kadınların erkeklerden yapılması zor bir şey iste
diklerinde beş yaşındaki sevimli kız çocuğu sesi kullan
maları bile bu modele dayanır.
7.
Bir yol daha varcılar: Bu gruptakiler esneklik sihirbazıdır.
"Bir insanı hedefine götüren yol göklerdeki yıldızların
sayısı kadardır,"derler. "Bir yol olmadıysa diğeri olur",
"Atımızı alan yolumuzu da almadı ya," atasözünden ilham
alır, bir yol bulamazlarsa yol açarlar.
32
8. Arabeskleşenler: İstediğini alamayınca küsüp mızmızlaşan,
içe dönüp kendini dünyaya kapatan, alıngan ve her şeyi
'gurur meselesi' yapan arkadaşlardır. Aslında
küstükleri şey
karşılarındaki
kişi değil, kaderleridir. İçlerinde
daima dönen
bir plak vardır: "Ben insan değil miyim/ Ben kulun değil
miyim/ Tanrım dünyaya/ Beni sen attın/ Çile çektirdin
derman arattın/ Beni sen kullarına oyuncak mı yarattın!"
9. Kendine zararlılar: Bir engeli aşamaymca kendine zarar ver
meye başlayanlardır. Kariyerinde hayal ettiği yere geleme
miş bir sanatçmm alkolik olması bu duruma bir örnektir.
Uç bir örnek ise bazı fanatiklerinin konser sırasında Müs-
lüm Gürses'e ulaşamayınca, kendilerini jiletlemeye başla
masıdır!
10. Hayal dünyasına sığınanlar: Hayallerindeki hayatı yaşaya-
mayınca,
hayali bir hayat yaşamaya başlayanlardır. Bu kişi
ler 'sert' gerçekler tarafından engellenince, 'soft' hayallere
sığınır. Gerçekle ilişkilerini askıya alıp, kendi hayal dün
yalarında, kendi ideal ve engelsiz evrenlerini yaratırlar.
Sonra da kendi iç dünyalarına iltica ederler!
Engellenme karşısındaki biz Türklerin tipik tepki verme
şeklimiz agresifleşmedir. Engellenince neden öfkeleniriz? Ya da
kime öfkeleniriz? Birisi tarafından engellenince gücünü kötüye
kullanan karşımızdakinden daha çok,
hakkımızı koruyamayacak
kadar zayıf durumda olduğumuz için kendimize kızarız. Yolumuza
engel koyana sinirlenir, ona bir şey yapamaymca yön değiştirir,
hiç ilgisi olmayanı döveriz. Araştırmalara göre çaresizlik psiko
lojisi en önemli şiddet kaynaklarından biridir.
Öğrenilmiş çaresizlik bir çeşit depresyondur.
Başlarına gelen
her olayda kendini suçlayanlar açık, sürekli başkalarını suçlayan
lar ise gizli (maskeli) depresyon yaşarlar. Öğrenilmiş çaresizliğin
sonuçları, depresyon belirtileriyle çok benzer. Kendine güven
eksikliği, zayıf problem çözme yeteneği, dikkat eksikliği,
umutsuzluk hissi gibi. Öğrenilmiş çaresizlik bilim dünyasında
depresyonu açıklayan bir model olarak kabul edilmektedir.
33