YÖNET M VE EKONOM Yıl:2007 Cilt:14 Sayı:2 Celal Bayar Üniversitesi . .B.F. MAN SA
Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey
Yönetici Pozisyonuna Yükselmelerindeki Engeller:
Balıkesir li Örneğ i
Prof. Dr. Edip ÖRÜCÜ
Balıkesir Üniversitesi, Bandırma BF, ş letme Bölümü, BALIKES R
Araş . Gör. Recep KILIÇ
Balıkesir Üniversitesi, Bandırma BF, ş letme Bölümü, BALIKES R
Taş kın KILIÇ
Balıkesir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ş letme ABD, BALIKES R
ÖZET
Kadınların erkeklere oranla, üst yönetimlerde ve stratejik öneme sahip pozisyonlarda
temsil güçlerinin az olmasının nedenlerini araş tırmak, bu çalış manın amacını oluş turmaktadır.
Çalış mada, literatür taramasına dayanarak “Cam Tavan” kavramı açıklanmış ve kadınların üst
düzey yönetici pozisyonuna gelememelerindeki engeller, Türkiye ve diğ er ülkelerdeki araş tırmalar
incelenerek aktarılmaya çalış ılmış tır.
Çalış manın uygulama kısmında, literatür taraması sonucu elde edilen bulgular ış ığ ında,
Balıkesir ilinde görev yapmakta olan kiş ilerin söz konusu engeller hakkındaki görüş lerini tespit
etmek amacıyla 103 erkek, 97 kadın olmak üzere toplam 200 çalış ana anket uygulaması yapılmış tır.
Elde edilen bulgular, kadınların liderlik ve yöneticilik özelliklerinin sınırlı olması, ailevi
sorumluluklarının fazla olması ve “kraliçe arı” sendromunun (Kadınların birbirini çekememeleri)
kadınların üst düzey yönetici pozisyonuna yükselememelerinin temel nedenleri olduğ unu ortaya
koymuş tur
.
Anahtar Kelimeler: Cam tavan, kadın yöneticiler, kariyer engelleri
Glass Ceiling Syndrome and the Obstacles Facing Women’s
Advancement to Senior Management Positions: Evidence From
Balikesir
ABSTRACT
Examining the reasons why women’s presentation in senior management levels and
strategically important positions is lower compared to men constitutes the aim of this study.
Conducting a literature survey, the concept of “Glass Ceiling” has been explained and the
obstacles confronting women in preferment to senior management positions have been presented
depending on the related studies held in Turkey and other countries.
In the application part of the study, under the light of the findings from the literature, a
survey covering 200 employees, of whom 103 male and 97 female, has been conducted in order to
find out about the opinions of employees in Balıkesir on the obstacles in question. The findings have
revealed that the limited horizon of leadership and managerial capability, excessive familial
responsibilities, and the “queen bee” syndrome are the main obstacles that hamper women in the
progress towards senior level managerial positions.
Key Words: Glass ceiling, women managers, career barriers
E. Örücü & R. Kılıç & T. Kılıç / Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna
Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir li Örneğ i
118
I- G R Ş
Kadınlar ve erkekler, gerek iş gerekse sosyal hayatta çeşitli aktiviteleri
birlikte yürütmektedirler. Nüfus olarak kadınlar dünya nüfusunun yarısına sahip
olmalarına rağmen iş hayatında aynı oranda pay sahibi olamamışlardır. ş
hayatında erkeklerin gerisinde kalmaları ve alınan önemli kararlarda yer
alamamaları; araştırmamızın hareket noktasını oluşturmaktadır. Bu çalışma,
Türkiye’de ve dünyada, iş yaşamında kadınların üst düzey yöneticilik
pozisyonlarına erkeklere oranla daha az yükselmelerindeki nedenleri araştırmaya
yönelik yapılmıştır.
Çalışmanın ilk bölümünde literatürdeki kaynaklardan yararlanılarak
kadınların yönetici pozisyonlarına yükselmelerinde karşılaştıkları engelleri
tanımlayan “Cam Tavan” sendromuna değinilmiş ve “Cam Tavan” ın üç boyutu
ele alınmıştır. Ayrıca çalışmada, üst düzey yönetici pozisyonuna kadınların
getirilmesindeki olumlu faktörlere değinen araştırmalara da yer verilmiştir.
Çalışmanın metodoloji bölümünde, üst düzey yönetici pozisyonlarına
kadın yöneticilerin getirilmesinin önündeki engelleri tespit etmek amacıyla
Balıkesir ilinde özel sektör ve kamu çalışanlarına anket uygulaması yapılmıştır.
Anket uygulamasına oniki farklı sektörden 97’si kadın olmak üzere toplam 200
kişi katılmıştır. Buna ek olarak daha önce bu konuda ve buna benzer konularda
yapılan araştırmalar incelenmiştir.
Sonuç bölümünde ise, literatür taraması sonucu elde edilen teorik bilgiler
ile uygulama sonucunda ulaşılan bulgular değerlendirilerek üst düzey yönetici
pozisyonuna kadınların getirilmesindeki engeller ortaya konmaya çalışılmıştır.
II- ARAŞTIRMANIN KURAMSAL YÖNÜ
A- “CAM TAVAN” KAVRAMI
Cam tavan 1970’ li yıllarda ABD de ortaya çıkan bir kavramdır. Örgütsel
önyargılar ve kalıplar tarafından yaratılan, kadınların üst düzey yönetim
pozisyonlarına gelmelerini engelleyen görünmez, yapay engeller olarak
tanımlanmıştır (Wirth, 2001:1).
Cam tavan; devlette, şirketlerde, eğitim kurumlarında veya kar amacı
gütmeyen kuruluşlarda yüksek mevkilere gelmeyi arzulayan ve bunun için
çabalayan kadınların karşılaştıkları engellerdir. Cam tavan terimi ile anlatılmak
istenen, karşılaşılan sorunların belirsizliğidir (Aycan, 2004).
Yönetici pozisyonunda çalışan kadınların, belirli bir aşamadan sonra
yükselmelerini engelleyen faktörlerin toplamına "Cam Tavan" ya da "Cam Tavan
Sendromu" adı verilir. Cam Tavan adından da anlaşılacağı gibi görünmez bir
engeli tanımlamaktadır. Cam tavan, bir kadın yönetici olarak belirli bir noktaya
kadar yükseldikten sonra önemli bir terfi beklediği anda adını tam olarak ortaya
koyamadığı nedenlerden ötürü istediği terfiyi alamama durumu şeklinde de
açıklanmaktadır (Şiyve, 2004).
Kadınların iş hayatında giderek artan oranlarda yer almaları, çalışma
yaşamında ve yönetimde kadınlarla ilgili araştırmaların da artmasını beraberinde
getirmiştir. Yapılan araştırma sonuçları, özel sektördeki kadın yöneticilerin ancak
orta kademeye kadar ilerlediklerini ve orada durduklarını göstermiştir. Yönetim
Yönetim ve Ekonomi 14/2 (2007) 117-135
119
seviyeleri bakımından bakıldığında kadın yöneticilerin sayısı açısından olumsuz
sayılabilecek sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Fortune 1000’deki (Fortune 1000
listesi, toplam gelirler temel alınarak oluşturulan en büyük 1000 Amerikan
ş
irketinden meydana gelmektedir.)
firmaların sadece ikisinin en tepe yöneticisinin
(CEO) kadın olduğu belirtilmektedir
.
Bu durum, kadınların yükselmesini
engelleyen bir cam tavan (glass ceiling) olduğu iddiası ile açıklanmaktadır. Cam
tavanın oluşum nedenleri olarak; kadınların çalışma yaşamında kısa sayılacak bir
süredir yönetici durumunda bulunmaları, işgücüne aralıklı olarak katılmaları,
geleneksel olarak kadınların çalıştıkları belli alanların bulunması. örneğin; halkla
ilişkiler, insan kaynakları yönetimi gibi yükselme olasılığının düşük olduğu
alanlarda ve son olarak da üst yönetimin işe alma ve terfi politikalarında ayrım
yapmaları gösterilmektedir (Zel, 1999).
Powell ve Butterfield (1994:69), terfi konusunda karar verenlerin çok
azının üst düzey yönetici pozisyonuna atamalarda cinsiyete önem vermediklerini
belirtmişlerdir.
B- “CAM TAVAN” IN ÜÇ BOYUTU VE KADINLARIN
YÖNET C
POZ SYONUNA
YÜKSELMELER NDE
KARŞ ILAŞ TIKLARI ENGELLER
ş
yerinde kadınların karşılaştıkları “Cam Tavan” ın üç boyutu üzerinde
durulmaktadır. Kadınların iş yaşamında üst düzey yönetici pozisyonlarına
gelememelerinin önünde üç engelin olduğu belirtilmektedir. Bu engeller şunlardır
Aycan (2006);
1- Erkek yöneticiler tarafından konulan engeller: Bu engellerden en
önemlisi kadınlara yönelik önyargılardır. Çoğu negatif olan bu önyargılar
kadınların verilen üst düzey işleri yapamayacağına dair görüşleri içerir. Kişilik,
kararlılık ve azim açısından yetersiz olarak değerlendirilirler. Erkek yöneticiler
tarafından oluşturulan diğer engeller ise “kadınlarla iletişim kurmanın zorluğu” ve
“erkeklerin gücü elde tutma” isteğidir.
2- Kadın yöneticiler tarafından konulan engeller: Daha çok erkek
yöneticilerin koyduğu engeller tartışılırken kadın yöneticilerin koyduğu engeller
göz ardı edilmektedir. Kadın yöneticiler tarafından konulan engeller de şu
başlıklar altında sıralanmaktadır:
Kendini referans alma yanılgısı;
Kadın yöneticilerin bilinçaltındaki “Ben
bu noktaya nasıl geldiysem, herkes aynı şekilde gelebilir. Özel bir çabaya gerek
yok mantığı”dır.
“Kraliçe arı” sendromu (Kadınların birbirlerini çekememeleri)
; Tepe
yönetimde görülen ‘tek kadın’ olmanın bir başarı ve ayrıcalık göstergesi olduğu
inancıdır.
3- Kiş inin kendi kendine koyduğ u engeller:
Cinsiyet rollerine ilişkin tutumlar; “Kadının yeri neresi?” sorusunun
cevabını bulamayışı. Toplumsal değerleri sorgulamadan içselleştirmek. Kadınlara
karşı olan negatif önyargıları kabul etme, benimseme. ş-aile çatışması ve
suçluluk duygusu ile başa çıkamamak; Özgüven eksikliği, kararsızlık, ne
istediğini bilememek; Kendini geliştirme, koşullarını değiştirme isteği, inancı
E. Örücü & R. Kılıç & T. Kılıç / Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna
Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir li Örneğ i
120
veya imkânı olmamak; Sistemin değiştirilemeyeceğine duyulan inanç, sistemi
destekleme zorunluluğu hissetmek; Kariyerde yükselmeyi tercih etmemek /
kariyer yönelimli olmamak, kariyerde yükselmenin gerekliliklerini ve
zorunluluklarını göze almamak; kadınların üst düzey yönetici pozisyonuna
yükselme konusunda kendi kendilerine koydukları engeller içerisindedir.
Ş
iyve (2004) ise, kadınların üst düzey yönetici olmalarının önündeki
engelleri ifade eden Cam Tavan’ı yaratan iki önemli faktöre işaret etmektedir.
Birinci önemli faktör, kadının kendi kendine yarattığı engellerdir. Bunlar, aile
hayatlarının zarar görmesinden duyulan endişe, nasıl olsa yükselmem mümkün
değil diyerek sonuna kadar gidememe ve bu yaklaşımın getirdiği özgüven
eksikliği, iş yaşamında kendi cinsini, öncelikle kadınları rakip olarak görme
eğilimi şeklinde tanımlanabilir. kincisini ise "çevresel faktörler" şeklinde
tanımlamak mümkündür. Örneğin, kadının erkek dünyası tarafından bilinçli
olarak sınırlandırılması, "nasıl olsa kariyerinin bir noktasında ailesine daha fazla
zaman ayırmayı tercih edecek" şeklinde erkekler tarafından geliştirilen inanç,
kadınların tabiatı itibarıyla erkeğe göre daha az becerikli, başarılı olma ihtimali
düşük, liderlik vasfı olmayan bireyler şeklinde önyargıyla tanımlanması
kadınların terfilerini engelleyen çevresel faktörler olarak görülmektedir.
Kadınların kariyer yapamamalarının ya da yetki sahibi olamamalarının
(Cam Tavan açısından) altında yatan temel sebepler arasında; eğitimdeki fırsat
eşitsizlikleri ve toplumsal yargılar da önemli etkenler olarak kabul edilmektedir
(Özbey, 2004). Kadınların kariyer yaşamlarını etkileyen en önemli unsurlardan
birisi de erkeklerden farklı olarak toplum içerisinde benimsedikleri cinsiyet
rolüdür. Cinsiyet rolü, hangi meslek ya da pozisyonun kadın işi, hangilerinin
erkek işi olduğunun belirlenmesini sağlamakta hatta çalışma hayatına
başlayabilmenin temel koşulu olan eğitim ortamlarında da bunların yansımaları
olabilmektedir. Nitekim toplumsallaşma süreci kadınları, yönetmeye yönelik
işlerden (yöneticilik, başkanlık, idarecilik, müdürlük v.b) ziyade uzmanlık
gerektiren işlere (doktorluk, t, öğretmenlik v.b) yönlendirmektedir. Böylece
cinsiyet rolüne dayalı önyargılar pekişmektedir. Kendisi de bu önyargıların var
olduğu bir ortamda büyüyen kadın; önünde örnek alabileceği rol modellerinin
olmayışı, ileri bir kariyerin aile yaşamı üzerindeki olası olumsuz etkilerini
düşünmesi, biraz da toplumsallaşma sürecinde öğrendiği roller ile iş hayatının
beklentileri arasında yaşadığı rol çatışmaları (anne-eş rolü ile işkadını rolü
arasındaki ikilem) ile iş yaşamına ilişkin isteklerini şekillendirmektedir
(Crampton ve Mishra, 1999:89)
Kadınların istihdamı ve terfilerinde sadece örgüt kültürünün değil,
toplumsal - kültürel değerlerin, sosyal kalıpların ve normların etkileri de önemli
bir engel olabilmektedir. Japon şirketlerinde yapılan bir araştırmada kadınların
ailelerine ilişkin sorumluluklarının önemli olduğu düşüncesiyle kadınların
istihdamı ve terfileri ile ilgili olumsuz bir tutum sergiledikleri tespit edilmiştir
(Appold vd., 1998: 555).
Bu konuya farklı bir yaklaşım da Nalbant (2002: 50-51) tarafından
getirilmiştir. Nalbant, Türk bankacılık sektöründe çalışan kadın ve erkek
Yönetim ve Ekonomi 14/2 (2007) 117-135
121
yöneticilerin liderlik davranışları arasında fark olup olmadığını ve varsa bu
farklılıkların ne düzeyde ve hangi alanlarda olduğunu ölçmüş ve şu sonuca
ulaşmıştır. Yöneticilerin çoğu, kadın ve erkek yönetici arasında liderlik becerileri
açısından fark görmemektedir. Kadın ve erkek yöneticiler arasında liderlik
becerileri açısından fark bulan yöneticilerin çoğuna göre; kadın yöneticiler insani
beceriler açısından erkek yöneticilere göre daha üstün değerlendirilirken, işe ve
genel performansa yönelik beceriler açısından erkek yöneticiler daha yüksek
değerlendirilmiştir.
Bajdo ve Dickson, (2001:401), iş yerinde cinsiyet ayrımı yapılmasında
örgüt kültürü yapısının çok önemli olduğunu vurgulamışlardır. Çalışmalarında,
hiyerarşik otoritenin, otokratik liderlik tarzının ve yukarıdan aşağıya doğru
iletişimin olduğu “erkek odaklı” örgüt kültürünün benimsenmesinin kadınların üst
düzey yönetici pozisyonuna yükselmelerinde önemli bir engel teşkil ettiği ileri
sürülmektedir.
C- ÜST DÜZEY YÖNET C POZ SYONUNDA KADINLARIN
TERC H ED LMES NDEK FAKTÖRLER
ngiltere'de yapılan bir araştırmada kadınların yönetici olarak tercih
edildiği ortaya konulmaktadır. ngiltere'nin en çok okunan gazetelerinden
Times'ta yayınlanan 3500 kadın ve erkek çalışan üzerinde yapılan araştırma da
“Çalışanların patronlarını tanımlamaları ve nasıl bir patron istediklerini tarif
etmeleri” istenmiştir. Yapılan araştırma sonucu, çalışanların kadın patronla
çalışmayı istedikleri ortaya çıkmıştır. Çalışanların daha çok kadın patron tercih
etmelerindeki sebepler ise şöyle sıralanmaktadır (Sabah, 2004):
Kadınlar, bir iş için erkekten daha fazla çaba sarf
ediyorlar ve daha dikkatliler.
Kadınlar, çalışanlarına gerekli eğitimi daha iyi
verebiliyorlar. Kadınların öğreticilik yanı erkeklere oranla daha gelişkin.
Kadınlar yeni durumlara ve değişimlere daha rahat ayak
uydurabiliyor.
Kadınların
yanlarında
çalışanları
iş
konusunda
heveslendirme ve teşvik etme yetenekleri erkeklere oranla daha gelişkin.
Kadınlar yeni fikirlere daha açıktır. Ayrıca kadınların
yaratıcılıkları da iş yaşamında başarının kapısını aralıyor.
Kadınlar gözlem yeteneklerini iş yaşamında başarılı bir
biçimde kullanabiliyor.
Çalışanlarıyla iletişim kurarken kadının sağladığı başarı
daha iyi bir yönetici olmasında olumlu bir etki yapıyor.
Kadının problem çözebilmedeki başarısı, bir yönetici
olarak erkekten daha başarılı olmasını sağlıyor.
Kadınlar özel yaşamlarında olduğu gibi iş yaşamında da
açık bir stratejiye sahip.
Kadınlar iş yaşamında erkeklere oranla daha neşeli ve
eğlenceli olabiliyor.
E. Örücü & R. Kılıç & T. Kılıç / Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna
Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir li Örneğ i
122
Tahminlerin aksine kadınlar iş yaşamında kararlarını
kolay verebiliyorlar ve kararları konusunda daha ısrarcıdırlar .
Özdevecioğlu ve arkadaşları (2003:134), kadın ve erkek yöneticilerin
yönetimi altında çalışan personelin stres, motivasyon ve iş tatmini açısından
farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışma
sonucunda, kadın yöneticilerin, erkek yöneticilere oranla daha demokratik
olduklarını, erkeklerin otoriter tarzlarına karşın, kadınların insan odaklı ve
destekleyici yönetim tarzlarının ön plana çıktığını, öte yandan, kadın yöneticilerin
kendilerine daha az güvendikleri ve iş arkadaşlarına amirlik yapmaktan
çekindikleri yönünde bulgulara ulaşıldığını belirtmişlerdir.
D- DÜNYA’DA VE TÜRK YE’DE ÇALIŞAN VE YÖNET C
POZ SYONUNDAK KADININ DURUMU
Uluslararası Çalışma Ofisi (ILO) tarafından “Uluslararası Kadın Günü”
dolayısıyla yayınlanan “Kadın istihdamında Küresel Eğilimler, Özet - 2007”
başlığını taşıyan rapora göre, işgücü piyasalarında fiilen çalışan veya aktif
biçimde iş arayan kadın sayısı en yüksek noktaya ulaşmıştır. ILO tahminlerine
göre 2006 yılında tüm dünyada 2.9 milyar çalışanın 1.2 milyarı kadındır
(ILO,2007).
Kadın Sorunları Genel Müdürlüğü’nün 2005 verilerine göre kamu
kurumlarında kadın sayısı, müsteşar, başkan, genel müdür, daire başkanı, bölge
müdürü, il müdürü ve bu kadroların yardımcıları pozisyonlarında % 0- 20
arasında. Özel sektörde değişik alanlarda ve siyasette ise durum şöyle;
•
Türkiye’de işverenlerde kadın oranı % 13,
•
Mecliste temsil oranı % 4.4 (AB ortalaması %21, A.P %30,
dünya ortalaması%27)
•
Belediye başkanı kadın oranı %1,
•
Üniversite rektörlerinde kadın % 6.2, rektör yardımcısı %11.3,
dekan %13.7, dekan yardımcısı % 27.6, enstitü müdürü %16.9, bölüm başkanı %
22.7 (Araştırma kapsamında yer alan 16 üniversitedeki toplam 1201 yöneticinin
%78’1’i erkek, %21.9’u kadındır)
•
Başhekimlerde kadın % 2,
•
Avrupa’da çalışan kadınların ancak % 5’den azı tepe yönetimde
yer alabilmektedir. Kadın Sorunları Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre;
Türkiye genelinde kadının işgücüne katılma oranı % 25, kentte bu oran % 19,
kırsal kesimde ise % 33. Kadınlar yüzde 65.6 ile sağlık, yüzde 65.4 ile avukatlık,
yüzde 43.4 ile de eğitim ve öğretim hizmetlerinde görev alıyorlar. Bunun
dışındaki sektörlerde dağılımların hepsi oransal olarak daha az. Ancak son
yıllarda kadınlar artık üst düzey görevlere de talip. Günümüzde karar
mekanizmalarında yer almak için çaba sarf eden kadın sayısı artmış
durumda.(Mutlu, 2007).
Yönetim ve Ekonomi 14/2 (2007) 117-135
123
Tablo 1. Cinsiyete Göre ş gücü Durumu (D E, 22.12.2006)
Türkiye
Erkek
Kadın
Kurumsal Olmayan Sivil Nüfus (000)
70.556
35.226
35.330
ş
gücü Durumu (000)
24.289
17.902
6.388
stihdam Edilenler (000)
21.791
16.023
5.768
Eksik stihdam (000)
997
882
115
ş
siz (000)
2.498
1.878
620
ş
gücüne Dahil Olmayanlar (000)
25.616
6.854
18.763
ş
gücüne Katılma Oranı (%)
48,7
72,3
25,4
stihdam Oranı (%)
43,7
64,7
22,9
ş
sizlik Oranı (%)
10,3
10,5
9,7
Genç Nüfusta şsizlik Oranı* (%)
19,7
20,1
18,8
Eksik stihdam Oranı (%)
4,1
4,9
1,8
Türkiye'deki kadınların iş gücüne katılımlarının değerlendirilmesinin
yapıldığı bir çalışmada, 2006 yılındaki yüzde 30,6'lık oran ile Türk kadınlarının
OECD
ülkeleri kadınlarına göre iş gücüne katılımda yüzde 30 geride kaldığı
görülmüştür. ş gücüne katılımda en iyi ülkenin yüzde 75,4 ile Norveç olduğu
belirtilen çalışmada, Türkiye'nin yine
OECD
ülkeleri içinde kadınlarda iş gücüne
katılımda sonuncu olduğuna dikkat çekilmiştir (Anadolu Ajansı,2007).
Amerika Birleşik Devletleri’nde GAO tarafından 2002’de yayımlanan bir
çalışmaya göre; ABD’de kadınlar işgücünün yaklaşık % 47’sini oluştururken,
bunların sadece % 12’si yönetim kademelerinde yer almaktadırlar. Yönetim
kademelerindeki kadınların % 60’tan fazlası ise medikal hizmetler, hastaneler ve
eğitim sektöründe çalışmaktadırlar. Erkek yöneticiler reklamcılık, pazarlama ve
satış sektörlerinde yoğunlaşırken kadın yöneticiler daha çok şirketlerin insan
kaynakları departmanlarında görev yapmaktadırlar. 2001 yılında Kanada’da,
yönetim pozisyonunda bulunan kadınların oranı % 35’dir ve bu oran 1987’den
itibaren % 6 artış göstermiştir. Üst düzey yönetim kademelerinde ise kadınların
oranı çok daha düşüktür (% 23).Tayland’da 2000 yılında, yönetici konumundaki
kadınların oranı % 28,7’dir. Latin Amerika ülkelerinde yönetim kademelerinde
kadınların oranı % 48’dir. Japonya’da özellikle üst düzey yönetim kademelerinde
kadınlar yeterince temsil edilememektedirler. EOWA tarafından 2002 yılında 200
büyük şirket genelinde yapılan çalışmaya göre Avustralya’da kadınlar üst düzey
yönetim kademelerinin % 8.2’sini oluşturmaktadırlar ve bunlardan sadece % 1’i
( iki kişi) CEO’dur (ILO, 2003).
Kalaycıoğlu ve Toprak (2004) tarafından, kadınların siyaset, üst yönetim
ve iş yaşamına katılımı konusunda, 1557 kadın ve 993 erkekle yüz yüze
görüşmelere dayanarak yapılan araştırmada; ücretli bir işte çalışmayan
kadınlardan % 23.6’sı, çalışmama nedenleri arasında “küçük çocuklara bakma
zorunluluğu”nu gösterirken, % 18.2’si “ailedeki erkeklerin izin vermemesi”ni, %
E. Örücü & R. Kılıç & T. Kılıç / Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna
Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir li Örneğ i
Dostları ilə paylaş: |