YAŞLILIKTA ENDOKRİNOLOJİK HASTALIKLARIN TEDAVİ KILAVUZU Akromegali tedavisinde hastanın yaşı ve komorbiditelerinin durumu göz önüne alındığında so-
matostatin analogları gibi medikal tedaviler açısından değerlendirilmesi ön plana çıkmaktadır.
Yaşlı hastalarda insidental saptanan hipofiz tümörlerine yaklaşım tartışmalı bir durumdur.
Hastalara fonksiyone olup olmadığı, bası yapıp yapmadığı, görme alanı defektlerinin varlığı araş-
tırılmalıdır. Genetik çalışmalar gelecekte gençler gibi yaşlı grupta da yol gösterici olabilir. Ayrıca
yaşla beraber artan malignite olasılığı nedeniyle, hipofize metastaz yapma olasılığı bulunan ma-
lignitelerin de hipofizer tümörlerde ayırıcı tanıda akılda tutulması gerekir.
Görme alanı defekti ve nörolojik semptomların varlığında, cerrahi tedavi ön plana çıkmaktadır.
Yaşlı populasyonda hipofizde kitlesi olan hastalarda, hipopitüitarizm hastaların %36-50 ‘sinde
bulunabilir (4). Ancak bu durum tek başına cerrahi için yeterli gerekçe değildir. Hipofiz cerrahisi
sonrası kitle alınsa bile hipopitüitarizm devam edebilir. Ayrıca yaşlı gruptaki tümörlerde etyolo-
jinin ve kitlelerin proliferasyon özelliklerinin gençlerden daha farklı olduğuna dair net bilgiler
yoktur. Cerrahi tedavi kararı alınırken sadece kitlenin boyutu değil, anatomik özellikleri, optik
kiazma ile ilişkisi, takip altındaki hasta ise kitlenin büyüme hızı gibi faktörleri de dikkate almak
gerekir.
Transsfenoidal hipofiz cerrahisinin yaşlı popülasyondaki morbidite ve mortalitesi üzerine az sayı-
da çalışma mevcuttur. Bu konudaki en iyi verilerden biri Grossman ve arkadaşlarının 1985-2000
yılları arasında hastane yatışlarından derledikleri verilerdir. 65 yaş ve üstü 8400 hastanın %20’sine
hipofiz cerrahisi uygulanmış, opere edilen hastaların sadece %2,6’sı transkranyal yolla, diğerleri
ise transsfenoidal yol ile opere edilmişlerdir. Veriler incelendiğinde yaş arttıkça transsfenoidal
cerrahinin mortalitesinin ve komplikasyonlarının arttığı, 65 yaş altı hastalarla karşılaştırıldığında
daha fazla komplikasyon geliştiği görülmüştür. Yaştaki her bir yıl artış için toplam mortalitenin
%3,8 arttığı ve mortalite riskinin ise %5 yükseldiği saptanmıştır (8). 80 yaş ve üstü hastalarda,
65-69 yaş arasındaki hastalarla karşılaştırıldığında ölüm riski anlamlı olarak yüksektir (OR 1.85).
Transsfenoidal cerrahi uygulanan 65 yaş ve 70 yaş grubunun karşılaştırıldığı bir başka çalışmada,
yaş yükseldikçe hastanede kalma süresi ve komplikasyon oranının yükseldiği görülmüştür. Tek
merkezli bir çalışmada yaşlı hastalarda operasyon sonrası diabetes insipidus sıklığı daha yüksek
saptanmıştır (%37,9). 75 yaş ve üstü hastaların transsfenoidal cerrahi sonrası ortalama yatış süresi
8,5 gün olarak bulunmuş ve gençlerden daha yüksek saptanmıştır. Yaşlılarla yapılan farklı çalış-
malarda hastanede kalış süreleri 2,4 günle-12,4 gün arasında değişmektedir. Bunda cerrahi ekibin
deneyimi, hastanenin donanımı etkili olabilir (9,10).
Cerrahi sonrası tümor boyutunun artması, rezidu tumör dokusu veya hormonal hipersekresyon
durumunda radyoterapinin yeri konusunda yeterli veri yoktur (4). 2000 yılından önce tümör
rekurrensinde post operatif radyoterapi uygulanmış ancak 2000 den beri gamma knife vb radyo-
cerrahi yöntemler daha çok tercih edilir olmuştur. Ancak yaşlı hastalarda gama knife güvenilirliği
ve takipleri ile ilgili veriler yeterli değildir. Bu konuda daha net yorumlar yapabilmek için hasta
sayısı ve takip sürelerinin artmasına ihtiyaç vardır (4).
65 yaş altında tanı almış hipofizer tümörlerde daha önce hipofiz cerrahisi uygulanan, radyoterapi
veya radyocerrahi uygulanan hastaların uzun dönem takibinde, gelişmiş olan hipopitüitarizm,
diabetes insipidus gibi hormon eksikliklerinin genel önerilere uygun şekilde yerine konulması
gerekir. Ancak yaşlı grupta replasman yapılırken kardiyovasküler hastalıklar, nörolojik hastalıklar,