97 12
YAŞLILIKTA ORTAYA ÇIKAN ERKEK HİPOGONADİZMLİ
HASTANIN YÖNETİMİ
Giriş Geç gelişen erkek hipogonadizmi (EH); normal pubertal gelişim ve normal sekonder seks ka-
rakterlerine sahip erkeklerin ileri yaşta düşük testosteron, yaşa bağlı morbiditeler ve genel sağlık
durumu bozukluğunun da eşlik ettiği klinik ve biyokimyasal bulguların bir arada olduğu bir
sendromdur. Klinik önemi giderek artmakla birlikte, genel popülasyondaki prevalansı bilinme-
mektedir. Semptomları genelde silik olduğundan tanısı konulamayan ve dolayısıyla tedavi alma-
yan geç başlangıçlı EH’li hastalar bulunmaktadır.
Tanı ve Klinik Geç ortaya çıkan EH tanısını koyabilmek için azalmış libido, impotans, konsantrasyon bozuklu-
ğu, sabah ereksiyon sıklığında azalma gibi testosteron eksikliğini gösteren semptom ve bulguların
olması gerekir. Geç ortaya çıkan EH şüphesi olan hastaların fizik muayenelerinde vücuttaki kıl
miktarı ve dağılımı mutlaka değerlendirilmelidir. İnsülin direnci ile birliktelik gösteren akantozis
nigrikans varlığı, meme büyümesi ve derecesi, testis boyu ve kıvamı, skrotumun yapısı ve penis
boyu değerlendirilmelidir. Prostat muayenesi yapılmalı ve yaşlı hastalarda prostat büyümesinin
düşük testosteron dışında yaşa bağlı olabileceği unutulmamalıdır. Testosteron eksikliğine bağlı
olarak boy kısalması, kas kitlesinde ve kuvvetinde azalma, vücut kitle indeksi (VKİ) ve vücut
yağ miktarında özellikle abdominal yağlanmada artış olacağı için hastaların boy, kilo, VKİ ve bel
çevresi ölçümleri yapılmalıdır. Erkek hipogonadizm tanısı için kullanılan tarama anketlerinin du-
yarlılığı yüksek iken özgüllüğü düşüktür. Özellikle “Aging Males Symptoms Scale” (AMS) anketi
testosteron replasman tedavisine klinik yanıtı takip etmek amaçlı kullanılmaktadır.
Aşağıdaki semptomlara sahip hastalarda geç ortaya çıkan EH’den şüphelenilmelidir;
• Cinsel istekte azalma
• Sabah ereksiyonunda azalma
• Erektil
disfonksiyon
• Depresif duygu-durum ve yorgunluk
• Kognitif
bozulma
• Akantozis
nigrikans
• İnsülin
direnci
• Obezite, metabolik sendrom, tip 2 diyabet
• Kas kitle ve kuvvetinde azalma
• Kemik yoğunluğunda azalma ve osteoporoz
• Vitamin D eksikliği
• Glukokortikoid ve opioid kullanımı