Xenotransplantation: Bir immün baskılama çabası

Anahtar Kelimeler: Xenotransplantation, Domuz, Kalp Nakli, KPL-404, CRISPR-CAS9

2. KONU VE KAPSAM (GENEL BİLGİLER)

Organ nakli tarihçesi: Organ nakli, kadavradan ve canlıdan yapılan bir operasyondur. Tedavisi tıbben mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya ölüden alınan yeni, sağlam organın konularak hastanın tedavi edilmesine organ nakli denilmektedir. Organ ve doku nakli alıcının kim olduğuna bağlı olarak birkaç türde gerçekleşebilir. Aynı kişinin hem alıcı hem de verici olması durumunda, yani aynı vücut içinde organ veya doku nakledilmesine otogreft denilir. Aynı türden iki birey arasında yapılan nakillere allogreft denir. Allogreftler canlı vücut veya kadavra kaynaklı olabilir. Karaciğer, böbrek pankreas, ince, barsak, kalp nakilleri kadavradan alınarak hastaya nakledilerek gerçekleştirilebilmektedir. [1] 1950'lerde nefrit, bilim adamları, cerrahlar ve cömert hastalardan oluşan ekipler de dahil olmak üzere o zamanlar tedavi edilemeyen hastalıklar için başka tıbbi seçeneğin olmadığı bir insanda ilk başarılı böbrek nakli ile organ nakli alanına başlandı. 1959'da ilk böbrek nakli Louisiana'da Charity Hospital'da gerçekleştirildi. Bu vaka, genetik olarak özdeş olmayan bireyler arasındaki ilk başarılı böbrek nakli oldu. Verici ve alıcı ikiz kardeşlerdi. Ameliyat sonrası zor bir iyileşmeye rağmen hasta aktif bir yaşam sürmeye devam etti ve 25 yıl sonra kalp sorunları nedeniyle öldü. Bu, dünyanın dört bir yanındaki nakil ekiplerini heyecanlandırdı. 3 Aralık 1967'de Barnard, bir araba kazasında ölümcül şekilde yaralanan 25 yaşındaki bir kadının kalbini, kronik kalp hastalığından ölmekte olan 53 yaşındaki Güney Afrikalı bakkal Lewis Washkansky'ye nakletti. Akciğer enfeksiyonu ve zatürre, Washkansky'nin 18 gün sonra hayatını kaybettiğini iddia etti. Ancak hastanın yeni kalbi, ölene kadar normal şekilde çalışmaya devam etti.