Yayın Danışmanı Dr. Erol Barın Editör Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz Dil Uzmanı

geciktirmek (f.): Gecikmesine sebep olmak.
haylazlık (i.): Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunma.
küçük düşmek (f.): Değeri veya onuru sarsılmak.
musallat olmak (f.): Birini sürekli rahatsız etmek, peşini bırakmamak.
müsvedde (i.): Yazı taslağı, karalama.
teselli (i.): Avuntu, avunma.
Bir Taarruz
kereste (i.): Biçilmiş, kesilmiş ağaç.
yoklamak (f.): Dokunarak incelemek.
sinsi (s.): Gizli.
gazi (i.): Savaştan sağ olarak dönen kimse.
kafile (i.): Birlikte yolculuk eden topluluk.
erzak (i.): Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı.
taarruz (i.): Saldırı, birinin üzerine hücum etme.
tırmanma (i.): El ve ayaklarıyla tutunarak dik bir yere çıkma.
Gamsızın Ölümü
çırpınmak (f.): Düzensiz bir biçimde ve aceleyle kımıldamak.
hademe (i.): Hizmet eden kişi, hizmetçi.
himaye etmek (f.): Korumak, gözetmek.
köpürtmek (f.): Su ve benzeri şeylerin köpürmesini sağlamak.
kudurmak (f.): Kuduz hastalığına yakalanmak, aşırı davranışlarda bulunmak.
vefakâr (s.): Sevgisi geçici olmayan.
virane (i.): Yıkılmış veya çok harap olmuş yapı.
zehirlemek (f.): Öldürmek için zararlı bir şey yedirmek, içirmek.

---

TÜRK HİKÂYELERİ I
39
Garip Bir Hediye
evirmek, çevirmek (f.): Bir şeyi döndürmek, bükmek.
güverte (i.): Geminin açık, üst tarafı.
hile (i.): Birini aldatmak için yapılan oyun, entrika, aldatma.
kasvetli (s.): Sıkıntılı.
nişan almak (f.): Belli bir hedefe kurşun, taş vb. ile vurmak.
sahte (s.): Orijinal olmayan, taklit. 
vinç (i.): Ağır şeyleri kaldırmaya yarayan araç.
Kaşağı
ahır (i.): Hayvanların kaldığı yer.