Semptom şiddeti ile hastalık morbiditesi arasında korelasyon yok.
Ses kısıklığı en sık semptomdur.
Öksürük
Ağrı, stridor, afoni, dispne…..
Genellikle ASYE ile birlikte görülür.
Genellikle ASYE ile birlikte görülür.
Solunum sıkıntısına yol açan hastalıkların %90 ınından sorumludur.
Çocukların %3-5 ‘i en az bir kez krup atağı geçirir.
Bu çocukların %5’inde rekürren krup görülür.(reflü, konjenital malformasyon,larengeal stenoz)
Sonbahar ve kış aylarında, 18-24 aylık bebeklerde görülür.
E/K:2,1/1
Hastaların %1,5-15 hastaneye yatırılır.
Hastaneye yatırılanların %1-5 inde entübasyon ihtiyacı vardır.
Solunum sıkıntısı subglottik ödeme bağlıdır.
Solunum sıkıntısı subglottik ödeme bağlıdır.
En sık Parainfluenza 1ve 2 virüsleri sorumlu tutulmakla birlikte influenza A ve B, Respiratuar sinsityal virüs, kızamık, adenovirüs, varisella, herpes simpleks tip l de izole edilmiştir.
Viral krup direkt temas ve nazofaringeal sekresyonlara maruz kalmakla bulaşır.
Vokal kordlar ve subglottis mukozası eritemli ve ödemlidir.
Viral krup için kritik faktör subglottik bölgedeki şişlik miktarıdır. (Subglottis üst solunum yolunun en dar kısmıdır)
Hafif ateş, lökositoz görülebilir. İnspiratuar stridor, havlar tarzda öksürük, ses kısıklığı ana semptomları oluşturur.
Hafif ateş, lökositoz görülebilir. İnspiratuar stridor, havlar tarzda öksürük, ses kısıklığı ana semptomları oluşturur.
Öksürük ve düşük ateşle seyreden prodromal dönem vardır.
Bifazik stridor, retraksiyonlar, solunum hızının artması ve siyanoz ciddi solunum yolu obstrüksiyonu lehinedir.
Tanı öykü ve fizik muayeneyle konur.
Tanı öykü ve fizik muayeneyle konur.
Olası yabancı cisim aspirasyonu ve eski entübasyon öyküsü sorgulanmalıdır.
Havayolunun radyolojik görüntülenmesi faydalı olabilir.
Anteroposterior grafıde subglottik bölgede 'steeple sign' (çan kulesi işareti) ve lateral grafıde aynı bölgede flu görünüm görülebilir
Ayırıcı tanıda ilk düşünülmesi gereken durum akut epiglottittir.
Ayırıcı tanıda ilk düşünülmesi gereken durum akut epiglottittir.
Sonrasında yabancı cisim, subglottik hemanjiomların akılda tutulmalıdır.
Gastroözefagial reflü de rekürren krup semptomlarını ortaya çıkarabilir.
Tedavinin temelini yakın takip, buhar verilmesi, gerektiğinde oksijen, rasemik epinefrin ve kortikosteroid desteği sağlanması oluşturur.
Tedavinin temelini yakın takip, buhar verilmesi, gerektiğinde oksijen, rasemik epinefrin ve kortikosteroid desteği sağlanması oluşturur.
Hastalığın bazen 3-5 gün içinde kendini sınırlayarak, herhangi bir tedaviye gereksinim göstermeden geçebileceği de bilinmelidir.
Rasemik epinefrin alfa adrenerjik reseptörler üzerinden vazokonstriksiyona yol açarak subglottik bölgede ödemi azaltır.
Kortikosteroidler kapiller endotel geçirgenliğini azaltarak mukozal ödemi çözücü etki gösterir.
Bakteriyel enfeksiyon oluşumu düşünülmedikçe antibiyotik başlama endikasyonu yoktur.
Supraglottik yapıların bakteryel selülitidir.
Supraglottik yapıların bakteryel selülitidir.
Supraglottik ödeme bağlı olarak epiglotun lingual yüzünün diffüz enflamatuar infiltrasyonuna ikincil posterior ve inferiora doğru kıvrılması gerçekleşir.
Kış ve ilkbaharda daha sık olmak üzere yılın herhangi bir zamanında görülebilir.
Pediatrik epiglottit
Pediatrik epiglottit
Solunum sıkıntısı daha ciddi
Genelde büyük çoğunluğu entübe edilir.(%94)
% 6 lık kısmı yoğun bakım ünitesinde entübe edilmeden takip gerektirir.
Erişkinde epiglottit
Acil entübasyon ve trakeotomi nadiren gerekli.
90%den fazla vakada H. İnfluenza tip B etyolojik ajan olarak saptanmıştır.
90%den fazla vakada H. İnfluenza tip B etyolojik ajan olarak saptanmıştır.
Diğer mikroorganizmalar arasında Grup A Beta hemolitik streptokoklar, stafilokoklar, pnömokoklar, klebsiella, haemophilus parainfluenza, psödomonaslar, virüsler ve kandida türevleri sayılabilir.
Doğru tanı konulmadığında yüksek mortaliteye yol açması önemini artırmaktadır.
HİB aşısının devreye girmesiyle HİB'e bağlı supraglottit vakalarında belirgin azalmalar kaydedilmiştir.
Yüzeyel solunum inspiratuar stridor, retraksiyonlar ve salya tutamama görülebilir.
Öksürük ve ses kısıklığı pek olmamasına karşın boğuk ve perdelenmiş bir ses (muffled voice) mevcuttur.
Çocuk 'tripod’ pozisyonda, ellerini yatağa koymuş, oturur pozisyonda ve öne eğilmiş olarak daralmış larinks girişinden hava akımını artırmaya çalışır.
Sekresyonların aspirasyonu ile ani laringospazm sonucu zaten daralmış olan havayolunun tıkanması respiratuar arrestle sonuçlanabilir!!!!
Tanı, özelikler çocuklarda supraglottik yapıların ameliyathane ortamında direkt gözlemlenmesiyle konur.
Tanı, özelikler çocuklarda supraglottik yapıların ameliyathane ortamında direkt gözlemlenmesiyle konur.
Epiglottisin uygun havayolu müdahale ekipmanı ve personeli olmadan görülmeye çalışılması önerilmez.
Yan servikal grafılerde epiglotta şişme, yuvarlaklaşma(THUMB SİGN), ariepiglottik foldlarda kalınlaşma, bombeleşme ve hipofarenks distansiyonu görülebilir.
Anteroposterior grafide subglottik havayolu normal görülür.
Ameliyathane koşullarında yapılan muayenede muhtelif derecede havayolu obstrüksiyonuyla birlikte ödemli, eritemli bir mukoza izlenir. Referans noktası olan kıkırdak yapılar kaybolmuştur.
Supraglottitten şüphelenilen vakalarda, hasta ameliyathane koşullarına airvay ve trakeotomi ekipmanıyla birlikte alınmalıdır
HİB enfeksiyonları ampisilin veya kloramfenikol tedavi ediliyorken, bu susun Beta laktamaz üretmeye başlamasıyla tercihler Seftriakson (100 mg/kg/gün), sefotaksim (100 mg/kg/gün), ve sulbaktam ampisilin (200 mg/kg/gün) yönünde değişmiştir.
Antibiyotik tedavisinin süresi çocuğun klinik yanıtına göre belirlenir, oral antibiyotik seçimi kültür sonuçlarına uygun olarak yapılır.
Bakteryel krup , membranöz krup olarak da adlandırılır.
Bakteryel krup , membranöz krup olarak da adlandırılır.
Ağırlıklı görüş, bakteryel trakeitin viral krupa sekonder ve komplike olarak geliştiği yönündedir.
Sekonder bakteryel patojenler en sık olarak Stafilokokus aureus, sonrasında Streptokokkus pyojenes, Haemophilus influenzae, Moraxella catarrhalis, ve ender olarak gram negatif enterik bakterilerdir.
Bakteryel trakeit daha çok sonbahar ve kışın görülür, 6 ay-8 yaş arası çocukları etkiler.
Subglottiste ödem gelişir,yaygın mukozal ülserasyonlar ve psödomembran oluşumu görülür.
Bazı vakalarda saatler içerisinde gelişen ciddi solunum sıkıntısıyla ortaya çıkar.
Bazı vakalarda saatler içerisinde gelişen ciddi solunum sıkıntısıyla ortaya çıkar.
Bazı vakalarda ise birkaç günlük stridor, havlar tarzda öksürük, ses kısıklığı gibi prodromal belirtiler sonrasında ateş, solunum sıkıntısı, ve toksik tablo görülür.
Hastalar rasemik epinefrine yanıt vermez.
Yüksek ateş ve öksürük de simültane olarak ortaya çıkar.
Lökositoz belirgindir.
Tanı bulgu ve belirtilere dayanarak konur.
Tanı bulgu ve belirtilere dayanarak konur.
Üst solunum yolu grafilerinde çan kulesi işareti 'steeple sign' subglottis ve üst trake için görülebilir.
En kesin tanı havayolu endoskopisiyle konur.
Rijid teleskopik ve bronkoskopik muayene sonrası sekresyon ve psödomembranlar aspire edilir.
Kültür için trakeal salgıdan örnekler alınır.
Havayolu güvenliği için nazotrakeal veya orotrakeal entübasyon yapılabilir.
Havayolu güvenliği için nazotrakeal veya orotrakeal entübasyon yapılabilir.
Havayolu sık serum fizyolojik irrigasyonu ve aspirasyonlarla temizlenmeli ve sekresyonlardan arındırılmalıdır.
Kültürlerde Gram (+) mikroorganizmalar ürerse, S.aureus'a karşı nafcillin tercih edilir. Gram (-) mikroorganizmalar veya karışık floranın ürediği durumlarda ise sefotaksim veya seftriakson kullanılabilir.
Bakteryel trakeitin en sık komplikasyonu 50% oranında görülen pnömonidir.
Etken Corynebacterium Diphtheriae
Etken Corynebacterium Diphtheriae
Boğaz ağrısı ve ses kısıklığı ile yavaş başlayan hastalık tablosunu takiben ilerleyici havayolu tıkanıklığı vardır.
Difteri ekzotoksileri epitelde nekroza neden olan kanama odakları meydana getirir.
Epitel dejenerasyonu ve arkasından gelişen seroanjinöz eksüda , psödo-membranöz kabuk gelişimine neden olur.
Bu mebranlar burun, tonsil, yumuşak damak, larenkste bulunabilir.
Tanı bakteriyel smear ve kültürler ile konur.
Tanı bakteriyel smear ve kültürler ile konur.
Ayırıcı tanıda enfeksiyöz mononükleoz, streptokokal farenjit ve ülseratif farenjit yer alır.
Tedavide ilk amaç havayolunu korumaktır.
Havayolundan debrisler temizlenmeli.
Nadiren trakeotomiye ihtiyaç olur.Entübasyon kontroendikedir.
Ekzotoksinlerin neden olduğu sistemik belirtiler 20-60000 Ü antitoksin ile tedavi edilir.
10 gün boyunca prokain penisilin veya eritromisin tedavide kullanılır.
Korunmada aşılama etkilidir.
100 gün öksürüğü
100 gün öksürüğü
Özellikle küçük çocuklarda ciddi hastalık yapar
Yetişkinlerde ise hafif hastalık ve taşıyıcılık oluşturur.
Etken Bordotella pertussis
En sık temmuz-ekim ayları arasında görülür.
İnsanlar tek konaktır.
Çok bulaşıcıdır.
Çok bulaşıcıdır.
Duyarlı kişilerde % 80-100 oranında hastalık oluşturur.
Ev içinde temas edenlerde % 90 bulaşma oluşur.
Bulaşma yolu
Direk temas veya damlacık yolu ile olur.
Etken dış ortamda yaşayamaz. Bulaşma bu nedenle özellikle öksürük sırasında yayılan damlacıklarla olur.
3 evresi vardır:
3 evresi vardır:
Kataral (1-2 hafta)
Rinore, hapşırma
Hafif öksürük
Konjonktivit
Göz yaşarması
Hafif ateş
Paroksismal (2-4 hafta)
Öksürüğün sıklığında ve şiddetinde artma olur.
Tipik öksürük nöbeti;
Tek bir ekspiriyumda 5-10 kez kuvvetli öksürük ve bunu takip eden ani yoğun inspiriyum gelişir.
Bu sırada, yüzde kızarıklık, siyanoz oluşur, gözler dışarı fırlar, dil ileriye doğru çıkar, tükrük salgısında artış olur, boyun venleri belirginleşir.
Öksürük sonrasında kusma olur.
İyileşme (1-2 hafta)
Öksürük nöbetleri ve kusmada dereceli olarak azalma olur.
Öksürük aylarca devam edebilir.
Aylar ve yıllar içerisinde üst solunum yolu enfeksiyonları ile öksürük nöbetleri tekrarlayabilir .
Spesifik tanı nazofaringeal sürüntünün hasta başında Bordet-Gengau besiyerine ekilmesi ve etkenin üretilmesi ile konulur.
Spesifik tanı nazofaringeal sürüntünün hasta başında Bordet-Gengau besiyerine ekilmesi ve etkenin üretilmesi ile konulur.
Direk Flouresan Antikor tekniği çabuk ve spesifik tanı sağlar.
6 ayın altındaki çocuklarda ve şiddetli vakalarda hospitalize edilmelidir.
Destekleyici tedavi:
Destekleyici tedavi:
Öksürük nöbetleri sırasında oluşan siyanoz için oksijen tedavisi verilebilir.
Öksürük nöbetlerinin ortaya çıkmasına yol açan faktörlerin uzaklaştırılması ( ses, ışık gibi).
Yoğun koyu sekresyonlar aspire edilebilir.
Dehidratasyon varsa sıvı replasmanı yapılabilir.
Beslenme güçlüğü varsa beslenme desteği yapılabilir.
Eritromisin ilk tercihtir.(14 gün)
Aşılama hastalıktan en iyi korunma yoludur.
VİDEO
VİDEO
Primer herpes simpleks oral kavite ile sınırlıdır. Ancak bazen lezyon hava yolu tıkankılığına neden olacak şekilde hipofarensk ve larenkse uzanabilir.
Primer herpes simpleks oral kavite ile sınırlıdır. Ancak bazen lezyon hava yolu tıkankılığına neden olacak şekilde hipofarensk ve larenkse uzanabilir.
En sık 1-5 yaşlarında görülür.
Asiklovir tedavide kullanılır.
KANDİDİYAZİS:
KANDİDİYAZİS:
Etken candida albicans
Kortikosteroid ve geniş spektrumlu anbiyotik kullanımı,DM,yanıklar, alkolizm.
En fazla vokal kordlar üzerinde düzensiz , parçanabilir beyaz eksüda ile beraber diffüz larengeal eritem.
Ses kısıklığı asıl semptom
Tedavi sistemik antifungal gerekir. Topikal ve oral nistatin inefektiftir.
Tedavide kortikosteroid ve siklofosfamid kullanılır.
Larenksin büyüklüğü ve anatomik yapısı (en dar yer ve en fazla bükülme gösteren yer) en fazla birikimin burda olmasına neden olur.
Larenksin büyüklüğü ve anatomik yapısı (en dar yer ve en fazla bükülme gösteren yer) en fazla birikimin burda olmasına neden olur.
Larensk sigara dumanı, toz ve havayla taşınan diğer maddelere daha fazla maruz kalmaktadır.
Sıcak ve kuru gazlar, duman, ozon, amonyak, klorin, disülfit, sülfür dioksit larenkste akut ve kronik hasara yol açmaktadır.
Yüz yanığı olan hastaların büyük bir kısmında hava yolunun toksik ve termal hasarı görülür.
Yüz yanığı olan hastaların büyük bir kısmında hava yolunun toksik ve termal hasarı görülür.
Aşırı sıcakla, vazodilatasyon, kapiller geçirgenlik artışı, yaygın ödem ve bunların sonucunda havayolu tıkanıklığı meydana gelir.
Ödem hasardan 8-24 saat içinde gelişerek 4-5 günde geriler.
Ses kısıklığı, stridor,ağrı olabilir.
Hasar derecesi fazla olursa tam larengeal darlık olabilir.
Tedavide hava yolu güvenliği sağlanır ve nemlendirilmiş O2 verilir.
RADYASYON LARENJİTİ:
RADYASYON LARENJİTİ:
İlk etki;
Kapiller geçirgenlikte artış,
Ödem,
Nötrofilik infiltrasyon,
Vasküler tromboz ve
Lenfatik kanalların tıkanmasıyla karakterize şiddetli enflamatuar yanıttır.
RT devam ettiğinde odinofaji, disfaji, yabancı cisim hissi, disfoni ve odinofoni ortaya çıkar.
Larenks hiperemik ve ödemlidir.Fibrinöz bir eksüda vardır.
RADYASYON LARENJİTİ:
RADYASYON LARENJİTİ:
Geç dönemdeki doku sekeli, yağlı dokular, bağ dokusu ve bezlerdeki dejeneratif değişimlerle küçük kan damarlarının tıkanmasıyla meydana gelir.
Larenkste bez yapılarının atrofisi ile kuru bir larenks oluşur.
Tedavi semptomatiktir ve sıvı desteği, ekspektoran uygulanması ve ortamın nemlendirilmesidir.
RADYONEKROZ:
RADYONEKROZ:
RT bağlı geç dönem bulgusudur.
RT nin kıkırdak yapısında iskemiye yol açmasından kaynaklanır.
Disfaji, zayıflama,kötü kokulu nefes, şiddetli disfoni, VK hareketlerinde azalma görülür.
RT den sonra ödem ilerleyerek artıyorsa radyonekroz, tümör nüksü ve reflü akla gelmelidir.
RADYONEKROZ:
RADYONEKROZ:
Tedavide endoskopla nekroze kıkırdak ve yumuşak doku parçaları alınabilir.Gerekirse açık cerrehi yapılabilir. Açık ameliyattan sonra 2-4 hafta larenkse stent konulmalıdır.
HBO tedavisi cerrahiden önce bazı olgularda faydalı olabilir.
Son seçenek olarak larenjektomi akılda tutulmalıdır.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş –Boyun Cerrahisi; Can Koç,2004
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş –Boyun Cerrahisi; Can Koç,2004
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş –Boyun Cerrahisi; Onur Çelik,2002
Otolaringoloji baş ve boyun cerrahisi Nihat Çakır
Cummings Otolaryngology Baş ve Boyun Cerrahisi, Türkçe Çevirisi. Ankara: Güneş Kitabevi Ltd. Şti. 2007