Araștirma yazisi / original article hemodializ Tedavisi Alan Son Dönem Kronik Böbrek



Yüklə 91,5 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix02.03.2017
ölçüsü91,5 Kb.
#9970

62

ARAȘTIRMA YAZISI / ORIGINAL ARTICLE

Hemodializ Tedavisi Alan Son Dönem Kronik Böbrek 

Yetmezliği Hastalarında Huzursuz Bacaklar Sendromu

Restless Legs Syndrome in End Stage Chronic Renal Failure Patients Receiving Hemodialysis Treatment

Mithat Bedir

1

, Ayșe Jini Güneș



2

, Havva Cilan

2

, Özlem Doğan



3

, Emel Oğuz Akarsu

4

, Serkan Özben



5

1

Mardin Devlet Hastanesi, Nöroloji Kliniği, 

2

Nefroloji Kliniği, 

3

Biyokimya Bölümü, Mardin, 

4

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji 

Kliniği, İstanbul, 

5

Kafkas Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Kars, Türkiye

Mithat Bedir, Mardin Devlet Hastanesi Nöroloji Polikliniği, Yenişehir, Mardin, Türkiye, 

Tel. 0507 2384242 Email. mithatbedir@mynet.com

Geliş Tarihi: 05.04.2013  •  Kabul Tarihi: 28.06.2013

ABSTRACT


AIM: In this study, we aimed to investigate the frequency of rest-

less legs syndrome and the probable relation between demographic 

characteristics of the patients diagnosed in patients on hemodialysis 

treatment program for chronic renal failure in Mardin, Turkey.

METHODS: In this study, chronic renal failure patients over 18 

years of age, with a Kt/V >1.4 value admitted to the two dialy-

sis centers in Mardin and under hemodialysis program for at least 

three months were included. For the diagnosis of restless legs syn-

drome, the diagnosis form of The International Restless Syndrome 

Legs Study Group was used. The patients were divided into two 

groups depending on the presence or absence of restless legs 

syndrome. Demographical and laboratory characteristics of the 

two groups were compared.

RESULTS: The study included all of the 90 patients receiving he-

modialysis treatment and restless legs syndrome was diagnosed 

in eight (8.9%) of these cases. Although the mean duration of 

hemodialysis treatment was longer in patients with restless legs 

syndrome, the difference was not signifi cant (p=0.06). The demo-

graphic and biochemical characteristics showed no difference be-

tween the two groups (p > 0.05). Diabetes Mellitus and hyperten-

sion were detected in 44 and 43% of all participants, respectively.

CONCLUSION: Restless legs syndrome was detected in 8.9% 

of chronic renal failure patients receiving hemodialysis treatment. 

The demographic characteristics of patients in the presence or ab-

sence of restless legs syndrome are similar.

Key words: chronic; demography; renal dialysis; kidney failure; restless legs 

syndrome

ÖZET


AMAÇ: Bu çalıșmada Mardin il merkezindeki diyaliz ünitelerinde 

hemodiyaliz tedavisi alan kronik böbrek yetmezliği hastalarında 

huzursuz bacak sendromu sıklığının ve huzursuz bacak sendromu 

saptanan hastaların demografik özellikleri arasındaki olası ilișkilerin 

araștırılması amaçlanmıștır.

Kafkas J Med Sci 2013; 3(2):62–67  •   doi: 10.5505/kjms.2013.05025

Giriș

Huzursuz Bacaklar Sendromu (HBS) Uluslararası 



Çalışma Grubu’nun tanımladığı genetik, çevresel ve 

medikal faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösteren, 

genellikle uyku sırasında rahatsızlık veren ve yaşam 

kalitesini bozan sensori-motor nörolojik bir hastalık-

tır. Semptomlar ayda bir defadan yılda her gün tek-

rarlayacak sıklığa kadar, şiddeti ise hafi ften maluliyete 

kadar değişebilir

1-3


. Yakınmalar hastalık ortaya çıktık-

tan sonra genellikle yaşam boyu devam etmektedir

3

.

Hastalık etiyolojiye göre primer ve sekonder olarak 



ayrılmaktadır. Hastaların çoğunluğu idiyopatik olarak 

ortaya çıkan primer formdadır. Bu hastaların yaklaşık 

YÖNTEM: Çalıșmaya Mardin ilindeki mevcut iki diyaliz merkezine baș-

vuran, en az üç aydır hemodiyaliz programında olan, 18 yaș üstü, Kt/V 

>1,4 olan tüm kronik böbrek yetmezliği hastaları alındı. Huzursuz ba-

caklar sendromu tanısı için Uluslararası Huzursuz Bacaklar Sendromu 

Çalıșma Grubu (The International Restless Legs Syndrome Study 

Group) tarafından hazırlanmıș tanı formu kullanıldı. Hastalar huzursuz 

bacaklar sendromu varlığı ve yokluğuna göre iki gruba ayrıldı. İki gru-

bun demografik ve laboratuar özellikleri karșılaștırıldı.

BULGULAR: Çalıșmaya hemodiyaliz tedavisi alan 90 olgu alındı ve 

olguların sekizinde (%8,9) huzursuz bacaklar sendromu saptandı. 

Hemodiyaliz tedavi süreleri huzursuz bacaklar sendromu saptanan 

grupta daha yüksek olmakla beraber, farklılık istatistiksel olarak 

anlamlı değildi (p=0,06). Katılımcılarda huzursuz bacaklar sendro-

munun varlığı ya da yokluğuna göre biyokimyasal parametreler ve 

demografik özellikler açısından istatistiksel anlamlı bir farklılık sap-

tanmadı (p>0,05). Tüm hastaların %44,4’ünde diyabetes mellitus 

ve %43,3’ünde eșlik eden hipertansiyon vardı.

SONUÇ: Hemodiyaliz tedavisi alan KBY hastalarında %8,9 oranın-

da HBS görüldü. HBS saptanan ve saptanmayanlar arasında de-

mografik özellikler benzerdir.

Anahtar kelimeler: kronik; demografi; böbrek dializi; böbrek yetmezliği; 

huzursuz bacaklar sendromu



63

Kafkas J Med Sci

%60’ında HBS açısından aile öyküsü bulunmaktadır 

ve genetik bir yatkınlık olduğuna yönelik belirtiler 

vardır

3

.



Huzursuz bacak sendromu etiyopatogenezinde en 

önemli faktörün demir metabolizması ve dopaminer-

jik sistemdeki bozukluk olduğu düşünülmektedir

4



Bunun kanıtı; demir tedavisi ve kan beyin bariyerini 

geçerek dopamine metabolize olan levodopanın HBS 

tedavisinde yararlı olduğunun gösterilmesidir. Aynı 

zamanda dopamin ve demir ile ilişkili belirteçlerin, 

HBS hastalarının beyin omurilik sıvısında farklı oran-

larda bulunması bunu desteklemektedir

5

. HBS has-



talarında substansia nigrada demir düzeyinin düşük 

bulunması bu iki sistem arasında bir ilişki olduğunu 

göstermektedir

6

.



Sekonder HBS’nin en sık ilişkili olduğu durum demir 

eksikliği olup, diğer ilişkili olduğu durumlar; perife-

rik nöropati, diyabetes mellitus (DM), multipl skleroz 

(MS), radikülopati, romatoid artrit ve böbrek yetmez-

liğidir

1,2,7


. Ayrıca HBS; Parkinson hastalığı gibi bazı 

hastalıkların seyri sırasında ve gebelikte de sekonder 

olarak görülebilir. Bazı ilaçların (antiepileptikler, anti-

depresanlar, dopamin agonistleri, lityum vb.) kullanı-

mıyla da HBS belirtilerinin oluştuğu bildirilmiştir

2,8,9


İleri yaş, alkol, tütün ve kafein kullanımı gibi bazı 

alışkanlıkların da HBS açısından risk oluşturduğu 

gösterilmiştir

3

.

HBS sıklığı toplumlar arasında farklılık göstermekle 



birlikte, genel popülasyonda Avrupa ve Amerika’da 

yapılan çalışmalarda %5–10 arasında değişen sık-

lıklarda görülmekteyken, Asya toplumlarında daha 

düşük sıklıklarda görülmektedir

2,10-12

. HBS; diyaliz 



tedavisi alan kronik böbrek yetmezliği (KBY) has-

talarında ise %6-60 arası prevalans ile normal po-

pülasyondan daha sık görülmektedir ve hastaların 

yaşam kalitesini düşürmektedir

8

. Mardin bölgesinde 



genel popülasyonda HBS prevalansı bilinmemekte-

dir. Bu çalışmada Mardin ilinde hemodiyaliz tedavisi 

alan KBY hastalarında HBS sıklığını saptamayı ve 

HBS olan ve olmayan hastalar arasındaki demog-

rafi k ve biyokimyasal parametreleri karşılaştırmayı 

amaçladık.

Yöntem

Çalışmamız Helsinki Deklerasyonu prensiplerine 



uygun olarak yapılan kesitsel ve gözlemsel bir ça-

lışmadır. Bu çalışmaya Ocak-Mart 2013 tarihlerinde 

Mardin ilindeki mevcut iki diyaliz merkezine başvu-

ran, en az üç aydır hemodiyaliz programında olan, 

18 yaş üstü, diyaliz tedavisinin etkinliği için kulla-

nılan Kt/V değeri 1,4’ten büyük olan tüm KBY 

hastaları alındı. Çalışmada Helsinki Deklerasyonu 

kriterlerine uyuldu ve çalışmaya alınan tüm hasta-

lar çalışma hakkında bilgilendirilerek yazılı onamla-

rı alındı.  HBS tanısı için uluslararası HBS çalışma 

grubu (The International Restless Legs Syndrome 

Study Group) tarafından hazırlanmış tanı formu 

kullanıldı

1

. HBS için tanı kriterleri (kesin tanı için 



kriterlerin tamamı karşılanmalıdır):

 1. Bacakları hareket ettirme dürtüsü (her zaman 

değil ama genellikle eşlik eden, hoş olmayan duy-

sal yakınmalar),

 2. Bacakları hareket ettirme dürtüsü ve eşlik eden 

duysal yakınmaların istirahatta olması,

 3. Semptomların yürüyüş ya da germe gibi hareket-

lerle hafi fl emesi,

 4. Semptomların akşam ya da geceleri gündüze 

göre daha şiddetli olması.

Hastaların yaşı, hemodiyaliz tedavi süreleri (ay), eşlik 

eden sistemik hastalıkları (DM, hipertansiyon; HT, 

kalp yetmezliği), sigara ve kahve alışkanlıkları, hemog-

lobin, glikoz, üre, kreatinin, sodyum, potasyum, kalsi-

yum, fosfor, albümin, ürik asit, alanin aminotransfe-

raz, ferritin, parathormon, demir, total demir bağlama 

kapasitesi düzeyleri kaydedildi. Transferin saturasyonu 

ise, demir düzeyleri total demir bağlama kapasitesine 

bölünerek hesaplandı. Bütün biyokimyasal analizler 

için hastaların serumları, diyaliz seansından 15 daki-

ka önce alınarak çalışıldı. Hastalar HBS saptanan ve 

saptanmayanlar olarak iki gruba ayrıldı. İki grubun de-

mografi k ve laboratuar özellikleri karşılaştırıldı.

İstatistiksel Yöntem

İstatistiksel analiz için SPSS software version 17.0 

programı kullanıldı. Sürekli değişkenler için ortala-

ma ve standart sapma hesaplandı. Gruplar arasında 

kategorik değişkenler için Pearson’s Ki-kare, sürek-

li değişkenler için Mann-Whitney U testi kullanıldı, 

p<0,05 değeri anlamlı kabul edildi.

Bulgular

Çalışmaya 48 (%53,3) kadın, 42 (%46,7) erkek olgu 

olmak üzere toplam 90 hasta katıldı. Hastaların yaş 

ortalaması 57,2±16,2 yıldı (18–93 yaş). Son dönem 

böbrek yetmezliği tanısıyla ortalama hemodiyaliz te-

davi süresi 57,7 ±46,5 aydı  (3–192 ay). 



64

Kafkas J Med Sci

Katılımcıların sekizinde (%8,9) HBS saptanırken, 

82 olguda (%91,1) HBS saptanmadı. Cinsiyete göre 

dağılımda kadınların oranı HBS tanısı alan grupta 

%75’ken diğer grupta %51,2 olarak bulundu, ancak 

aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,2).

Hemodiyaliz tedavi süreleri HBS saptanan grupta daha 

yüksek olmakla beraber istatistiksel olarak anlamlı bir 

farklılık saptanmadı (p=0.06). HBS tanısı konulan ve 

konulmayan olguların diğer demografi k özellikler açı-

sında gruplar arası istatistiksel anlamlı bir farklılık sap-

tanmadı (Tablo 1). Yine benzer şekilde bu iki grup ara-

sında incelenen tüm biyokimyasal değerler açısından 

istatistiksel anlamlı fark saptanmadı (Tablo 2).

Tüm hastaların %16,7’sinin (15  hasta) sigara, %10’unun 

(9 hasta) düzenli kahve içme alışkanlığı vardı. Son 2 yıl 

içinde hastaneye yatış sıklığı %34,4’tü. Tüm hastaların 

%44,4’ünde diyabetes mellitus ve %43,3’ünde eşlik 

eden hipertansiyon vardı.

Tartıșma

Çalışmamızda hemodiyaliz tedavisi alan son dönem 

KBY’li olgularda HBS oranı %8,9 olarak saptanmış-

tır. Mevcut ulusal ve uluslararası literatüre göre ge-

nellikle hemodiyaliz ve periton diyalizi tedavisi alan 

KBY olgularında HBS sıklığı normal popülasyona 

göre daha fazla olduğu kaydedilmiştir

8,13,14


.

Tablo 1. Kronik böbrek yetmezliği sebebiyle diyaliz olan hastalarda huzursuz bacaklar sendromu (HBS) saptanan ve saptamayanların demografik özelliklerinin 

karșılaștırılması

HBS


(n=8)

HBS olmayan

(n=82)

Tüm hastalar



(n=90)

p

Kadın Erkek oranı



6/2 (%75/%25)

42/40 (%51,2/%48,8)

48/42 (%53,3/%46,7)

0,2


Yaș (yıl)

49,9±11,6

57,9±16,5

57,2±16,2

0,13

Diyaliz süresi (ay)



86,9±49

54,8±45,6

57,7±46,5

0,06


DM 

3 (%37,5)

37 (%45,1)

40 (%44,4)

0,7

HT 


2 (%25)

37 (%45,1)

39 (%43,3)

0,3


Kalp yetmezliği

2 (%25)


21 (%25,6)

23 (%25,6)

0,9

Okur-yazar olmayan hastalar



4 (%50)

50 (%61)


54 (%60)

0,08


Sigara kullanımı

1 (%12,5)

14 (%17,1)

15 (%16,7)

0,7

Kahve alıșkanlığı



1 (%12,5)

8 (%9,8)


9 (%10)

0,8


Hastaneye yatıș (Son 2 yılda)

4 (%50)


27 (%32,9)

31 (%34,4)

0,3

HBS: Huzursuz Bacaklar Sendromu, DM: Diyabetes Mellitus, HT: Hipertansiyon



Tablo 2. Kronik böbrek yetmezliği sebebiyle diyaliz olan hastalarda huzursuz bacaklar sendromu (HBS) saptanan ve saptamayanların biyokimyasal değerlerinin 

karșılaștırılması 

HBS

(n=8)


HBS olmayan

(n=82)


p

Hemoglobin (gr/dL)

11,6±2,2

11,1±1,3


0,63

Glikoz (mg/dL)

128,1±58,7

123,6±55,6

0,88

Üre (mg/dL)



128,9±30,4

131,9±31,5

0,83

Kreatinin (mg/dL)



8,7±2,1

7,8±2,2


0,25

Na (mmol/L)

138,6±3,5

136,6±3,7

0,07

K (mmol/L)



5,3±1,4

4,8±0,8


0,27

Ca (mg/dL)

8,7±0,7

8,8±0,7


0,65

P (mg/dL)

4,5±1,4

4,9±1,4


0,64

Ürik asit (mg/dL)

5,2±0,8

5,6±1,2


0,31

Albümin (g/dL)

3,7±0,3

3,6±0,4


0,51

ALT (U/L)

14,5±10,1

15,1±15


0,89

Demir (μg/dl)

64,4±32,6

57,5±54


0,23

TDBK (μg/dl)

224,6±189,2

160,3±58,6

0,36

Transferrin  saturasyonu (%)



35,1±19,5

35,2±16,7

0,90

Ferritin (ng/mL)



472±330

572,8±345

0,58

Parathormon  (pg/mL)



725,6±599

460±381,3

0,13

HBS: Huzursuz Bacaklar Sendromu, Na: Sodyum, K: potasyum, Ca: kalsiyum, P: fosfor, TDBK: Total Demir Bağlama Kapasitesi ALT: Alanin aminotransferaz



65

Kafkas J Med Sci

bir çalışmada beyaz ırkta Afrika kökenli-Amerikalılara 

göre anlamlı olarak daha yüksek HBS sıklığı saptan-

mıştır

27

. Yukarıdaki çalışmalardan anlaşıldığı gibi, ça-



lışmaların yapıldığı coğrafi  bölgeye göre; %6,6’dan 

%62’ye kadar geniş bir aralıkta prevalans sonuçları 

mevcuttur. Birçok toplumda hemodiyaliz tedavisi 

alan KBY hastalarında HBS sıklığının bu kadar geniş 

varyasyon göstermesi genetik, ırksal ve coğrafi  bölge 

farklılığı gibi çevresel faktörlerin de medikal neden-

ler kadar önemli olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu 

durum çalışmalarda kullanılan yöntem farklılığından 

da kaynaklanabilir. 

Birçok çalışmada hemodiyaliz tedavisi alan KBY ol-

gularındaki HBS sıklığının normal popülasyondan 

fazla saptanmasına rağmen, bizim çalışmamızda bek-

lenenden az saptamamızın nedeni olarak ülkemizde 

farklı bölgelerde ve özellikle de Mardin ilinde farklı 

etnik grupların bulunmasından kaynaklanabileceğini 

düşünmekteyiz. Bizim çalışmamızda 18 yaş üstü tüm 

hemodiyaliz tedavisi alan KBY hastaları alınmış olup, 

hastalarımızın eğitim düzeyi, çalışma durumu diğer 

yapılan çalışmalara göre düşüktü.

HBS kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla izle-

nebilir. 16.202 olgunun tarandığı REST çalışmasında 

son 1 yıl içerisinde HBS belirtisi görülenlerin sıklığı 

genel kadın popülasyonunda %9,0 ve erkek popülas-

yonunda %5,4 bulunmuştur

28

. Hemodiyaliz tedavisi 



alan hastalarda yapılan çalışmalarda da kadınlarda 

HBS istatistiksel olarak daha sık tespit edilmiştir

23,25



Ancak başka bir çalışmada da hemodiyaliz tedavisi 



alan hastalarda HBS ile cinsiyet arasında ilişki sap-

tanmamıştır

24

. Bizim çalışmamızda kadınların oranı 



HBS tanısı alan grupta %75 iken diğer grupta %51,2 

olarak bulundu ancak aradaki fark istatistiksel olarak 

anlamlı değildi (p=0,2).

HBS nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak ça-

lışmaların çoğunda dopaminerjik deşarj ve demir se-

viyesinin yetersizliği üzerinde durulmuştur

4

. Genel 


olarak sekonder HBS ile en sık ilişkili bulunan du-

rumlardan birisi demir eksikliğidir

.

 Yapılan bir çalış-



mada demir eksikliği olan hastaların %34’ünde HBS 

saptanmıştır

7

. Çalışmamızda da hastaların %35,2’sin-



de demir eksikliği saptadık. Ancak, HBS saptanan ve 

saptamayan hastalar arasında demir, demir bağlama, 

transferin saturasyonu ve ferritin düzeyleri açısından 

anlamlı fark saptayamadık (p>0,05).

HBS ile demir eksikliği arasındaki ilişki sık olarak ça-

lışılmıştır

4,7

. Hemodiyaliz tedavisi alan hastalarda ya-



pılan bir çalışmada HBS hastalarında demir eksikliği 

HBS’nin genel popülasyonda görülme oranı ülke-

mizde Mersin’de yapılan bir çalışmada %3,19 olarak 

saptanmıştır. Bu çalışmadaki prevalansın (%3,19) di-

ğer bölgelere göre düşük çıkması genetik faktörlerle 

ilişkilendirilmiştir

15

. Tunceli ilinde sağlık personelinde 



yapılan çalışmada HBS sıklığı %18,3 olarak gösteril-

miştir


16

. Trakya bölgesinde 21–40 yaş aralığında ya-

pılan bir çalışmada HBS sıklığı gündüz çalışanlarda 

(%7,79) ve vardiyalı çalışan sağlık personellerinde 

(%13,76) olarak saptanmıştır

17

. Çalışmamızda hemo-



diyaliz tedavisi alan KBY olgularında HBS oranını, 

ülkemizin genel popülasyonundakine benzer sıklıkta 

saptadık.

Yurt dışında da genel popülasyonda prevalans çalış-

maları yapılmıştır. İngiltere’de temel sağlık hizmetle-

rinde çalışan hekimler tarafından yapılmış uzun süreli 

(4 yıl) ve yaklaşık 1,5 milyon kişi katılımlı bir çalış-

mada genel popülasyonda HBS prevalansı % 0,25 

olarak saptanmıştır

18

. Amerika’da yapılmış başka bir 



çalışmada ise genel popülasyonda HBS sıklığı %15,3 

olarak saptanmıştır. Bu çalışmada 60 yaşına kadar yaş 

arttıkça belirtilerin arttığı, 60 yaşından sonra ise yaş 

ilerledikçe belirtilerin azaldığı saptanmıştır

19

.

Ülkemizde diyaliz tedavisi alan KBY hastalarında 



HBS sıklığı ile ilgili çalışmalar bulunmaktadır. Bu ça-

lışmalarda farklı sonuçlar bildirilmiştir. Isparta ilin-

de yapılan bir çalışmada tüm hemodiyaliz ve periton 

diyalizi tedavisi alan hastalar taranmış ve hemodi-

yaliz tedavisi alan hastalarda %25, periton diyalizi 

tedavisi alan hastalarda %37,2 oranında HBS tespit 

edilmiştir. Bu çalışmada periton diyalizi alan hasta-

larda HBS daha sık tespit edilmekle birlikte arada-

ki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır

20



Yine ülkemizde yapılan bir çalışmada hemodiyaliz 

hastalarında HBS %4,7 gibi diğer çalışmalara oranla 

düşük bir sıklıkta bulunmuştur. Bu çalışmada ayrıca 

levodopa ve gabapentin tedavilerine verilen yanıtlar 

karşılaştırılmış ve gabapentin üstün bulunmuştur

21



Türkiye’de 2008 yılında yapılan bir çalışmada hemo-

diyaliz tedavisi alan KBY hastalarında HBS sıklığı 

%45,3 bulunmuştur

22

.



Pek çok ülke diyaliz tedavisi alan son dönem böbrek 

yetersizliği olan hasta gruplarında HBS sıklığı çalışıl-

mıştır. Son dönem yapılan çalışmalarda HBS sıklığı; 

Kore’de %28 

23

, Çin’de %62 



14

, Hindistan’da %6,6 

13



Japonya’da %12,2 



24

, Şili’de %25,9 

25

, İtalya’da %21,5 



26

 olarak saptanmıştır. Amerika Birleşik Devletlerinde 

hemodiyaliz tedavisi alan KBY hastalarında, benzer 

yaş gruplarında, iki ayrı ırkta karşılaştırmalı yapılmış 



66

Kafkas J Med Sci

daha homojen olmasını sağlayabilirdi. Ancak has-

ta sayısında önemli ölçüde azalmaya neden olacaktı. 

Ayrıca çalışmamıza alınan hasta popülasyonu yerel 

bir halkın verilerini içermekte olduğundan, farklı et-

nik gruplar arasında farklı sonuçların çıkması olasıdır. 

Bu nedenle de çok merkezli çalışmalar ile verilerimi-

zin konfi rme edilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, KBY olgularında normal popülasyo-

na göre benzer bir HBS sıklığı bulunmaktadır. HBS 

varlığı; klinik ve demografi k verilerle açıklanamamak-

tadır, ancak diyaliz uygulanma süresiyle HBS sıklığı 

artmaktadır.

Kaynaklar

  1. Berger K, Kurth T. RLS epidemiology--frequencies, risk 

factors and methods in population studies. Mov Disord 2007; 

22: S420-3.

  2.  Castillo PR, Kaplan J, Lin SC, et al. Prevalence of  restless legs 

syndrome among native South Americans residing in coastal 

and mountainous areas. Mayo Clin Proc 2006; 81:1345-7. 

  3.  Symvoulakis E, Anyfantakis D, Lionis C.  Sao Paulo Med J 

2010; 128: 167-70.

  4. Allen R. Dopamine and iron in the pathophysiology of  

restless legs syndrome (RLS). Sleep Medicine 2004; 5: 385–91.

  5.  Allen RP,  Connor JR, Hyland K, et al.  Abnormally increased 

CSF 3-Ortho-methyldopa (3-OMD) in untreated restless legs 

syndrome (RLS) patients indicates more severe disease and 

possibly abnormally increased dopamine synthesis. Sleep 

Medicine 2009; 10: 123–8.

  6.  Godau J, Klose U, Di Santo A, et al. Multiregional brain iron 

defi ciency in restless legs syndrome.  Movement Disorders 

2008; 23: 1184–7.

  7.  Rangarajan S, D’Souza GA. Restless legs syndrome in Indian 

patients having iron defi ciency anemia in a tertiary care 

hospital.  Sleep Medicine 2007; 8: 247–51.

  8.  Kavanagh D, Siddiqui S, Geddes CC. Restless legs syndrome 

in patients on dialysis. Am J Kidney Dis 2004; 43: 763-71.

  9.  Winkelmann J, Stautner A, Samtleben W, et al. Long-term 

course of  restless legs syndrome in dialysis patients after 

kidney transplantation. Mov Disord 2002; 17: 1072-6.

 10.  Berger K, Luedemann J, Trenkwalder C, et al. Sex and the 

risk of  restless leg syndrome in the general population. Arch 

Intern Med 2004; 164: 196-202.

 11. Zucconi M, Ferini-Strambi L. Epidemiology and clinical 

fi ndings of  restless legs syndrome. Sleep Med 2004; 5: 293-9.

 12.  Tan EK, Seah A, See SJ, et al. Restless legs syndrome in an 

Asian population: A study in Singapore. Mov Disord 2001; 16: 

577-9.

  13.  Bhowmik D, Bhatia M, Gupta S, et al. Restless legs syndrome 



in haemodialysis patients in India: a case controlled study.  

Sleep Med 2003; 4: 143–6.

anemisi ile HBS arasında anlamlı ilişki ile birlikte 

HBS saptanan hastalarda diğer gruba göre hemog-

lobin düzeyleri de anlamlı olarak düşük bulunmuş-

tur


24

. Başka çalışmalarda ise hemoglobin veya demir 

eksikliği ile HBS arasında ilişki bulunamamıştır

25,29


Çalışmamızda HBS ile hemoglobin seviyesi, ferritin 

ve total demir bağlama kapasitesi seviyeleri açısın-

dan bir ilişki saptanmadı. Bu durum hemodiyaliz te-

davisi alan hastaların çoğunda eritropoetin veya de-

mir preparatı tedavilerinin de veriliyor olmasından 

kaynaklanabilir. Ayrıca önceki çalışmalarda KBY 

olgularında demir tedavisinin HBS semptomlarını 

hafi fl ettiği saptanmıştır. Bu durum KBY olguların-

da HBS sıklığının artış nedeni olarak demir eksikli-

ğini desteklemektedir. Demir eksikliğine ek olarak 

HBS’ye sık olarak eşlik eden DM, periferik nöropati 

gibi kronik hastalıklar da KBY’de normal popülas-

yondan daha sık görüldüğünden HBS sıklığını etki-

leyebilir

8, 13, 14, 24-26

.

Bazı çalışmalarda diyaliz tedavisi süresiyle HBS sık-



lığının arttığına dair veriler sunulmasına rağmen

26



diyaliz süresi ile HBS arasında ilişkinin saptanma-

dığı yayınlar da mevcuttur

23

. Çalışmamızda HBS 



varlığı ile diyaliz süresi arasında da anlamlı bir ilişki 

saptanmamıştır.

Literatürde bazı çalışmalarda diyaliz tedavisi alan 

KBY hastalarında kalsiyum düzeyi ile HBS arasında 

ilişki araştırılmıştır, ancak anlamlı bir özellik bulun-

mamıştır


8,24

. Bizim çalışmamızda da literatüre paralel 

olarak kalsiyum düzeyi ile HBS sıklığı arasında anlam-

lı ilişki saptanmamıştır.

Yapılan birçok çalışmada diyaliz hastalarında HBS 

olan hastalarda HBS olmayanlara göre diyabet, hi-

pertansiyon gibi komorbid hastalık sayısı fazla olan 

hastalarda da HBS sıklığının daha fazla olduğu sap-

tanmıştır

28,30


. Bazı çalışmalarda ise anlamlı ilişki sap-

tanmamıştır

23

. Bizim çalışmamızda ise iki grup arasın-



da DM, HT, kalp yetmezliği gibi komorbid hastalıklar 

açısından anlamlı fark saptanmadı.

Çalışmamızın bazı  kısıtlı yönleri bulunmaktadır. 

Bunlardan birincisi çalışmamız kesitsel bir çalışma 

olup HBS patogenezine ışık tutmamakta ve ola-

sı nedensel ilişkileri incelememektedir. Diğer kısıtlı 

bir yönü göreceli olarak az sayıda vaka ile yapılmış-

tır. Bu nedenle daha büyük ölçekli çalışmalarla ve-

rilerimizin desteklenmesine ihtiyaç bulunmaktadır.  

Hastalarımızın bir kısmı gabapentin, trisiklik antidep-

ressan, kalsiyum kanal blokerleri kullanmaktaydı. Bu 

gibi ilaçları kullanan hastaların dışlanması çalışmanın 



67

Kafkas J Med Sci

 22.  Çölbay M, Yüksel Ş, Acartürk G, et al. Huzursuz bacak 

sendromlu hemodiyaliz hastalarında uyku kalitesi. Genel Tıp 

Derg 2007; 17: 35-41.

 23.  Kim JM, Kwon HM, Lim CS, et al. Restless Leg syndrome 

in Patients on Hemodialysis: Symptom Severity and Risk 

Factors. J Clin Neurol 2008; 4: 153-7.

  24.  Takaki J, Nishi T, Nangaku M, et al. Clinical and psychological 

aspects of  restless legs syndrome in uremic patients on 

hemodialysis. Am J Kidney Dis 2003; 41: 833-9.

  25.  Miranda M, Araya F, Castillo JL, et al. Restless legs syndrome: 

a clinical study in adult general population and in uremic 

patients.  Rev Med Chil 2001; 129: 179-86. 

  26.  Gigli GL, Adorati M, Dolso P, et al. Restless legs syndrome in 

end-stage renal disease. Sleep Med 2004; 5: 309-15.

  27.  Kutner NG, Bliwise DL. Restless Legs complaint in African-

American and Caucasian hemodialysis patients. Sleep Med 

2002; 3: 497-500.

 28. Allen RP, Walters AS, Montplaisir J, et al. Restless legs 

syndrome prevalence and impact: REST general population 

study. Arch Intern Med 2005; 165: 1286-92.

  29.  Collado-Seidel V, Kohnen R, Samtleben W, et al. Clinical and 

biochemical  fi ndings in uremic patients with and without 

restless legs syndrome. Am J Kidney Dis 1998; 31: 324-8.

  30.  Mucsi I, Molnar MZ, Ambrus C, et al. Restless legs syndrome, 

insomnia and quality of  life in patients on maintenance 

dialysis. Nephrol Dial Transplant 2005; 20: 571-7.

 14. Hui DS, Wong TY, Ko FW, et al. Prevalence of  sleep 

disturbances in Chinese patients with end-stage renal failure 

on continuous ambulatory peritoneal dialysis. Am J Kidney 

Dis 2000; 36: 783–8.

 15.  Sevim S, Dogu O, Camdeviren H, et al. Unexpectedly low 

prevalence and unusual characteristics of  HBS in Mersin, 

Turkey. Neurology 2003; 61: 1562-9

 16.  Deveci SE, Deveci F, Kırkıl G, et al. Sağlık Çalışanlarında 

Huzursuz Bacak Sendromu Sıklığı. Kocatepe Tıp Dergisi 

2012; 13: 139-48.

 17.  Gülser N, Öztürk L, Top MŞ, et al. Vardiyalı Çalışanlarda 

Huzursuz Bacaklar Sendromu ve Subjektif  Uyku Kalitesi. 

Nöropsikiyatri Arşivi 2012; 49: 281-5.

  18.  Van de Vijver DA, Walley P, Petri H. Epidemiology of  restless 

legs syndrome as diagnosed in UK primary care. Sleep Med 

2004; 5: 435–40.

 19. Nichols DA, Allen RP, Grauke JH, et al. Restless legs 

syndrome symptoms in primary care: a prevalence study. Arch 

Intern Med 2003; 163: 2323–9.

 20.  Yüksel Ş, Yılmaz M, Demir M, et al. Diyaliz Hastalarında 

Huzursuz Bacak Sendromu ve İlişkili Faktörler. Turkiye 

Klinikleri J Med Sci 2009; 29: 344-52

 21.  Micozkadioglu H, Ozdemir FN, Kut A, et al. Gabapentin 

versus levodopa for the treatment of  Restless Legs Syndrome 

in hemodialysis patients: an open-label study. Ren Fail 2004; 

26: 393-7.



Yüklə 91,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin