Journal of Clinical and Analytical Medicine
1
Göğüs Cer
rahisi
Karsinoid Tümörler
Giriş
• Ender görülen akciğer tümörleridirler
• Rezeksiyon uygulanan akciğer tümörlerinin %0,4-
%3’ünü oluştururlar
• Benign-malign olup olmadıkları konusunda uzun
yıllar süregelen belirsizlik bu tümörlerin karsinoid
olarak adlandırılmalarına neden olmuştur
• Karsinoid tümörler malign potansiyelde tümör-
lerdir
Sınıflandırma:
• Bronş Kulchitzky hücrelerinden köken alan nöro-
endokrin tümörler olarak sınıflandırılırlar
• Dünya sağlık örgütü (WHO), patolojik özellikle-
rine (mitotik aktivite, nekrozis, yapısal bozulma)
göre bu tümörleri tipik karsinoid (TK) ve ve atipik
karsinoid (AK) olarak ayırmıştır
• Büyük hücreli nörondokrin karsinoma (BHNK) ve
küçük hücreli akciğer kanserinin (KHAK) de nöro-
endokrin özellikler göstermesi sebebiyle, TK’ten
KHAK’ne kadar bu tümörlerin bir hastalık spektru-
mu oluşturduğu düşünülmüşse de genetik çalışma-
lar bu fikri desteklememiştir
• Dünya sağlık örgütü sınıflandırmasına göre tüm
karsinoidlerin %22’si AK’tir
Klinik:
• Hemen her yaşta görülebilir (ort:48 yaş)
• Kadın erkek oranı eşittir
• Sigara içenlerde daha fazla görüldüğüne işaret
229
Göğüs Cer
rahisi
Hasan Çaylak
2
eden çalışmalar olsa da sigara kullanımı normal
toplumla benzerdir
• Elli yaş üstü grupta tümörün AK olma ihtimali
%25 iken bu oran otuz yaş altı grupta %10’dan az-
dır
• Semptomlar;
o 1/3 hasta asemptomatiktir (özl:periferik yerle-
şenler). Tesadüfen saptanırlar
o En sık semptomlar (klasik triad)
• Öksürük
• Tekrarlayan pnömoni
• Hemoptizi
- Tanı konan olgularda semptomlar çoğunluk-
la uzun yıllar öncesine dayanır. Hatta hastalar bu
süre zarfında astma veya infeksiyona yönelik teda-
vi görmüş olabilirler
- Uzun süre tanı konamayan olgularda bronşekta-
zi, akciğer apsesi veya harab olmuş akciğer gelişe-
bilir
- Trakea veya ana bronşa yerleşen tümörlerde sit-
ridor olabilir
- Nadiren AK tümörler metastatik hastalıkla kendi-
lerini gösterebilirler
Paraneoplastik Sendromlar:
• Karsinoid Sendrom
- Tanı anında karsinoid sendrom görülme oranı
%0,7’dir
- Takibe alınan hastaların da %2-%5’inde karsino-
id sendrom gelişir
230
3
- Bu hastaların idrarında seratonin metaboliti olan
5-hidroksi indol asetik asit (5-HİAA) mevcuttur.
- Karsinoid sendrom neredeyse tamamen karaci-
ğer metastazlı olgularda gelişir (%90 olgu)
- AK tümörlerde karsinoid sendrom gelişme insi-
dansı daha yüksektir
• Cushing Sendromu
- Ektopik ACTH üretiminin en sık kaynaklarından
biri karsinoid tümörlerdir
- Cushing sendromu görülme oranı %1-%6 civa-
rındadır
- Karsinoid sendromun tersine olguların %80’inde
hastalık lokalizedir
- Rezeksiyon sonrası hastaların çoğunda semp-
tomlar kaybolur
Radyolojik Görünüm:
• Radyolojik bulgular genellikle nonspesifiktir
• Çoğunlukla santral tümörler bulgu verir
• Hastaların büyük kısmında atelektazi veya sant-
ral kitle görüntüsünden biri mevcuttur
• %5 hastada direk akciğer grafisi normaldir
Tümör Yerleşimi:
• TK’leri %71’i santral yerleşimli iken AK’lerin
%50’si santral yerleşimlidir
• Santral tümörlerin çoğu (%75) lob ve segment
bronşlarından köken alır
• Ana bronş ve trakeal yerleşim nadirdir
• Santral yerleşimli tümörlerin büyük bir kısmı
231
4
(%80-%83) TK’tir.
Tanısal Yöntemler:
• Bilgisayarlı Tomografi;
- Karsinoid tümörlerin BT görüntüsü oldukça tipik-
tir
- Periferik yerleşenler yuvarlak, iyi sınırlı homojen
kitleler olarak görüntülenirler (Spikülasyon içer-
mez)
- Genellikle wedge rezeksiyonun zor olduğu derin
parankimal yerleşimlidirler
- Santral olanlarda sıklıkla atelektazi ve postobs-
trüktif pnömoni eşlik eder
- Büyük kısmının hava yollarının dışında olması ne-
deniyle bronkoskopi veya direk akciğer grafisi ile
tümörün net değerlendirilememesi BT tetkikinin
önemini arttırır
- Santral bir tümörün komşu mediastinal yapılarla
ilişkisini belirlemede veya atelektazi ile tümör sı-
nırlarını net olarak ortaya koymada kontrastlı BT
temel görüntüleme yöntemidir
- Lenf nodlarının tutulumunun BT ile tespitine;
• Sensitivite %67, Spesifite %97
• Yanlış negatiflik %6, Yanlış pozitiflik %20
Tablo 1. Tümör Lokalizasyonu
Santral Yerleşim
Periferik Yerleşim
TK
AK
TK
AK
83%
17%
69%
31%
66,7%
33,3%
TK: Tipik Karsinoid, AK: Atipik Karsinoid
232
5
• PET;
- Karsinoid tümörlerin tespitinde güvenirliği tar-
tışmalıdır
- Primer tümörün malign olarak tanısında sensiti-
vitesi %14-%100 olarak bildirilmektedir
- Mediastinal veya sistemik evrelemede rutin bir
metod olarak kullanılmamalıdır
• Oktreotid Tarama;
- Oktreitid ile işaretli 111In kullanılır
- Abdominal karsinoidlerde yaygın olarak kullanı-
lan bir yöntemdir
- Pulmoner karsinoid tümörlerde rolü sınırlıdır
- Rutin olarak kullanımı önerilmez
- BT ile tespit edilemeyen ektopik ACTH kaynağı-
nın belirlenmesi gibi bazı özel durumlarda yardım-
cı olabilir
• Bronkoskopi;
- Santral tümörlerde temel tanısal yöntemdir
- Tümör bronş içine doğru girinti oluşturan, pürüz-
süz, yuvarlak, üzeri mukoza ile kaplı, kırmızı veya
kırmızımsı kahverengi renkte lezyonlar olarak gö-
rülür
- Kanamaya meyilli olmaları nedeniyle endobron-
şial biyopsi açısından çekinilen tümörler olagel-
mişlerdir
- Buna karşın biyopsi güvenilir bir yöntemdir
- Kanama insidansı %1,4 ve operatif müdahale
gerektiren majör kanama insidansı %0,3’tür
233
6
- Biyopsiye bağlı ölüm rapor edilmemiştir
- Yeterli dokunun elde edildiği uygun biyopsilerde
tanı oranları %70-%80’dir
o Alt gurup (TK ile AK) ayrımında bu oran %40-
%50’ye düşmektedir
- Ayrıca %10 olguda KHAK veya yassı epitel hücre-
li akciğer kanseri gibi yanlış tanılar söz konusu ola-
bilmektedir
• İğne Biyopsisi;
- Periferal tümörler için uygundur
- Ancak karsinoid tümörler için tanısal değeri dü-
şüktür (Ortalama %40)
- Alt grup ayrımında doğruluk oranı %10-%20 ci-
varındadır
- Klinik olarak karsinoid tümör şüphesi bulunan ol-
gularda iğne biyopsisinin negatif veya farklı bir tü-
mör olarak raporlanması durumunda dikkatli de-
ğerlendirme yapılmalıdır
• İntraoperatif patolojik inceleme (Frozen Section)
- İntraoperatif patolojik incelemi ile karsinoid ta-
nısına ulaşmak zordur
- Olguların ¼’ünde farklı malign tümörler rapor
edilir (KHAK, KHDAK)
- Geriye kalanlarda ise benign bir lezyon veya az
rastlanan malign bir lezyonu temsil ettiği şeklinde
yorumlanır
234
7
Hastaların Değerlendirilmesi:
• Karsinoid tümörlerde doku biyopsisi olmasa da
klinik veriler ışığında büyük oranda tanıya ulaşıla-
bilir
- Karsinoid tümörü işaret eden klinik veriler
• Endobronşial tümör
• Lobar veya segmental bronş yerleşimi
• Genç hasta (<40 yaş)
- Yassı epitel hücreli karsinoma bu yaş grubunda
pek olası değildir
- Adenoid kistik karsinoma çoğunlukla trakeada
yerleşir (%90)
- Mukoepidermoid tümörler benzer yaş ve lokali-
zasyonda gelişseler de çok daha nadir görülürler.
Bu tümörlere yaklaşım ve tedavi karsinoid tümör-
lerle oldukça benzerdir
• Periferik tümörlerde klinik tanıya ulaşmak daha
zordur
- Karakteristik olarak yavaş büyüyen, iyi sınırlı, yu-
varlak ve spikülasyon göstermeyen kitleler şeklin-
dedirler
- FDG aktiviteleri düşüktür veya yoktur
- Nadir de olsa ektopik ACTH üreten periferik yer-
leşimli bir tümör varlığı karsinoid tümör için pa-
tagnomoniktir
• Pulmoner karsinoidlerin hemen hemen tamanı
primer pulmoner karsinoid tümördür. Özellikle ka-
raciğer metastazı olmaksızın başka bir odaktan
olan metastazlar oldukça nadirdir
• Toraks dışı primer tümör ihtimane yönelik araş-
235
8
tırma yapma gereği yoktur
• Tedavi yaklaşımlarının farklı olması nedeniyle TK
ile AT ayrımını yapmak önemlidir
- Genç hastalardaki tümörlerin %90’dan fazlası TK
iken 50 yaş üstü hasta gurubunda karsinoid tümör-
lerin %20-%25’i AK’tir
- Santral yerleşim büyük oranda TK’e işaret eder.
Periferik yerleşen tümörlerin de büyük kısmı TK ol-
masının yanında AK’ler kendi içinde düşünüldüğün-
de periferik yerleşme eğilimindedirler
- TK’lerin %90’nıda nodal tutulum olmamasına
rağmen AK’lerin sadece %60’ında nodal tutulum
yoktur
Tedavi ve Prognoz:
• Karsinoid tümörlerde temel tedavi cerrahi rezek-
siyondur. Cerrahi tedavi ile kür şansının mevcut ol-
masının yanında metastaz yapma kapasitesi olan
tümörlerdir
• TK’ler için cerrahi tedavi ile elde edilen 5 ve 10
yıllık sağ kalım oranları %90’ların üzerindedir
• TK’lere göre AK’lerde sağ kalım daha kötüdür.
Hastaların 2/3’ü 5 yıl ve sadece yarısı 10 yıllık ya-
şam süresine ulaşabilmektedir
• Uygulanan rezeksiyon tipi olarak pnömonektomi
oranları %5-%27 ve sleeve lobektomi oranları ise
%2-%14 arasında değişmektedir
• Cerrahi prensip olarak mümkün olduğunca sağ-
lam akciğer dokusunun korunması esastır
• Bu amaç doğrultusunda bronkoplastik cerrahi
236
9
yöntemlerin kullanımı son yıllarda giderek artmış-
tır
• Karsinoid tümörlerde cerrahi rezeksiyon sonrası
rekürrens nadirdir ve çoğu uzak organlarda gelişir
• TK’lerde rekürrenslerin çoğu ilk 10 yıl içinde olay-
lanırken AK’lerde ilk 5 yıl içinde olaylanır
• Cerrahi rezeksiyon sonrası her iki tip tümör için
hastaların ilk 10 yılda yıllık olarak ve ikinci 10 yılda
2 yılda bir olmak üzere 20 yıl takibe alınmaları ge-
rektiği önerilmektedir.
237
40>
Dostları ilə paylaş: |