1917 Şubat devriMİ ve kafkasya’da kadinlarin seçme ve seçİlme hakkini kullanmasi erkan karagöz summary



Yüklə 3,26 Mb.
tarix06.04.2020
ölçüsü3,26 Mb.
#30777
1917 ŞUBAT DEVRİMİ VE KAFKASYA’DA KADINLARIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKI-yeni

1917 ŞUBAT DEVRİMİ VE KAFKASYA’DA KADINLARIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI KULLANMASI

ERKAN KARAGÖZ

Summary

While the February 1917 revolution ended the existence of the Russian empire, it was the beginning of important changes both in central Russia and in almost everywhere under the domination of the empire. One of the main objectives of the opponents who set out to establish a democratic structure in place of the overthrow tsarist was a democratic election that covered all of Russia and the assembly of a parliament and a constituent an assembly that could sustain the political presence of Russia and decide on its political structure at the end of these elections. Political rights and innovations brought by the laws enacted in this direction are the elections, in particular, the rights of women to choose and be elected.

The women's usage of their right to participate in political life quickly found a response in the Caucasian-Cross (Trans-Caucasus). Subjects such as the gathering of Russian Muslim assembly, the organization of national councils, the way of organizing the councils, good number of presence of the women in the delegation attending these councils contemporaneously occurred.

 Following February 1917 revolution, Kars oblast is the first region where women exercise their right to vote and to be elected. For this reason, first of all, information regarding the exercise of women's rights in Europe and the Caucasus should be updated.



Key words: Revolution, Caucasus, Kars, Women’s rights, Election, Russia

1917 Şubat devrimii Rus imparatorluğunun varlığına son verirken gerek merkezi Rusya’da gerekse imparatorluğun hemen her köşesinde önemli değişikliklerin de başlangıcı olmuştu. Devrilen Çarlığın yerine demokratik bir yapı kurmak amacıyla yola çıkan muhaliflerin temel amaçlarından biri de tüm Rusya’yı kapsayan bir demokratik seçim ve bu seçimler sonunda Rusya’nın siyasal varlığını sürdürebilecek, siyasal yapısına karar verecek bir parlamentonun, kurucu meclisin toplanmasıydı. Ancak bilinen nedenlerle oluşturulmaya çalışılan kurucu meclis girişimleri başarısızlığa uğrayacak, koca imparatorluk eklemlerinden dağılmaya başlayacaktı.

25 Şubat 1917’de (10 Mart) ordu ayaklanmış, ihtilalcilere katılmış; ihtilalciler Petrograd'da egemenliği ele geçirmiş, böylece Çarlık yönetimi yıkılmıştı. Yıkılan yönetimin yerine geçecek olan yeni bir hükümet oluşturulması gerekiyordu. Duma içerisindeki Progresiv blok 12 Mart’ta bu görev için Geçici Komite’yi seçerken, Duma’nın yönetime el koyması sayılabilecek bu oluşum karşısında Sovyet örgütlenmeleri de boş durmuyordu. Rus devriminin dinamik gücü olan Sovyet örgütlenmeleri de harekete geçerek birleşmeye başlıyorlardı. Nitekim Geçici komitenin oluşturulduğu gün Petrograd muhafız alayı içerisinde örgütlü olan Asker Sovyeti de göstericilere katılıyor ve bunu müteakiben işçi ve ordu temsilcileri birleşerek İşçi ve Asker Temsilcileri Sovyeti’ni kuruyorlardı. Bu adım Sovyet örgütlenmelerinin gücünün artması demekti. Evet, bir geçici hükümet vardı ancak geçici hükümet ya da komite tek başına otoriteyi temsil etmiyordu. Sokakta, fabrikada, tarlada ve kışlada artık ayrı bir güç daha vardı: Sovyet örgütlenmeleri. Bu durum kurulmaya çalışılan yönetimde iki başlılığı doğuruyordu. Geçici hükümet idari, bürokratik mekanizmayı elinde bulundururken Asker ve İşçi Sovyetleri gerçek gücü temsil ediyor; “sokağı” yani fiili iktidarı elinde tutuyordu. Devrimle birlikte gelen bu iki başlılık kısa sürede tüm ülkeye yayılacak, Geçici hükümet yanlıları ile Sovyet örgütlenmeleri çoğu yerde karşı karşıya geleceklerdi.

Kafkasya’da durum

Bu karşı karşıya geliş ve dağılma en fazla Kafkasya’da kendini gösterecekti. Merkezi Rus yönetiminden farklı bir yönetim biçimine sahip olan bu bölgede önceleri Çar naibinin de desteği alınarak bir komite oluşturulmuş, bölge bu komite tarafından yönetilmeye çalışılmıştır. Bilindiği üzere Çarlık Rusyası döneminde Kafkasya bölgesi Genel Valilik statüsünde idare edilmekteydi. İlk önceleri (1785 yılında) Kafkasya valiliği biçiminde ihdas edilmiş olan bu yönetim biçimi, 1844 yılında genel valiliğe dönüştürülmüştü.

Devrimden sonra ortaya çıkan ve acilen çözülmesi gereken sorunlardan biri de buydu. İçerisinde Kars–Ardahan ve Batum’un da bulunduğu ve devrim öncesine kadar bir Askeri Valilik olarak idare edilen bu bölge için nasıl bir yönetim biçimi uygulanacaktı?

Radzienko yönetimi söz konusu bölgenin yönetimi için ilk başlarda Grandük Nikola'nın yardım ve desteğine başvurmuştur. Kafkasya genel valisi olan Grandük Nikola buna olumlu yaklaşmış, yardımcısı Orlova aracılığıyla yayınladığı bir emirle, Kafkasya'da eski rejimin görevlilerine ülkede meydana gelen siyasal değişikliği bildirerek yeni siyasi iradeye uyulması, bölgede kargaşanın doğmasına izin verilmemesi ve düzenin korunmasını talep ettiği gibi Prens L'vov başkanlığında kurulan geçici hükümetin emirlerinin kendileri için de geçerli olduğunu bildirerek, kargaşayı önleyici tedbirlere başvurmuştur.

Ancak bütün bu önlemler yeterli olmayacaktı. Devrim hareketi eski sistemin bir parçası olan Genel vali’nin yönlendirme ve kararlarını bir noktadan sonra tanımayacaktı. Bunun farkında olan geçici hükümet, tedbir almakta gecikmedi. Kafkasya’nın idaresi için Duma içerisindeki mebuslardan oluşan bir özel komite seçilmesi gündeme gelmişti.

Bu çalışmada 1917 Şubatıyla başlayan yeni siyasal sürecin genelde Kafkas-ardı’nda özellikle de Rus Çarlığının önemli bir toplumsal, etno-kültürel laboratuar olarak kurduğu Kars oblastında devrimin getirdiği siyasal hak ve yeniliklerin nasıl yansıma bulduğu ele alınacaktır.

İlginç olan, bu yeniliklerin Rusya Müslümanları arasında özellikle de Kafkasya’da hızla karşılık bulmuş olmasıdır. Rusya Müslümanları kurultaylarının toplanması, milli şuraların örgütlenmesi ile bu şuralara katılan delegasyon içerisinde kadınların oldukça önemli sayılarda yer alması gibi hususlar eş zamanlı olarak gerçekleşmiştir.

Bu denli hızlı örgütlenme yeteneğine sahip olunmasının nedenini 1905 devriminden sonra yaşanan uzun süreçte aramak gerekmektedir. Elbette burada, bütün bu süreci, 1905 devriminden sonraki siyasal-politik süreci ele almak mümkün değildir.

Bu yazıda bu sürecin ayrıntılarına inmeden 1917 Şubat devrimini müteakiben bu tarihsel yeniliklerin gerçekleşmesini sağlayan, buna maddi temel oluşturan somut tarihsel sürecin Kafkasya’daki yansımalarının ele alınması hedeflenmektedir.

Ayastefanos’tan Sonra

1877 yenilgisinden sonra imzalanan Ayastefanos Antlaşması’nın bir sonucu olarak Kars, Ardahan, Batum savaş tazminatı karşılığı Ruslara bırakılır.

Bunun üzerine bu yerlerden Osmanlı topraklarına doğru önemli büyüklükte Karapapaklıii, Türkmen ve Kürt göçü yaşanır. Onlardan boşalan yerlere ise Güney Kafkasya’nın Ahıska, Ahılkelek, Borçalı, Şirak, Celaloğlu, Ağbaba, Gence, Karabağ ve Revan bölgelerinden Karapapaklılar ve Kürtler göçerken, Osmanlı topraklarından da Gümüşhane Rumları ve Ermenilerin Kars bölgesine doğru göç ettiği bilinmektedir. Göçler bununla da kalmaz. Merkezi Rusya topraklarından da Rus yönetiminin ve bağnaz Rus kilisesinin boy hedefi haline gelmiş olan Dukhoborlar ve Molokanların bölgeye zoraki göçü de gerçekleşir. Ayrıca daha küçük ölçeklerde de olsa Osetler, Çerkezler gibi çeşitli Kafkas topluluklarının bölgeye geçtiği bilinmektedir.

Bütün bu göçler yaşanırken Rus yönetimi ilginç bir adım atarak farklı bir uygulamaya gitmekte, Kars’ı terk eden köylülerin topraklarını parasını ödeyerek satın almaktadır. Daha sonra attığı adımlar yönetimin bu girişimle yeni bir mülkiyet sistemini uygulamayı amaçladığını göstermiştir. 2. Alexandr’ın 1861’den sonra yeniden canlandırmaya çalıştığı “mir” köy komünü sistemi Osmanlı mera, yaylak ve kışlakların köylülere tahsisi yöntemi ile birleştirilerek bölgeye özgü bir mülkiyet tarzı geliştirilmiştir. Başlatılan bu uygulamayı Akdes Nimet Kurat şöyle anlatır.

Mamafih köylülere serbesti verilmesiyle, Rusya’da büyük bir sosyal ıslahat başlamış oldu; şimdiye kadar kanun nazarında hiçbir hak ve salahiyetleri olmayan çiftlik sahiplerine veya devlete iş görmeye memur tutulan halk kitlesi,22 milyona yakın köylü, ”serbesti” kazanmış oldular. Bu yüzden II Aleksandr’a “Kurtarıcı Çar”(Tsar Osvobtidel’) adı verilmiştir. Bununla hukuken serbest olan ve “mir” (cemaat, köy)teşkilatında toplanan, köylü cemaatleri meydana geldi. Köylüler “mir”a ait arazinin müşterek sahibi telakki ediliyorlar ve 10-12 yıl müddetle erkek nüfus üzerinden hesap edilerek, arazi kura ile paylaşılır ve yeni “kura” ya kadar her köylü ailesi bu araziyi işlerdi. Vergi hususunda müteselsil kefalet usulü kabul edilmişti. Bu durum küçük değişikliklerle 1917 inkılabına kadar devam etti.”iii

Kars oblastındaki topraklar köylere tahsis edilerek köylüler arasında obsçina, cherny peredel yöntemiyle Müslüman köylüler arasında bilinen adıyla “fişek çekme”iv denilen yöntemle kura ile dağıtılmıştır. Bu uygulamada kimi bölgelerde 3,5 yıl, kimi bölgelerde 8 yılda bir yeniden kura çekilerek topraklar adaletli bir biçimde köylüler arasında kullanım amaçlı olarak el değiştirmekte, mir köy komününde olduğu gibi toprakların alınması satılması, miras yoluyla geçmesi dışında her konuda köylüler özgür bırakılmıştır.v Belirtmeliyim ki mülkiyet biçimi, paylaşma, kura çekme yöntemleri gibi uygulamalar aslında değişikliği pek sevmeyen, dinamik-toplumsal ilişkilerden haz etmeyen köylü topluluklarından hızla örgütlenen dinamik bir toplum yaratmış; bu da Kars bölgesinin, özellikle kırsal kesiminin sosyo-politik yapısını önemli biçimde etkilemiş ve belirlemiştir.



Geçici hükümetle gelen yenilikler

Bilindiği üzere Duma serüvenlerinde kadınlara seçme hakkı tanımayan Rusya seçim sistemi, 1917’de gelen devrimlerle değişime uğramış; “yeni yerel özyönetim biçimlerinde” ve genel “Kurucu Meclis” seçimlerinde olmak üzere kadınların da seçme ve seçilme hakkı bir kez daha gündeme gelmiştir.

1917 Şubat devriminden sonra kurulan Geçici Hükümet’in önünde kurucu meclis seçimlerinde kadınların ve gençlerin de oy kullanmasına olanak vermesini sağlayan düzenlemeleri gerçekleştirmek yanında, Rusya için yakıcı olan diğer haklar ve özgürlükler alanında yasalar çıkartmak, düzenlemeler yapmak görevi duruyordu.

1) bütün siyasi tutuklulara af çıkarılması;2) konuşma toplanma ve sendika kurma ve grev hakkını da kapsayan örgütlenme serbestliğinin güvence altına alınması;3) ulusa, dine ve toplumsal statüye dayalı ayrıcalıkların kaldırılması; 4) kurucu meclis çağrısının hazırlanması; 5) polisin yerini seçimle işbaşına gelen milis kuvvetlerinin alması; 6) yeni yerel özyönetim birimleri için, ’dört ayaklı’(genel, gizli, doğrudan ve eşit) oy kullanma hakkı tanınan seçimlerin yapılması; 7) Petrograd’daki isyancı askeri birliklerin silahlarını bırakmalarına ve bunların cepheye gönderilmesine engel olunması ve son olarak 8) görev başında olmayan bütün askerlere sivillerin sahip oldukları özgürlüklerden yararlanma hakkı verilmesi.”vi

Bu alanlarda yapılan yasal düzenlemeler 1917 Şubat devriminin kazanımlarının gerek bütün Rusya’da gerekse özelde Kars bölgesindeki köylüler arasında olumlu bir karşılık bulmasına neden olmuştur.

İlk uygulamalardan biri Çarlık yönetiminin atadığı memurların, özellikle Çarlık yönetiminin temsilcisi olan nahiye müdürlerinin görevden alınarak, yapılacak yeni seçimlerle halkın kendi adaylarını seçmesi, ikincisi de Rusya Müslümanları kurultaylarının toplanması için seçimler yapılmasıdır. Bu her iki tarihsel örnek de aynı tarihte yani 1917 Nisanında gerçekleşmiştir.

Bu iki tarihsel örneğin bir başka ortak özelliği her iki girişimin de aydınlarla sınırlı kalmaması; Müslüman halkın yoğun olarak yaşadığı bu yerlerde demokratik, eşit oy hakkının olduğu tek dereceli seçimler yapılması ve bu seçimlere halkın özellikle de kadınların geniş katılımının söz konusu olmasıdır. Bunlar aynı zamanda tarihsel olarak ilk gerçekleştirilen ve kadınların kitlesel olarak da seçme hakkını kullandıkları iki örnek olması açısından önemlidir.

Kars oblastının Oltu okruğundavii yaşayan ve önceleri Rus memuru olarak görev yapan ve daha sonraki süreçte Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti’nde Parlamenter olarak bulunan ve ayrıca Tabyalar Komutanlığı görevini üstlenen; cumhuriyetin dağıtılmasından sonra da Oltu Milli Şura Hükümetinin başında yer alan Yasin(Akdağ) Haşimoğlu anılarında bu olayı şöyle aktarmaktadır;

Çarlık hükümeti devrildikten sonra memurlarının değiştirileceği ve bunların halk tarafından intihab edileceği öğrenilmişti… İntihabların en mühimi Bardız nahiyesinde olmuştur. …İntihabın tayin edildiği gün sabah erken Bardız ve Posik köylerinin intihab hakkını haiz erkek ve kadın viiibütün Rumlar Göreşken’de toplandı. Bu hali görür görmez hemen yakın olan zakim ve Vartanut köylerine gizlice adam gönderttirerek oranın bütün kadın ve erkeklerini çağırttım. Bu köylerin halkı gelinceye kadar intihaba başlama işini uzattım. Öğle zamanları idi. Zakim tarafından bir sürü erkek ve başı beyaz örtülü Türk kadınları görüldü. Göreşken köyünün erkek ve kadınlarının intihaba iştirakları temin edilmişti. Hemen intihaba başlandı ve nahiye heyeti Türklerden intihab edildi.”ix

Görüldüğü üzere 1917 Nisan ayında yapılan bu seçimlere bütün köylerin kadınları aktif olarak katılmıştır.x

İkinci örnek 14–25 Mayıs 1917’de Moskova’da yapılacak olan Bütün Rusya Müslümanları 1.Kurultayı için yapılan seçimlere ilişkindir. Bu konudaki önemli tanıklıklardan birisi de hiç şüphe yok ki Fahrettin Erdoğan’ın anılarıdır.

Kars Milli Şurasının Ve Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyetinin Dışişleri bakanı olarak görev yapan Fahrettin Erdoğan bu konuya ilişkin olarak, “Türk Ellerinde Hatıralarım” adlı çalışmasında 1917’de Sibirya sürgününden dönüşünde yakalandığını, geri gönderilmek istendiğini; Kars’ta dostu Tatos Ağa’yla birlikte Kafkasya’ya geri gönderilmesini engellemek üzere valiye ricada bulunmaya giderlerken tanık olduğu bir olayı aktararak şunları söyler:

Tatos ağa yarın sabah teslim edeceğine dair kefil olarak bir imza verdi. Beni oradan kurtardı. Daireden dışarıya çıktık, şehir Türk köylüleri ile dolmuştu… Bu köylülerin şehre birikmesi sebebini sordum. Moskova’da toplanan Müslüman kurultayına gönderilecek delegelerin seçimi için buraya toplandıklarını öğrendim.”xi Der.

Bilindiği üzere Bütün Rusya Müslümanları 1.Kurultayı 1–11(14–25)MAYIS 1917’de Moskova’da yapılmış olup bu kurultaya 900 delege katılmış, Kurultaya Kafkasya’nın, Kafkas-ardı’nın birçok yöresinden olduğu gibi Kars’tan da aktif katılımlar olmuştur.

Bu örnek de göstermektedir ki yasal düzenleme ile tanınan haklar merkezi Rusya’da olduğu gibi Kafkas-ardı Müslüman halkları arasında da karşılığını bulmakta gecikmemiştir.

Kurultayda kadının toplumsal, siyasal hayattaki yerini çağdaş ölçülere taşıyabilmek için oturumlar yapılmış, önemli kararlar alınmıştır.xii

Kurultayın 8 Mayıs günlü oturumunda Ali Merdan Topçubaşev gündem dışı bir konuşma yaparak, Kars, Erivan, Bakü ve Kafkas-ardı’nın başka vilayetlerinde Müslüman halka zulüm yapıldığını belirtmiş; yapılan tartışmalardan sonra Kafkasya’yı yöneten komitenin(Ozakom) özellikle Kars bölgesindeki baskılarının önüne geçilmesi ve bölge halkının kendini yönetebilmesi hususunu Geçici Hükümet ve Petrograd İşçi -Asker ve Köylü Temsilcileri Şurası ile görüşmek üzere 6 kişilik bir heyet gönderme kararı alınmıştır.xiii

Seçilen heyet üyeleri arasında, yukarıda sözünü ettiğimiz kadınların da siyasal yaşamda ve mücadele sürecinde aktif olarak katılması yolundaki kararın hayata geçirildiğinin güzel bir örneği olan bir kadın üye bulunmaktaydı: Hayrünisa(Hayrülnisa) Ahundova.

Ahundova, muhtemelen Kafkasya-Kars bölgesini temsilen seçilen bir delege olmalıdır.xiv Uluslararası bir kurultaya delege olarak seçilmesi, başkente gidecek olan heyet içerisinde yer alması ve seçilme hakkını kullanan ilk kadın olması açısından önemli bir örnektir.

Bu iki tarihsel örnek kadınların seçme ve seçilme hakkının en erken hayata geçirildiği bölgenin (1917 Nisan-mayıs) Güneybatı Kafkasya( Kars oblastı)olduğunu göstermektedir.



Mondros Ve Sonrası

Brest-Litovsk Antlaşmasını müteakiben Kars oblastına giren Osmanlı askeri güçleri Kars’ta oluşturulan siyasal dokuyu bozarak sıkıyönetim ilan etmiş ve Kars’ı ilhakta duraksamamıştır.xv Ancak bu işgal ve ilhak fazla uzun sürmemiş, Osmanlı devleti 1.Dünya savaşını sona erdiren Mondros ateşkes antlaşmasının hemen sonrasında bölgeye giren İngiltere’nin ültimatomları üzerine bölgeyi boşaltarak yeniden 1914 sınırlarına çekilmiştir.

Böylece Kars bölgesi xvi yeniden hukuken Rus toprağı haline gelmiştir. Ancak bölge halkı kendini çok daha kötü koşullar altında bulmuştur. Galip devletlerin bölgeye çöreklendiği Kafkasya’da ortaya çıkmış olan yeni devlet örgütlenmelerinin bölge halkının toprakları üzerinde hak iddia etmeye başladıkları bir ortamla karşı karşıya kalmıştır. Buna rağmen olağanüstü bir hızla toparlanmış, 1918 Nisan ilhakıyla yarıda kalan siyasal örgütlenmelerine yeniden devam etmiştir. Bu örgütlenmelerde de Rus siyasal yaşamının kazanımlarının aynen sürdürüldüğü görülmektedir.

27 Mart 1919 tarihli Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyetinin kuruluş manifestosunun girişinde bu husus açıklıkla vurgulanmaktadır: (Resim.1)

Kadın ve erkek yurttaşların katılımıyla tek dereceli, eşit, gizli ve nispi seçim sistemi esaslarına göre seçilmiş olan meclis, 27 Mart’taki oturumunda 2 milyon nüfuslu güneybatı Kafkas bölgesinin milli şurası tarafından 1 Aralık 1918 tarihinde ilan edilen Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasına ilişkin iş bu kararnameyi bütünüyle kabul eder ve onaylar. (Resim.2)

30 Kasım 1918’de Kars Milli Şurası seçilmiş bölge temsilcilerini toplantıya çağırarak, 1 Aralık 1918 tarihinde geçici Güneybatı Kafkas Demokratik cumhuriyetinin kuruluşunu ilan ederken, 17-18 Ocak 1919’da yapılan oylamalarla hükümet başkanını ve hükümet üyelerini seçmiştir.

Milli şura tarafından hükümet başkanı seçilen İbrahim Cihangirzade’ye yazılan görevlendirme yazılardan birinde bakanlar listesinin de ekte olduğundan söz edilmektedir. Bu liste içerisinde Elena Arlof(Arlov) isimli Rus kökenli bir kadının bakan olarak yer aldığını görmekteyiz. (Resim.3)

Elena Arlof önceleri Milli Eğitim Bakanlığı görevine seçilmiş, sonra daha stratejik bir görev olan Posta-Telsiz -Telgraf Genel Müdürlüğü’ne geçmiştir.xvii Arlof, Kars bölgesinde seçilme hakkından yararlanarak seçilen ikinci kadın olarak da oldukça önemlidir.

Sonuç olarak, bütün bu bilgilerin ışığında mevcut verili dijital kaynaklardaki diğer bir deyimle internetteki bilgi kaynaklarındaki sıralamanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bu kaynaklardan birinde şu bilgiler yer almaktadır: “Avrupa’da kadınların oy hakkını ilk kazandığı ülke,1907'deki parlamento seçimlerinde dünyanın ilk kadın milletvekillerinin seçildiği Finlandiya Büyük Dukalığı oldu.  Norveç 1913'te Finlandiya'yı takip etti.1917'de Geçici Hükûmet altında Rusya'da bu hak kadınlara tanındı. 1918'de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti de bu hakkı kadınlara tanıdı.”

(https://tr.wikipedia.org/wiki/Kadınlara oy hakkı)

Bir başka kaynakta ise, “1906 yılında Finlandiya kadın vatandaşlarına seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk Avrupa ülkesi olmuştur. O yıllarda Rusya büyük çarlığına bağlı bir düklük olan Finlandiya, dünyada ilk kadın milletvekillerinin meclise girdiği ülke unvanını da taşır. 1907 yılında 19 kadın milletvekili meclise girmeyi başarmıştır… Danimarka ve o zaman Danimarka'ya bağlı olan İzlanda’da 1915'de kadınlara oy hakkı vermiştir. Dünyada bir kadının bir parlamentoda görev alması ilk kez 1924'de Danimarka'da mümkün olmuştur.” Denilmektedir. (https://onedio.com/haber/ulke-ulke-kadinlarin-secme-ve-secilme-haklarina-sahip-olma-kronolojisi-663664)

Wikipedia’da bu ülkelerden sonra kadınların seçme-seçilme hakkının 1918’de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nde tanındığına yer verilmekteyse de aktardığımız bu yeni bilgiler ışığında, kadınların seçme hakkının Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nden önce Kars oblastında ve seçilme hakkının da Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti’nde hayata geçirildiğini söylemek mümkündür.

Azerbaycan Halk Cumhuriyetinde söz konusu süreci aktaran Mirza Bala Memmedzade’ninxviii yazdıklarına bakıldığında, orada kadınların seçme seçilme haklarını kullandıklarına ilişkin somut tarihsel örnekler yer almamaktadır. Bu husus muğlaktır. Memmedzade 1917 Şubat devriminin kazanımı olan yasal seçme ve seçilme hakkının var olduğundan, bu hakkın diğer etnik topluluklar karşısında avantaj kazanmak için kullanıldığından söz eder ancak seçilen bir kadın parlamenterden söz etmez.

1918 senesinde başlayan Rusya ihtilali kadın hayatında yeni üçüncü bir devir kuruluyordu: bu devirde kadınlar hukuk-i siyasiyye ve içtimaiye müsaviliği kazanmaya, erkeklerle beraber olarak hukuk-i milliyeyi vataniyeden feyziyab almaya başlıyorlardı.

Bu devir büyük bir imtihan devri aynı zamanda münevver ve hür kadınlara olan ihtiyacın tezahür ettiği, muhafazakârların gözlerine battığı bir devir idi. Kadınlarıyla hür ve erkeklerle müsavi olacak ve bu sayede milletimiz kendi ana toprağında, kendi mukadderatın eline alacaktı veya da kadınları hürriyet ve insanlıktan mahrum ederek bütün milletimizi dahi ecnebilerin, hatta bizden defalarca az olan komşularımızın taht-ı nüfuzunda bırakacaktı. Rusya muvakkati ihtilal hükümeti, demokratik prensipler üzerine umum kadın ve erkeklerin iştirakiyle, idareyi mahalliye ve belde müesseselerine ve meclisi müessesan’a intihabat yapıyordu. Bu intihabatta Türk kadınları iştirak etmeseydiler, şüphe yoktur ki ahalinin verdiği rey tesbitiyle intihap edilen mebuslarımızın adedi, gerçek oranlarından defaatla az olacaktı. Dört milyon Azeri Türk’ünün yarısı, belki daha azı oy verecek, üç milyon Gürcü veya yarım milyon Ermeni milleti heyeti-i umumiyesiyle seçimlere katılacaktı… hatta Meclisi Mebusan dairelerindeki memurların bir kısmı hanımlardan olduğu gibi, meclisi -i mebusan defter müdürünün muavini de kadın idi.” xix

Yukarıda belirttiğimiz gibi, Onedio adlı sitede yer alan, “Dünyada bir kadının bir parlamentoda görev alması ilk kez 1924'de Danimarka'da mümkün olmuştur.” Belirlemesi de Güneybatı Kafkas demokratik cumhuriyetinin ilk kadın bakanı Elena Arlof’un parlamentoda olduğu ve 17 Ocak 1919 tarihli bakanlar kurulu listesinde yer aldığı tarihsel gerçeği karşısındaxx düzeltilmesi gereken bir yanlıştır.



Öte yandan 1918 Nisanında Bakü Komünü Halk Komiseri olarak seçilen ve Milli Eğitim Komiseri olarak görev yapan Nadezhda Nikolayevna Kolesnikova’yı da anmak gerekmektedir. (Resim.4)


iNotes

 Kabul edilen yeni takvim nedeniyle 13 günlük fark nedeniyle günümüz takviminde Mart ayına karşılık gelen Şubat devrimi günlerini ele alırken tarihsel kullanımına sadık kalarak Şubat devrimi, aynı şekilde Kasım ayına karşılık gelen Ekim devrimini de bilinen adıyla kullanacağım.

ii Kafkasya’nın otokton Türk topluluğu..

iii A.Nimet Kurat. Rusya Tarihi. Sf. 340

iv Ayrıntılı bilgi için. Erkan karagöz. Güneybatı Kafkasya toprak mülkiyeti rejimi. AsyaŞafak yay.

v a.g.e

vi.M. Bookchin.1905’ten1917’ye Rus Devrimleri. Sf.196.

vii Okrug. Osmanlı devletinde Sancak, mutasarrıflığa karşılık gelen idari birim.

viii a.b.ç. E.K

ixY.Haşimoğlu. “Oltu şura hükümeti ve Yasin Haşimoğlu’nun Anıları.” … Sf.48-49.

x Büyük Millet Meclisi Hükümeti topraklarına katıldıktan sonra, üstelik de 1921 anayasasına aykırı olmasına rağmen, Kars bölgesinde Nahiye müdürlerinin tek dereceli seçimle doğrudan ve demokratik bir biçimde seçilmesi incelenmesi gereken ilginç bir tarihsel deneydir.

xi F. Erdoğan. Türk Ellerinde Hatıralarım. Sf. 131.

xii 1917 Mayısında gerçekleştirilen 1.Rusya Müslümanları Kurultayı’na 112 kadın delege katılmıştır.

xiii N. Devlet. “1917 Ekim İhtilali ve Türk –Tatar Millet Meclisi.” Sf. 99.

xiv Ahundova’ ya ilişkin bilinen şeyler sınırlıdır. Bu kurultaya katılmış olması, Kars’ın konumunu görüşmek üzere Sen Petersburg’a gidecek olan heyette yer alması, bu nedenle de birkaç gün sonra yapılan kadınlara ilişkin konferansta yapacağı konuşmayı yapamamasıdır. Hakkında başka hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Azerbaycanlı ünlü tarihçi ve Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti konusunda otorite olan Prof. Dr. A.N.Haciyev’in de bu konuda bilgisinin olmadığını söylemesi, adının Azerbaycan siyasal tarihinde hiçbir biçimde geçmemesi bu kadın siyasetçinin Kars bölgesinden olduğu kanaatini uyandırmaktadır.

xv Bu konuda ayrıntılı bilgi için, “Güneybatı Kafkasya Demokratik Cumhuriyeti, Kelebek Ömürlü Cumhuriyet”. Erkan Karagöz Kitaplığı.2020 İstanbul.

xvi Kars, Ardahan ve Batum’u da kapsayan bölge kastedilmektedir.

xviiBatum’da telsiz cihazı (1) iken bunun Kars’ta (11) adet olduğunu göz önünde tutarsak bu kuruluşun ne kadar stratejik öneme sahip olduğu daha kolay anlaşılacaktır.

xviii Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kurucularındandır.

xix. Mirza Bala Memmedzade. “Azerbaycan Misakı Millisi.” Sf. 75-76-77.

xx. Belleten dergisi. Özel basım. CXLVIII.

Bibliography


A.Nimet Kurat. Rusya Tarihi. Türk Tarih Kurumu Basımevi. 1993

Belleten. CXLVIII.

Dr. N. HABLEMİTOĞLU. “Çarlık Rusyasında Türk Kongreleri. (1905–1917) Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 2005.

E. Karagöz. Güneybatı Kafkasya Toprak Mülkiyeti Rejimi. ASYAŞAFAK Yayınları.2015

E.Karagöz. Güneybatı Kafkasya Demokratik Cumhuriyeti. “Kelebek Ömürlü Cumhuriyet” E.K.K. Yay.2020

F. ERDOĞAN. “Türk Ellerinde Hatıralarım. Yeni Matbaa -1954.

Kızıl Kitap. Kaynak Yayınları.2006

Murray BOOKCHİN. “1905’ten1917’ye Rus Devrimleri.” Dipnot yayınları. 2. Basım. 2018

M.Bala MEMMEDZADE. Azerbaycan Misakı Millisi. Ankara 2002. Azerbaycan Kültür Derneği.
N. DEVLET. “1917 Ekim İhtilali ve Türk –Tatar Millet Meclisi.” Ötüken Yayınları.
Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, Fon 544 Liste 13,Dosya 20 Yaprak 2.
S.S.KARAMAN. İstiklal Mücadelesi ve Enver Paşa. Arma Yayınları.

Ş.N.HABLEMİTOĞLU. “Şefika Gaspıralı Ve Rusya’da Türk Kadın Hareketi.” Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 2004. İstanbul.

Y.HAŞİMOĞLU. “Oltu Şura Hükümeti ve Yasin Haşimoğlu’nun Anıları.” Salkımsöğüt yay. Erzurum.

Resimler


Resim 1.Manifestonun yer aldığı Krasnaya Kniga’nın kapağı.

Yüklə 3,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin